Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programına konuk olan Düzce Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Mustafa Kayıkçı, esnafın pandemi döneminde yaşadığı sıkıntılardan oda olarak nasıl çözüm yolları aradıklarına, Düzcespor yararına düzenlenen Anıtpark’taki tepki çeken kermesten esnafa sağlanan kredilere, çalışmalarını takdir ettiği Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’den Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Ertan Taşlı’nın 1.5 milyon TL’lik makam aracına kadar birçok konuda açıklama ve yorumlarda bulundu.

“Başkanlık görevinde her zaman esnafın yanında olmaya özen gösterdim”

DESOB Başkanı olarak her zaman Düzceli esnafların sorunları ile ilgilendiklerini dile getiren Kayıkçı, şu ifadelere yer verdi:

“Ben esnaf ve sanatkâr olduğum için, öyle bir zaman geldi ki; odada görev almak durumunda kaldım. Ben 18 yıl Düzce Demir ve Madeni Sanatkârla Odası’nın Başkanlığını yaptım. 14’üncü yılımda da, başkanlığım devam ederken, Birlik Başkanlığı nasip oldu. Arkadaşlarım, öyle teveccüh ettiler ve ‘Sen Birlik Başkanı Olmalısın’ dediler ve başkan olduk. Ama tabii ki de mesleğim bu değil. Mesleğim, sanayi çarşısında esnafım. Bizim bulunduğumuz görevi, ciddiyet ve yasalara uygun yapmamız lazım. Terazide iki tane göz var. O gözün birisinde Devlet var, diğerinde ise esnaflar var. Ben görevimde her zaman Düzce esnafının yanında olmaya özen gösterdim. Ben esnafımız haksızlığa uğradığında, sahip çıkmak zorundayım. Benim görüşüm o dur. Biz hep doğruyu bilemeyebiliriz. Esnafın her zaman, her dakika yanında olmaya gayret ettim, bugüne kadar. Ama ben yalnız değilim, 27 tane meslek odamız var. Biz ilçelerdeki meslek odaları dahil, büyük bir ekibiz. Bu ekipleri de esnaflar kendileri seçerler. Yani biz atanarak gelmiyoruz. Her odanın kendi bir yönetimi vardır. Kanuna uygun olduktan sonra bizim için, onların seçtikleri yönetimlerden sorumludur her zaman. Tabi ki bir aksaklık, eksiklik olduğu zaman prosedür neyse, biz onu uygularız. Bizim tüzel bir kimliğimiz var. Yani biz hem Devlet tarafındayız, hem de esnaf tarafındayız. Ama benim durumumu sorarsanız, ben olabildiği kadar esnaf tarafındayım, halk tarafındayım. Mesela şu örneği vereyim; bir gün Lokantacılar Odası Başkanım benim yanıma geldi ve anahtarı masama attı. Eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş döneminde, lokantacılar esnafları masaları dışarıya koydukları için ağır cezalar, ağır bedeller ödüyordu. O gün bana ‘Başkanım ben bu işi yapamıyorum. Belediyeden bu konu ile ilgili randevu istiyorum, vermiyorlar. Ben başkanlığı bırakacağım’ dedi. Yani Mehmet Keleş döneminde bir taksi durağındaki bir taksi ne kadar ödüyorsa, lokantacılar esnafımızda o kadar kira ödemek zorunda bırakıldı. Ben devreye girmem ile birlikte Düzce Belediyesi, bu uygulamadan vazgeçmek zorunda kaldı.”

“Aidat mesajları sistemsel bir hatadan kaynaklandı”

Yeni Tip Covid – 19 salgını nedeniyle zor durumda kahveci esnafından Düzce Otel ve Kahveciler Odası’nın SMS mesaj yolu ile aidat istemesinin sistemsel bir hatadan kaynaklandığını kaydeden Kayıkçı, konuya şu açıklığı getirdi:

 “Otelciler ve Kahveciler Odası’nın ben yönetim kurulu üyesiyim. Burada karışan sistem şu; bunlar otomatik olarak, her 6 ayda bir kullanılan sistem üzerinden üyelere mesaj atılıyor. Borcu olsun olmasın. ‘Borcunuzu şu tarihe kadar ödeyiniz’ diye. Bu aidat işi tamamen sistemsel bir şey. Burada bir karışıklık oldu, bu nedenle sistemi kapattılar. Yani şu anda, ödeyemeyenden kimsenin zorla bir para alma durumu yok.”

