Öncü TV ve Öncü Radyo’da ortak yayınlanan ‘Kitabın Ortasından’ programının bu haftaki konuğu AK Parti Düzce Milletvekili Fahri Çakır oldu. Cuma akşamlarının vazgeçilmez programı olan “Kitabın Ortasından” programını, gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya üzerinden binlerce vatandaş takip etti.

Programda, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın sorularını yanıtlayan Milletvekili Fahri Çakır, Düzce’ye ilişkin birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

yapılan yatırımlardan, OSB’lerin durumuna, geçmiş dönemdeki Cumayeri ilçesinde yaşanan ve yargıya taşınan ihale usulsüzlüğünden, Akçakoca Belediyesindeki maaş krizine kadar, birçok konuya değindi.

“Neden sahada değil?” eleştirilerine açıklık getirdi

“Milletvekili Fahri Çakır neden sahada değil?” eleştirilerine cevap veren Çakır, “Tabii dilin kemiği yok, dil öyle de söyler böyle de… İktidar olmak ve siyaset yapmak böyle bir şeydir. Eleştiriye açık ve hazır olacaksınız; bunlardan büyük memnuniyet duyuyorum. Konsantrasyonumu artırıyor. Düzce statik bir kent değil ve sürekli dinamik bir kent. Küçük ölçekli olsa da büyük düşünen bir kent ve Türkiye’nin gündemine sürekli etki eden bir kent. Türkiye siyasetinin fotoğrafını çekme biçimini burada yaşıyoruz. Serzenişlerin bu kadar kapsamlı olmasının nedenlerinden birisi de budur. Yaklaşık 20 yıllık iktidarımızda, komşu illeri bile kıskandıran hizmetleri ve yatırımları alan bir şehirdir. Bu partimizin kuruculuğunu yapmış bir şahıs olarak şeref duyuyorum ve Düzce’ye çakılan her çiviye saygı duyuyorum ancak şunu yapmıyorum; eğer bir eksiklikse kabul ediyorum. Çok fazla sosyal medya kullanmıyorum. Sosyal medyayı da danışmanlarımla lüzumuna binaen çok sınırlı sayıda kullanıyorum, çok fazla alışkanlığım yok.” diye konuştu.

“Güvenlik görevlilerinin kadroya alınması için ufak da olsa bir adım atıldı”

Güvenlik görevlilerinin kadro talebi ile ilgili konuşan Çakır, “Buna ilişkin kamu görüşünde bir değişim bekliyoruz, şu an sosyal politikalarda. Yurtlarda güvenlik hizmeti, güvenlik firmalarından alınıyordu. Yaygın uygulamada bu var. Münferit de olsa, yurtlarla alakalı yeni bir alımın gerçekleştirileceği bu alımlarla ilgili çalışmaların yapıldığı ve çok sınırlı sayıda da başladığını söyleyebilirim. Milli eğitim için de aynı şey geçerli. Ama daha fazla MEB ile alakalı yurt dediğiniz zaman MEB’i ilgilendiriyor. Bunun yanında sosyal politikaların da değişik kurumları var. Hizmet açısından özel güvenlik alımı şirketlerle sağlanıyor. Bu konuda değişik uygulamalarla ilgili sıkıntılar var. Özellikle bizzat size gelen şikayetlerde olduğu gibi bizim bildiklerimizle örtüşen durumlar var. Kadrolu olma yönünde ufak da olsa bir adım atıldı. Takvimi söylemem mümkün değil ama olacak. Çalışmaları takip edip arkadaşları bu konuda bilgilendiririz inşallah.” şeklinde konuştu.

