Uzunmustafa Mahallesi’nde 13’üncüsü düzenlenen “Vatandaş Soruyor, Başkan Cevaplıyor” mahalle programına, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ve eski siyasetçi Zekeriya Korkmaz arasında geçen diyalog damga vurdu. Özlü, konuşması sırasında mahalleli bir kadının teşekküründen bahsetti. Daha önce akşamları Konak Gazinosu çevresinde kadınların rahatça yürüyemediğinin kendisine aktarıldığını belirten Özlü, mahallelinin kütüphane yatırımından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bunun üzerine mikrofonu eline alan Beşyüz lakaplı eski Konak Gazinosu işletmecisi Zekeriya Korkmaz, tansiyonu yüksek sözler sarf etti. Geçmişte aralarında geçen diyaloglardan borçlara, kulağa çalınan iddialardan belediyenin gayrimenkul satışlarına kadar birçok defterin açıldığı gerilimi yüksek konuşmalarda, Korkmaz'ın "Ben her duyduğumu anlatsam kıyamet kopar." sözleri dikkat çekti. Toplantı sonrası bir araya gelen Özlü ve Korkmaz'ın birçok konuyu tekrar görüştüğü ve uzlaşı noktasında buluştuğu görüldü.

Whatsapp Image 2025 07 19 At 12.33.54

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 13’üncüsünü Uzunmustafa Mahallesi’nde düzenlediği Vatandaş Soruyor, Başkan Cevaplıyor” mahalle programında, mahalle sakinleri ile bir araya geldi. Vatandaşların burada sorularını yanıtlayan Başkan Özlü ile yerine Sabiha Ulusoy Kütüphanesi’nin inşa edildiği eski Konak Gazinosu'nun işletmecisi "Beşyüz" lakaplı Zekeriya Korkmaz arasında tartışma yaşandı.

Whatsapp Image 2025 07 19 At 12.34.43

Tartışmanın fitilini ise, mahalle toplantısında konuşan Başkan Özlü'nün Konak Gazinosu alanı kütüphaneye çevrildikten sonra kendisini ziyaret eden mahalleli bir kadının, “Eskiden akşam saatlerinde buradan kadınlar geçemiyordu. Şimdi sizin sayenizde güzel bir kütüphane kazandırıldı” şeklinde kendisine teşekkür ettiğini söylemesi ateşledi.

Ekran Görüntüsü 2025 07 19 130701

BEŞYÜZ'DEN 'DAHA ÖNCE MAHALLEDE KADINLAR OLARAK YÜRÜYEMİYORDUK' ANEKTODUNA SERT TEPKİ

Özlü'nün bu anektodu aktarması üzerine mikrofonu eline alan eski Konak Gazinosu sahibi ve eski siyasetçi Zekeriya Korkmaz, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün, Konak Gazinosu yıkılmadan öncesinde kendisine söz verdiğini savundu.

“Bizi töhmet altında bırakıyorsunuz”

“seçimlerde ne kadar borç yaptınız?”

Korkmaz, “Ben aslında konuşma yapmayacaktım. Biz birbirimizi çok iyi tanıyoruz başkanım. Bana verilen sözler vardı, ama onları dile getirmeyeceğim. Burada vatandaş konuşuyor, yuvarlak kelimeler ile cevap veriyorsunuz. Bir Tokat Belediye Başkanına, başka yerdeki belediye başkanlarına bakın. Daha piyasaya yeni çıkmaya başladınız. Şuradaki ağacın dibinde bana söylediklerinizi, kamuoyu önünde söylesem, sizi burada alkışlayanlar, muhtarlar da var, burada mecbur alkışlıyorlar. Sizin ilk belediye başkanı olduğunuz dönemde şu ağacın dibinde, beraber paylaştığımız şeyler var. Arkadaşlar yanlış yerden girdiği için, çok rahat cevap veriyorsunuz. Siz burası kütüphane yapılmadan evvel verdiğiniz sözleri ben anlatayım burada. Ben size geldim dedim ki, Mehmet Keleş döneminde başlayan bir sıkıntı, arkadaşlar izah ederken ‘yok köy oldu, yok kent oldu’ biz vererek geldik bu devlete, devletin ne olduğunu biliyoruz. Arkadaşların söylediği gibi, birçok yer verdik, ama bunu kıymeti bilinsin veya bilinmesin bizim için fark etmiyor. Ben dedim ki; yağmur yağıyor sayın başkanım, burayı onaralım dedim. Siz bana ne dediniz ‘burayı yıkalım, yeniden yapalım sana vermeyeceğim’ dediniz. Siz dediniz ‘fakire, fukaraya bedavaya düğüne veriyorsunuz ve sana vermeyeceğim, çocukların üzerine veya tanıdığın birisinin üzerine vereceğiz’ Geldiniz buraya kütüphane yaptınız. Bugüne kadar da ben size bunu hiç söylemedim. Konuşmada yapmayacaktım, o bayan buradan geçerken ‘buradan rahat geçilmiyorduk’ anlamında bir ifade kullandınız. O tamamen yanlıştır bu memlekette, Uzunmustafa’da herkes çok rahat geziyordu. Hanımefendinin söylediğini bana niye anlatıyorsunuz şimdi. Hanımefendi söyledi diye, bunu anlatmaya mecbur musunuz? Bizi töhmet altında bırakıyorsunuz. Burada el ele dolaşamazken şimdi burası, yanınızdaki arkadaşlar dahil Cami avlusunda herkes dedi ki bana ‘sayın başkan gelecek, rica edelim’ burası nereye döndü biliyor musunuz siz? Bu bahçe neye döndü? Şuradaki komşular neye döndü bir anlattırırım, ama hiçbiri konuşmak istemiyor. Korkudan konuşamıyorlar, ama ben konuşurum. Bu millet konuşmuyor. Belediyenin borcu ne kadar? Belediyede kaç personel çalışıyor? Seçimlerde ne kadar masraf yaptınız? Ben size muhalif olamama rağmen, bazen vicdan da yaptım. Niye muhalif olduğumu sizin daha iyi bilmeniz lazım. Uzunmustafa ile ilgili verdiğiniz sözlerin, hangi birini yerine getirdiniz?” diye konuştu.