“Düzce esnafı salgın nedeniyle çok büyük bir darbe yedi”

Düzce esnafların salgın nedeniyle çok büyük darbe yediklerini, kendilerinin ise esnafların sorunlarını ilgili yerlere ulaştırdıklarını ve sorunların çözümü için sürekli görüşmeler yaptıklarını belirten DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biliyorsunuz ki; pandemi sürecinden önce de bir kriz vardı. Bir de üzerine pandemi girince, bu çok kötü oldu. İş yerleri kapandı, büyük marketler açık kaldı. Yani Düzce esnafı çok büyük bir darbe yedi. Hala daha bu darbenin içinde olup; hala daha aç olan esnaflarımız var. Mesela kahveci esnafım, oyun yok diye çok kötü günler geçiriyor. Biz özellikle kahvehaneci esnafı için özel bir proje geliştirilmesini istedik. Biliyorsunuz yıl sonu geliyor. Bu esnaflarımız vergi borçlarını, prim borçlarını, SGK – Bağkur borçlarını nasıl ödeyecek? Bu yüzden kahvehaneci esnafına en azından bir destek verilsin. Çünkü bu esnaflar bugüne kadar vergilerini ödedi, sigortalarını ödedi, kira ödedi. Biz bu sıkıntıları bire bir yakından takip ediyoruz ve bu konuları ulaştırabileceğimiz yerlere kadar ulaştırıyoruz.”

“Düzcespor yararına düzenlenen kermese bizi dahil etmediler”

15-25 Ekim tarihleri arasında salgına rağmen Anıtpark Meydanı’nda düzenlenen kermese karşı olduğunu, ancak söz konusu Düzcespor olduğu için susmak zorunda kaldığını söyleyen Kayıkçı, şunları kaydetti:

“Düzcespor yararına Anıtpark Meydanı’nda düzenlenen kermese, maalesef Düzce esnafları dahil edilmedi. Eğer bu kermese bizler de dahil edilseydik, ortaya çok güzel şeyler çıkardı. Biliyorsunuz, tüm düğünler ertelenmiş, toplantılar ve hatta kongreler ertelenmiş. Düzcespor olduğu için ben bu duruma ses çıkartmadım. Düzcespor’da bir darboğaz var şu anda. Kermes düzenleneceğini ben, o stantlar kurulurken duydum. Benim zaten bir görüşüm var. Ben baştan beri zaten faturası olmayan, işletme fişi olmayan, hijyeni olmayan takibi yapılamayan kermes veya satış yapılan yerlere karşıyım. Benim mesela döner kesen ve yanında işçi çalıştıran esnafımın hijyen belgesi var, sağlıkla ilgili belgesi var. Yani kalıcı olmayan şeylere ben karşıyım. Yoksa insanımızın bazı kesimleri bunları ister, ama daletli olmak lazım bu konuda. Ben de adaletten yanayım. Anıtpark Meydanında ki olay ilk başta bir fuar olarak zannedilmiş, ama bu kadar kalabalık olacağı hiç zannedilmemiş. Bu tip işler yapılırken, bizleri de içlerine dahil etselerdi, ben daha farklı şeyler yapardım. Ne yaradınız derseniz? Ben bunu Düzce’nin merkezine istemezdim. Ama oldu bir kere. Yapacak bir şey yok bu konuda. Bundan sonra böyle bir şeyin olma şansı da artık yok! Orada, sosyal mesafe de olsaydı, gelenlerin maskesi de olsaydı, o kadar kalabalıkta olmasaydı, bunu bizim kabul etmemiz asla mümkün değil. Bu baştan sona adaletsizliktir.

