Bölgeye has arısı ile bal ürünlerinde marka olma yolunda ilerleyen ve eşine az rastlanır doğal zenginlikleri içerisinde barındıran Yığılca’nın Hoşafoğlu Köyü’nde tartışmaların gölgesinde kurulan çimento fabrikasının Düzce’nin kirlilik sorununu yıllar içerisinde katladığı savunuluyor. Yatırıma şiddetle karşı çıkan ancak seslerine kulak verilmeyen yöre halkı, hava kirliliğinde Avrupa’da ilk 5, Türkiye’de ise ilk 3’te yer alan Düzce’de tarımın göz göre göre sanayiye kurban edilmesinden dem vuruyor.

Kurulduğu bölgelerde çevreye ve yaşama verdiği zararlar araştırmalarla ortaya konmuş olmasına    karşılık yatırımdan geri adım atılmayan çimento fabrikasının Düzce’nin havasını daha da solunmaz hale getirdiği ve halkın endişelerinde haklı olduğu uzman görüşüyle de gözler önüne seriliyor.

Düzce’nin alanında en başarılı uzmanlarından olan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve TurkToraks Derneği Çevresel ve Mesleki Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Peri Meram Arbak, hava kirliliği sorunuyla ilgili daha önce Öncü Haber’e yaptığı açıklamada, en büyük tehdidin çimento fabrikası olduğunu açıkça dillendirmişti.

Yıllarca göğüs hastalıkları alanında önemli çalışma ve araştırmalar yapan Prof. Dr. Peri Meram Arbak çevrecileri ayağa kaldıran yatırımın hem doğa hem de insan sağlığı üzerinde ciddi tehlikeler oluşturduğunu şöyle anlatmıştı:

“Kalp, akciğer ve sinir sistemi hastalıklarından ve kanserlerden sorumlu”

“Çimento fabrikalarından çevreye gaz ve toz içeriğinde kirleticiler yayılmaktadır. Gaz kirleticiler nitrojen oksidler, sülfür oksidler, karbon oksidler (CO2 ve CO), hidrojen sülfür, uçucu organik bileşiklerdir. Çimento fabrikalarından çevreye yayılan ikinci en önemli kirletici grubu toz materyel olup; ham materyelin çıkarılması ve parçalanması, çimentoya eklenen materyelin karıştırılması, çimento üretimi, depolanması ve taşınması sırasında oluşur. Hindistan’da yapılmış olan bir çalışmada, çimento fabrikasına yakın yaşayan 21 bireyin kanında reaktif oksijen türlerine bakılmıştır (oksidatif stress belirteçleri olarak bilinen maddelerdir) ve değerleri yüksek çıkmıştır. Bu zararlı maddeler kalp, akciğer ve sinir sistemi hastalıklarından ve kanserlerden sorumlu olarak bilinmektedir. Hindistan’da yapılmış diğer çalışmada çimento işletmelerinin bulunduğu bölgede hava kalitesinin kötü olduğu anlaşılmıştır. Bu alanda yaşayan bireylerde solunum ve sindirim sistemi hastalıkları fazla görülmüştür. Afrika’da yapılan bir çalışmada çimento fabrikasına yakın konumdaki köylerde yaşayanlarda uzak alanlardakine göre göğüs ağrısı, öksürük, alt solunum yolları enfeksiyonu ve göz şikayetlerinin rölatif risk oranının 7.5-22.5 kat fazla olduğu gösterilmiştir.”

“Çimento fabrikalarının zararlı atıkları halk sağlığı için büyük tehdit”

Yığılca’nın Hoşafoğlu Köyü’nde kurulması planlanan çimento fabrikasının halk sağlığı açısından olası sonuçlarını değerlendiren Arbak, şunları kaydetmişti: “Çimento sanayiinin en gelişmiş ABD gibi ülkelerde dahi önemli oranda kirletici saldığı çalışmalardan anlaşılmaktadır. Hindistan ve Afrika’dan gelen çalışmalar ise az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çimento fabrikalarının zararlı atıklarının halk sağlığına yönelik ne büyük tehdit yarattığını göstermektedir.

Çimento fabrikalarının 40 km uzağında yaşayanlarda etkilenme belirtilerinin bulunmadığı gözlemi de Hindistan’dan gelen bir çalışmada gösterilmiştir. Yığılca’nın Hoşafoğlu köyü; Yığılca’nın merkezine 8 km, Düzce iline 28 km uzaklıktadır. Köyün nüfusu 2015 yılında 355, Yığılca’nın nüfusu 2016 yılı verilerine göre 15 bin 573’tür. Çok sayıda gaz ve toz salan, göreceli olarak kirli bir sanayii kolu olan çimento sanayiinin en azından 16 bin kişilik bir nüfusu etkileyeceğini öngörmek mümkündür. Yığılca’da 35 okul ve 2971 öğrencinin varolduğu düşünüldüğünde, olası bir çimento fabrikasının bu okullarda okuyan çocukların akciğerlerini olumsuz olarak etkileyeceği kestirilebilir.”

İstanbullular da tehdit altında

Öte yandan İstanbul’un su ihtiyacının karşılandığı Melen Çayı güzergahında ve İSKİ içmesuyu havzasında bulunan Yığılca’daki çimento fabrikası, su kaynaklarını da tehdit ediyor. Kirli sanayinin adresi olan fabrikanın kilometrelerce uzağa kadar zararlı atıklar saçması İstanbul’a ulaşan suyun da tehlike altında olduğunu gösteriyor.