Her hafta yepyeni bir konu ve konukla Öncü TV ekranlarına gelen “Kitabın Ortasından” programının bu haftaki konuğu Ankara’da Düzce’nin nabzını tutan MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz oldu. Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu programda Yılmaz, Düzce’deki siyasetten yerel seçimlere kadar birçok soruyu cevapladı.



“Bir arkadaşı olarak üzüldüğümü söyleyebilirim”

Konuşmasına, AK Parti İl Başkanı Hikmet Keskin’in istifasını değerlendirerek başlayan Yılmaz, şu ifadelerde bulundu:
“AK Parti bizim cumhur ittifakı içinde olduğumuz birinci parti. Hikmet Başkanla biz il başkanı olduğumuz dönemde 15 Temmuz döneminde zorlu günler geçirdik. Hikmet Başkan benim de ailece tanıdığım özünde iyi bir insan. Zor bir dönemde siyaset yaptık. Siyaset insanı yıpratıyor. Hikmet Bey’in kendi tercihidir istifa etmesi. Ama bir arkadaşı olarak üzüldüğümü söyleyebilirim. Kendisinin önümüzdeki dönemde siyasette olacağını düşünüyorum.”

“Biz Düzce adına kötü temsil noktasında hiçbir şey yapmadık”

24 Haziran seçimlerinin ardından yapılan itirazların aksine milletvekilliği mazbatasını almaya hak kazanan Milletvekili Ümit Yılmaz, meclis kürsüsünde sık sık Düzce’yi ve Düzce’nin sorunlarına dile getiriyor olmasına ilişkin şöyle konuştu:
“Gerek 24 Haziran süreci gerek 16 Nisan referandum süreci, gerekse 24 Hazirandan sonraki süreç çok zorlu geçti. Çok zorlu bir uğraşla geçti. Has bel kader midir bilemem ama Düzce halkı takdir etti, Cenabı Allah nasip etti bu mevki bize nasip oldu. Geldikten sonra da gelmeden önce neler söylediysek anı şeyler yapmak için elimizden gelen gayreti mecliste yapmaya çalışıyoruz. Biz sözümüzü yerine getirdik. Geri dönüşler de çok olumlu oldu. Bu sorunlar Düzce’de yaşayan 380 bine yakın insanın birebir yaşadığı sorunlar. Biz bunları dile getirdik. Biz Düzce adına kötü temsil noktasında hiçbir şey yapmadık. Elimizden gelen gayreti de gösteriyoruz.”

“Keşke Ağustosun 15’inde açıklansaydı fiyat ve bütün çiftçilerimiz faydalansaydı”

Milletvekili olduktan sonra fındık konusunu meclis kürsüsüne taşıyan Yılmaz’ın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TMO’nun devreye gireceği yönünde açıklama yaptı. Yılmaz, açıklamanın ardından kimin kazançlı çıktığını noktasında bir değerlendirme yaptı. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Ben de fındıkçıyım. TMO’nun fındık alacağını açıkladığı andan itibaren 13.5 TL’ye çıktı. Kiloda 2 tonda 2 bin lira yapıyor. Akçakoca Düzce ortalaması üreticisi başına 2 buçuk ton civarlarında ve 4 bin 500 TL’den bahsediyorum. Biz açıkladıktan sonra 3 asgari ücret yapıyor. Fındığını emanete bırakanlar faydalanmış oluyor. Eğer TMO bu sene fındık almasaydı ve fındık fiyatını açıklamamı olsaydı fındık fiyatını tahmin edemezdiniz. 11 buçuk liranın altında olacaktı. Keşke Ağustosun 15’inde açıklansaydı fiyat ve bütün çiftçilerimiz faydalansaydı. O arada yine boş durmadık sosyal medya ve basın yayın üzerinden çalıştık.

“Önümüzdeki sezon da faydalı olacak bu fiyat”

Biliyorsunuz yeni hükümet sistemiyle bakanlıklar değişti. Yeni TMO müdürü atandığında kendisini aradık hayırlı olsun diledik ve fındık üreticisinin taleplerini ilettik. Bizim açıkladığımız fiyat bu yılın üreticisinin değil. Önümüzdeki sezon da faydalı olacak bu fiyat.