“Düzce için çok yoğun mücadele ediyorum, 3.2 milyar lira kaynak getirdim”

Yatırımlar noktasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok yoğun bir mücadele içinde olduğunu kaydeden Çakır, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Çok şey var ama rakamlara boğmak istemiyorum. Şehircilik, sağlık, spor, tarım, çevre ile ilgili çok şey yapıyoruz. Bu bir takım oyunudur. Bireysel bir durum söz konusu değil ve kurumsal bir yapı var; adı da AK Parti! Ben AK Parti’nin bir milletvekiliyim. Bu çatı altında ne yaptığım ve ne yapmadığım önemli… Düzce’ye gelen hizmetler, partili dönemde yaklaşık 20 yıllık süre içerisinde, Ticaret ve Sanayi Odası’nı da sayarsak; orada da hep partili olarak çalıştım. Sadece çevre için bile Düzce’ye gelen para miktarı ‘her kuruşunda bir emeğim var’ bugün de dâhil. 3.2 milyar lira kaynak getirdim. Bu devletin resmi rakamıdır. İnanın bütün ayrıntılar var, yukarıdan aşağıya. Siyaseten bu takımın ferdiyim. Siyaseten tüm katkıyı verdim ve keşke daha fazlasını da verebilsem. 6 bin 491 tanesi konut, 7 tane spor salonu, 1 tane öğrenci yurdu, 10 tane ticari ünite, 2 tane hastane, 1 tane lise, 6 tane ilköğretim okulu, 6 cami, 3 sevgi evi, 1 millet bahçesi, 3 tane atık su arıtma tesisi, millet bahçelerine ilçeler dâhil alan tahsisi, atıkları sıfır atık haline getirmek için tesisler, kentsel dönüşüm projeleri, eski sanayi çarşısının taşınmasıyla oluşturulacak yeni dükkânlar ve 2B ile alakalı konular çok önemli biliyorsunuz siz de… Sonuçta tapu sorunları oluşuyor. O zaman tapu miktarı yüzde 30 -35 ve tapusuz miktarı yüzde 60-65 oranındaydı. Şu an bununla ilgili iş öyle bir noktaya geldi ki, rakamları var. Yol yatırımları için sadece 15 yılda gelen, İller Bankası ve Çevre Bakanlığı’ndan gelen paralar yani 2004’te yerel yönetimlere İl Özel İdaresiyle yeni bir kanun geldi (İl Genel Sekreterliği Kanunu);  15 yılda 560 km stabilize, 1098 km asfalt yol yeniden yapılıyor. Bu söylediğim rakamlar resmi rakamlar… Düzce’ye getirdik! Sadece İller Bankası’ndan benim ilime gelen kaynak ve bir kısmı kredi, bir kısmı hibe, toplam 2.2 milyar lira… Bütün bunlar, sadece çevreyle alakalı söylediklerim. Ne yaptınız sorusu çok kolay bir soru ve ben iktidarımızın Düzce ayağında elimden geleni yaptım, şimdi de elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bürokrasi ile ilgili kısımda mütevazı olamayacağım, Düzceli İl Müdürleriyle alakalı altını çizerek söylüyorum, son derece güzel çalışıyoruz ve mesafe kat ediyoruz. Örneğin, Çevre Müdürümüz Nurhan hanım (Nurhan Kartal) ile çok iyi çalışıyoruz. Tarım İl Müdürümüz, Düzceli; çalışıyoruz. Sağlık Müdürü Yasin bey (Yasin Yılmaz) ile çalışıyoruz; ‘Bu memleket senin’ diyoruz. Gençlik Spor Müdürü, Düzceli; çalışıyoruz. Sayamadıklarım kusura bakmasın, Düzceliliğin; mikro-milliyetçiliğin de artı faydası var. Kimse kanunun üzerinde değil ama benim il müdürüm gelecek, onun arkasındaki siyasi takımı bu işin altını dolduracak; biz de elimizden gelen gayreti sarf ederek biz bu şekilde çalışmayı Düzceli il müdürleriyle çalışmayı destekleyen ve yaşayan birisiyim. Düzceli olmayanlar da başarı sağladı bunu da ekleyelim. Bunu da artı değer olarak kabul ediyorum.”

