Gündem

“BAKANLIK SANAYİ ESNAFINI MAĞDUR ETMEZ”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Düzce İl Başkanı İlhami Caboğlu, Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarından, CHP içinde yaşanan parti içi kavgalara, yıllardır bitirilemeyen ve Düzce’nin kanayan yarası olmaya devam eden Yığılca yolundan, Düzce Belediyesi’nin inşa ettiği modern sanayi çarşısının TOKİ’ye devrine kadar birçok konuyu öncü haber mikrofonuna değerlendirdi.

Abone Ol

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Düzce İl Başkanı İlhami Caboğlu, Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarından, CHP içinde yaşanan parti içi kavgalara, yıllardır bitirilemeyen ve Düzce’nin kanayan yarası olmaya devam eden Yığılca yolundan, Düzce Belediyesi’nin inşa ettiği modern sanayi çarşısının TOKİ’ye devrine kadar birçok konuyu öncü haber mikrofonuna değerlendirdi. Özellikle 15 Temmuz 2016’daki FETÖ kalkışmasının ülkenin ekonomisine büyük yansımalarının olduğunu kaydeden Caboğlu, bitirilemeyen Yığılca yolunu da yakından takip ettiğini söyledi. Caboğlu, modern sanayi çarşısının TOKİ’ye devredilmesiyle ilgili de “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sanayi esnafını mağdur etmez.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum ile ilgili MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu, hükümet kanadından yapılan açıklamaların olumlu olduğunu söyledi.

“2016 yılındaki darbe girişiminin ekonomiye yansımaları devam ediyor”

FETÖ Terör Örgütünün 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminin bugünkü ekonomik şartlara yansımalarının devam ettiğini dile getiren Caboğlu, “Aslında bugün Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi, ekonomideki olumsuzluktan haberimiz var. Bunlarla ilgili önlemler alıyor diye bir söylemi var. Genele baktığımızda esnafların sıkıntıda olduğu aşikar. Bunu her gittiğimiz ortamda vatandaşlar tarafından iletilmekte. Hükumet nezdinde bir mücadele olması bizi rahatlattı. Genel anlamda sadece Türkiye’nin bulunduğu konumdan dolayı ve geçmişiyle bazı kalkışmalar sebebince, Türkiye Cumhuriyeti devletine ekonomik yansımaları oldu. O zaman yaşanan olayların ekonomik boyutta, bugüne sirayet eden durumlar var. Bu para özellikle güven ortamını sever. Geçmişteki hükümetlerden bugünü özetle bazı konulara değinecek olursak da; devletimiz dimdik ayakta. Maaşını alamayan memur, emekli yok. Özellikle bizim Genel Merkez’in söylediği husus Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik anlamda önünün açık olduğu söyleniyor” diye konuştu.

“CHP’de bir iç hesaplaşma var”

CHP’li belediyelere yönelik düzenlenen operasyonlara da değinen Caboğlu, bunun başlangıcında parti içi iç hesaplaşmalar olduğunu vurguladı. “Şikayet eden CHP’li, şikayet edilen CHP’li” diyen Caboğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Öncelikle şunu söyleyelim. Eğer bir kesim çok bağırıyorsa yanlıştır. Mağdur insan çok bağırmayı tercih etmez. Bazı şeyleri örtbas etmek ve dikkati başka yerlere çekmek için yapılan bir çaba olarak görürüm ben bunu. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerle ilgili konularda dışarıdan hiç bir partinin veya bireyin bir bağlantısı yok. Şikayet eden CHP’li, suçlanan CHP’li. Bağımsız bir yargı var. Onun için buradaki husus, belediye başkanlarının gözaltına alınma şekli hususu; bunları ben bir yargı mensubu değilim, yorum yapacak kişi de ben değilim. Siz ‘böyle bir yolsuzluk yapılmadı diyebilir misiniz?’ Diyemiyorlar. ‘Bunlar yaptı da felancılar yapmadı mı? diyorlar. ‘Onlar yapınca, siz de mi yapmak zorundasınız?’ diyoruz, donup kalıyorlar. Biliyorsunuz CHP’de bir genel kurul oldu. Kılıçdaroğlu ve Özel’in adaylık yarışı oldu. Asıl sorun burada başlıyor. CHP’de mevcut olanı devirmek, çok zordur. Ama orada Kılıçdaroğlu’nun vermiş olduğu beyanat var. “Beni arkadan hançerlemeseydiniz” diye bir beyanatı olmadı mı? CHP’nin içini en iyi CHP’li bilir. Yani tabiri caizse bugün Kılıçdaroğlu’na yapılan bu durum gerçekten CHP’nin delegasyonuna müdahale edip, Kılıçdaroğlu’nu Genel Başkanlıktan indirmeleri sonucu. Kılıçdaroğlu diyemez mi; ’Bu böyle yapılmaz, böyle yapılır.” CHP’nin içerdeki bir hesaplaşması ve kamuoyuna yansıması şeklinde neden düşünemiyor millet? Bunu başka birine fatura etmek doğru değildir. CHP benim rakibimse, bu karışıklığı fırsat bilirim. Sonuç olarak böyle yolsuzluk yok diyen bir insan yok. Bizim önümüze hep Melih Gökçek’i koyuyorlar. O da yargılanıyor. Kesinleşen itiraz edilmiş kararlar var. Bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP’nin değil mi? Mansur Yavaş belediye başkanı değil mi? Melih Gökçek görevinin başında olsa, belediye içerisindeki bazı delilleri karartma konusunda, belki Melih Gökçek’i de gözaltına alırlardı.”

