Bolu’nun ilçesiyken, 12 Kasım 1999 depreminin hemen ardından Koalisyon Hükümeti Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla Düzce 09 Aralık 1999 tarihinde il statüsüne kavuştu. Yıllarca Düzce’nin Bolu’dan ayrılarak il olması için büyük mücadele veren DYP Bolu eski İl Başkan Yardımcısı Ömer İçingir, DSP eski Düzce İl Başkanı Hasan Işık ve uzun yıllar Anavatan Partisi’nde siyaset yapan Zekeriya Korkmaz, il olma sürecini Öncü Medya haber ekibine anlattı. Düzce’nin il olması için büyük bir mücadele veren eski siyasilere göre, bu konuda ki en büyük katkı ise Düzce Üniversitesinin kurulmasının önünü açan, Türkiye tarihine, bir ilçeye Tıp Fakültesi kazandıran isim olarak geçen eski Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in mücadeleci çalışmaları. Peki, Düzce İl olduktan sonra neden gelişemedi? Bu sorunun cevabını da yine Düzce’nin eski siyasi kurtları verdi.
12 Kasım Düzce depreminde yaşanan büyük felaketin ardından, tarihler 09 Kasım 1999’u gösterdiğinde koalisyon hükümetinin bakanlar kurulu kararınca, Düzce’nin Bolu’dan ayrılarak il yapıldığı haberleri, büyük bir felaketten yeni çıkmış, her şeyini kaybeden insanlar tarafından büyük sevinç ile karşılandı. Düzce’nin il olmasının üzerinden 25 yıl geçti geçmesine rağmen, ama bu konuda büyük mücadele verenlerin isimleri yavaş yavaş unutulmaya yüz tutmaya başladı
Düzce’nin il olmasında emeği geçen DYP eski Bolu İl Başkan Yardımcısı Ömer İçingir, DSP Düzce eski İl Başkanı Hasan Işık ve yıllardır Düzce sevdasından ödün vermeyen Anavatan Partili eski siyasetçi Zekeriya Korkmaz (Zekeriya Beşyüz) Düzce’nin il olma süreci ve ardından yaşanan gelişmeleri Öncü Medya haber ekibine anlattı.
Düzce’nin eski siyasilerinin hepsi, Düzce’nin il olmasında en büyük mücadeleyi Doğru Yol Partisi (DYP) Bolu eski Milletvekili Necmi Hoşver’in verdiğine dikkat çekti.
İçingir: “Düzce İl oldu, Bolu’da kıyamet koptu”
Düzce’deki tüm siyasi partiler Düzce’nin il olması için birleşti”
Düzce’nin il olması için tüm partilerin birleştiğini ve Milletvekilliği seçimlerinde Düzceli isimlerin ilk sıralarda aday gösterildiğini belirten DYP eski Bolu İl Başkan Yardımcısı Ömer İçingir, “Deprem olduğu zamanda DYP’de Bolu da İl Başkan Yardımcısıydım, ondan sonra da siyasetten tekaüt olduk. Bileşik katlar devreye girdi yeni insanlar yapabildikleri kadar kötü bir şey yapmak istememişlerdir ama ne kadar iyisi kötüsüyle bu günleri yaşıyoruz. Tabii ki öncesine bakmamız lazım; Düzce’nin il olması, şehrin sadığı insanlarının, en büyük hayaliydi. Çünkü Bolu; biz de o kanaatteyiz il merkeziydi ve Düzce’nin hakkını, hak ettiği kadar vermiyordu düşüncesi bizde mevcuttu. Bu da Necmi Hoşver’in en büyük hayaliydi. Bu işi canlı tutan, sürekli gündeme getiren şahıs Necmi Hoşver’di. Bu hep konuşuluyordu. 1999 Genel seçimlerinde, eğrisi - doğrusuna geldi, bir proje yapıldı ve uygulandı. Düzce’nin bütün siyasi partilerinin ki bunun başında emeği hiç göz ardı edilmez, Zekeriya Korkmaz vardır ne yapıp edip, milletvekilliği birinci sırasında bütün partilerde Düzce tarafından olması sağlanacaktı. Bu çalışma yapıldı ve bu çalışma gerçekleşti. Deprem falan yok Bolu’da, bildiğin kıyamet koptu. O zamanın arşivlerine girerseniz görürsünüz. Milletvekillerine baktığımız zaman, iktidarda da Anavatan partisi, DSP ve MHP’ydi. Sonra Düzce’de daha İl başkanı olunmadığı için Cemalettin Yıldız MHP’den bu işlere emek sarf etti. Ersoy Özcan Bey, MHP’den birinci Sıraya geldi ve felaket oldu. Sanki biz bunu hesap etmişçesine, bu bir şeye değmez, yani bu depremdeki facia Düzce’nin il olmasına da değmez, eğrisi doğrusuna geldi. Bütün vekiller Düzceli olduğu için, bir birlik oluştu. Ben o zaman DYP Bolu il kurulunda başkan yardımcısıydım. Zekeriya Korkmaz Anavatan Partisi il başkanıydı. Bolu da kıyametler koptu, oralarda bu çalışmalar depremden sonra başladığı zaman, Bolulular defansif davranarak, fazla da öne çıkamadılar. Çünkü orta da çok bariz bir facia var, bunun önünü kesmekle uğraşsalar da, iki adam bir felaket, Düzce’nin il olmasını sağladı” dedi.
