Öncü TV Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ‘Yorumlu-yorum’ programında cuma namazı sonrası Büyük Camii’de vatandaşlarla bir araya gelen Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye olan ilgiden şöyle bahsetti: “Düzce mevcut Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü seçim startını verdi. AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk ve partililer Büyük Camii’nin önünden 2 saatte İstanbul Caddesi’nin yarısına gidemedi. Esnafın ve vatandaşların ilgisi ve alakası nedeniyle Faruk Özlü ve beraberindeki heyet yürüyemedi caddede.” Ünsal’ın programda değindiği bir diğer konu ise siyasette düzgün insanların olması gerektiğiydi. Ünsal, “Halden, yoldan, izden anlamayanlar, toplumun geleneği ile, göreneği ile, duygusuyla, doğrusuyla örtüşmeyenler, genç yaşta makam veya mevki sahibi olanlar yerini yadırgıyor, ondan sonra kalite düşüyor.”
Öncü TV Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, kendisini hazırlayıp sunduğu ‘Yorumluyorum’ programında Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün İstanbul Caddesi’nde vatandaşların ilgisinden dolayı yürüyemediğini vurguladı. Ayrıca Ünsal, “Bir mücadele verebilecek olan insanların bu dönemde siyasete dahil olması lazım” diyerek siyasette nitelikli ve dürüst insanların var olmasını istediğini kaydetti.
“İnsanlar bir şeyler anlattı, fotoğraf çektirdi, büyük ilgi gösterdi”
Düzce mevcut Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü seçim startı verdiğini söyleyen Ünsal, “Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk ve partililer Büyük Camii’nin önünden 2 saatte İstanbul Caddesi’nin yarısına gidemedi. Esnafın ve vatandaşların ilgisi ve alakası nedeniyle Faruk Özlü ve beraberindeki heyet yürüyemedi caddede. Yani neden yürüyemedi? İnsanlar bir şeyler anlattı, fotoğraf çektirdi, büyük ilgi gösterdi. Yani görüntüye bakarsanız veya algıya bakarsanız zafer yürüyüşü gibiydi. Yani bu yürüyüş çok anlamlıydı ve Dr. Faruk Özlü insanların ilgisinden ve yürüyemedi.” ifadelerine yer verdi.
“Siyaset, akılla, mantıkla olur”
AK Parti Beyköy İlçe Başkanı Osman Yavuz’un paylaşımından dolayı 77 tane CHP’linin Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu dile getiren Ünsal, şöyle konuştu: “Orada çok büyük sıkıntı var. Ercan Öztürk; Düzce Milletvekiline arkadaşımız sordu; ‘Bu süreç devam ediyor’ dedi. Yani süreç devam ediyor, ne yapılacak? Onu bilmiyoruz, ama orada çok sıkıntılı bir durum var. Yani siyasetçiye yakışmayacak şekilde bir ifade kullandı. Yani siyaset öyle yapılmaz ki? Küfürle ve sinkafla siyaset olmaz. Siyaset, akılla, mantıkla olur. ‘Siyaset ilim değil, filim işi’ demişti Fevai Arslan bir zamanlar. Evet, siyaset ilim değil, filim işi, ama burada da bu, bu şekilde olmaz.”
“Kocalı kadınla, babalı evlatla iş olmaz”
Konuşmasına örneklerle devam eden Ünsal, “Örnek vereceğim sizlere… Bir Beyköy’den, bir Düzce Merkezden, bir de Gölyaka’dan. Şimdi, hani büyüklerimizi saymak, küçüklerimizi sevmek derken bir andımız vardı ya; bizim, ne kadar bu yemine bağlı kaldık, onu bilmiyorum da ama büyüklerimizin güzel sözleri var. Hani ’Koca Karı Lafları’ derler; ‘Kocalı kadınla, babalı evlatla iş olmaz’ derler. Şimdi Beyköy Beldesi’nde bir seçim atmosferi var. AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Oğuzhan Küçük, AK Parti Beyköy Belediye Başkanlığı’na aday adayı. Şimdi; seçimden sonra da hasbelkader kazandı, ben pek ihtimal vermiyorum. Yani Osman Başkan gibi bir isim varken orada ihtimal vermiyorum. Daha çok genç ve tecrübesiz. Velev ki oldu; Musa Küçük mü yönetecek Beyköy’ü, yani babası mı yönetecek, oğlu mu yönetecek? Bu hiç mantık işi de değil. Hani ‘Kocalı kadın, babalı evlat’ buraya oturdu.” açıklamalarında bulundu.
