Her hafta cuma akşamı saat 21:00’da başlayan Öncü TV’nin ilgiyle takip edilen “Kitabın Ortasından” programına konuk olan İYİ Parti İl Başkanı Yunus Özay Er, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın Düzce gündemine ilişkin sorularını yanıtladı. Gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya hesapları üzerinden binlerce vatandaşın takip ettiği programda İl Başkanı Er, Düzce’den geçmesi için yoğun şekilde mesai harcanan hızlı tren projesini İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e sunduğunu belirtti.

“HIZLI TREN PROJESİ MİLLETVEKİLLERİ VE BAŞKAN NEDENİYLE YAVAŞLADI”

 Er, “Mecliste de komisyonlarda gündeme getirdik. Projenin aslı itibariyle uygulanabilir olup olmadığının kararını verecek olan hükümettir. Dolayısıyla biz muhalefet olarak destek vermeye devam ederiz. Fakat burada işin sorumluluğunu alması gereken kentimizin milletvekilleri ve belediye başkanıdır. Hiç olayı kişiselleştirmeden söylüyorum. Bu proje gündeme geldiğinden itibaren ben milletvekillerinde ve belediye başkanında sanki projede rantabl olmayan bir şeyler gözlemledikleri hissiyatına kapıldım. Ben projenin yavaşlamasının sebebinin biraz bu olduğunu düşünüyorum.” dedi

KASAPOĞLU’NUN KİŞİLİĞİ ÜZERİNDEN HAREKET ETMEDİK”

Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Celal Kasapoğlu’nun Düzce’de bir yerel gazeteciye yönelik sözlerinin ardından İYİ Parti olarak gazeteciyi savunan bir açıklama yayınlamaları konusunu değerlendiren Er, “Biz Sayın Kasapoğlu’nun kişiliği üzerinden hareket etmedik. Konu asla kişisel değildir. Bizim orada vurgulamak istediğimiz husus basın özgürlüğünün anayasal bir hak olduğuydu. Siyasetle uğraşan her kimse bu bir gün ben de olabilirim, basının görev ve yetkileri ile ilgili daha dikkatli olması gerektiğini ifade ettik. Biz genelde bir tespit yaptık o konuda da kendisi zaten gerekeni yapmış açıklama yapıp kamuoyundan özür dilediğini ben okudum. Sayın Mustafa Armutçu ile Sayın Celal Kasapoğlu’nun arasındaki ilişkiler kendi kişisel ilişkileridir. Umarım o da tatlıya bağlanır. Daha dikkatli olunması tarafta arayayım. Biz de çok sert eleştiriliyoruz, siyasetin içinde olan bir şey bu. İtidalli davranmak da fayda var. Çünkü ben Faruk Bey'in siyaset üslubuna çok dikkat ettiğini, bunu hassasiyetle takip ettiğini biliyorum. İnşallah bu tip talihsizlikler bir daha yaşanmaz. Ama bu tek taraflı bir şey değil tabii ki. Her kim siyasetle ilgili çalışmalar yapıyorsa veya basın mensubuysa karşılıklı saygı sevgi çerçevesinde dikkat etmek gerekiyor. Benim konuşmamdan şu anlaşılmasın. Hiçbir özgürlük sınırsız değildir. Basın özgürlüğü de sınırsız değildir. Yapılan haberlerde kişisel hak ve özgürlüklere dikkat edilmesi gerekir.” dedi.

“İSKİ’NİN DÜZCE’YE KARŞI SORUMLULUKLARI VAR”

Geçtiğimiz yıl aralık ayında Düzce ile ilgili konuları görüşmek üzere kapısını çaldığı İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’nun saygısız tavrıyla karşılaşan Başkan Yardımcısı Celal Kasapoğlu’nun uğradığı haksız tutum üzerine İSKİ’ye bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan İYİ Parti Düzce İl Başkanı Yunus Özay Er, “İSKİ malumunuz şu anda Millet İttifakı’nın belediye başkanı olan Sayın Ekrem İmamoğlu’na bağlı bir müessese. Orada yaşanan bir tatsızlıkta ben sorumluluk hissederek gittim. Neticede İSKİ’nin Düzce’yle ilgili sorumlulukları ve yapması gereken altyapı yatırımları var. Ve ben hala İSKİ’nin belediye kaynaklarınca, yerel yönetimimizce yeterince değerlendirilemediği kanaatindeyim. Orada sorumluluk almaya hazır olduğumu o zaman da söylemiştim şimdi de söylüyorum. Orada müspet adımlar atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz. İSKİ’den daha fazla faydalanabilir bu memleket. Fakat bu her ne kadar kurumlar arası olsa da bireysel ilişkiler açısından hassasiyet isteyen bir konu. Bir kurumun başındaki bir genel müdürün, bir belediye başkanının varlığını ya da makamını inkar ederek bir şey yapamayız.”

“KASAPOĞLU, İYİ BİR AİLENİN NAİF BEYEFENDİ BİR EVLADI”

Celal Bey de Düzce’nin çocuğu olduğu için, belediye başkan yardımcımız olduğu için onu da orada savunmak değil de doğru anlatabilmek için gittim. Neticede ben Celal Bey’i çok severim. Çok iyi bir arkadaşımızdır. Sayın İSKİ Genel Müdürü’ne o anda yaşanan fevri bir durumun aslında gerçeği yansıtmadığını ben Celal Bey’in ne kadar iyi bir ailenin ne kadar naif beyefendi bir evladı olduğunu, memleketimiz için ne kadar önemli bir değer olduğunu da anlatmak için gittim. Onu da yapabildiğime inanıyorum. Bundan sonra İSKİ ile alakalı üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” dedi.

“POTANSİYELİN ALTINDA KALMAMIZ DURGUNLUĞA NEDEN OLDU”

İYİ Parti’nin Düzce’de yakaladığı ivmeyle ilgili konuşan Er,Haziran milletvekilliği seçimlerinden sonra partinin potansiyelinin altında bir oy alması partide bir durgunluğa sebep olmuştu. Ben ve arkadaşlarım görevi seçim sonrası 2018 Eylül ayından devraldığımızda hakikaten çok çalıştık. İlk dönemlerde işimiz biraz daha zordu. Çok çalışıyorduk insanları ikna edebilmek için. Bir partinin bir ilde yakaladığı ivmenin ana kaynağı genel merkezdir. Burada gerçekçi olmak da fayda var. Genel politikada partinin başarılı olacağına dair ilgi ve kanaat ne kadar yükselirse insanların da yerelde parti teşkilatlarına olan ilgi ve alakası da o derece artıyor. Bunun yüzde 50’si genel merkez başarısıdır. Geri kalan kısımsa teşkilatların çok çalışması ve insanlara aktarabilmesidir.” ifadelerini kullandı.

“İVME YAKALADIK”

İnsanlara kendilerini doğru anlatabildiklerini düşündüğünü aktaran Er, “Bunun neticesinde gerek il merkezinde gerek de ilçelerde son dönemlerde ekstra bir çaba sarf etmeksizin insanların gelip üye olmasına inanılmaz derecede mutluyuz. Bunun yanında sosyal ya da idari sorumlulukları nedeniyle üye olmayan fakat gönüllü olan bir kısım da var. Yakaladığımız ivmeden ben çok memnumum. Bu aratarak devam edecektir. İnşallah bu bizi kenti yönetme iddiamızda başarıya taşıyacak ana unsurdur. Bir parti ne kadar sosyal medyada, basında, kamuoyunda gündeme gelirse gelsin eğer bunu insanlara aktaramıyorsa parti üye sayısını arttıramıyorsa başarılı olduğunu söylemek abes olur. Biz bu noktada çok mutluyuz. 2 senede toplamda 7 ilçe teşkilatımızı binalarıyla görselliğiyle yeniledik. Başladığımız ekiple aldığımız yerden çok da iyi bir noktaya getirdik. Ama yeter mi, tabii ki hayır. Üstüne koya koya gideceğiz. Belli hedeflerimiz var. O rakamlara ulaşırsak da başarıya uzak olmadığımızı düşünüyoruz. İnşallah 3 sene sonra da gerek genel seçimde başarılı olacağız gerekse de bizim en büyük hayalimiz tabi Düzce Belediyesi’ni teslim alacağız.” ifadelerini kullandı.

“AK PARTİ TEŞKİLATLARI YORGUN”

Düzce Belediyesi alma inancına dair bir soruya Er, şu şekilde cevap verdi: “Bu inancı bize sağlayan öncelikle beraber çalıştığım ekip çok inanıyor. Diğer bu husussa genel konjonktürde ülkenin artık ülkede çok ciddi bir siyasi kırılmaya doğru gittiğini düşünüyorum. Malum memlekette en fazla 20 senede bir bu ülkede siyasi kırılma yaşanır. Bu dönem dönem ne yazık ki askeri krizle, dönem dönem de ekonomik krizle yaşanıyor. 18 yıllık bir iktidardan söz ediyoruz. Çok ciddi bir yorgunluk var AK Parti kadrolarında. Bu da sosyal ve idari noktalarda aksamalarını hep beraber görüyoruz. Toplumun da mevcut iktidara olan sempatisi azaldı. Anketlerde ve kamuoyu yoklamalarında oy oranlarının ciddi düşüşlere geçmesi bizim bu inancımızı arttırıyor. Bir de yeni dönemde ben siyasetin artık özellikle eğer sistem değişmezse siyasi partilerden ziyade kurguyu doğru yapan insanlar tarafından kazanılacağını düşünüyorum. Eğer kurguyu doğru yapabilirsek oyuncuları doğru seçersek hayalimize kavuşacağız, belediyeyi Sayın Özlü’den devralacağız.”

“ERDOĞAN’IN ÇAĞRISI BİR ŞEY İFADE ETMİYOR”

MHP Genel Başkanı Bahçeli ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Parti ile ilgili yapıcı ifadeleriyle ilgili, “Dün öcü olmak nasıl benim için bir şey ifade etmiyorsa bugün tatlı olmak hiçbir şey ifade etmiyor.” diyen İYİ Parti İl Başkanı Er, “Biz yola çıktığımızda da ne olduğumuzu biliyorduk. Bugün parti kuruluşunun üzerinden 3 yıla yakın bir süre geçtiğinde de ne olduğumuzu biliyoruz. Son dönemde yapılan ‘müspet’ değerlendirmeler benim için bir şey ifade etmiyor. Biz bahsedilen konuların hiçbir zaman tarafı olmadık. Allah insanı iftira atan yapmasın. Biz İYİ Parti çatısı altında hep iftiraya muhatap olan insanlar olduk. Allah’a sığındık. Sayın Cumhurbaşkanımız Ayasofya’nın açılışından sonra kendi dile getirmiştir. ‘Yerli ve millidir İYİ Parti ve dolayısıyla Millet İttifakı’nın içinde yeri yoktur’ diye. Sayın Cumhurbaşkanımıza ben saygımı asla yitirmedim. Duyduğum saygıyı da asla inkar etmedim. Fakat İYİ Parti konusunda yapmış olduğu değerlendirmeyi ben bir pişmanlık değerlendirmesi olarak yorumluyorum. Çünkü neticede haktan vebalden korkan insan olduğunu düşünüyorum. Bizim hakkımıza girmişlerdir. Çok gereksiz ithamlarla karşı karşıya kaldık ama bu teşkilat dimdik durmuştur. Türkiye siyasi hayatından seçime girdikten sonra barajı aşan üç partiden biridir. İvmesi de yukarıya doğrudur. Bizim abdestimizden hiç şüphemiz olmadı. Yapılan açıklamalar beni için hiçbir şey ifade etmiyor.” ifadelerini kullandı.

“HDP İLE SİYASET YAPMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”

HDP’nin Millet İttifakı’nın bir parçası olmadığının altını çizen Er, “HDP yönetimiyle bizim bir araya gelmemiz, aynı çatı altında siyaset yapmamız gayrimümkündür. Ne yazık ki böyle bir algı oluşturuluyor. Zamanında FETÖ ile ilgili yaratılmaya çalışılan algıdan bunun çok bir farkı yok. Ama HDP seçmenine saygı duyduğumu ifade etmek isterim. Bugün bu siyasi düzlemde bu problemi çözmek istiyorsak 6 milyon insanı yok sayamayız. Yok sayılmasının kutuplaştırmayı arttıracağını ve memlekete daha fazla zarar vereceğini düşünüyoruz. Bizim derdimiz PKK ile arasında mesafe koyamayan HDP yönetimiyledir. Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğüne saygı duymayan kim olursa olsun benim hasmımdır.” dedi

DÜZCE’NİN EN ÖNEMLİ 3 PROBLEMİ

İYİ Parti İl Başkanı Er, Düzce’nin en önemli üç probleminin uzaktan eğitimde yaşanan sorunlar, elektrik altyapısındaki yetersizlikler ve işsizlik olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“En başta çocuklarımızın eğitimiyle ilgili çok ciddi sıkıntılar var. Bununla alakalı bir kampanya da başlattık. Bugün hala Düzce çapında internet sıkıntısı yaşayan, tableti ve bilgisayarı olmayan çocukların EBA eğitim yapısından nasıl faydalanacağını bilmiyoruz. Bize yapılan başvurularda ciddi sayıda çocuğumuzun internet altyapısı ve ya tablet ya da bilgisayara sahip olmadığı ve eğitimden geri kalacağı kanaati bizde uyandı. Bence en büyük problem bu. Burada sorumlu olan iki mecri var. Biri İl Mili Eğitim Müdürlüğü’dür. Gerekli açıklamayı yapsınlar ki biz de yardımcı olalım. Şu söylenmeli şu kadar aile internet altyapısından uzak ya da tablet sahibi değil. Diğeri de Telekom. Biz bir çağrı yaptık. Şehir içi dahil belli bölgelerde altyapı yeterli değil. Çok uzun zamandır vekaleten yürütülen bir kurum. Belki bundan dolayı da hizmet aksamaları yaşanıyor. Bunu da açıklamaları lazım.

Elektrik altyapısıyla ilgili vatandaşlarımızdan ciddi şikayetler alıyoruz. Özelikle ilçelerde Gümüşova, Gölyaka ve Cumayeri bölgesinde vatandaşlarımız bize elektrik dalgalandırmalarından dolayı beyaz eşyalarının çok ciddi hasarlar gördüğünü iletiyor. Trafo ihtiyacının oluştuğunu görmekteyiz. Ben SEDAŞ yetkililerine gerekli çağrıyı yaptım. Ancak henüz somut bir dönüş alamadık. Eğer elektrik dalgalandırmalarından ötürü insanların evlerindeki elektronik eşyaları zarar görüyorsa bunun hukuksal bir karşılığı vardır. Teşkilatımızın hukuk birimiyle bir toplantı yapacağız. Herhalde bunu açıklamayla çözme şansımız pek kalmayacak. Vatandaşlarımıza hukuksal destek vereceğiz. Üçüncü konu da işsizlik. Yanlış tercihler üzerinden yürütüldüğü için kentimizde özellikle genç işsizlik noktasında çok ciddi problemler var. Bununla alakalı somut projeler üretilmesi gerekiyor. Teşkilat olarak bizlerin de projeleri var. Bunları da dilendirdik. Genç işsizlerimize çare bulamazsak bu bize dönem dönem çok artan oranda madde bağımlılığı, aile iç huzursuzluk ve boşanmalar olarak geri dönüyor”

“DEMİRCAN BU TİP SUÇLAMAYI HAK ETMİYOR”

Er, geçtiğimiz günlerde Gölyaka Belediye Başkanı Yakup Demircan hakkında asılsız iddialarla başlatılan karalama kampanyasıyla ilgili “Bu tip suçlamayı hak ettiğini düşünmüyorum.” dedi.

Er, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir sürçülisan olmuş. Ben bu kadar büyütülecek bir şey görmedim. Görüntüleri de izledim. Bizim geçmişini bildiğimiz ailesini tanıdığımız Sayın Başkan’ın bu tip bir niyeti değil aklının ucundan dahi geçmez böyle bir şey. Bana siyasi açıdan onunla alakalı bir açıklama yapmak doğru gelmedi. Görünmez kaza diyelim. Tabii hepimiz dikkat etmek zorundayız ama bu benim de başıma gelebilir. Siyaset görünmez kazalarla dolu. Ben burada bir kasıt aramadım, hiç gündeme de taşımadım. Kendisine de saygı duyarım. Bu tip bir suçlamayı hak ettiğini düşünmüyorum.

“KENDİ İNSANIMI OY OLARAK GÖRMEM”

Milletvekilliği adaylığı döneminde kendi köyünde birinci parti olamamasıyla ilgili “Ben aday olduğumda 6 aylık bir partiydik. İthamlarla boğuşuyorduk.” diyen Er, “Ben kendi insanımı oy olarak görmem. Bana oy verseler de vermeseler de başımın üstünde yerleri var. Ben hiçbir akrabama sormadım bunu. Eğer oy vermediyseler benim kabahatimdir. Yaptığım yanlışı da düzeltmeye çalışırım.

“BENİM ÜLKEYİ YÖNETMEK GİBİ BİR HEDEFİM VAR”

Ben seçim döneminde de insanları yörelerine ya da etnik aidiyetlerine göre değerlendirmek insana hedef küçültür. Birkaç programda ben dile getirmiştim. Allah nasip eder etmez. Benim ülkeyi yönetmek gibi bir hayalim var. Oraya sıkışmam ben. Ben Düzce’nin çocuğuyum. Onurla gururla söylüyorum ki ben kabalak çocuğuyum orada doğdum.” dedi.

SEVENİMİZ DE OLUR SEVMEYENİMİZ DE”

Parti içinden bazı isimlerin Er’in siyaset tarzını beğenmediğine yönelik açıklamalarıyla ilgili de konuşan Er,Sevenimiz de olur sevmeyenimiz de. Benim için bir şey ifade etmez. Ben her şeyi okurum. Aklımın bir köşesinde de mutlaka yer bulur. Ama neticede herkesin sevgisine mazhar olmayı başarmış bir insan yok. Peygamber Efendimiz’in döneminde bile insanoğlu Peygamber Efendimiz’e muhalif olmaktan çekinmemiştir ki bizim ne haddimize. Dolayısıyla siyasetin için de bunlar var. Benim hiçbir dönem hiçbir çalışmamda da bahsi geçen isimlerle alakalı bir açıklamam yoktur. Neticede ben bir il başkanıyım. Benim başarılı olup olmadığımı tabi ki insanlar değerlendirecektir ama karar mercii Düzceliler’dir.” şeklinde konuştu.

Belediye başkanı veya vekil olmanın en son tercihi olacağını söyleyen Er, “Ben partimi ortada bırakacak ve kaosa getirecek hiçbir tasarrufun içerisinde yer almam. Önemli olan partimin başarısıdır.” ifadelerini kullandı.

Haber: Savaş ARI