“Necmi Hoşver iktidar partisinden milletvekili olsaydı bu kadar zorlanmazdık”
“Siz işin içine bürokrasiyi katın işin içinde Düzce’nin vilayet olmasından hoşnut olmayan bir takım sebeplerden kaynaklı Düzceliler olmasaydı yine bu kadar olmazdık” diyen İçingir, şu ifadelere yer verdi:
“Necmi Beyde, Zekeriya Korkmaz’ın buradaki gayretlerini, ben hep şükran ve saygıyla karşılıyorum. Biz de beraberdik, yardımcıydık, ama katırı çeken o mana da ikisidir. Önce depremin yarattığı kaos, yıkım tabiri caizse yanlış bir kelime de sarf etmek istemem, ama o geçiş döneminde yine Bolu’dan kaynaklı hatırlayanlar hatırlayacaktır, yine Akçakoca’da ki Çınar otelin olduğu yerin, Özel İdare’den Düzce’ye devredilmesinde bile, garabeti söylesem, başka da bir şey söylemesem… Çünkü kişiselleştirebilirim işi, bazı kişilere gider, bu kadar zaman sonra bu yaştan sonra o da bana yakışmaz. Avni Akyol amca da, Allah nur içerisinde yatırsın, sağ olsaydı depremden hemen sonra gibi vefat etti. Bu kadar zorlanmazdık, ya da Necmi Hoşver iktidardaki bir partinin milletvekili olsaydı, yine bu kadar zorlanmazdık. Siz işin içine bürokrasiyi katın işin içinde Düzce’nin vilayet olmasından hoşnut olmayan bir takım sebeplerden kaynaklı Düzceliler olmasaydı yine bu kadar olmazdık.”
Işık: “O zamanlar daha ileri görüşlü bir valimiz ve belediye başkanımız olsaydı Düzce 20 katı daha iyi olurdu”
Düzce’nin il olmasının ardından gelişememesinin nedenlerini anlatan DSP eski İl Başkanı Hasan Işık, “Birinci depremden sonra biz Ankara’ya gittik, Zonguldaklı bir bakan vardı, devlet bakanı. Biz heyet olarak gittik. ‘Düzce’yi il yaptık, artık fakat ikinci deprem oldu’ dedi. 12 Kasım’da Düzce’nin il yapılması için gitmiştik. 12 Kasım’da tekrar yıkıldı, geri gelmek için yola çıktık, Kaynaşlı’dan itibaren gelemedik. Biz tabii sevindik, ama o zamanki valimiz geldi, Düzce için bir şeyler yapmak istedi, fakat bakanlar dediler ki bize; Düzce Valiliği’ni Düzce’nin içine yapmayalım, merkez ile kalıcı konutlar arasına yapalım. Valimiz kabul etmedi. Bakan ‘valilik merkez ile kalıcı konutlar arasında olursa, Düzce daha iyi kalkınır, Düzce’nin içine yaparsanız oradaki insanalar mağdur olacak’ dedi. Valimize bunu kabul ettiremedik. Kabul etmediği için, şimdiki vali konağı yerine valilik yapılırdı. Tabii o zaman Düzce yerle bir olmuştu. O zaman bizim daha ileri görüşlü bir valimiz, ya da belediye başkanımız olsaydı, Düzce bugünün 10 katı, 20 katı iyi bir il olurdu. Biz o zaman bazı şeyleri bilemedik, acemiydik. O yüzden yanlış kararlar verdik. Bu kararın sonunda Düzce bu hale geldi. Bunun büyük bir sebebi Ruhi Kurnaz’dır. Biz Ecevit’in yanına gittik, gittiğimizde Hüsamettin Özkan dedi ki, Düzceliler ne istiyorsa verin dedi. Ecevit, Hüsamettin Özkan’a talimat verdi. Düzce yıkıldı yerle bir oldu Düzce’yi Düzce yapalım dedi. Biz bakanlıktaydık Ruhi Kurnaz benim karşımda oturuyordu, ona dedim ki ‘Hüsamettin Özkan ne diyor, Düzce’yi il yapmak için girişimlerde bulunacağız’ dedi. Hüsamettin Özkan dedi ki: “Başkan, siz proje yapın hazine benden” Ruhi Kurnaz nasıl bir proje yapacağız, imkanımız yok’ dedi. Ben ‘şu gariban halimle, bin lira toplayalım yapalım’ dedim proje yaptıramadık. Daha sonra eski Vali Fikret Güven’e gittim, ‘Ruhi Kurnaz proje yapamıyor’ dedim, yapacağız – yapacağız’ dedi o da yapmadı. Projesizlikten bu hale geldi Düzce. O zamanalar proje yapacak bir valimiz, belediye başkanımız olsaydı, Düzce dünya çapında bir şehir olurdu. Ben mühendis değilim, bu projeyi devlet yapacak, vali yapacak.”
