İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, konuk olduğu Öncü TV’nin ‘Güne Merhaba’ programında belediye başkanlığını çok istemesine rağmen neden aday gösterilmediğine açıklık getirdi. En iyi kampanyayı yapacak ve en yüksek oy oranıyla sahada olabilecek aday olarak Mehmet Keleş’te karar kılındığını belirten Er, “Partinin içinde bulunduğu durum sebebiyle parti Mehmet Keleş`i tercih etti. Benim hala en büyük hayalim Düzce Belediye Başkanı olmak.” dedi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün istişare kültüründen uzak, tek başına yönetim sevdiğini savunan Er, “Faruk bey yordu bu şehri, buna gerek yok yormadan da işlerimizi yapabiliriz. Görmezden gelme politikası izledi ve ben onun sonuçlarını da göreceğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. Özlü’nün verimli bir belediye başkanlığı süreci geçirmediğinin altını çizen Er, Özlü’nün tek başarılı adımı ‘belediyeyi siyasetten arındırmak’ olarak özetledi.

31 Mart Yerel Seçimleri’ne günler kala Düzce’de ‘muhalefet’ deniline ilk akla gelen siyasetçi olan İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, Öncü TV ile 100.2 Radyo Öncü frekansından ortak yayınlanan ‘Güne Merhaba’ programının konuğu oldu. Yerel seçim sürecini ve mevcut Düzce Belediyesi yönetimini kendi üslubuyla değerlendiren İl Başkanı Er, partisinin Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in seçimi kazanacağı ve geçmişte olduğu gibi yine başarılı bir yerel yönetici olarak Düzce’yi kalkındıracağını vurguladı.

“Siyasi manada Mehmet Keleş gibi çok büyük bir siyasi tecrübeyle çalışmanın bana çok katkısı oldu”

Giderek söylemlerin keskinleştiği ve atışmaların arttığı yerel seçim atmosferini değerlendiren Er, şöyle konuştu:

“Seçim güzel gidiyor. Biz teşkilat olarak 7 ay önce başlattığımız bir süreç, en erken sahaya inen teşkilatız. Mevcut konjektür sebebiyle siyasi partimizin İyi Parti`nin içinde bulunduğu pozisyon sebebiyle, erken başlamaya karar verdik. Eylül sonunda süreci başlattık ekim ayının 8`i gibi kamuoyuyla paylaştık, yani 7 ayı bitirdik. 7 ay boyunca tabi bu kampanya süreci benim 21. kampanyam. Teşkilat başkanı olarak da bizzat içinde olduğum da 4. seçim kampanyam Düzce siyasetinde. Çok keyifli geçiyor. Ben buradan teşkilattaki arkadaşlarıma kampanyada sorumluluk alan arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. 7 ay boyunca motivasyonu bu kadar yüksek tutabilmek, ekibin dağılmaması hergün sahaya birçok arkadaşımızla beraber inebilmek, bu çok ciddi efor sarfedici bir durum. Çok keyifli, benim açımdan çok öğretici geçti. Siyasi manada Mehmet Keleş gibi çok büyük bir siyasi tecrübeyle çalışmanın da benim kariyerim açısından, bana da çok katkısı oldu. Partimize de öğreticiliği açısından da çok katkısı oldu. İnşallah bunu sonuç manasında da doğru şekilde bitirebiliriz. Seçimi de başarılı bir şekilde tamamlar, Düzce Belediye Başkanlığı mazbatasını Mehmet Keleş'e alırız diye düşünüyorum.”

Yunus Özay Er-2

“Benim hala en büyük hayalim Düzce Belediye Başkanı olmak”

Gönlünde Düzce Belediye Başkanlığı yattığı her fırsatta dile getirmesi nedeniyle 2024 Yerel Seçimleri’nde İYİ Parti Düzce Belediye Başkan Adayı olarak açıklanması beklenirken, neden Mehmet Keleş’i desteklediğini ise İl Başkanı Er, şu şekilde anlattı:

“Ben de belediye başkanı olmak istiyordum o çok net. Mehmet Bey ile bu süreci yürütürken en başında da ifade ettim zaten. Benim hala en büyük hayalim Düzce Belediye Başkanı olmak. Ben de adaylığımı açıkladım genel merkez noktasında, ben de adaydım. Ama partinin içinde bulunduğu durum sebebiyle parti Mehmet Keleş`i tercih etti. Özellikle genel seçimden sonrası, bunu açık ve şeffaf biçimde söylemenin manası yok. Bizim bir toparlanma sürecine girmemiz gerekiyordu.  Kaybedilen ve sayın cumhuraşkanımızın kazandığı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından bu gerekliydi. Gerek Millet İttifak`ı içerisinde o dönem yaşananlar, gerekse seçim sonrasında yaşananlar, partide ciddi deformasyon oluşturdu. Fakat parti çok çabuk toparlandı, yerel seçim sürecine hızlı girdi. Orada siyasi partimizin yani İyi Parti`nin tercihi genel merkezin tercihi, bence de doğru bir tercih.  Olabilecek en iyi kampanyayı yapacak, alabileceği en yüksek oy oranıyla sahada olabilecek aday tercihleri üzerinde durduğunu görüyoruz. Ben bunu birçok sefer arkadaşlarıma da anlattım. Siyaset çok duygusallık kaldıran bir şey değil. Ben her zaman işimi iyi yapmaya gayret ederim, kendi özel hayatımda da siyasi hayatımda da ama bunu duygusallıkla bağlamamak lazım.”

“Benim aklımın arkasında başka bir hesap yoktur”

Düzce Belediye Meclisi listesinin Başkan Adayı Mehmet Keleş ile birlikte sokağın da sesine kulak vererek kısa sürede hazırladıklarını belirten Er, şunlar söyledi:

“1.5 saatte bitti bizim meclis. Oturduk Mehmet Bey, ben ve merkez ilçe başkanımız 1.5 saatte listeyi bitirdik. Ama bu 1.5 saatin arkasında tabii bir 7 ay var.  Burada mühim olan insanların iyi niyetli olması, kafalarının arkasında başka hesap olmamasıdır. Benim il başkanı olarak tek derdim Düzce`ye iyi hizmet edilmesi. Düzce`ye iyi hizmet edilmesi, iyi insanların, doğru insanların, memlekete katkı sağlayacak insanların, yaratıcı insanların, kente değer katacak insanların mecliste olmasıydı. Ama siyasetin bir de şöyle bir ayağı vardır; başkan kazanırsa başkanın üzerinde hegemonya kurmak, meclis üzerinde hegemonya kurmak, orayı kontrol etmek, yerel siyaseti domine etmek kafasıyla bakarsanız meclisi başka şekilde oluşturursunuz tabii. Ben o kafada bir adam olmadığım için, benim bütün gayem Mehmet Bey`in hareket alanını genişletebilmektir. Çünkü benim için süreç aday belirlendikten sonra bitmiştir. Ben de adaydım ama genel merkez tercihini Mehmet Bey`e yönelik kullandıktan sonra ben il başkanlığı görevimi adayın hareket alanını oldukça rahatlatarak, genişleterek, rahat çalışmasını sağlayarak, verimli çalışmasını sağlayarak büyütmektir. Yani o noktada da kavga gürültü olmaz, benim olduğum yerde kavga gürültü olmaz. Benim aklımın arkasında başka bir hesap yoktur.”

“Seçimi kazanacağımıza inanıyorum”

Seçimi kazanacaklarına olan inancını kelimelere döken Er, “Bizim ki temennidir, orada yanlış anlaşılmak istemem. Bugün seçime giren bütün partilerin hedefi aynıdır. Bugün buraya AK Parti İl Başkanı Hasan Bey (Hasan Şengüloğlu) de gelse, o da aynı cümleleri kuracak. Siyaset hedef odaklı bir şey, sonuç odaklı bir konudur. Yani orada yanlış anlaşılmak istemem, benimki temennidir. Sandıklar açıldıktan sonra ben o temennimin gerçekleşeceğini düşünüyorum, sahada gördüklerim de bu noktada. Ama farklı bir sonuç çıkarsa biz kazanan partiyi, kazanan adayı tebrik edip vatandaşın bize biçtiği rolü, eğer muhalefet olarak biçtiyse onu, yine en iyi şekilde, en iyi şartlar altında yapmaya devam etmek olacaktır. Orada yanlış anlaşılmak istemem.