“Turizm mevsimi gelmeden, inşallah turizm müdürünü getireceğiz”

Düzce’de turizm yılı ilan edilmesinin ardından, vekaleten yönetilen Düzce İl Turizm Müdürlüğüne, asaleten atama yapılması için çalışmalarının olduğunu ifade eden Çakır, konu ile ilgili şunları söyledi:

 “Yazıyı okudum, yazının başlığı gazetecilik yapan birisi için güzel ama bizim için güzel değil. Düzce’de turizm il müdürü olmalı! Çok net olarak şunu söyledik, hiçbir şeyi hesap etmiyorum… Turizm İl Müdürümüzün, Ispartalı il müdürümüzden bahsediyorum. Onun görevden ayrılmasından sonra Turizm Bakanlığımız ile İl Başkanım, Milletvekilimiz Ayşe Keşir ve Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü onun da fikriyle birlikte şunu söyledik; ‘Sayın Bakan, Bakan Yardımcılarından Nadir Alparslan bizzat dâhil olmak kaydıyla bize Turizm İl Müdür gönder, bakanlıktan gönder. Bakanlığın yolunu yordamını bilen birisi olsun; biz yerel altyapısını doldururuz. Bize Ankara’yı bilen bir müdür gönderirseniz, kısa sürede yol alırız.’ ‘Tamam’ denildi ama şu ana kadar netice alamadık! Bugün de geçerli, bakanlığı iyi biliyor olması. Hiçbirimiz de isim önermedik beklediğimiz tek şey, bakanlık yolu yordamını bilen biri olmasıdır. Şu ana kadar gelmesi gerekiyordu, hız kazandırmamız gerekiyor. Turizm mevsimi gelmeden inşallah, turizm müdürümü getiririz.”

“Yığılca yolunun bugüne kadar bitmemesi benim üzüntü kaynağımdır”

Düzce’nin kanayan yarası haline gelen ve yöre halkının en büyük sorunları arasında bulunan Yığılca yolu çalışmalarına da değinen Çakır, şu ifadeleri kullandı:

“2004 Yerel Seçimlerinde, Ali Kemal Sezgin kardeşimizin Yığılca adaylığı döneminde, Düzce – Yığılca yolunun sözünü veren benim! Bunu söyletmek istiyorsunuz zaten, al bir kere daha söyledim. Bu meselenin faturası bende, öz eleştiri olarak 40 km yol 20 senedir söylüyoruz. Bu yolun ödenekle alakalı kısmı geliyor peyderpey ancak topluca gelemiyor. Topluca gelmesi için çok büyük para gelmesi gerekiyor, yaklaşık 40 milyon lira ve bu eskalasyon farkıyla 50 milyonu aşacağı söyleniyor. Çalışma var ama ödenekle ilgili sıkıntı var ve ilerleme konusu tatmin edici değildir. Bitmemesi benim üzüntü kaynağımdır.“

“Karadeniz Sahil Yolu ile ilgili sıkıntıları genel müdüre ilettim”

Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın sorusu üzerine, Karadeniz Sahil Yolu’ndaki sıkıntıyı da anlatan Çakır, şunları kaydetti:

“Karadeniz Sahil Yolu’nun 12 km’lik kısmı benim ilçemde, bir kısmı da Akçakoca’da! Giriyorsunuz duble yol otoban gibi zank diye tek yola düşüyor ve diğer taraftan da gelirken aynı şekilde. Bu gerçekten bir eksiklik, eleştiriyi yapan sonuna kadar haklıdır. Yolu bitirmek boynumuzun borcudur. Karayolları Genel Müdürü ile oturdum, bunu konuştum. 