“Fındık cari açığı kapatacak büyük bir aktördür”

Bakın fındıktan Türkiye’nin 11 aylık geliri 1 milyar 400 milyon dolar. Bunu yüzde 80’i Türkiye’nin içinde kalan. Bunun tamamı Türkiye’ye gelir olarak yazılıyor. Biz TMO fındık almalıdır. Cari açığın yüzde 40’ını kapatırsınız dedik. Fındığın sadece yüzde 15’i bile yoktur ithal kalarak. Fındık cari açığı kapatacak büyük bir aktördür. Fındık alarak devletin hiçbir zarar yoktur. Fındık dünya borsasında ne kadar yüksek olursa gelirimiz o kadar fazla olur. Fındık politikaları sabit. Biz üreticimiz ezilmesin diyoruz. Zaten bunun fiyatı sabit. Avrupa’daki fiyatı belli. Bu belli olan fiyattan üreticimiz yeteri kadar payını alsın sömürü düzeni olmasın istiyoruz. Devletin muhakkak işin içinde olması gerekiyor.”

“Biz çıkar söyleriz ve yetkili birimin çözmesini bekleriz; çözmezse yine çıkar söyleriz”

Ünsal’ın “Meclis Kürsüsünde Düzce’yi dillendiriyorsunuz. Peki hangi sorunu dillendirip hangi soruna çözüm ürettiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Biz yasama görevi yapıyoruz. Biz sorunları dile getirdiğimizde ilgili birimlerin dikkatini çekiyoruz. İlgili birimler de bu konuya eğiliyor. Örneğin sağlık sorunu. Sağlık bakan yardımcısının buraya geldiğini biliyoruz. Atamaları biliyorsunuz. Üst geçitler konusunda ilgili birimlerin dikkatini çektik. Biz şimdi bunları söylüyor ve takipçisi olarak söylüyoruz. Her gün söylemek istemiyoruz. Yoksa çıkar her gün söyleriz. Bir kere söyledik ve ilgili kurumun dikkatini çekip çözüm noktasında bekliyoruz. Çözülmezse yine söyleriz ve bekleriz. İşi çözecek olanların şunu bilmesi gerekiyor. Biz Düzce’yi temsil ediyoruz. Orada çözmediği zaman bu en fazla iktidara zarar veriyor demektir. İktidarın altını oyanlar o kurumda yetkili olanlardır. Biz sorunları söylüyoruz çözmekle ilgili olanlar yetkili birimler.”

“Düzce için şov yapılması gerekiyorsa şov da yaparım”

Meclise girdiği günden bu yana Düzce’nin sorunlarını kürsüye taşımasına ilişkin muhalif kesimden, “Şov yapıyor” iddiaları ile karşı karşıya kalan Yılmaz, “Benim şov yapmaya ihtiyacım yok” diyerek şöyle konuştu:
“Beni Düzceli tanıyor biliyor. Ben bağırıp çağıran biri değilim. Ama hak konusunda en büyük şovu ben yaparım. Düzce için şov yapılması gerekiyorsa şov da yaparım. Ama biri bana çıkıp bu sorun Düzce’de yok şov yapıyorsun diyorsa o zaman haklıdır. Ama bu sorunlar var da ben dillendiriyorsam şov yapmış olurum.”

“O ittifaka kimse zarar veremez”