Ekran Alıntısı-113

“Kararlara müdahale etmem: Herkes kendi işini yapsın”

Partisinin adayı Mehmet Keleş’in seçimi kazanması halinde belediye yönetimine ya da meclis oylamalarına yönelik karara dolaylı ya da direkt etkisinin ya da müdahalesinin olmayacağının altını çizen Er, şunları kaydetti:

“Neticede bir insan eğer Düzce gibi önemli bir şehrin meclis üyesi olduysa ya da burada bir partinin il başkanı olduysa yeterli selayete, akla ve vicdana sahip olduğu öngörüsüyle hareket ederim. Bu benim ön kabulümdür. Gerekli akla, vicdana ve muhakeme kabiliyetine sahip olan insanlar da doğru karar vereceklerdir. Orada biz hep çoğunluğun kararıyla hareket ettik. Bundan önceki 5 yıllık dönemde. Birçok yere benim kanaatimin dışında kararlar da çıkmıştır, bu beni asla rahatsız etmez. Bundan sonra da rahatsız etmez. Biz kanaatimizi söyleriz, yanlış olduğunu düşündüğümüz noktada kanaatimizi söyleriz ve bizim işimiz orada biter. Ben bunu arada şaka yollu başkanıma da söylüyorum, belediye meclis üyelerime de söylüyorum; ben belediyenin önünden geçmem. Benim hiç işim olmaz. Ben il başkanıyım, belediye meclis toplantılarında Allah nasip ederde adayımız kazanırsa, tabii ki müşterek toplantılar yaparız ama benim dünyaya bakış açım, kendi profesyonel yaşama bakış açım da böyledir. Herkes kendi işini yapsın. Ben işimi yaparım, belediye başkanı işini yapar, meclis üyeleri işini yapar. Benim oradaki görevim senkronizasyonu sağlamak. Yani uyumu sağlamak. Onu da yapabileceğimi düşünüyorum.”

Ekran Alıntısı-112

“Faruk bey tamamen show seviyor”

İYİ Part grubu olarak belediye meclis toplantılarında sundukları hiçbir önergeye cevap alamadıklarının altını çizen İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hiçbiri alamadı sadece biz değil CHP’liler de alamadı. Orada başka şeyler devreye giriyor aslında bu işin kolay yolu var. Faruk bey (Faruk Özlü) kızacak gene bize ama ben Faruk bey ile aramızdaki bu siyasi mücadelede konuyu hiç kişiselleştirmedim. Faruk beyin kariyerine, kişiliğine saygı duyduğumu ifade etmek isterim çok başarılı bir insan. Ama çalışma yöntemi doğru değil. Ben 5 sene önce de bunu söylüyordum bugün de aynısını söylüyorum. Bu işin yöntemi bellidir. Belediye meclis üyeleri hangi partiden olursa olsun kanuni haklarını kullanarak size soru önergeleri verirler sorarlar ve sizde cevap verirsiniz. Sadece bize yönelik bir tavır değil o başkanın çalışma metodu böyle. Faruk bey hani İngilizce’ye kaçacak da tamamen show seviyor. İstişare kültüründen uzak, tek başına yönetim seviyor. Şimdi bir başkanın 5 sene boyunca meclise başkanlık etmemesi kadar demokratik tahammüllere ayrı bir şey olabilir mi? Şimdi siz de seçilmiş insansınız oradaki meclis üyeleri de ayrı ayrı oylanır. Sizin kadar Düzce halkı o insanlara teveccüh göstermiş ne hikmetse Faruk bey böyle bir perspektif çizdi. Hiçbir belediye meclis toplantısına başkanlık etmedi. Bir iki tane sembolik olanlar hariç, sonuncuya çok istedim katılmayı ama zaman el vermedi ona katılmış sanırım. Soru önergelerini yanıtlamadı, oysa 5 sene önce şimdi yine aynı söylemlere sahip olduğunu görüyorum. Şeffaflıktan, hesap verilebilirlikten bahsediyor. Aslında bunların yöntemleri son derece basit ve belli. Verilen soru önergelerine cevap verirsiniz. Ben belediye başkanı olsaydım mütemadiyen basın mensuplarıyla toplantı yapar halkı aydınlatmaya çalışırım. Bu tek taraflı bir şey değil, sanırım sayın başkanın kendine olan özgüveninden kaynaklanıyor olabilir. Hani ‘Ben her şeyi doğru yapıyorum.’ neticede insanız. Siyasette size doğru gelen şey bana yanlış geliyor olabilir. Bunu açıklayabilmek lazım bu olmadığı zaman ne oluyor siyaset geriliyor, toplum da geriliyor, basın da geriliyor bilgi alamıyorsunuz sonuçta size bir bilgi akışı olacak ki sizde bunu kamuoyuna paylaşasınız. Kısmi kanallardan olmadığında ne oluyor bu sefer dedikodu devreye giriyor, kulisler devreye giriyor, anlamsız sosyal gerginlikler ve bireysel çatışmalar devreye giriyor. Faruk bey yordu bu şehri, buna gerek yok. Yormadan da işlerimizi yapabiliriz. Yoksa siyasetin içerisinde tabii ki tartışma olacak, tabii ki hatalar olacak ben de birçok kere hata yapmışımdır. Özür de diledim, dilemediklerim varsa bundan sonra dilerim. Problem o değil, amaç topluma doğru mesaj verebilmek, toplumu doğru yönlendirmek bu noktada bahsettiğiniz görmezden gelme politikası izledi Faruk bey. Ben onun sonuçlarını da göreceğini düşünüyorum. Yani Faruk beyin bireysel olarak göreceğini düşünüyorum. Ben kazanması ya da kazanamaması konusunda bir şey söyleyemem haddime değil vatandaşın teveccühüdür ama bir önceki seçimde aldığı oy ile bu seçimde aldığı oy arasında çok ciddi fark olacağını düşünüyorum bu tavırlarından dolayı.”