“Mehmet Keleş ile aralarında ne oldu da buraya geçti?”
Berber Musa olarak bilinen Musa Yılmaz’ın Mehmet Keleş İYİ Parti’ye geçtikten sonra AK Parti’den Belediye Meclis Üyesi aday adayı olmasıyla ilgili şöyle konuştu: “Bir güzel söz daha var hani Musa demişken; 40 yıllık kani, oldu mu yani’ derler ya bizde. Bizim berber Musa… Gece – gündüz , 7 / 24 seçimde, belediyede, orada burada anılan bilinen berber Musa olarak biliyoruz biz, Mehmet Keleş’in de gençlerin deyimi ile kankisi, eski kankisi. Hani eski dosttan düşman olmaz derler ya; şimdi bu Musa buradan çıktı, Mehmet Keleş İYİ Parti’den aday olduktan sonra Mehmet Keleş ile yollarını ayırdı, ‘Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna’ misali AK Parti’den Belediye Meclis Üyesi aday adayı oldu. Kendisine 2 tane sorum var; 1- bu Truva atı olarak mı girdi buraya? 2- Mehmet Keleş ile aralarında ne oldu da buraya geçti? Yani hiç akıl alacak gibi bir şey değil bu siyaset. İnsanlar bukalemun gibi, rüzgara göre yelken değiştiriyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Oluyor işte siyasette…”
“Siyaset bir amaç değil ki; bir araç”
Siyasette git gide seviye düştüğünü belirten Ünsal, artık siyasette doğru ve dürüst insanların olmadığını eleştirdi. Ünsal, “Doğru ve dürüst insanlar siyaset yapamıyor. Siyaset yapan insanlar çok doğru ve dürüst insanlar demiyorum. Yani doğrucu Davut olan insanlar, kitabın ortasından konuşan insanlar siyaset yapamıyor. Siyaset o kadar ince, o kadar zarif ki insanlara en güzel, en kolay, en faydalı kullanma sanatı. Bunları kullanırken tarzlarınıza göre, yaklaşımlarınıza göre, eğilimlerinize göre netice alıyorsunuz. Siyaset bir amaç değil ki; bir araç. Yani memlekete ve millete hizmet etmek için bir araç. Ama bunu bir amaç olarak kabullenip da konsomatris gibi masadan masaya dolaşan adamların sahasına inmeye başladı. Bunun en büyük sebebi de hani Hz. Ali’nin çok güzel bir sözü var; “bir diyarda, bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmazsa o memleket ihya olmaz.” Bu memleketin namusluları artık siyasette ve riyasette söz sahibi olmalı. Ağırlığını koymalı, talip olmalı. Çünkü bu iş panayır çakallarına, bu iş bukalemun ruhlularına, bu iş konsomatris ahlakına sahip olanlarla buraya kadar geliyor.” ifadelerini kullandı.
“Siyaseti topluma hizmet edenler için ilke edinenler sahaya insin”
“Nitelikli, düzgün, memleketine, milletine faydalı ve doğru bildiklerinde hakikaten bir mücadele verebilecek olan insanların bu dönemde siyasete dahil olması lazım.” diyerek artık bir yerden başlanması gerektiğini dile getiren Ünsal, “Olmadığı zaman böyle oluyor işte… Halden, yoldan, izden anlamayanlar, toplumun geleneği ile, göreneği ile, duygusuyla, doğrusuyla örtüşmeyenler, genç yaşta makam veya mevki sahibi olanlar yerini yadırgıyor, ondan sonra kalite düşüyor. Kaliteli, seviyeli, etik değeri olan düzgün, nitelikli ve şahsiyetli olan insanların şu dönemde Belediye Meclislerinde, İl Genel Meclislerinde olmasında fayda var. Ama biz burada, seçimden önce aday adayları ve adaylar olmak üzere, biraz önce verdiğimiz örnekler gibi kimde ne eksik varsa söyleyeceğiz. Biz bu konuda karınca misali yön alalım, tarafımızı belli edelim. Burada ‘Bukalemun gibiyim, sarhoştum, aydım ben bu işten caydım” deyip de siyaseti maddi ve manevi çıkarları için, ego çıkarları için araç yapanlar değil, siyaseti topluma hizmet edenler için ilke edinenler sahaya insin. Sahaya her çıkan ‘Ben siyasetçiyim’ diyerek ortada dolaşıyor. Hadi oradan ya…” dedi.