İttifak ruhunun dışına çıkacaklar partiden ayıklanmalı diyen Yılmaz, HDP’lilerin, Meclise sunduğu önergesine destek vermesi meselesini ise şu şekilde açıkladı:
“Biz fındıkla alakalı araştırma önergesi verdik. HDP’lilerin imza atması söz konusu değil. Onun dışında bizim fındıkla alakalı verdiğimiz destek de her partiden oy kaldırılabilir. Bunun ittifakla alakası yok. Biz fındıkla alakalı uzun süredir aynı şeyi söylüyoruz. Aslında Karadeniz milletvekilleri de bizimle aynı şeyi söylüyorlardı seçimden önce. Sayın cumhurbaşkanı söyledi ve TMO fındık aldı. Çok büyük bir yük getirmedi. Kazançlı çıkan üretici ve siyaseten yürütme oldu. İttifak sözleşmesine baktığınız zaman çok ciddi bir sözleşmedir ve ülkenin misakı milli unsurları içinde çok büyük beka problemi yaşadığı şu günlerde iki liderin kafasını taşın altına koyarak imzaladığı bir sözleşmedir. O ittifaka kimse zarar veremez. Ben de müsaade ettirmem. Ama HDP’lilerin bizim araştırma önergemize oy kaldırması doğru ise normal. Ben Allah 1 diyorsam HDP’li de 1 diyorsa ben, Allah 2 mi diyeceğim?”

“Bunlar siyaseten yakışıksız şeyler”

Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkan Yardımcısı Gönül Yeşilyurt’un, Yılmaz üzerinden algı yaratmaya yönelik yaptığı çalışmasını değerlendiren Yılmaz şöyle konuştu:
“Şahsım adına yapılan şey tabiî ki yakışıksız. Bunlar yakışıksız şeyler. İnsanların özgür iradesi ile oluşturduğu eleştirilere her zaman açığız. Hele olumlu ve yapıcı eleştiriler daha da sevindirir. Ama bunu siz bir grup oluşturarak bile bile ayarlanmış mesajlar üzerinden yaptığınız zaman siyasi etiğe sığmaz. Yaptıkları çok yanlış bir şeydir. Tespit edilmeleri de çok yanlış bir şeydir. Sayın il başkanımız gruba alınmış sayın il başkanımız tespit ediyor ve ortaya çıkıyor. Bunlar siyaseten yakışıksız şeyler.”

“Bizim dönemimizde kimse, ‘parayı Ümit getirmiş’, demeyecek”

Düzce Belediyesi’nin yaşadığı ekonomik sıkıntılara karşılık personelin maaşlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ve eski Bakan Faruk Özlü’nün devreye girmesi ile maaşların ödendiği biliniyor. Ünsal’ın, “Siz böyle bir durumda kalsanız bu krizi nasıl çözersiniz?” sorusunu da yanıtlayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Düzce Belediyesi öyle bir hale getirilmiş ki, söyledikleri rakamlar doğru ise 600 milyon borcunun olduğu söyleniyor. Düzce Belediyesi bu hale getirilmiş. Düzce Belediyesi nasıl bu hale gelmiş ve bu borca karışık Düzce’ye ne yapılmış? Sayın Özlü’nün devreye girmesi söz konusu değil. Belediyenin kendi kaynaklarından ödendiğini duyduk. Faruk Özlü neye kefil olmuş, hangi kanala girmiş, iller bankasından para mı getirmiş, Düzce’nin kaderi bir kişiye mi bağlanmış? Ama bizim aldığımız duyumda kimsenin dahili yok. Düzce Belediyesi kendi gelirleri ile bu maaşları ödemiştir. Biz alırsak belediyeyi bu borcu, kaynakları doğru kullanarak, yeni kaynaklar yaratıp gelir elde ederek, Düzce’yi kasasında para olan bir belediye haline getirisiniz. Bunun en güzeli Isparta Belediyesi. Kendisi elde ettiği gelirlerle belediyeyi o hale getirmiş. Bizim Düzce halkına hizmet eden bir belediyecilik anlayışımız olacak. Kimse, parayı Ümit getirmiş, demeyecek.”

“Çalışan insanı kimse işinden edemez”

Düzce Belediyesi’ni kazanmaları halinde, belediyede mevcut olarak çalışan bin 400 çalışanın işine devam edip, etmeyeceğine ilişkin de bir değerlendirmede bulunan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Çalışanlar belediyede devam edecekler. Eğer insanlar çalışıyorsa, çalışan insanı kimse işinden edemez. Bu 1400 kişinin içinde hiç çalışmadan maaş alan insanlar var, derseniz. Bizim için öyle bir dünya yok. Çalışan insanın çalışma garantisi olacak.”
Belediye Meclis üyelerini tespitine ilişkin izleyecekleri yolu belirten Yılmaz, “Düzce’ye hizmet edecek. Düzce Belediyesi’ne hizmet edecek insanlarla yolumuza devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.
Yılmaz ayrıca, Ömer Küçük’ün İYİ Parti ve CHP’nin ortak adayı olmasına ilişkin, “Siyasette beni hiçbir şey şaşırtmıyor” dedi.