“Faruk Bey kaosa yönelik yönetim tarzını benimsiyor”

Düzce Belediye Başkanı ve AK Parti Adayı Dr. Faruk Özlü’nün sık değişen A takımı hakkında ise Er, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İstişare kültürü kapalı olduğu için bu kadar fazla değişim, dönüşüm oluyor. Bana belediye başkan yardımcılarını sayabilir misiniz? Ben sayamam. Bir mesaj vermeye çalışıyorum böyle bir şey olmaz. Orada çalışan arkadaşlarımızı tenzih ederim elbette her biri işini en doğru şekilde yapmaya çalışıyordur ama ben müdürlüklerin bu kadar sık değiştiği, belediye başkan yardımcılarının sık sık değiştiği ben bir zaman sonra takip etmeyi bıraktım. Ve bu 5 sene boyunca sadece 1 arkadaşımızın özel durumu olmuştu onun dışında ben belediyeden hiçbir talepte bulunmadım. Beni iyi, kötü tanırlar ben usulsüz bir şeyi zaten istemem ama takip edemiyorum. Bir kazan ve bir kepçe düşünün sürekli karıştırılıyor. Bu da bir yönetim şeklidir bu da yönetim tercihidir. Bunu da bilinçsiz yaptığını düşünmüyorum Faruk beyin. Ben bunu yönetim tarzı olarak kaosa yönelik yönetim tarzına benzetiyorum. Benim oradaki kaostaki olumsuz bir ifade değil. O da bir yönetim tercihidir. Karmaşadan sorun çıkartmak. Gündemi sürekli değiştirerek, asıl gündemden insanları uzaklaştırarak asıl problem üzerinde kendine daha rahat çalışma alanı ve zamanı oluşturuyor. Asıl problem üzerinde tartışmıyor, farklı problem üzerine bizleri odaklıyor o da onun tercihidir. Bunun sonucu ne oluyor verimsizlik oluyor. Ben beklentilere nazaran verimli bir belediye başkanlığı süreci geçirdiğini düşünmüyorum.”

“Faruk Özlü ile son 4 senedir bir araya gelemiyoruz”

AİLE OLMADAN DEVLET, İNTİZAM, HUZUR OLMAZ AİLE OLMADAN DEVLET, İNTİZAM, HUZUR OLMAZ

Başkan Özlü’nün toplumun dinamikleri ile istişare halinde olmadığını savunan Er, şu ifadeleri kullandı:

“Dışarıdan baktığın zaman ben birkaç sefer katkı sunmak için randevu istedim vermedi. Mesela biz başladığımız dönemde belli periyotlar halinde, Mustafa Keskin’di o zaman AK Parti il başkanı. Ben çok saygı duyarım Mustafa abiye iyi siyasetçidir. Onun öncülüğünde bir araya geliyorduk başkanla orada fikirlerimizi ve kanaatlerimizi söylüyorduk. Ben onu gözlemledim burada kendimizi övmek için söylemeyelim. Bu başkanında teveccühüdür sağ olsun birkaç konuda verdiğim fikirleri yaptı uyguladığını da görmüştüm. Bir etkim ve katkım olduysa mutlu oldum sonra kesti onu. Son 4 senedir bir araya gelemiyoruz. Paydaşlardan kastım sadece meclis üyeleri değil bu toplumda muhalefet STK’lar var. Sorun bizde mi diye bakarsak örnek olarak İYİ Parti ile görüşmüyor da CHP ile mi görüşüyor hayır onlarla da görüşmüyor. Herhangi güçlü bir STK’yla görüştü mü onunla da görüşmüyor diye gözlemliyorum. Baktığım zaman STK ile de dönem dönem problemler yaşadığını görüyorum bu 5 sene içerisinde. Dediğim gibi bu bir yönetim tercihidir. Ben bunu bilinçsiz yaptığını düşünmüyorum Faruk beyin.”

