Düzce Özel Çağsu Hastanesi’nde görevli Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Doğan Şensoy, konuk olduğu Öncü TV’nin ‘Güne Merhaba’ programında, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen fıtıklar hakkında önemli bilgiler verdi. Son dönemde uzun saatler cep telefonu kullanımına bağlı boyun fıtığı şikayetlerinde artış olduğuna dikkat çeken Şensoy, cep telefonlarının boyun sağlığı açısından oluşturduğu tehlikenin genç yaşlara kadar düştüğünü vurguladı. Baş bölgesinde bıçak saplanır gibi ağrılarda uzmana başvurulması gerektiğini vurgulayan Şensoy, ayrıca fazla glikoz kullanımı ve yüksek tansiyonun beyin kanamasını tetikleyebileceğini belirtti.
Öncü ekranlarının sevilen sabah kuşağı programı olan Öncü TV Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu “Güne Merhaba” programının son konuğu, Düzce Özel Çağsu Hastanesi’nde görevli Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Doğan Şensoy oldu. Öncü TV ekranları ile 100.2 Radyo Öncü ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşan programda, Op. Dr. Şensoy, beyin hastalıkları ve fıtık konusunda Düzceli vatandaşlara önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
“Her bel fıtığı ameliyatlık değil”
Her bel fıtığının ameliyatlık olmadığını söyleyen Şensoy, “Fıtık omurlarımızın arasına girmiş, disk mesafelerinde oluşmuş sinire bası yapan ve orada bir çıkıntı olarak kendisini gösterip yanma ağrı şikayetleriyle karşımıza çıkar. En çok boyun ve bel fıtığı görülmektedir. Boyun bölgemizdeki fıtığın ağrı noktaları genelde boynumuzdan başlayıp sırt bölgemizde her iki kürek kemiğimize yayılan ağrı, uyuşma şeklinde karşımıza çıkar. Ağrı oluştuktan sonra ağrının uyuşma yapması fıtığın daha ileride olduğunu gösterir. Kişi günlük hayatındaki işlerinde el koordinasyonunu kaybedebilir maalesef. Erken tanı her zaman önemli. Her bel fıtığı ameliyatlık değil Burada önemli olan şu; MR’la hastanın muayenesi uyuşmalı. Bel fıtığının etkilediği kasların kontrolü çok önemli. Bel fıtığında etkilediği sinire bağlı olarak düşük ayak, ayağını sürüyerek yürüme gibi durumlar oluştuysa acil tedavi gerekir. Hastalarımızın idrar ve gaita kaçırma problemleri başladıysa o bölgedeki basımız artmış demektir. Bel ve boyun fıtığında ilk tedavilerde hastada güçsüzlük yoksa, uyuşma ve karıncalanma başlamadıysa cerrahi müdahaleye gerek yok. Bu durumda istirahat çok önemli. Boyun bölgesi için boyunluk kullanmalı.” diye konuştu.
Boyun düzleşmesi ile boyun fıtığı arasındaki farkı anlattı
Boyun düzleşmesi ile boyun fıtığı arasındaki farkı anlatan Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Doğan Şensoy, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Boyun düzleşmesi son yıllarda cep telefonu kullanımı arttığı için düzleşme oluyor. Ensemizin başladığı yerin en üst kısmıyla sırtımızda kürek kemiğinin sonlandığı yere kadar kaslarımızın kasılmasına neden oluyor. Boyun fıtığında da aynı ağrı olur ama gün içindeki işlere bağlı değil, geçmeyen ağrı vardır. Boyun düzleşmesinin tedavisi az önce bahsettiğim kasları güçlendirmek. Boyun egzersizleri yaparsak tedavi olur.”
“Baş ağrısına beyin tümörleri yol açabiliyor”
Günlük yaşamı olumsuz etkileyen baş ağrıları konusunda ise şöyle konuştu:
“Baş ağrısı birçok bölümü ilgilendiriyor. Baş ağrısının geçmemesi bıçak saplanır gibi bir ağrı olması durumunda bize başvurmalılar. Baş ağrısına beyin tümörleri de neden olabilir, küçük kanamalar haricinde. Ama sıklığı azdır.”
“Gün içinde aldığımız radyasyondan fazlası değil”
Hastalık teşhisinde önemli olan görüntüleme cihazlarının zararları hakkında bilgiler veren Şensoy,
“MR ses dalgasıyla çalışıyor. Radyoaktif yönü çok az. Tomografinin radyasyon yönü var. Ama gün içinde aldığımız radyasyondan çok da fazla değil. Travma ya da enfektif durumlar olsa o zamana kadar hastalarımız bizi zaten bulur.” şeklinde konuştu.
“Çocuk baş ağrısından sürekli muzdaripse tetkik yapılmalı”
Çocuk ve gençlerde görülen baş ağrılarının nedenlerine de değinen Şensoy, “Çocukların baş ağrısı sebebi en çok sinüzit, üst solunum yolu enfeksiyonu olabilir. Ergenlik çağının getirdiği değişikliklerden çok daha hızlı ciddi kişilik değişiklikleri varsa, çocuk baş ağrısından sürekli muzdaripse tetkik yapmakta fayda var. Ayrıca şunun da bilinmesinde fayda var; kist bir tümör değildir. Kist, beyni saran kılıfın arasına beyinin suyunun girmesiyle oluşur.” diye konuştu.
