Düzce’nin en işlek caddelerinden biri olan Gaziantep Caddesi’ne yapılması planlana kentsel dönüşüm projesi hakkında Öncü Haber’e konuşan Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mustafa Kayıkçı, “Oraya mutlaka bir kentsel dönüşüme yakın bir dönüşüm lazım” diyerek caddede bulunan esnafın, mağdur olmadan projenin gerçekleştirilmesiyle alakalı çözüm önerilerini paylaştı.

cadde

Gaziantep Caddesi’nde ki binaların çok eski olduğunu belirterek, olası bir yangın durumunda “hiç kimse kurtulamaz” diyen Kayıkçı, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Gaziantep Caddesi’nde ki binalar çok eski binalar. Yeni de var ama parmakla sayılacak kadar. Eski binalar söz konusu. Küçük bir deprem oluştu bir tanesi çöktü gitti. O tip eski binalar fazlaca var. On dönüm yer olmuş olsa 13 bin 500 metrekare yer kullanıyorsunuz. Oysaki orası 3 kat çok şahane olur, altına da garajı olur. Çok güzel bir taslak projesini gördüm 3 kat daha verimli olabilir o cadde. Yani oranın iş hacmi 3 kat daha verimli olabilir. 2’nci katlarda kullanılan belki 3 tane, belki 4 tane yer vardır. Oysaki çok sağlam bir yapı yaptığımızda 3’de olur, 4’de olabilir. Şimdi ki teknolojiyle nasıl olur bilemiyorum ama 3 kat olsa daha işimize gelir, daha hoşumuza gider çünkü deprem bölgesindeyiz. Daha yeni sıfır binalar olur. Hiç değilse depremde korkmazsınız. Şu anda orada yangın çıksa kimse kurtaramaz. İç içe girmiş. Üstten bakınca bunu anlıyorsunuz. Oraya mutlaka bir kentsel dönüşüme yakın bir dönüşüm lazım. Düzce’nin çeşitli yerlerine lazım kentsel dönüşüm.  Hazır imkanlar elimizdeyken çünkü yerimiz deprem bölgesi. Gerçekten çürük yapılar, ya da yangında birbirini yakacak yapılarda onların önlenmesi, onların düzenlenmesi lazım.

DSC_0122

Son toplantılarına ben girmedim. Ne karar verdiler onu da bilmiyorum. Ben isterim ki mülk sahipleri orada bir karar versinler ama oranın esnafını bir dakikada boşalttığınızda bu esnaflara yer bulmak çok zor olur. Belki 2 bölümde yapılabilir ama yapılması gerekir. Bu tip dönüşümler, şehirleşmede çok önemlidir. Çarşı içinde çok mezbelelik yerlerin mutlaka bir şekilde şehrin kendi siluetine uygun yapılmaları doğru olur.”

“İTFAİYELER SÖNDÜREMEZ BÖYLE YERLERİ”

Gaziantep Caddesi’nde bulunan binaların çoğunda üst katların şu anda kullanılmadığını ifade eden Kayıkçı: “100 metre yeri 400 metre olarak kullanmak var, 100 metre yeri 100 metre olarak kullanmak var. Yani binanın bir katını kullanmak var ya da 3 katını. Oralarda üst katların çoğu kullanılmıyor. Çünkü bir işe yaramıyor. Sağlam bir fırtınada üstleri oynuyor. Orayı inşallah dönüştürürler. Mülk sahiplerinin bileceği yerlerdir. O kadar da değerli bir noktadır. Şimdi sanayide dönüşüm başlayacak. Benim sanayide yerim var dönüştürmeyin mi diyeceğim. Dönüşmesi gerekiyor, şehrin içinde bir yerdeyiz. Depreme uygun katlı olup da, çarşıda bir yerde olursa deprem olduğunda içinden kaçmazsın. Deprem bölgesindeyiz. Yangın olsa, bir yerden kapsa itfaiyeler söndüremez böyle yerleri. O yüzden dönüşüm doğru olur, o yüzden yenilik doğru olur. Zaten mülk sahiplerinin bileceği iştir. Belediye uzlaştırmaya gayret edip binaları yenilemek istiyor. Bundan güzel bir şey mi olur. Keşke daha öncekilerde bunu yapsaydı, keşke yapabilselerdi dönüşümü. Bugün bunları düşünmüyor olurduk.”