“Dışarıdan profesyonelleri getir demiştik o dışarıdan bambaşka kişileri getirdi”

“Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü nasıl bir belediye başkanı?” sorusuna yanıtı ise şöyle oldu: “Başarılı olduğu yerler var. Benim beğendiğim takdir ettiğim konular var. Bir kere çok çalışkan bir adam, verimlilik konusunda söyleyemeyeceğim ama bütün zamanını Düzce’deki konuları vakfetmeye noktasında çok feda karca çalıştığını görüyorum. Ekip kurma noktasında sorunlar yaşadığını görüyorum. Organizasyonu doğru kurduğunu görüyorum yani şematik olarak doğru organizasyonel yapı kuruyor. Oraya koyduğu insanların sürekli hatalar yaptığını görüyorum. O zaman da verimsizliğe dönüştüğünü görüyorum. Benim kendisine söylediklerimden birisi dışarıdan destek almasıydı belli noktalarda bir şehirde belediye başkanı olmak demek, illa şehrin bir yerinde Düzceliler de çalışsın ısrarından uzak durmak gerekir. Ben söylemiştim ona dışarıdan profesyonelleri getir demiştik o dışarıdan bambaşka kişileri getirdi o ayrı nokta ben onu kastetmemiştim. Şu da başarısıdır ama siyasi olarak tartışılabilir. Belediyeyi siyasetten arındırmak gibi önemli bir başarıya imza attı bu kendisini siyasi olarak yıpratır bu riski de herkes kolay kolay alamaz. Onu aldı onu uyguladı son 1 seneye kadar siyaseti belediyenin içerisine sokmadı. Güçlü bir figür bakanlık geçmişi olduğu için güçlü bir figür olarak belediye başkanlığına başladığı dönemde özellikle son 2-3 senede siyasetin belediyeye girmesine engel oldu. Ama seçim süreci zor oyunu bozar. Bence en büyük başarılarından bir tanesi odur.”

“Kendisine her şeyin bağlı olduğunu hissettirmek için seçmene korku salıyor”

Düzce’de kulaktan kulağa dolaşan ‘Şehri AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile Belediye Başkanı Dr Faruk Özlü’nün yönetiyor.’ söylentilerinin kendisine de ulaştığını belirten Er, konuyu şu şekilde yorumladı:

“O da siyasi açıdan bir taktik, bir manevradır ‘Şehri biz yönetiyoruz’ manevrası. 20 küsür senedir iktidarda kalan bir partinin bürokrasiye egemen olması kadar doğal bir şey yok. ‘Şehri biz ikimiz yönetiyoruz.’ diye söylem görevlerini yapan insanlara da haksızlık olur. Çok öyle görünmüyor ama öyle bir imaj çizilmeye, korku iklimi oluşturulmaya çalışıldığının ben de farkındayım. ‘Bizim her şeyden haberimiz var, biz çok güçlüyüz.’ Öyle bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti Türk milleti 2 bin 500 yıllık bir geleneğe sahiptir. Faruk beyin en büyük hatalarından biri bu geleneklerle ilgili hataları da bürokratik hiyerarşiyi de göz ardı etmesi 5 sene boyunca şehre ciddi zarar vermiştir. Bizim muhatabımız valilik makamında Düzce Valisi’dir. Emniyet makamında Düzce Emniyet Müdürü’dür. Çevre Şehircilik Müdürlüğü’dür, Sağlık Müdürlüğü’dür. Ama burada Ayşe hanımın siyaset yapma tarzını beğenirim bu Faruk beyin topluma verdiği mesaj. Bu nasıldır biliyor musunuz bir lider kendisine her şeyin bağlı olduğunu hissettirmek ister ki vazgeçilmesi kolay olmasın. Faruk beyin yapmaya çalıştığı da bu. ‘Ben her şeye muktedirim.’ mesajı veriyor. ‘Ben gidersem ortalık karışır, ben gidersem sistem durur.’ gibi birkaç açıklaması var. Basında okudum ‘Ben gidersem 3 ay içinde belediyenin maaşları ödenemez hale gelir.’ okumuşsunuzdur siz de. Tam anlatmaya çalıştığım bu; konuyu siyaseten kendisine odaklamak, kendisini her şeyin üstünde bir güç merkezi olarak odaklamak ve seçmene bu korkuyu vermek bu giderse felaket olur korkusuyla bir siyasi tercihte bulunmak. Bu yaptığı şeylerin ne yaptığının farkındayım ve çok takdir ediyorum teorik olarak çok doğru işler yapıyor.”