Kanadalı otomotiv devi Manga Ortadoğu ve Batı Avrupa pazarına yönelik bir üs kurmak için Türkiye’de yer aramaya başladı.Firmanın Türkiye'de yapmayı planladığı 400 milyon euroluk yatırımın ana hatları da bu arada şekillenmeye başladı. Bugüne kadar "yedek parça üretecek" şeklinde yapılan tahminlerin aksine Magna kararını otomobil üretiminden yana verdi. Dünyaca ünlü markalara parça tedariğinin yanı sıra komple araç da üreten Magna, Türkiye'de 80 bin araç kapasiteli bir fabrika kuracak. Tahminler, Magna'nın kısa bir süre önce anlaşma yenilediği BMW ve Mini Cooper'a ait modelleri üreteceği yönünde.  Magna'nın kuracağı fabrika için iller de kıran kırana bir rekabet içine girdi. "Magna bizim olmalı" diyen Tekirdağ, İzmit, Adapazarı ve İzmir bir taraftan Magna'yı cazip tekliflerle etkileme yarışına girerken, diğer taraftan da hükümet kanadında lobi faaliyeti yürütüyor. Düzce ise bu dört ilin arasında ne yazık ki bulunmuyor.Teşvik gibi bir desteği bulunan Düzce’ye rağmen manganın hedeflediği iller arasında Düzce’nin olmaması başta TSO yöneticilerinin duyarsızlığına bağlanıyor.Kanadalı oto devi Magna International, beş kıtadan 23 ülkede 83 bin çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Firma, dünya çapında 240 üretim tesisinin yanı sıra 62 mühendislik ve Ar-Ge merkezine sahip. Firma, şasiden, güvenlik teknolojilerine, motordan 4X4 sistemlerine kadar bir otomobilde bulunan hemen hemen her parçayı üretiyor. Magna Steyr gibi dev şirketleri bünyesinde barından grup, sadece otomotiv parça tedarikçisi olarak faaliyet göstermiyor. Grup aynı zamanda, otomotiv markalarına komple araç üretiyor. Magna Steyr, BMW dışında Chrysler, Jeep, Mercedes-Benz ve Saab markaları için de otomobil üretimi gerçekleştiriyor.Firma, Türkiye'de tesis için arsa arayışlarının yanı sıra Türk yedek parça sanayicileriyle de yakın bir diyalog içinde. Yaklaşık altı aydır Türkiye pazarını mercek altına alan Magna, bugüne kadar 60 yedek parça teradikçisi ile yüzyüze görüşmeler yaptı. 54'ü ile de anlaşma noktasına geldi. Düzce’nin böyle bir yatırım için hiçbir girişimde bulunmaması ,böyle bir dünya devini Düzce’ye kazandırmak için girişimlerde bulunulmaması ise sadece beceriksizlik ve duyarsızlık olarak niteleniyor.