Sulama ve taşkın kontrolü amacıyla 1972'de Yığılca ilçesi Küçük Melen Çayı üzerinde inşa edilen baraj, 80 metre yüksekliğe ve 1 milyon 651 bin metreküp su kapasitesine sahip. Bu özelliğiyle kentte bulunan 2 aktif barajın büyüğü olan Hasanlar Barajı, 26 bin 450 hektarlık alana sulama hizmeti veriyor.

AA-20230106-29922799-29922793-YAGIS_AZLIGI_HASANLAR_BARAJINDA_SU_SEVIYESINI_DUSURDU

Düzce Ovası'nda yürütülen tarımsal faaliyetlere önemli katkı sağlayan baraj, kentte aktif tarım yapılan 30 bin dönüm arazinin yüzde 45'inin su ihtiyacını karşılıyor.

Bölgede yağış azlığı nedeniyle su seviyesi düşen Hasanlar Barajı'nda doluluk oranı yüzde 44 olarak ölçüldü.

AA-20230106-29922799-29922796-YAGIS_AZLIGI_HASANLAR_BARAJINDA_SU_SEVIYESINI_DUSURDU

Geçen yıl aynı dönemde su seviyesi tam kapasite olan barajda kuraklık nedeniyle suların çekilmesi sonucu toprakta çatlaklar oluştu.

"Dünya genelinde yağışlarda azalma, sıcaklıklarda artış var"

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Yıldız, AA muhabirine, dünya genelinde yağışlarda azalma, sıcaklıklarda artış olduğunu söyledi.

Yıl içinde yağışların toplamında çok farklılık yokmuş gibi görüldüğünü dile getiren Yıldız, "Fakat yıl içindeki yağış dağılımında anormallikler oluyor. Bazen pik yapıyor, bazen ise uzun süre yağış olmuyor. Bu da özellikle su kaynaklarının ve bitkilerin, tarım alanlarının etkilenmesine neden oluyor. Yavaş yavaş toprağa inen yağış alttaki yer altı su kaynaklarını beslerken, su aniden gelirse bu, toprağın altına girip barajları veya diğer su kaynaklarını besleyen yer altı sularının dolmasına müsaade etmiyor." diye konuştu.

Yıldız, son yıllarda yağışların yer altı sularını beslememesi ve yüzeysel olmasının büyük sorun olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Yağışların yüzeysel olması, barajların yaz aylarına doğru sürekli olarak dolma süresini azaltıyor. Asıl sorun barajın dolu olması değil, kaynakların dolmaması. Bu da toprağın içerisine suyun girmemesine, toprağın üzerinde yüzeysel akışa sebep oluyor. Yağış yavaş yavaş yeryüzüne inse toprağa girmesi daha kolay olacak ve yer altı su kaynaklarına karışacak. Bu da uzun süreli besleme kaynağı oluşturuyor."

Yağış azlığının sadece içme suyu olarak değil, bitkiler açısından da sorun teşkil ettiğini anlatan Yıldız, şubat veya martta kar yağması durumunda yazın bitkilerin kuraklıktan etkilenmesinin daha sınırlı olacağını kaydetti.

Prof. Dr. Oktay Yıldız, kar yağmaması durumunda bitkilerin olduğu yerlerdeki su kaynaklarının kurumaya veya azalmaya başlayacağına dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Bu dönemlerde havaların sıcak gitmesi bitkiler açısından pek de iyi değil. Şu anda bazı bitkiler uyumasa bile birçoğu uyku döneminde. Uyku döneminde belli süre ayaz yemeleri lazım. Bu soğuğu yemezlerse ilkbaharda tomurcuk patlatamazlar." ÖNCÜ HABER/AA