Şimdilerde TFF bünyesinde gençlerin eğitimi ile ilgilenen Türk futbolunun unutulmaz kanat oyuncusu, kendisini her zaman "Fenerbahçeli Tuna" olarak gördüğünü söylüyor. Orduspor ve Sakaryaspor'da da çok güzel anılar biriktirdiğini aktaran tecrübeli futbol adamı, "Ama Fenerbahçe farklıydı. Şükrü Saracoğlu benim için futbol mabedidir. Atmosferi insanın tüylerini diken diken eder" diyor, kendi döneminin Millî Takımı için de "Büyük yetenekler vardı ama bugünkü imkânlar yoktu" yorumunda bulunuyor.

TFF’nin “Tam Saha” dergisine özel açıklamalarda bulunan Güneysu sözlerini şu şekilde sürdürdü: Şimdilerde TFF bünyesinde gençlerin eğitimi ile ilgilenen Türk futbolunun unutulmaz kanat oyuncusu, kendisini her zaman Fenerbahçeli Tuna" olarak gördüğünü söylüyor. Orduspor ve Sakaryaspor'da da çok güzel anılar biriktirdiğini aktaran tecrübeli futbol adamı, "Ama Fenerbahçe farklıydı. Şükrü Saracoğlu benim için futbol mabedidir. Atmosferi insanın tüylerini diken diken eder" diyor, kendi döneminin Millî Takımı için de "Büyük yetenekler vardı ama bugünkü imkânlar yoktu" Milli Takımımızın Teknik Direktörü Şenol Güneş'in de aralarında bulunduğu çok sayıda efsane gibi futbol serüveni sokak aralarında, boş arsalarda başlayan meşin yuvarlağa tutkuyla bağlı bir isim o Orduspor'da geçirdiği iki sezonda sergilediği performansla kendisine hem Fenerbahçe'nin hem de Millî Takım'ın yolunu açan Tuna Güneysu, şimdilerde ise kendini gençlerin gelişimine adamış durumda. Geçmişten gelen birikimiyle yeni umutlara yelken açan gençlere yol gösteren deneyimli futbol adamıyla dünü, bugünü ve geleceğe yönelik düşüncelerini masaya yatırdık. Yeri geldi 'ahhh' çekti, yeri geldi içine dolan ümitle gözlerinin içi parladı.


Aile yapınızdan, çocukluğunuzdan, futbola adım atışınızdan başlayalım…
Mart 1955'te Kasımpaşa'nın Hacıahmet Mahallesi'nde doğdum. Annem ev hanımı, babam da kaportacıydı. Klasik bir Türk ailesiydik yani. O dönemin şartlarına göre yaşayan bir aileydik. Evin tek çocuğuydum. O nedenle kardeş sevgisi yaşayamadım.

Futbola ilginiz nasıl başladı. Ailenizin etkisi oldu mu?
Ailesinde futbolla ilgilenen kimsenin olmadığının altını çizen Güneysu sözlerine şöyle devam etti: “Ailemde futbolla derinden ilgilenen kimse yoktu. Ama ben daha okula gitmeden mahalle aralarında futbola başladım. Mahallemizde bizim 'top sahası' olarak kullandığımız boş bir arsa vardı. Sürekli orada top oynardık. O zamanlar büyük futbolcuların hepsi aynı yoldan geçiyordu. Bugünkü gibi futbol okulları yoktu. İlkokul ve ortaokul döneminde de ders dışında vaktimizin çoğunu futbol oynayarak geçirirdik. Beden eğitimi derslerinde de okulun bahçesinde futbol oynardık. Ortaokuldayken, aynı zamanda futbol hakemliği de yapan bir hocamız vardı; Yusuf Kukul. Hâlâ hayatta çok şükür. Bana sürekli iyi futbolcu olacağımı söyler, destek verirdi. Düzcespor’da uzun yıllar önce teknik direktörlük görevini üstlenen başarılı teknik adam yapan Güneysu, o zamanlar Düzcespor için kurumsallaşmanın şart olduğunu vurgulamıştı.