“BİR YERİ YAPAR YERLEŞTİRİRSİNİZ SONARA YANINI YAPAR YERLEŞTİRİRSİNİZ”

Esnafın mağdur olmamasını isteyen Kayıkçı, şu önerilerde bulundu:  “Bir binayı iki defada, üç defada yaparsın. Uzun bir yer. Bir yeri yapar yerleştirirsiniz sonara yanını yapar yerleştirirsiniz. Bir seferde bunu yıkalım çok kolaydır, inşaat açısından daha rahattır ama o kadar esnafa da nerede yer bulacaksınız. Bu insanlar çarşının içinde. Bu insanlar müşteri kaybettiğinde yarın toplaması çok kolay olmayan bir durumda. Onu becerebilir, bu düşünülebilir yani. Belki caddenin yarısı kullanır çünkü yaya trafiği oranın tamamı. Belki prefabrik yapılar oluşturulabilir. Adamın ekmek teknesinin gitmemesi lazım. ‘Biz burayı yıkalım, siz kendinize yer bulun’ denirse nerede bulacağız? Alternatif bir yer varsa komple tek seferde yapılabilir ama yoksa bu insanlar burada 10 yıllarca müşteri edinmiş. O müşterisini bir başkasına kaçırmak istemez, ben de istemem, kimse istemez. O büyük bir yanlış olabilir, o eksiklik olur. Oralara dilatasyon denilen ek binalar, ek olacak. O kadar uzun tek seferde gemi gibi bir bina olmaz. Her binanın eki dilatasyondur. Tek tek yaparak, bu tarafa geçirilerek yapılabilir. Oradaki esnafta belki yakın yerlerden olabilecek olan vardır, belki ön taraftaki yolun yarısı kapatılabilir, prefabrik yapılar yapılabilir. İnsanların ekmek teknelerinin bir şekilde yakınlarında kalması lazım. ‘Nereye giderseniz gidin, ben burayı yıkıyorum’ demek hiç doğru değil.”

“ESNAFLARIN BULUNDUĞU YERDEN UZAK NOKTADA OLMAMASI GEREKİYOR”

Cadde esnafının dükkanından uzak  bir noktaya gitmemesi doğrultusunda “Geçici prefabrik yapılar kurulabilir” diyen Kayıkçı, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sanayi çarşısını kaldıracaklar ama bize yer yapmadan oraya çivi çakamıyorlar. Niye? Bu insanların önce bir ekmek teknesine gitmesi lazım. Oradakilere de ‘gidin siz, biz burayı 1 senede yaparız’ deyip sonrasında ‘yapamadık’ demek olmaz. Dünyanın yüz bin türlü hali var. 2 senede yapıldı, 3 senede yapıldı nasıl olacak? Bu insanlar işlerini kaybeder. Bu insanların borçları da vardır, alacakları da vardır, kirada olanları vardır. Herkes kendi mülkünü de çalıştırmıyor. Bana göre 2 ya da 3 seferde bu yapılabilir ama yakınlarında ya da ana caddenin bir yarısı kadar kısmında prefabrik, çift katlı iş yerleri yapılabilir. Çünkü oralar pahalı mülk zaten. Adam bunu yaptıracaksa onu da göze alabilir. Dönüştürülmesi doğrudur ama esas fikir birliği ve akıl orada gerekiyor insanlara. Esnafların bulunduğu yerden uzak noktada olmaması gerekiyor. ‘Sen git arka caddelerden yer bul’ denildiği için kaldı burası böyle. 3 seferde yapılsın burası zora girmez.”

HABER: Ece MUTLU 

KAMERAMAN: Savaş ARI