“Yığılca yolunun bir an önce yapılması lazım”

“Yığılca halkının talebi her zaman doğrudur” diyerek sözü yıllardır bitirilemeyen ve Düzce’nin kanayan yarası haline gelen Yığılca yolundaki çalışmalara getiren Caboğlu, bu konunun yakından takipçisi olduğunu söyledi. MHP’li Ümit Yılmaz’ın Yığılca yolu ile ilgili sıkıntıları milletvekilliği döneminde sürekli TBMM gündemine taşıdığını da hatırlatan Caboğlu, “Dün neyse, bugün de odur. Bizim dönemimizde Sayın vekilimizin Yığılca yolu konusu öncelikli konuydu. TBMM’de samimi bir şekilde dile getirdi. Sonuç olarak Yığılca’da bu yolun yapılması lazım. Karayollarının bazı mevzuatları var. Bunlarla ilgili mutlaka bir çalışma sonucu, vatandaş lehine bir karar alınacak. Bu konu bana da çok geldi. Önümüzdeki günlerde bir Yığılca ziyareti olacak. Yakinen ele alma fırsatımız olacak.” şeklinde konuştu.

“Bakanlık sanayi esnaflarını mağdur etmez”

Düzce Belediyesi’nin inşa ettiği modern sanayi sitesinin TOKİ’ye devrini de ele alan Caboğlu, “Sanayi Çarşısı sürecini yakinen takip ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu işe ele alsın hususu, oradaki sanayi esnafının talebiydi. O zamanlar belediye bünyesinde yapılsın diye bir toplantı oldu, ama sanayi esnafının bu işi kentsel dönüşüm ve TOKİ üzerinden alınırsa biz mağdur olmayız diye beyanatları vardı. Dolayısıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sanayi esnafını mağdur etmez. Geçmişte benim sivil toplum kuruluşları ve özellikle odalarla ilgili bir beyanatım oldu, çok yanlış anlaşıldım. Bugün sanayi esnafının derdiyle ilk önce dertlenmesi gereken, oradaki temsilci oda başkanlarıdır. Ben şimdi geçmişte şunu söyledim. Oda başkanlarının bağımsız bir şekilde, kendi bünyesinde, üyesinde hizmet anlamında çaba içerisinde olsun diye bir söylemim olmuştu. Ama baktığımızda oda başkanlarının farklı alanlarda görev alması çok doğru bir husus değil. Sonuç itibariyle insan fıtratında vardır. Bu hususlar doğru hususlar değil. Ben nakliyeciysem, benim oda başkanımın ilk muhatap olabileceğim bir kurumda görev alıyor olması, orada sağlıklı karar alamayacağı kanaatim ortaya çıkar. Sanayi Çarşısını da gözlemliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu işi ele alıp hiç kimsenin mağdur olmadan bu sürecin tamamlanacağı kanaatindeyim ben” açıklamalarında bulundu.