Yayakbaşı Köyü’nde 2 sene önce yüksek gerilim hattına değen evlerinin bahçesindeki ıhlamur ağacının dallarını budamak için çıktığı ağaçta elektrik akımına kapılan 32 yaşındaki Turgut Çelik hayatını kaybetmişti. Evli olan Turgut Çelik, geride gözü yaşlı bir eş ve çocuk bırakmıştı.

 

 

18 HAZİRAN 2012'DE YAPILAN "MEVSİMİ GELDİ DÜŞEN DÜŞENE" BAŞIKLI HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

 

Baba Şükrü Çelik, bu olay üzerine SEDAŞ’tan şikâyetçi olmuş olay mahkemeye taşınmıştı. Mahkeme, olayda ihmali olduğu gerekçesiyle mühendise 20 ay ceza verdi. Hukuk mücadelesini kazanan baba Şükrü Çelik, bu kez evlerinin tam önüne dikilen ve oğlunun ölümüne neden olan elektrik direğinin kaldırılması için harekete geçti. Dilekçeyle direğin taşınmasını talep eden Çelik, bir başsağlığı dahi dilemediğini söylediği SEDAŞ yetkililerinden dilekçesine hiçbir cevap alamadığını dile getirdi. Şükrü Çelik, yaşanan olayı şöyle anlattı:

DÜĞÜN KONVOYLARI ZAMAN KAYBETTİRDİ

Çelik, “17 Haziran 2012 tarihinde büyüyen ıhlamur ağacı filizlerinin yüksek gerilim hattına değmemesi için oğlum budamaya ağaca çıktı. Kestiği ağacın dalı yüksek gerilim hattına değdi ve oğlum yere düştü. Oğlum ağaçtan düşer düşmez kendi arabamızla hastaneye ulaştırmaya çalıştık. E-5’e çıktık ama düğün konvoyuna denk geldik. Hacıkadirler Sapağı'ndan Gölyaka Sapağı'na kadar yol kapanmış. Gidiş şeridine ne kadar araba sığıyorsa yan yana örmüşler. Gölyaka Sapağı'ndan zor çıktık konvoy arasından. Emniyete bizzat gidip durumu bildirdim duyarlılığımız dolayı bizi tebrik etti. Ancak saniyeler önemli. Zaman kaybettik. Belki ölmüştü oğlum düştüğünde ama çok zaman kaybettik. Vatandaşlarımıza uyarım olsun. Bari tek şeridi boş bırakın. Normal trafik devam etsin. Biz yandık başkaları yanmasın.” dedi.

 

 

Yaşanan bu acı olay sonrası baba Şükrü Çelik, SEDAŞ'tan şikayetçi olduğunu söyledi.

Çelik, “Jandarmanın ölüm üzerine rapor tuttuğu sırada SEDAŞ'tan şikâyetçi oldum. Olay mahkemeye intikal etti. SEDAŞ tarafından bir kişi gelip de başsağlığı dilemedi.” dedi.

SEDAŞ BİZİ HEP GEÇİŞTİRDİ

Direkler dikilirken yetkili mühendise giderek, “Ağacı keselim” demesine rağmen ağacın kesilmediğini öne süren baba Çelik, “'Keseriz' diyerek geçiştirdiler.” dedi.

 



Çelik, ”Hatları çekmeden “Ağacı keselim” dedik ama bir baktık çoktan telleri çekmişler. Yetkilileri buldum sordum, SEDAŞ yetkilileri, sandıklı arabalarla gelip ağacı keseceklerini söyledi. O günden sonra ne gelen oldu ne giden oldu.” diye konuştu.

OĞLUM ÖLÜNCE AĞAÇ KESMEYE GELDİLER

Oğlu Turgut Çelik'in vefat edip olayın mahkemeye intikal etmesi sonrası 3 tane SEDAŞ aracının ağacı kesmeye geldiğini söyleyen Çelik, ancak buna izin vermediğini söyledi.

Çelik, “14 Temmuz’da çocuğum vefat ettikten sonra 3 tane SEDAŞ’ın arabası geldi. “Ağacı keseceğiz” dediler. “Size söylediğim zaman gelip kesmediniz. İş mahkemeye intikal edince ağaç kesmeye geliyorsunuz. Çöp dahi kesemezsiniz” dedim. 31 Temmuz’da tekrar SEDAŞ yetkilileri gelip yüksek gerilim hattındaki plastikleri taktı. Madem bu önlem vardı zamanında neden takmadılar. “Ağacı kesin” dedik kesmediler.” şeklinde konuştu.

 

 

BİZ YANDIK BAŞKALARI YANMASIN

Oğullarının ölümüne neden olan elektrik direğini her gün gözlerini önünde görmek istemeyen ve ağaca bile ölüm ağacı diye isim takan aile, direğin bulunduğu yerden kaldırılması için dilekçe verdiklerini ancak bir cevap dahi vermediklerini dile getirdi.

Anne Hanife Çelik, direğin bulunduğu yerinden başka bir yere taşınmasını istediğini ve bu işe bir an önce çözüm bulunmasını istediğini söyledi. 

 

Haber: G. KARDUZ