“Düzce’yi yönetenler EDS şikayetlerini dikkate aldı”

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün EDS’lerin kaldırılması ile ilgili girişimde bulunmasına değinen Çakır, şu ifadelere yer verdi:

“Güncel bir tartışma ve en güncelinden bahsedeceğim. Hiçbir şahsın elinde öyle bir güç yok, kimsenin elinde bir buton yok. Devletin mülki idaresi var, valilik sadece işin emniyet boyutunda. EDS’ye uygun araba sürsen tehlike var, EDS’yi uygulasan sıkıntı var. Düzce’nin kendine özgü D-100 denen bir karayolu var ve EDS orada da devrede. Çok ciddi şikâyetler geldi. Düzce’yi yönetenler dikkate aldı bunu, valilik, belediye ve herkes bir araya geldi. Şikâyetin üzerinde bir çalışma yapılıyor. Sayın valimizin de haberdar edildiği bir boyut var. Para benden çıktıktan sonra kime, ne oranda gittiği hiç önemli değil. Bu vatandaşı hiç ilgilendiren bir taraf değil. Burada önemli olan hız sınırıdır ve genel sistemi Düzce ölçeğine uyarlamak lazım. Her noktada genel olmaz orada özel uygulayacaksın. O güzergâhta özel bir hız sınırı uygulayacaksın. Belediye başta olmak üzere bu iş üzerinde çalışılıyor. Bir aşama kaydedileceğine inanıyorum. “

“İGM’ye MHP’nin de oyları ile bir başkanın seçilmesi arzumdur”

Nisan ayının başında yapılacak olan İl Genel Meclisi seçimlerinde menzil cemaatine yakın bir isim getirileceği ile ilgili iddiaları yanıtlayan Çakır, “Menzilci diye bir şey yok. Bu laf benim hoşuma gitmiyor. Şucu bucu meselesi bize uyan bir laf değil, AK Partili olsun öncelikle. İGM hatta merkezden olsun ya da ilçeden olsun. Merkezden toplanıp, merkezden dağılıyor. Merkez olursa, diğer ilçelerle ilgili serzenişler de ortadan kalkar. Mümkün olduğu kadar tecrübesi olsun, idari tecrübesi olsun. Yaş itibariyle de bir adım önde olan kardeşlerimizden olursa, yine biraz daha tercih sebebi olur. Biz ittifakız! Sadece AK Parti oylarıyla seçilen başkan yerine, MHP oylarıyla da seçilen bir başkanın olması arzumdur. Menzille alakalı meseleyi, siyasi polemik olarak gündeme sokmak istemiyorum. Bu topraklardan da veliler çıkmış ve şöyle denilmiş. Nebiler Arap toprakları ve topraklardan, veliler Türk toprakları ve Türkler’den çıkmış. Bundan keyif alıyorum Türk’üm ve Müslümanım. İslam dinine katkı sağlayan herkes benim için eli öpülesidir.”

“Dursun Ay parti noktasında değerlendirilir, inşallah böyle olur”

Bir önceki seçimlerde olduğu gibi bu İl Genel Meclisi Seçimleri’nde de Dursun Ay’a destek verdiğini ve teşkilatın da aynı yönde karar vermesini umduğunu dile getiren Çakır, şöyle konuştu:

“Bir kere futbol maçı oynamıyoruz, gol meselesine bir açıklık getirelim. Zaman tekrar geriye sarsa, tuttuğum birinden kolay kolay vazgeçmem. Bir tane il başkanı olacak! İl Başkanı Mustafa Keskin’le kayıtsız şartsız devam etmek isteyen birisiyim, şu an dâhil. İl Genel Meclisi Başkanlığı ile Başkanlık tekrar önümüzde; nisanın ilk haftasında. Bizde bir gelenektir, İGM Başkanlığı bir dönemde 2 başkan tarafından yapılır, TBMM’de de böyledir. Bu konuda benzer uygulamalar vardır. Dursun Ay kardeşimiz, partimiz tarafından başkan noktasında değerlendirilir ancak benim her İGM üyesi arkadaşım bu başkanlığı yapacak kapasitededir. Siyaseten benim bakışım ve mesafem budur ancak böyle bir kanaatim var. İnşallah böyle sonuçlanır.”

Programın tamamını izlemek için tıklayınız: https://www.youtube.com/watch?v=x0fWKWkADcw

HABER: Savaş ARI