“Düzce projesizlikten karmaşık bir şehir oldu”
Düzce’nin projesizlik yüzünden gelişemediğini söyleyen Işık, “Ruhi Kurnaz, “Abi para mı var “ dedi. 10 milyon paran vardı ne oldu dedim, araba aldık dedi. Hatta o zaman raylı sistem bile gelecekti. Hüsamettin Özkan dedi ki, “Düzce kalıcı konutlar’a raylı sistemle bina yapın hazine garantisi benden.” Buna rağmen proje yaptıramadık, Düzce’nin akıbeti bu oldu. Karman çorman oldu, araç trafiği de aynı şekilde. Düzce projesizlikten karmakarışık bir şehir oldu. Biz çok uğraştık ben çok uğraştım ama yaptıramadık proje. Vali yapmadı, Ruhi Kurnaz yapmadı, ben ne yapabilirim?” şeklinde konuştu.
Zekeriya Korkmaz (Zekeriya 500)
Korkmaz, “Düzce’nin il olmasının avantajlarını kullanamadık”
Kamuoyunda ‘Zekeriya Beşyüz’ olarak tanınan, Düzce’nin sevilen ismi Anavatan Partili eski siyasetçi Zekeriya Korkmaz ise, Düzce’nin il olmasının avantajlarını 25 yıldır kullanamadığını söyledi. Düzce’nin il olmasının ardından AK Parti’nin iktidara gelmesinin fırsatını doğru şekilde değerlendirilemediğini anlatan Korkmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
Bu siyasetçilerle giderse, hiçbir şey olmaz. Vilayet olduk da ne oldu? Başımız göğe mi değdi? Eskiden 5 milletvekilin 5’i de Düzce’den çıkıyordu. Şimdi milletvekillerinin bir kısmını görme şansın bile yok. Necmi abinin çok büyük emeği var, Avni Akyol Beyin demeği var. Siyasi partilerin emekleri var. Yani Düzce’de Necmi bey organize sanayide Düzce Üniversitesi’nde aynı zamanda Düzce Tıp Fakültesi’nde kazaya getiren bir insan yani. Eskilerin gerçekten büyük hizmetleri vardı. Bugünün de vardır ama yani gözle görülür şekilde değil. Git bir bak Bolu’ya nasıl? İnsanlar o şehir kültürünü almışlar. Ona göre mücadele veriyorlar. Bizim birçok noksanımız var. Düzce vilayet olmadan Aksaray oldu diğer şehirler oldu. Düzce’nin hakkıydı. Ama vilayet olmanın avantajları da var. Biz bunu kullanabildik mi kullanmadık mı bilmiyorum. Hastanelere bakıyoruz. Bolu, Sakarya, İzmit hastaneleri üniversite gibi birleştiler. Hala bizim iki tane hastanemiz gelişemedi yani. Vilayet olmak sorunu çözmüyor maalesef. İnsan yapısı insan karakteri çok önemli bu konularda. Bakıyoruz tabloya toplumun bir kesimi çıkarcı olmuş. Biz vilayet olduktan sonra AK parti iktidarının gelmesi de bizim, için büyük bir şanstı aslında. Düzceliler olarak kullanabilseydik eğer. Tayyip hiç olmazsa ayda bir Düzce’ye uğruyordu. Vatandaşla sohbet eden bir başbakandı bunları değerlendiremedik. Düzce çok gelişiyor diyorlar, neresi gelişiyor. Gidin bakın diğer vilayetlere dünkü kazalara bir bakın bakayım. Nasıl gelişmişler. Yağmur yağdığı zaman her taraf sel götürüyor. Böyle bir yapı böyle bir karakterle neyi yönetiyorsun? Kim elini taşın altına koydu? Necmi Hoşver Düzce’ye Tıp Fakültesi’ni açtığı zaman Bolulular Bolu’ya giremez diye pankart astılar. Var mı öyle siyasetçi şimdi? Vilayet olmak, evet çok güzel, ama bunun karşılığını vermek lazım. ‘Ben yaptım oldu’yla bu işler yürümüyor. İki tane köprü yapmakla bir şey mi yaptım sanıyorlar. Bunların yaptığının zekatı olmaz diğerlerinin yanında. Kendi hariç kimseyi düşünmeyen, dün dündür bugün bugündür diyen bir yapı ve karakter hangi kenti nereye taşıyacak yani. Düzce’nin anlayışının değişmesi lazım .Çok güzel zenginlikler var, bir sürü etnik gruplar var, bir sürü göç almış. Bir tutumak varken ayrıştırarak siyaset yapıyorsun. Bunların hesabını bu dünyada vermezsen öbür dünyada vereceksin yani. Allah sonumuzu hayır etsin.”
HABER: Savaş ARI