Öncü TV ekranları ile 100.2 Radyo Öncü ve Radyo Kent ortak yayını ile geniş kitlelere ulaşarak Düzce’nin gündemini belirleyen Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, kendisinin hazırlayıp sunduğu  ‘Yorumluyorum’ programında YRP Düzce Belediye Başkan Adayı Davut Güloğlu’nun Düzce basını aşağılayıcı ve Düzce İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerini zan altında bırakan ifadelerine sert tepki gösterdi.  

GENEL SEKRETER KİM OLACAK? GENEL SEKRETER KİM OLACAK?

Düzce Basınının Güloğlu’nu muhatap bile almayacağını dile getiren Ünsal, “Hangi gazeteci senden nerede para istediyse, açıkla” diye konuştu.  

“Çiğ yemediysen niye hopluyorsun?”

“Pantolonla, etek giymek arasında bir fark var” diyen Ünsal, “Davut Güloğlu denilen arkadaş, popçu şovmen bir arkadaşımız var, belediye başkan adayı olmuş. Hasbelkader nasıl olmuş, Erbakan hocamızın mirası olan Milli Görüş’ü nasıl temsil ediyor? Onu bilmiyoruz da videoda arkadaş anlatıyor, ‘Düzce medyası beni tehdit etti, benden para istediler.’ Ben buradan kendisini davet etmiştim, ‘Para da istemiyorum.’ demiştim, davetimi geri aldım. Seninle ne oturacak mekânımız, ne yüzümüz, ne edebimiz, ne adabımız yok. Sen her şeyi altüst eden bir adamsın. 'Düzce medyası bizden para istedi' kim istedi senden parayı? Kim seni tehdit etti Davut Güloğlu? Pantolonla, etek giymek arasında bir fark var. Pantolon giyiyorsan, adamsan kim seni nerede kim tehdit ettiyse burada açıkla. Düzce basını seninle muhatap bile olmaz. Sen kimsin ya! Ne terbiyesiz bir adamsın! Ne seviyesiz bir adamsın! Yalan söylüyorsun! Mahkeme kararı var, istifalar olmuş, biz ‘Kimse istifa etmedi.’ diyorsun. Seni neden tehdit etsinler? Kim etsin, sebep ne Davut Güloğlu. Çiğ yemediysen niye hopluyorsun? Geçtiğimiz günlerde polisler evini bastı. Niye? İddia dolandırıcılık. Senin evinin sahibinin ikametinde bir dolandırıcı aradı polis. Sen miydin, ev sahibin miydi, onu bilmiyoruz. Biz dedik ki ‘Bu Milli Görüş’tür, Erbakan Hoca’dır, bunlar ahlaklı adamdır, bunlar inançlı adamdır. Show TV’de haberin var. Yaptığın evler, insanlar seni dolandırıcılıkla itham ediyor. Günlerdir bu haberi gönderiyorlar bize, yapmadık. Ama programın devamında ekleyeceğiz, detayını da vereceğiz. Siz buraya geldiniz. Sizi ağırladık. Sizi uğurladık.” ifadelerini kullandı.

“Asaletin yanından geçemeyecek kadar asaletsiz adamlarla etrafın sarılmış”

“Seni kim tehdit ettiyse, söylemiyorsan namertsin.” diyerek Güloğlu’na seslenen Ünsal şunları kaydetti:

“Hani ahlaklı belediyecilik diyorsun ya, o ahlak kimdeyse ortaya koyman lazım, Güloğlu. Yazıklar olsun. Böyle bir ifade olamaz, tüm Düzce medyası zan altında bırakılamaz. Ve orada bir haddini bilmez, belki de kapıyı da bilmez, asaletin yanından geçemeyecek kadar asaletsiz adamlarla etrafın sarılmış. ‘Öncü’ diyor, ‘Sadullah Ünsal’ diyor, ‘Tezcan’ diyor. Sen bizi tanıyor musun? Kimi neyle itham ediyorsun? Ve küfür ediyor. Bununla ilgili de Tezcan arkadaşımız Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Yarın (7 Mart) ben de suç duyurusunda bulunacağım. Sen bizi hiç yakışık almadığımız bir şey ile itham edemezsin. Bir de bir trol ordusu var. Düzce ile hiçbir alakası yok, bu adamların; Ankara’dan ve İstanbul’dan gelmişler. Sanatçı adam ona bir şey demiyoruz. Gördüğü tedaviler var, Davut Güloğlu’nun ona da bir şey demiyoruz. Nasıl bir tedavi gördüğünü, neden gördüğünü de biliyoruz. Ona da bir şey demiyoruz. Davut Güloğlu, insanın başına her şey gelebilir. Kontrol edemez kendini, sıkıntı olur. Bize ve tüm kamuoyuna ne diyorsun, ne biçim bir hadsizliktir. Hangi imanla, hangi vicdanla, hangi Milli Görüş ile dedin? Erbakan Hoca’nın ismini kullanırken, kemiklerini sızlattın. Düzceliler’i sen dövecek misin, sövecek misin? Zaten sen belediye başkanı olursan, Düzce benden kurtulur, bırakır giderim burayı. Senden belediye başkanı mı olur? Adamı kaldırıyorsun, atıyorsun. Sen niye sinirleniyorsun dersen, ben arkadaşlarımızın, camiamızın, vatandaşlarımızın sesini dile getiriyorum. Atıyorsun mikrofonu, ‘Sen kimsin?’ diyorsun, bu mudur siyaset? Bu kadar cahil cühela bir şey olabilir mi? Sen bu güne kadar hoplaya, zıplaya, milleti coşturup para kazanmaya, televizyona çıktığın zaman ekstra para almaya alışmışsın ya, sıkıntı geliyor.”