Başkan Özlü ve Korkmaz arasında zaman zaman tansiyonun yükseldiği diyalog şu şekilde:

ÖZLÜ: “SGK borçlarımızı yapılandırdık”

Faruk Özlü: Ben göreve geldiğimde belediyenin borcu 477 milyon 500 bin liraydı o günkü dolar kuruna vurduğun zaman bugünkü fiyatlarla 5-6 milyar liradır. 5-6 milyar liradan 2 milyar lira civarındadır. Hiç vergi borcumuz yok hepsini ödedik. SGK borçlarımızı yapılandırdık

Korkmaz: “Cami avlularını veriyorsunuz ödüyorsunuz”

Zekeriya Korkmaz: Cami avlularını veriyorsunuz, başka yerleri veriyorsunuz ödüyorsunuz.

Özlü: “Camiye gittiğin zaman tapuyu mu soruyorsun”

Faruk Özlü: Ben sana söylüyorum bak camiye gittiğin zaman tapuyu mu soruyorsun? Tapunun kime ait olduğunun ne önemi var. Cami var mı orada. Maliye bakanı diyor ki; elinizde diyor cami, okul kamunun kullandığı alanlar varsa bunları Milli Emlak’a devredin, bende borçlarınızdan düşeyim diyor. Bunun neresi kötü Zekeriya bey, bunun neresi kötü.

Zekeriya Korkmaz: Kötü değil, ben size başka bir şey söylüyorum ama.

Faruk Özlü: Teşekkür etmen lazım.

Zekeriya Korkmaz: Ediyorum.

Faruk Özlü: Alkışlaman lazım

Zekeriya Korkmaz: Ama başka bir şey söyleyeceğim.

Faruk Özlü: Neresi kötü bunun.

Zekeriya Korkmaz: Bir tane köprü yaptınız, bu kadar borç.

Faruk Özlü: Bakın Zekeriya Bey; o köprüde herkes selfi yapıyor, fotoğraf çektiriyor. Sen beğenmiyorsun…

Zekeriya Korkmaz: Ben niye beğenmeyeceğim canım, beğeniyorum.

Faruk Özlü: Eleştiriyorsun.

Zekeriya Korkmaz: 50 küsur milyona çıkan ihale, olup olmayacağını senin mühendislerinin bilmesi lazım. Öyle bir dünya yok.

Faruk Özlü: O köprü ihaleye çıktığında, dedim ki; BELTAŞ’a bu köprüyü siz yapın, zarar ederseniz ben ödeyeceğim dedim. BELTAŞ nedir belediye şirketidir. 46 milyon liraya BELTAŞ’a ihale ettim. İnşaat sırasında, daha önce tespit edilememiş sorunlar çıktı. Teknik sorunlar çıktı, onları giderdik. Artı 38 milyon daha masraf çıktı, bunu her kanalda açıklıyorum. Hiç saklı gizli bir şey yok.

Zekeriya Korkmaz: Gizli bir şey olacak hali yok.

Faruk Özlü: 46+38’dir bakın Düzce kalıcı bir eser kazandı. İnsanlar o köprüde şimdi gidin bakın fotoğraf çektiriyorlar, paylaşıyorlar.

