Saadet Partisi, ülke yönetiminde yanlış gördükleri uygulamaları vatandaşa anlatmak ve sorunları sokakta dinlemek üzere Şehir Buluşmaları’na başladı. Program çerçevesinde Düzce’ye gelen Genel İdare Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, Düzce’nin şehirleşme sorunlarının röntgenini çekti. Düzce’nin 1999 depremlerinin üzerinden çeyrek asrı aşkın süre geçmesine karşılık hala hasarlı binaların dönüşümü ile mücadele ettiğini belirten Aydın, “Düzce’de diğer şehirlerimizdeki gibi trafik ve otopark sorunu, çarpık yapılaşma var. Göç dalgasına maruz kalma, fındık, sulama, kuraklık sorunları var.” dedi.
Son dönemde Türkiye’yi karış karış gezerek halkla bir araya gelmeye odaklanan muhalefet partilerinin biri gidiyor, biri geliyor. İYİ Parti’den sonra Saadet Partisi Genel Merkezi tarafından başlatılan Şehir Buluşmaları programı kapsamında Genel İdare Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın da Düzce’de çeşitli temaslarda bulundu. Aydın, Düzce programında ilk olarak basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bir restaurantta düzenlenen ‘Medya Buluşması’ organizasyonuna Saadet Partisi Düzce İl Başkanı Tahir Çengel, Eski Milletvekili Fethi Görür, Eski İl Başkanı Birkan Mertol ile basın mensupları ve partililer katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Tahir Çengel, Türkiye’nin ve Düzce’nin mevcut iktidar tarafından yanlış yönetildiğini ve sorunların ortaya çıktığını belirtti.
“DÜN KARAYA “AK” DİYENLER BUGÜN “BEYAZ” DİYOR”
Çengel’in ardından konuşan Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Saadet Partisi milletvekilleri olarak, Türkiye’nin her ilini ziyaret ederek insanımızı dinlemek, bunları meclise taşımak ve politikaya dönmesine vesile olmak, ülkemizin içinde olduğu tıkanıklıklara çare olmak için illerimizi ziyaret ediyoruz. Şüphesiz, ülkemizin temel sorunları var; şehirlerimizin temel sorunları var. Aslında bu sorunlar birbirinden bağımsız değil. Düzce’mizin 17 Ağustos, 12 Kasım depremleri ardından hasar almış ama bugün neredeyse ağır hasar durumuna düşmüş binaların dönüşümü ile ilgili sorunumuz var. Diğer şehirlerimizdeki gibi trafik ve otopark sorunu, çarpık yapılaşma var. Göç dalgasına maruz kalma, fındık, sulama, kuraklık sorunları var. Bunlar şehirlerimizin temel sorunları. Bir de ülkemizin temel sorunları var. Ülkemizde akıl almayacak şeyler oluyor; adalette de böyle, ekonomide de, siyasette de böyle. Şaşırtıcı, kafa karıştırıcı gelişmeler var. Öyle ki adeta yavrular uçuyor, kartallar yürüyor. İnsanımız buna anlam veremiyor. Uygun bir şekilde savcıyı ayarlıyorsunuz, istediğiniz kişiyi ya da kişileri içeriye alıyorsunuz ya da çıkartıyorsunuz. Hukuku elinizde bir kılıç gibi kullanıp rakiplerinizi sindirme aracı olarak kullanıyorsunuz. En son ana muhalefete çekilen operasyon gibi. Normal değil bunlar. Türkiye’de iki kurumun kararları kesindir, tartışmaya açık değildir. Kesin hüküm var. Bu, çok sağlıklı bir gidişat değil. Dün karaya “ak” diyenler bugün “beyaz” diyor. Dostlar ve düşmanlar listesini yeniden dizayn ediyorlar.”
“ÜLKENİN HAZİNESİNİ BOŞALTIYORLAR”
“Ekonomide de olmadık işler oluyor.” diyen Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“KKVD diye bir şey icat ediyorlar, binlerce doları bir yerden bir yere transfer ediyorlar. Ülkenin hazinesini boşaltıyorlar. Ülke bundan dolayı büyük bir ıstırap peşinde, borç faiz sarmalı içinde. Ülkenin kaynakları dış sermayeye aktarıyor. Bütün bunlar olurken enflasyon iktidarın umurunda değil. Çünkü onlar ne olursa olsun bir şey kaybetmiyor. İktidar ve iktidara yakın bir avuç insan, her şart altında; krizde de refah döneminde de kazananlardan oluyor. Çocuğunu okutamayan insanın, evini geçindiremeyen babanın, aldığı ücretle evlilik hayali kuramayan gencin, kanun hükmünde kararname ile işinden edilmiş, haksızca cezaevine gönderilmiş birçok insanın derdi bu bir avuç zümrenin umurunda değil. Onun için, dünyanın stratejik dengesi; güç dengeleri ve servet transferinin yeniden tanzim edildiği böyle bir vasatta, böyle bir ortamda, adalette, ekonomide ve siyasette sıra dışı işler olurken, toplumun her bir kesiminden insanımız soruyor: Türkiye nereye gidiyor? Türkiye’nin yeri neresi?”
“BALIK BAŞTAN KOKAR”
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, iktidara yönelik eleştirilerine şöyle devam etti:
“Bir söz vardır: “Ne kadar ekmek, o kadar köfte.” Bunun bugünkü karşılığı ise şudur: “Ne kadar adalet, o kadar ekmek.” Ülkemizde adalet ve yargı ne kadar aşağıya çekiliyorsa, huzurumuz da o kadar aşağıya çekiliyor. Çünkü balık baştan kokar.
Milletimiz, bugünkü iktidarı değiştirmekte kararlı. Çünkü Filistin’in nefes alabilmesi de, ülkemizin nefes alabilmesi de bugünkü iktidarın değişmesine bağlıdır.
Bu gidişata dur demezsek; bugün AK Parti’ye gönül vermiş insanlarımız da, başka partilere gönül vermiş insanlarımız da aynı sorgulamayı yapıyor: “Filistin’de, Suriye’de ne oluyor?”
Ülkemizin iyiye gitmediğini toplumumuzun her kesiminden insanlar dile getiriyor.
Bu yüzden, iktidarı değiştirip ülkemizde her şeyin şeffaf olmasına ihtiyaç duyuyoruz.
Türkiye’nin ekonomisine, eğitimine, beyin göçüne; Suriye, Filistin ve Irak’taki dış politikalarına baktığımızda aslında bugünkü iktidarın küreselcilerin desteğiyle varlığını sürdürdüğünü bilmemiz gerekir. 2001’deki Türkiye ile kıyasladığımızda ise bugün Türkiye; dış politikada güçsüz, ekonomik olarak kırılgan ve Gazze’ye dahi adım atamayacak kadar etkisiz bırakılmış durumdadır.”