"Düzce'de kimliksiz kentleşiyor"

1999 depremlerinin ardından yeniden yapılanma sürecine giren Düzce'deki şehirleşmenin doğru ve yanlış yönleri günümüzde hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle şehir merkezinde hızla yoğunlaşan betonlaşma bazı uzmanlarca hatalı bulunurken, geçmiş dönemdeki uygulama hatalarının da bugün büyüme ve gelişmeye olumsuz yansıdığına vurgu yapılıyor. Hangi alanda gelişeceğine karar verilememesi sonucu kimliksiz kentleştiği yönündeki eleştirilerin de sık sık dillendirildiği Düzce'de yeni kabine ile yeni bir dönemin başladığı açıklamalara yansıyor.

 

Yeni dönemdeki şehircilik vizyonu

Sağlıklı şehirler ortaya çıkmasından sorumlu bakanlık olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda 65. hükümetin kurulması ile birlikte yaşanan görev değişikliği sonucu koltuğa davralan Mehmet Özhaseki, yeni dönemdeki şehircilik vizyonu ve yürütülecek politikalara yönelik açıklamalarda bulundu. Şehirciliğin içinde bulunduğu durumu değerlendirirken, "Türkiye'de sağlıksız ve kimliksiz kentler var." diyen Bakan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'deki şehirciliği değerlendirecek olursak, istisnalar hariç, sağlıksız ve kimliksiz kentler var. Sağlıksız kentler diyerek, alt yapısı tamamen bitmemiş, standartlara tamamen uymamış, Allah korusun en ufacık bir depremde bir çok binanın, alt yapının yok olacağı bir yapıdan bahsediyorum. Kimliksiz kentler ise insanlarımızın değerlerini yaşatan, onu anımsatan, gösteren bir silüetin, kimliğin hakim olduğu bir şehirden de bahsetmek çok güç."

 

"Yerli yerinde proje görürsek, başımızın üstüne alıp taşırız"

Şehirlerin büyümesi ve gelişmesi için farklı bir anlayış gerektiğini söyleyen Bakan Özhaseki, belediye başkanlarının, "devlet bize para versin, biz o parayla bir şeyler yapalım" anlayışının kendisini belediye başkanlığı yaptığı dönemden bu yana rahatsız ettiğini anlattı. Özhaseki, "Böyle bir şey yok. Daha doğrusu olabilir ama o şehirleri ayağa kaldırmaz. Bundan sonra bakanlık tarafında da bu yönü tercih edeceğim. Elbette kredilendirme tarafı İller Bankasında olabilir. O ayrı... Ama 'siz bize parayı verin, gerisine karışmayın.' Hayır, öyle bir şey yok. Bu devletin parası göl değil, etrafa da saçacak halimiz yok. Yerli yerinde proje görürsek, başımızın üstüne alıp taşırız. Ama parayı verip, arkasından hiç takip etmemek gibi bir şey asla olmayacak." dedi.

 

Yeni dönemin üç önemli şehircilik vizyonu

Özhaseki, yeni dönemde en önemli vizyonlarının "sağlıklı, kimlikli ve insan odaklı" şehirler inşa etmek olduğunun altını çizerek, şehirleri geleceğe taşımak için ön plana çıkaracakları en önemli 3 uygulamayı şu sözlerle anlattı: "Ana hedefimiz her zaman insan odaklı şehirler olmalı. Çünkü biz 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' medeniyetinin temsilcileriyiz. Siyaseti de hizmeti de sadece insanımız için yapıyoruz. İkincisi kültür ve medeniyet tasavvurumuzdan kopmadan, her şehrin kimliğine sahip çıkmalıyız. Bu anlamda birbirine benzemeyen, kendi dokusunu, kimliğini koruyan şehirler kurmayı hedefliyoruz. Bunu medeniyet tasavvurundan kopmadan modern şehirler inşa ederek başarmalıyız. En önemlisi de bakanlığımız özellikle çevre ve şehircilik anlayışıyla yerel yönetimlerin önünü açacak, yol gösterici olacak, vizyon çizecek. Omuz omuza hep birlikte güzel şehirler inşa edeceğiz."

HABER;C.ÜSTÜNER