“Kim seni nasıl tehdit etti, ispatla”

‘Gelelim bize; iki de bir ‘Satılık kalem, Öncü TV değil, Özlü TV olsun.’ diyenlere ve etrafındaki örgütlenen adamlara.’ diyerek Öncü Medya’yı eleştirenlere cevap veren Ünsal, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ben Düzce’de bugüne kadar, istisnalar kaideyi bozmaz, Faruk Özlü’nün en kötü hatasının, en yanlış yaptığı işin, Davut Güloğlu’nun yaptığı işin en hayırdan daha yüce ve asil olduğuna inanan bir adamım. Tepki verecekmiş, tepki oyları alacakmış, Davut Güloğlu edep bilmez, adap bilmez, haya bilmez, ama normal tabii yani, adam tedavi görmüş. Ben bir daha söylüyorum; o videolarından yayınla, kim seni nasıl tehdit etti, ispatla. Kim senden ne kadar istedi? Bu televizyonlara geldiğiniz zaman, siyasi partilerden reklam alınacak tabii. Burası İlahi Ahmer Cemiyeti değil. Basın kuruluşları, Kızılay değil. Burası da bir ticarethane. Televizyonlarda birçok reklamları var, Cumhurbaşkanından, birçok lidere kadar. Bunlar bedava mı oldu sanıyorsunuz? Bunu o da biliyor. Ama ne yapacak, ucuz kahramanlıklarla, medyaya ona buna sallayarak reyting yapacak. Kimse seni Düzce’de tehdit etmez, tehdit edip para istemez. İstedi mi? Pantolon giyiyorsan, onu açıkla.”

“Asalet pahalıdır kolay elde edilir ama bazen kolay elde edilir ama çok pahalıdır”

Konuşmasında padişah ve maskarasından bir hikayeye anlatan Ünsal, “Padişahın bir adet maskarası varmış. Maskarası oturmuş, huzura da bir suçlu almışlar, ceza verecekler. Padişah sormuş, yanındaki vezirlere ‘Buna nasıl bir ceza yapalım?’ Vezirin biri demiş ki, ‘Hünkârım, bunu kaynar suyun içine atalım, ezelim, ondan sonra fırında pişirelim, atalım.’ Maskara da diyormuş ki, ‘Herkes aslına çeker, aslı aslına çeker.’ diğerine sormuş, demiş ki ‘Buna ne yapalım?’ ‘Ellerine ayaklarına nal çakalım üzerine bide’ ‘Aslı aslına çeker, nesli nesline çeker.’ maskara böyle diyor. Üçüncüsü demiş ki ‘Padişahım bunu lime lime doğrayalım ondan sonra kurda kuşa ite köpeğe verelim.’ ‘Aslı aslına, nesli nesline çeker.’ deyince maskara tabii maskara öyle hikâyeden konulmuyor. Padişah demiş ki ‘İkide bir sözümü kesersin bu ne hadsizliktir var mıdır cevabın?’ ‘Hünkârım var cevabım.’ demiş. ‘Birincisi, birincisinin demiş babası fırıncıydı sıcak suya attı yoğurdu sonra pişirdi öyle bir ceza ver. İkincisinin babası nalbanttı işte nalları çaktı öyle etti. Üçüncüsünün babası kasaptı o öyle ceza verdi vezir.’ Yani aslı aslına, nesli nesline çeker. Asalet çok önemli herkes her makamın, her pozisyonun ne yapamaz, asaletini kaldıramaz. Asalet pahalıdır kolay elde edilir ama bazen kolay elde edilir ama çok pahalıdır, kıymetlidir. Zirveye çıkmak kolaydır ama zirvede kalmak zordur. Davut Güloğlu Düzce’de hakikaten yıllardan beri, günlerden beri seninle ilgili eleştirdiğimiz konularda beni teyit ettiğin için teşekkür ediyorum sana. Ben ‘Bundan bir şey olmaz, buna itibar edilmez, tepki oyu bile verilmeyecek kadar ‘boş boş boş’ bir o kadar da hoş adam. Sanatçılığına tek bir şey demiyorum. ‘Oy nur canım, nur canım’ yatırıyor, kaldırıyor milleti eyvallah kabul ona bir şey demiyorum. Sanatçılık ile siyaset arasında, adamlık ile erdemlik arasında ince bir çizgi var. O çizgiyi ne zaman öğrenir bilmiyorum.” açıklamalarında bulundu.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLA