Öncü TV ekranlarında her cuma akşamı Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın sunumuyla izleyicisiyle buluşan “Kitabın Ortasından” programı, bu hafta da binlerce kişiyi ekrana kilitledi. Programın konuğu olan AK Parti Düzce İl Başkan Aday Adayı Fahrettin Şengür ve AK Parti Gençlik Kolları Kurucu Üyesi Hikmet Kılıç, AK Parti İl Başkanı Mustafa Keskin ve AK Parti Düzce İl Başkanlığı 7. Olağan Kongresi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Düzce İl Başkan Aday Adayı Fahretin Şengür ve Gençlik Kolları Kurucu Üyesi Kılıç, son dönemde artan istifaların sebebinin, İl Başkanı Mustafa Keskin olduğunu savundu. Eski parti yöneticilerinin bile partiden istifa ederek MHP’ye geçtiklerini ifade eden Şengür, Keskin’in toparlayıcı bir il başkanı olmadığını öne sürdü. Kılıç ise, son dönemde AK Parti’den istifa ederek, Yeniden Refah Partisi’ne geçenlerin sayısının 7-8 bini bulduğunu ileri sürdü.  

Şengür: Ben küskünleri barıştırmak ve AK Parti’yi toparlamak için aday oldum

Program sunucusu Sadullah Ünsal’ın ‘Neden aday oldunuz?’ sorusuna cevap veren Şengür, İl Başkanı Mustafa Keskin’in partiyi toparlayamadığını, kendisinin ise parti içindeki küskünleri barıştırmak ve partiyi toparlamak için il başkan adayı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“AK Parti Düzce İl Teşkilatı’nda, aday olmak isteyen çok, önünü kesen çok. Bazıları bana, ‘Mevcut il başkanı varken, sen karşısına neden aday olarak çıkıyorsun?’ diye kızıyor. Genel merkez görev verirse, biz o göreve talip oluruz. Ben kendim için söylüyorum; eğer Rabbim nasip ederse, amenna. Ben adaylığımı 3 Kasım’da açıkladım. Bunun akabinde, Recep Albayrak kardeşimle, bir sohbet gerçekleştirdik. O sohbet sırasında, ben kendisine AK Parti İl Başkan adayı olduğumu ve bunu genel merkeze bildirdiğimi söyledim. Ben yine Mustafa Keskin’i arayıp kendisine il başkan adayı olduğumu söyledim. Bunlar varken, hiç karşısında aday yokmuş gibi davranması ve böyle bir konuşma gerçekleştirmesi, bizi gerçekten üzdü. Ben bu teşkilatın içerisinden gelmişim. Ben partinin kurucusu olmama rağmen, bugün il delegesi değilim. Partinin kurucuları arasında yer almışım, emek vermişim, maddi ve manevi çaba harcamışım, ama karşılığında vefasızlık göstermişler. Seçim dönemlerinde, yazın sıcağında, kışın soğuğunda, mahalle mahalle, köy köy gezerek, partime oy toplamaya çalışmışım. Merkez İlçe Başkanlığı seçimlerinde, bakıyorum listelere, Fahrettin Şengür, il delegesi değil. Neden değil? Hikmet Keskin zamanında olduğu gibi, Mustafa Keskin’in karşısına aday olarak çıkacağımdan mı korktular? İnsan ister istemez üzülüyor. Biz, Mustafa Keskin’in merkez ilçe başkanı olması için elimizden gelen çabayı sarf ederken, Fevai’nin il başkanı olması için elimizden gelen çabayı sarf ederken, bunlar beni delege bile yapmıyorlar. Ben bir Mehmet Keleş’çiyim, bir de Fahri Çakır’cıyım. Bu bizim alnımıza yazılmış, silsen de silinmiyor. Ben, 2000 yılında Fahri Çakır sırf aday olsun diye milletvekilliği adaylığımı geri çektim. İl başkan adayı olduğumda, kendisi ile görüştüm. Tabii ki, Fahri Çakır’ın, il başkan adaylığım sürecinde beni desteklemesini arzuladım. Yine Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye de aday olacağımı ve kendisinin beni desteklemesini söyledim. O da bana ‘Ben mesajı aldım.’ dedi. Elbette takdir genel merkezin ve ilk kelimeye söyleyecek olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şu anda teşkilatın içindeki küskünleri mümkün mertebe geriye götürebilmek, milletin içerisinde beraber olabilmek, onlarla birlikte hasbihal edebilmek tek arzum. Ben büyüklerimizle ve küçüklerimizle, her zaman bir arada olurum.”

Kılıç: 7-8 bin kişi AK Parti’den istifa ederek Yeniden Refah Partisi’ne geçti

AK Parti Gençlik Kolları Kurucu Üyesi Hikmet Kılıç, ise mevcut il yönetiminin birleştirici olamaması nedeniyle Düzce’de binlerce AK Parti üyesinin başka partiye geçtiğini ileri sürdü. Kılıç, şunları kaydetti:

“Sonuçta Düzce’de AK Parti İl Başkanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı temsil eder. Reisi temsil eden bir insanın da gayet düzgün bir şekilde, Düzce kamuoyunu aydınlatıcı ve kelimeleri düzgün seçerek konuşması lazım. Bu makama her kes talip olamıyor, bu nedenle. Şimdi biz İl Başkanı Mustafa Keskin’i neden eleştiriyoruz. Şimdi birincisi; il başkanının seçimlerde almış olduğu beş belediye, beş kayıp, bir milletvekili kaybı. İkincisi, Metin Kaşıkoğlu denen şahsın, bundan 6-7 ay önce AK Parti’ye ağır eleştiriler bulunmasına rağmen, İl Başkanları Toplantısı’na davet edip de, İl Başkanı Mustafa Keskin ve yönetim kurulu, Metin Kaşıkoğlu’nu dinliyorlar, tek kelime edemiyorlar, ama Kaşıkoğlu, Recep Tayyip Erdoğan’ı orada eleştiriyor. Kimse sesini çıkartamıyor. Bir il başkanı, Genel Başkanını, Cumhurbaşkanını, reisini orada savunmayacak da ne zaman savunacak? Yine Metin Kaşıkoğlu katıldığı televizyon programında Cumhurbaşkanımıza yönelik ‘tek adam rejimi, şımarık’ gibi cümleler kurarken, yine il başkanı ve yönetiminden ses çıkmıyor. Ki; Metin Kaşıkoğlu denen adam, AK Parti sayesinde, 2 dönem milletvekiliği, bir dönem il başkanlığı yaptı. AK Parti olmasaydı, bu adamın Düzce’de adı, sanı bilinmeyecekti. Yine Mustafa Keskin’in ilk listesinde, gençlik kollarından gelen gerçekten tecrübeli kişileri listesine almadı. Biz, Recep Tayyip Erdoğan aşkı ile yetiştik. Ben 98 yılında Pınarhisar Cezaevi’nin önünde araba içerisinde yatmış birisi olarak, daha parti bile kurulmadan Recep Tayyip Erdoğan aşkı ile yaşadım. Bu anlatılmaz bir duygu. Benim içimdeki ilk günkü aşk, hala devam ediyor. Biz görev beklerken, bize görev verilmemesi çok büyük yanlış. Mustafa Keskin’i, partiyi toparlayamadığı, küskünleri bir araya getiremediği, üye kaybı yaşattığı, oy kaybı yaşattığı için, istemiyoruz. Şu anda AK Parti’den, Yeniden Refah Partisi’ne katılımların çok yüksek olduğu, 7-8 bin AK Parti üyesinin AK Parti’den istifa edip Yeniden Refah Partisi’ne geçtiği duyumlarını aldım. Yani Yeniden Refah Partili bazıları diyor ki; ‘AK Partililer yuvalarına geri dönüyor.’”

Şengür: Mustafa Keskin’in yanında yönetiminden bir-iki kişi dışında kimse yok

AK Parti’de yaşanan istifaların tek sebebinin Mustafa Keskin olduğunu anlatan Şengür, şu ifadelere yer verdi:

“Benim aday olmamdaki en büyük sebeplerden bir tanesi, partimizdeki küskünler ve partimizdeki kopukluklar. Beraber, yönetim kurulunda olduğumuz bazı arkadaşlar ve bazı delegeler istifa etmeye başladı. Şimdi bir defa; il başkanısın ve bunun önüne geçemiyorsun. Mesela isim zikretmeyeceğim, birlikte yönetimde görev yaptığımız bir arkadaşımız, AK Parti’den istifa ederek, MHP’ye geçti. Bu arkadaşımızın soy ismi de Durmazoğlu. Mesel şimdiki parti yönetimi döneminde, delegelerin içinden istifa edenler var. Mustafa Keskin, il başkanı olarak kendi yönetimini bile toplayamıyor. Biz bunu gazetelerden okuyoruz. Yine ikincisi, Mustafa Keskin’in görüşmek için yanına giden, onunla görüşmek isteyen birisiyle, doğru dürüst sohbet etmedikten sonra, gelen kişiyi kırdıktan sonra, bu partiyi nasıl toparlayacaksın. İnsanların AK Parti’den istifa ederek ayrılmalarının sebebi, şu andaki il başkanı. Sen insanları dinlemez isen, onların sorunları ile ilgilenmez isen, insanlara hep tepeden bakar isen, insanlar da sana kırılır ve küser. Ben bu partinin kurulduğu günden bu yana tüm yönetimlerde bulundum. İl başkanlığı, Mustafa Keskin’e tebliğ edildiyse, Düzce’nin sıkıntıları ve insanların problemleri ile ilgilenecek. Ama bu Mustafa Keskin’de yok. Yanında da yönetiminden bir iki kişinin dışında kimse yok.”

Kılıç: Keskin reisin mirasından yiyor

AK Parti’de yaşanan oy kayıpları ve art arda gelen istifalar ile ilgili “Keskin Reis’in mirasından yiyor.” açıklamasında bulunan Kılıç, şunlara değindi:

“AK Parti’nin şu anki yönetiminde ahde vefa yok! Düzce küçük bir yer, burası Türkiye’nin minyatürü. Bugün İYİ Partisi, Saadet Partisi, CHP, MHP hiçbir parti gözetmeksizin bir karar alınırken birlikte hareket edilmesi lazım. Biz Düzce’ye hizmet etmek için ortaya çıkmış bütün partilerin, şu an Düzce’de il başkanlıkları olan partilerin, Düzce’ye daha iyi hizmet etmek, Düzce’yi daha yukarlara taşımak için halkın karşısına çıkarak kendilerini anlatıyor. Bugün iktidarın sahibi olan AK Parti İl Teşkilatı, reisin mirasından yiyor. Recep Tayyip Erdoğan faktörü çok büyük. Hiç kimse kendisini partinin üstünde görmesin. Bu dava ümmet davasıdır, bu dava Türkiye davasıdır, bu dava mazlumların, kısık seslerin sesidir. Yani Recep Tayyip Erdoğan davası, sadece parti davası olarak görülmemeli.”

HABER: Savaş ARI