“Bu hattı buraya planlasınlar; geçtiği anda ekonomimizi 10’a katlayacak”

Hızlı trenin Düzce’den geçmesi konusundaki çalışmalar hakkında da bilgilendirmede bulunan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Hızlı tren buradan maalesef geçmiyor. Hızlı trenle alakalı üniversitemizin ciddi bir çalışması var. Mevcut hattın rantabl olmadığı ve belirlenen güzergahtan giderse daha uyumlu olacağı yönünde çalışmaları var. Düzce Üniversitesi, Düzce’nin üniversitesi olduğu için yanlı da olabilir. Ama biz diyoruz ki üniversitemizin çalışmasını değerlendirin. Eğer daha verimli ise, bunu Düzce’den geçirmemiz muhakkak diyoruz. Hızlı tren Bolu-Düzce üzerinde geçerse Düzce ekonomisine korkunç büyük faydalar sağlayacaktır. Ama şu an böyle bir plan yok. Bugünden yarına kazma kazsınlar, hızlı tren geçsin demiyoruz. Biz diyoruz ki bu hattı buraya planlasınlar. Geçtiği anda ekonomimizi 10’a katlayacaktır. Bunu parti ayrımı gözetmeksizin hep birlikte yapmamız lazım.”

“Halkta karşılığı olan isimlerle yola çıktık; ilçelerde seçimi kazanacağız”

Yılmaz, aday belirlerken halkta karşılığı olan isimlerle yola çıktıklarını söyledi. İlçelerde adaylığı açıklanan ve açıklanacak olan isimleri de değerlendiren Yılmaz, şunları kaydetti:
“İnşallah Akçakoca’da seçimi kazanacağız. Halkın teveccühü çok güzel. Gümüşova’da Sayın Tozan 1 dönem önce Gümüşova Belediye Başkanlığı yapmıştı. Vatandaşların teveccühü iyiydi. Sayın Tozan’ın sahada yaptığımız araştırmalar neticesinde. Sayın Tozan’ı Gümüşova halkının istediği tespit ettik. Sayın Tozan da adaylık başvurusunu yaptık. Genel Merkez tarafından da olumlu karşılanınca adaylığı açıklandı. Gümüşova’da da seçimlerin en iddialı partisi biziz. Cumhur ittifakı ruhuna gelince, bu ruh doğrultusunda mevcut yönetim ve belediyelerden kimseyi istifa ettirip aday göstermiyoruz. Ama Sayın Tozan, bıraktığı dönemden sonra özel idareden çalıştı, istifa etti ve bizden aday oldu. Cumhur ittifakına da zarar vermeyeceği yönünde karar çıkınca aday oldu.
Mustafa beyin de halkta ciddi karşılığı var. Kendisinin de bizde faaliyetleri vardı. Cumayeri’nden ciddi ciddi seçimleri domine edecek, kendi çevresinde sevilen bir isim olarak değerlendirdik. Biz halkın istediği kişileri halkın karşısına getirdik. İlçelerin teveccüh göstereceği kanaatindeyim.
Biz kişilere göre politika belirlemiyoruz. Biz Fahri’ye Ayşe’ye, Ümit’e göre aday çıkartmıyoruz. Oksa Fahri Bey’in seçim bölgesinden bize oy çıkmayacak gibi bir şey olabilir mi? Ama bizim orada çıkardığımız adaylar en az Fahri Bey kadar o bölgede adı geçen adaylardır. Çilimli’de de yine Ömer Bey’i çok eski tanırım Demokrat Parti’den aday olmuştu. Ömer Bey’i ben ticareten de tanıyorum. O da yine kendi bölgesinde sevilen sayılan bir isim olarak gördük. Bizim yine kırmızıçizgilerimiz doğrultusunda adaylık görüşmesini yaptık. Sonrasında kendisini aday olarak çıkardık.
Birol Şahin adaylık başvurusunu yaptı. Genel Merkez değerlendiriyor. Hepimiz, Düzce küçük yer tanışıyoruz. Biz de kendisi hakkında olumlu fikir beyan ettik. Adayımız olarak çıkacağını tahmin ediyorum. Yığılca bizim önem verdiğimiz bir ilçemiz. Yığılcalılar’ı seviyorum. Kendilerini sık sık ziyaret ediyorum. Orada da yine ismi açıklanmasa bile çalışmaya başladı. Rasim Çam doğrultusunda fikir beyan ettik. Kendisinin sahada karşılığı olduğunu biliyoruz. Yığılca’ya ciddi hizmetleri olacağı kanaatindeyiz. Ondan sonra beldelere gelecek olursak, 2 beldemiz var.  Boğaziçi’nde eski belediye görevlisi arkadaşımız aday adayı olarak çıktı. Adı açıklanacaktır. Beyköy’de 4 tane ada adayımız var. Genel merkeze raporlarımızı sunduk. Genel Merkez alışıyor. Raporlarımız doğrultusunda aday belli olacaktır. Bu son tercihle beraber aday belli olacaktır.”