“Damar sağlığımızı korumalıyız”
Fazla glikoz kullanımı ve tansiyon hastalıklarının beyin kanamasına yol açabileceğinin altını çizen Şensoy, şu ifadelere yer verdi:
“Damar sağlığımızı korumak bu işin başında gelir. Tansiyon ve şeker ilaçları zamanı geldiğinde değiştirilmeli. Öte yandan beynimizi ve bizi yoran stres faktörleri ve yaptığımız işe bağlı olarak bazı tutumlar da kanama ve diğer riskleri attırır maalesef. İç organlarımızın ihtiyaçlarına göre de hareket edilmeli mesela çok fazla glikoz yüküyle beyin de baş edemez. Birkaç tane durumda acil olarak yığılır insan; beyin sapının kanamaları en çok tansiyon kaynaklı olmasıdır.”
“Beyindeki hasar felç riskini arttırıyor”
Beyinde oluşan hasarların felç riskini arttırdığını kaydeden Düzce Özel Çağsu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Doğan Şensoy, bebeklerde görülen beyin kanamalarının nedenlerini şu şekilde anlattı: “Beyinin her bölgesi başka bir bölümü etkiler. Beyin bölgesinde oluşan minicik hadise eğer bir fonksiyon sahibi ise etkilenen kısım fonksiyon kaybetmesi olarak karşımıza çıkar. Beyin dokusu kendini yenileyemez, bundan kaynaklı oradaki hasar uzun yıllar hastamızı etkiliyor. Normal doğum olsun diğer doğumlar olsun, beyin dokusunun içindeki küçük noktacıklar vardır ve bunlar kendisi zamanla iyileşebilir. Zamanla çocuk nörolojisine göstermekte fayda var. Kilo alımı güzel mi fonksiyonları gerçekleştirebiliyor mu gibi birçok etken kontrol edilmelidir.”
“Düşen çocuklarda geçmeyen şişlik yakın takip edilmeli”
Çocuklarda sık görülen yüksekten düşme vakalarında kafanın nereden darbe aldığı ve geçmeyen şişliğin uyarıcı işaretler olduğunu belirten Şensoy, “Çocukların nasıl düştüğü önemli. Başını bir yere mi çarptı yoksa sivri bir yere mi vurdu bunlar önemli tabii ki. Bizdeki en önemli şey şu; çocuğumuz ağladı, yanına gittik. Çarptığı yer morarıp şişti, bir uzmana başvurmanızı tavsiye ederim. Buz uygulama yaptınız yine şişiyor yani çocuk olduğu için bize göre daha çok şişer. Nasıl ki elimizi bir yere vurduğumuz zaman morarır bizde ona bağlı morluk görürüz. 3-4 saat sonra belki bu görüntü kaybolacak. Morarma anında çocuğu etkileyen, emmesinde azalma, tepkisiz kalma durumları olabilir, bu durumlarda mutlaka bir kontrole götürsünler. Çocuk düştü hekime başvurduk ve şişlik geçmedi. Bu durumda şişliği anne baba olarak sürekli gözlemlemek gerekir. Şişlik büyüdü erik kadar oldu bu bizim için önemli.” ifadelerine yer verdi.
Ense ve kulak arkasındaki kitlelerde büyümeye dikkat!
Ense ve kulak arkasında ele gelen kitlelerde büyümeye ve hareketli olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Şensoy, sözlerine şöyle devam etti: “Kafatasına ya da yumuşak yapılara yapışan kistler kafatasında incelmeye neden olur. Kulak arkasında lef bentlerimiz var. Bu şişlikler aniden oluşmadıysa kulak burun boğaz uzmanına görünmek gerekir. Yavaş yavaş büyüyen bir durum varsa bu bizi uyarmalı. Ultrason çekilmeli. Kemiğe yapışık olmaması bizim için önemli.”
“En çok akciğer kanseri beyne sıçrar”
Beyin kanserine de değinen Şensoy, “Beyin kanseri deyince hakikaten farklı hissediyor hastalarımız. Beyin tümörü en çok diğer organlardan gelen tümörlerdir. Sıçramayla ilgili bir durumdur. Akciğer kanseri en çok beyne sıçrayabilir.” dedi.
“Oturma düzenimize dikkat etmeliyiz”
Ofiste ya da evde bilgisayar başında, sürekli aynı pozisyonda saatlerce mesai yapan çalışanlara da tavsiyelerde bulunan Düzce Özel Çağsu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Doğan Şensoy, “Oturma düzenimize dikkat etmeliyiz. Koltuklarımıza takviye yapabilir, yastık koyabiliriz. Sürekli ekran başındaysak arada bir ekrandan gözümüzü almalıyız. Farklı pozisyonda çalışabiliriz.” açıklamalarında bulundu.