“Düzce’de spor okulu açılacak”

Düzcespor A.Ş’nin kurulduğunu ve Düzce’de spora yönelik bir çok projenin olduğu bilgisini veren Kayıkçı, şunları konuştu:

“Düzcespor A.Ş. kuruldu. Ben de yönetim kurulu üyesiyim. Burada Düzcespor’un altyapısı ile ilgili bir projemiz var. Bu projede, Düzcespor’un oyuncularının Düzce’de yetişmesini amaçlıyoruz. Bizim şu anda Düzcespor altyapısında oynayan birçok gençlerimiz ve çocuklarımız var. Bunlar burada yetişsinler. Bir futbol okulu düşünülüyor mesela. Bunu benim açıklamam ne kadar doğru olur bilmiyorum ama; Türkiye’de ki 4 büyük futbol kulübünün de işbirliği ile yapılacak bu. Sayın bakanımız bu konuda çok büyük düşünüyor. Burada asıl kalıcı olacak olan, Düzce’de sporu geliştirmek olacak.”

“Düzce’de 9 bin 860 esnaf kredi kullandı”

Pandemi döneminde Düzce’de 9 bin 860 esnafın kredi kullandığına dikkat çeken Kayıkçı, Düzce’de kredisiz esnafın olmadığını vurgulayarak, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Türkiye’de yeniden Koronavirüs salgına karşı önlemler alınırsa, esnaflarımız bu durumun altından kalkamaz. Nasıl kalkacak? Esnaf zaten şu anda borçlu. Düzce genelinde 9 bin 860 tane esnafımız Kredi Kefalet Kooperatifi aracılıkları ile kredi kullanmış. Yani Düzce’de kredisiz esnaf yok.”

“Oda Başkanlığından 14 yıldır maaş almadım”

Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın “Siz DESOB Başkanlığı’ndan ne kadar maaş alıyorsunuz?” sorusu üzerine Kayıkçı, şu cevabı verdi:

“Ben kendi paramı harcarım. Devlet bize, 4 asgari ücret tutarında brüt bir maaş belirlemiş. Yani karşılığı 12 bin TL. Ama ben daha hiç bugüne kadar bordoyu doldurup hiç maaş almadım. 14 senedir ben maaş almadım. Mesela bir oturum ücreti belirlenmiş bize, o oturum ücreti alınmak zorunda. O oturum ücreti de kanserli bir çocuğum var, ona gider. Ben sadece kendi paramı yiyorum, kimsenin parasını yemiyorum çok şükür. Ben bu işi gönüllü yapıyorum. Esnaf Odalar Birliğine Audi’yi ben aldım, odadan almadığım maaşlarla. Elbette bineceğim, binmeyecek miyim arabaya? Neyle gideceğim ben sağ-sola, minibüsle mi gideceğim? Benim özel arabam da var. Hatta resmi plakalı Audi’ye 5 çeker. Ben gündüz oldu mu, resmi işlerime resmi araçla giderim.”

“Ertan Taşlı makam aracını odaya aldı, kendisine almadı”

Esnafın tepkisi üzerine Öncü Haber’in gündeme taşıdığı ve Düzce kamuoyunda büyük tartışmalara konu olan Düzce Esnaf Kredi ve Kefalet Başkanı Ertan Taşlı’nın 1.5 milyonluk makam aracı ile ilgili haberleri basından öğrendiğini ifade eden Kayıkçı, şunları söyledi:

“Ben de Ertan Taşlı’nın yeni makam aracını, basından öğrendim ve kendisine sordum. O araba yeni alınmamış, mart ayında almışlar. Kendi arabalarının üzerine 200 bin TL gibi bir fark vermişler. Otomobil fiyatları artınca, kar ettiklerini söylediler. Bu bana söylenen. Eski makam aracının üzerine 200 bin TL fark verilmiş. Bunların konuşulması çok mesnetsizce. Nihayetinde araba bu yani. Sırtına bağlayıp gitmeyecek, kendi babasının malı değil. Ben büyük İstanbul gibi, İzmir gibi ve Bursa gibi büyük şehirlerde, Esnaf Odası Başkanlığı yapsam, maaş alırım. Çünkü mesai harcıyorum diye düşünürüm. Benim esnafım küçük esnaf. Benim küçük esnafım eli titreyerek aidat öderken, ben o odadan maaş alamam. Bana hatta bir zamanlar şunu söylediler; madem bunu almıyorsun, bunu bağışla. Parayı herkes sever. Ama benim teşkilatımda böyle bir imkan yok. Böyle bir imkan olsaydı ben de harcadığım mesainin karşılığını isterdim. Biz odaya arabayı 340 bin TL’ye almıştık. Arabalarda şimdi dövizden dolayı çok büyük farklar yerdi ya; o yüzden pahalı. Yani benim bindiğim araba trilyonluk değil. Trilyonluk arabalar farklı. İsim vermiyorum, ama bir başka arabaya binilebilir. Ben zaten lüzumsuz olduğu zaman makam aracına binmiyorum.”

“Esnafların sorunları ile ilgili Başkan Faruk Özlü ile çok ciddi çalışıyoruz”

“Düzce Belediyesi ile esnafların sıkıntıları yönünde çok ciddi çalışıyoruz.” ifadelerini kullanan Kayıkçı, şöyle devam etti:

“Buradan da Sayın Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü’ye teşekkür ediyorum. Sadece maske imalatında 1 trilyona kadar masraf ettiler. Bu maskelerden esnafımıza ve bize de gönderdiler. Ben mutluyum belediyeden. Nesinden mutluyum biliyor musunuz? Düzce’nin yıllardır sorunu haline gelen ve Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir çöp tesisi projesi var. Bilmeyenler, görmeyenler, konuşanlar, gidip görsünler. Konuşmasınlar lütfen! Bakın, yukarıdan su akmıyor, musluklara su gelmiyor, çeşmeden su içilmiyor. Burada yaptığı projeyi ve aldığı yerden suyu bu insanlar mutlaka görüyorlar. Benim Faruk Özlü’nün reklamını yapacak halim yok, ama doğruyu kim yaptıysa ‘doğru’ diyecek halim var. Ben Düzce Belediyesi’ne bu konuda minnettarım. Belediye başkanımıza ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Çok güzel şeyler oluyor. Bir tek zorumuz var, ama bir tek şeyimiz var. Şehrin göbeğine 2 tane park yapılıyor biliyorsunuz, Millet Parkı olarak. Çok Güzelde projede gerçekleştiriliyor. Fakat kapatılan o koridordan Spor Sokağa kadar olan kısımda çok insan sirkülasyonu oluyor. Öbür tarafa bir kişi gidemiyor. Ben sadece bu konuya bir çözüm bulunmasını istiyorum.”  

“Düzce’de bu dönemde işyeri kapatan esnaftan çok, işyeri açan esnaf var”

Pandemi döneminde Düzce’de işyeri kapatan esnaftan çok, işyeri açan esnaf olduğu bilgisini veren Kayıkçı, son olarak şunları belirtti:

“Şunu söyleyeyim, esnafın açanı kapatandan daha fazla. Düzce’de yeni işyerleri açılıyor sürekli. Günümüzde herkes ekmek peşinde, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu pandemi olmasaydı, yeni işyerleri açılması ile ilgili Düzce Belediyesi ve esnaf odaları arasında bir hakem kurulu kurulacaktı. Yani bu caddeye bu kuaför olmalı mı, olmamalı mı, diye. Kapasitesi nedir? Bu bakkal buraya açılmalı mı, şu 3 harfli market ve bilmem ne rakamlı market buraya gelebilir mi, diye. Bunların üzerinde çalışıyorduk. Bu konuyla ilgili Bakanlıkta her şeyimiz tamamdı, ama araya pandemi girdi.”

Haber: Savaş ARI