Zekeriya: Ne kadar güzel bir şey.

Faruk Özlü: Herkes beğendi, herkes beğeniyor. Bakın 350 bin ton asfalt döktüm ben geçen 5 yıl içerisinde. Bulvarlar açtım, benim harcadığım paraların tamamının nereye gittiği belli. O yüzden Zekeriya Bey; bu belediyenin borcu harcı bunları hiç şey yapmayın.

Zekeriya Korkmaz: Başkanım bak ben konuşmayacaktım hoş geldin diyecektim. Ben her duyduğumu anlatsam burada kıyamet kopar.

Faruk Özlü: Zekeriya bey sen niye alınıyorsun.

Zekeriya Korkmaz: Niye almayacağım.

Faruk Özlü: Sen niye alınıyorsun.

Zekeriya Korkmaz: Ben burayı yıllarca işlettim. Hiç kimse burada mağdur edilmemiştir. Hiçbir kadına sarkıntılık yapılmamıştır.

Faruk Özlü: Bana herkes her şeyi söylüyor, siz eski bir siyasetçisiniz, bende aktardım ne var bunda.

Zekeriya Korkmaz: Bana müstecir çalıştıramadı diye bilir.

FARUK: Hayır, demedim. Hiç adınız geçmedi.

Zekeriya Korkmaz: Bir kadının ‘Biz buradan geçerken sıkıntı çekiyorduk’ demesi.

FARUK: Valla öyle söyledi.

Zekeriya Korkmaz: Öyle dediyse şimdi bana başka bir şey dedirteceksin, burada bir sürü bayan var…

Faruk Özlü: Abi deme, deme.

Zekeriya Korkmaz: Derim ben… Bu mesele öyle basit bir olay değil. Siz sokağa dolabilirsiniz.

Zekeriya Korkmaz: Sayın Başkanım, sakin olamam ben. Benim sakin olmam için karşımdaki muhatabın samimi ve belli konularda dürüst olması gerekir. Siz "birçok şey yaşadık" diyorsunuz, ama onu anlatmak istemiyorum.

Faruk Özlü: Sen eski siyasetçisin ama senin o cümlen o kadar ağır ki… "Karşımdaki muhatabımın"…

Zekeriya Korkmaz: Ağır mı?

Faruk Özlü: Tabii. O kadından senin söylediğin daha kötü. "Karşımdaki muhatabımın samimi ve dürüst olması" ne demek?

Zekeriya Korkmaz: Sizinle beraber… Siz şimdi mahalle toplantıları yapıyorsunuz ya?

Faruk Özlü: Evet, her mahalleye gideceğim, herkesle yüzleşeceğim.

Zekeriya Korkmaz: Sen mahalle mahalle gez ama milleti rahatlatman lazım. Çünkü siz şunu ima ediyorsunuz: Ticaret odası seçimlerinde, ben şahidim, siz dediniz ki "Bana karşı gelenler ertesi gün maliyecilere gidiyor" dediniz.

Faruk Özlü: Yok, demedim. Vallahi demedim. Ben oda seçimlerine karışsam sonuç başka çıkardı, iddia ile söylüyorum. Ayrı konuşmak istersen ben hazırım.

Zekeriya Korkmaz: Yok, milletin içinde konuştuklarım ayrı. Ya beni çıldırtma! Biz Üsküp’te İman Aktepe, ben, İslam Keleş, Başkan Gökhan otururken dediniz ki “Düzce’de adam yok.” Düzce’de adam yok ne demek? Sonra Gökhan’a diyorsunuz ki “Beni yanlış anlıyorsunuz.” Böyle bir şey olabilir mi?

Faruk Özlü: Sen bana ne dedin? “Biz eskiden manavları delege bile yapmazdık” dedin. Demedin mi?

Zekeriya Korkmaz: Dedim. Ben bunları nasıl dedim? Tam dört buçuk saat oturduk. “Sayın Bakanım,” dedim, “Düzce zor yer. Siz de belediye başkanlığına razı değildiniz, bakanlık beklediniz.” “Ben bakanlık bekliyorum,” dediniz.

Faruk Özlü: Abi ben onları demedim. Onları geç, onlar eskide kaldı.

Zekeriya Korkmaz: Bana “Dün dündür, bugün bugündür,” dediniz.

Faruk Özlü: Demedim ya, vallahi demedim.

Zekeriya Korkmaz: Düzcespor Lokali’nin üzerinde Gökhan Kapoğlu, İslam Keleş’le beraber yemek yerken…

Faruk Özlü: Arkadaşlar, çekim yapmayın ya…

HABER: Savaş ARI

KAMERA: Selçuk AKYOL