“Özlü açısından seçim çok sert geçecek”

Ünsal’ın “Düzce’de aday kim, bakanın karşısına kim çıkacak?” sorusuna ise Yılmaz, şu yanıtı verdi:
“Tez zamanda genel merkez belirleyecektir. 8 arkadaşımızla alakalı genel merkeze raporlarımızı verdik. Birkaç isim öne çıktı. Ciddi ve titiz bir çalışma yapılıyor. Faruk Özlü’nün aday gösterilmesini önemsiyoruz. MHP’den AK Parti yönetiminin çekindiğini gösteriyor. MHP ile AK Parti arasında gidip geliyor seçimler. Bu bizi üzmez sevindirir. Ciddi bir çalışma yürüteceğiz. Geçmiş dönemde bakanlık yaptı. Geçmiş dönemde Düzce’ye verdikleri konuşulacak ve en sert şekilde eleştirilecektir. Her türlü eleştiriye, yaptığınız yapmadığınız her türlü hizmet önünüze gelecektir. Önceden size bakan olduğunuz için saygı duyan sevgi gösteren insanlar, yaptıklarınızı, yapmadıklarınızı sahada söyleyeceklerdir. Sayın Özlü açısından seçim çok sert geçecek. Açık ve net söylüyorum.”

“Düzce’ye 20 koruma, 10 eskortla gelen insan Düzce’nin sorununu çözemez”

“O vizyonunuzu geçmiş dönemde Düzce açısından ve Düzce için nasıl kullandığınızı değerlendirecek şimdi insanlar” diyen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bize Düzce’de yaşamış, Düzce’yi bilen, suyu çamurlu akan, elektrikleri kesilen vatandaşlarınız diyecek ki, benimle aynı sorunu yaşayan insan çözer benim sorunumu mu çözer der? Yoksa Düzce’yi bilmeyen, Düzce’ye 20 koruma, 10 eskortla gelen insan mı benim sorunumu çözer diye değerlendirecek.”

Ünsal’ın, “Hiçbir devlet tecrübesi olmayan adam nasıl belediye başkanlığı yapacak” sorusuna Yılmaz, şu cevabı verdi:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığında ne devlet tecrübesi vardı? İl Başkanlığı yapmıştı. Siyaset yapmıştı. Bizim adaylarımızın da siyaset geçmişi var.”

Haber:Ö.YILMAZ


Artı Yerel Medya'yı smart televizyon ve telefonlarınıza indirmeyi unutmayın.

Web'den izlemek için TIKLAYINIZ 

Android için TIKLAYINIZ

İOS için TIKLAYINIZ