Son olarak belediye meclisinden ağırlama ve yeme-içme için 3.5 milyon TL ek bütçe istenmesini sorgulayan Ünsal, yerel seçimlere 1 yıldan az bir süre kala Akçakoca Belediyesi’ni hizmet üretemez hale getirenler için başta MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu olmak üzere ilgililerin harekete geçmesi gerektiğine işaret etti.

Beceriksiz yönetim yüzünden devlet malının göz göre göre heba edildiğine dikkat çeken deneyimli gazeteci, “Belediye zarar ediyor, belediye kaybediyor birileri kazanıyor.” diyerek, kişisel menfaatin ön planda tutulduğunu vurguladı.

Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri geniş kitlelere ulaşan ‘Yorumlu-yorum’ programında gündemde öne çıkan konuları kendine özgü üslubuyla ele alan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, tarihinin en kötü yönetimiyle karşı karşıya olan Akçakoca Belediyesi’ndeki sorunlar silsilesini ele aldı. Birçok seçimi kaybettikten sonra 2019 yılında Akçakoca halkının oylarıyla koltuğa oturmayı başaran Belediye Başkanı Okan Yanmaz’ın belediyeyi düşürdüğü hal göz önüne alınınca adeta halkı cezalandıran bir yönetim şekli sergilediği eleştirisinde bulundu. Ünsal, konuşmasında şu değerlendirmeleri yaptı:

“Akçakoca Belediyesi iflas etti.” demiştik. Video da çok ciddi şekilde izlendi. Dönüşümleri oldu. Gerekçe şu; 39 milyon ek bütçe istiyorlar. Akçakoca’nın eski Belediye Başkanları Cüneyt Yemenici ve Fikret Albayrak da sosyal medyadan açıklamada bulundu. Birisi ‘israf bütçesidir.’ demişti. Fikret Albayrak’la Okan Yanmaz’ın seçime girdiğinde Okan Yanmaz gazetelere manşet attırmıştı -500 bin TL’ydi o zaman temsil ve ağırlama giderleri- ‘Dana mı kestirdiniz?’ diye yazdırmıştı. Bugün de Fikret Albayrak; ‘Deve mi kestiniz?’ diye çok esprili bir paylaşım yapmış ve aynı şekilde Cüneyt Yemenici de.

39 milyon TL ek bütçe. Akçakoca Belediyesi’nin borcunun haddi hesabı yok. 39 milyonluk ek bütçede ne var? ABİTAŞ var. Katamaran alındı mı satıldı mı tartışmaları devam ederken 15 milyon liracık ABİTAŞ’a yetmemiş para. Akabinde 3 milyon küsur da temsil ve ağırlama giderleri için ek bütçe isteniyor. Başta MHP Düzce İl Başkanı İlhami Caboğlu olmak üzere, bakın bunlar beyt’ül-malın imkânları. Belediye zarar ediyor, belediye kaybediyor birileri kazanıyor. Belediyeyi yöneten Okan Yanmaz’a bakın, ilk defa belediyede işe başlamış babasının belediyede başkan olduğu dönemlerde. O günden bu günlere gelmiş. Ticaretinde hiç zarar etmiş mi, iflas etmiş mi? Yok. Peki, bu belediye niye bu kadar iflas ediyor? 12 tane araba çalışmıyor, tamirde. İş makineleri. Ama birilerine belediyeden iş makineleri kiralanıyor. Bir yerde bir hafriyat şirketi var o hafriyat şirketiyle işiniz olursa ona para kazandırırsanız veya iş yaparsanız belediyede işleriniz hızlanıyor. Bunlar detay ama işin özüne baktığınız zaman belediye kaybederken kim kazanıyor? Soru bu. Akçakoca Belediyesi şu anda Düzce’nin içinde ekonomik olarak en sorunlu belediye. Neden? Her şeyin yükü belediyede. Beceriksiz, başarısız diyemeyiz çünkü kendi kazancında çok mahir. Düzce’de inşaatları var, Akçakoca’da inşaatları var. İnşaatta 80 daire olacaksa 90 daire nasıl olur, onun formülasyonu var. Kendi işlerinde çok başarılılar. Belediye yönetiminde büyük bir sıkıntı var. ABİTAŞ’ın Müdürü Hakan Öztaş, fazla hareketli bir arkadaş. Galiba hesabı, kitabı bilmiyor. Onlar da kendi işlerinde başarılılar. Ama belediyenin parasını yönetirken, belediyenin imkânlarını kullanırken borç üstüne borç, sıkıntı üstüne sıkıntı. ‘Sen ağa ben ağa, inekleri kim sağa’ hesabı, bunların hepsi ağa ama inekler aç. Anadolu’yu işgal ettiği zaman Cengiz Han’ın torunu Hülâgû’yle genç arasında bir hikâye anlatılır ya; işin özünde diyor ki Hülâgû; ‘Biz buraya niye geldik?’. Genç de diyor ki ‘Sizi buraya bizim amellerimiz getirdi.’ Hülâgû, ‘Peki ben buradan nasıl giderim?’ diyor. Genç, ‘Biz ne zaman birlik ve beraberlik içinde birbirimizle uğraşmazsak o zaman gidersin.’ diyor. Akçakoca resmen nimet olarak istediği Okan Yanmaz’ın külfetini yaşıyor. Mükâfat olarak gördüğü oy verdiği insandan ceza görüyor. Bu başlık benim değil, bu başlık bir belediye çalışanının. ‘Biz cezamızı çekiyoruz.’ dedi. 8 ay kaldı, 8 ay sonra ceza mı mükâfat mı ne olduğu belli olur.”