Öncü TV ve 100.2 Radyo Öncü ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programının son bölümüne, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Dertli konuk oldu. Düzce sanayisinin sorunları ve 1. OSB’nin genişleme çalışmalarının masaya yatırıldığı programı, gerek Öncü TV ekranlarından, gerek radyoları başından, gerekse Öncü sosyal medya hesapları üzerinden yüzlerce vatandaş takip etti.   

“İhracat ağırlıklı büyük firmaları Düzce’ye çekmeye çalışıyoruz”

Düzce’deki OSB’lere yatırım yapacak firmalar ile ilgili seçici davrandıklarının altını çizen Dertli, “Düzce’de nitelikli eleman yetiştirme konusunda hem Düzce Üniversitesi’nin, hem de bizim girişimlerimizle, meslek liselerinde ciddi anlamda çalışıyoruz. Çeşitli kurslar veriyoruz, onlar da OSB’lerde bulunan firmalara ara eleman yetiştirecekler. İstihdam konusunda, inanın bir önceki dönemden daha iyi bir atılım olacak. Firmalar konusunda çok seçici davranıyoruz, artık eskisi gibi değil. Mutlaka, araştırması-geliştirmesi olan, ihracat ağırlıklı firmaları seçiyoruz. Çünkü ekonomide ne olursa olsun, ihracat ağırlıklı firmalar stop yapmıyor. Diğer küçük firmalar, ufak tefek krizlerden bile etkilenip kapanabiliyor. O yüzden firmalarda da daha seçici davranılıyor.” dedi.

“1. OSB’nin genişlemesi Düzce’ye çok faydalı olacak”

1. OSB’nin tarım arazilerini de kapsayacak şekilde genişletilmek istenmesine olumlu bakan Dertli, “Ben bu genişlemenin Düzce’ye çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Burada şöyle bir şey var; biz firmalarla işbirliği yaparken de yerel burada onlara hizmet veren yemek şirketleri, servis şirketleri, lojistik şirketleri ve diğer hizmet aldıkları ünitelerle de kaliteli hizmetler veriyoruz.” ifadelerine yer verdi. 

“Kamulaştırma kararı tapuların üzerine şerh edilmediği sürece isteyen istediği kişiye arazisini satar”

Düzce’deki OSB’lerdeki arazi rantı iddialarını da değerlendiren Dertli, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Şimdi bu önceden de konuşuluyordu, bugün de konuşuyor ve yarın da konuşulacak. Tabii ben bunun biraz bilgi kirliliğinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. 1. Organize Sanayi Bölgesi’nin genişleyeceği alan ile ilgili bugün alınmış bir karar değil, uzun yıllardır tartışılıyor ve görüşülüyor. Bu haritalar, gizli kapaklı haritalar da değil, 22-23 tane kurum ile paylaşılıyor, haritalar gönderiliyor, bunun üzerinde ciddi anlamda çalışmalar yapılıyor ve heyetler Düzce’ye geliyor, Düzce’den heyetler oraya gidiyor. Bu konuda hem yerel idareciler, hem de merkezi hükümetle bir çalışma var. Şimdi Organize Sanayi Bölgesi’nin genişleyeceği alan tescil edilip, kamulaştırma kararı tapuların üzerine şerh edilmediği sürece, kimsenin de arazisini satmasının önüne geçemezsiniz, öyle bir hakkınız da yok! Adam arazisini gidip, istediği adama satar. Bu alanla satan arasında serbest bir ticaret. Yani, orasını adam rant için alır, bu adama ‘Sen neden burasını rant için aldın.’ diye bir şey söyleyemeyiz. Çünkü bir alan var, bir de satan var. Aralarında anlaştığı fiyat, piyasa fiyatıdır. Ama Organize Sanayi Bölgesi, kamulaştırma kararı devreye girdikten sonra, fiyat bellidir. Yani pazarlık usulü anlaşılamazsa, bunu mahkemeler belirliyor. Bazı yatırımcılar oradan yüksek fiyata arsa aldıklarını veya yüksek fiyata satacaklarını zannediyorlar, ama buraları daha düşük bedellere de satmak zorunda kalabilirler. Bence çok akılı ve sağlıklı iş yaptıklarını düşünmüyorum.” 

“Düzce TSO kendisine bir çeki düzen vermeli”

“‘Ticaret ve Sanayi Odası aidat almaktan başka ne yapar?’ sorusuyla sürekli karşılaştıklarını vurgulayan Düzce TSO Meclis Başkanı Ahmet Dertli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bazen biz de dönüp bunu kendi kendimize soruyoruz. Şimdi birtakım süreçlerden geçiriyoruz, öncelikle bazı konular ile ilgili personelimizi eğittik. Bunun dışında çeşitli eksikliklerimiz var, onları tamamlıyoruz. Ticaret sanayi odası da TOBB nezdinde kendisine bir çeki düzen vermeli. Bana göre, şuanda kamuda bazı alanlardaki ilerlemişliğin arkasında kaldık. Mesela yazılımsal olarak arkasında kaldık. Halen daha merkezi otomasyon yazılımımız yok. E-devlet ve UYAP gibi dünyaca ünlü çok profesyonel yazılımlarımız varken, biz özel sektör olarak onların çok gerisinde kaldık. Sonra İstanbul’a bakıyorsunuz, bir tane sanayi odası var, ama gidiyorsunuz bir ile her ilçesinde bir ticaret ve sanayi odası var. Bu sefer hizmeti bölmüş oluyorsunuz, o gücü bölüyorsunuz. O yüzden odaların azaltılması lazım. Her ilde bir tane ticaret odası, her ilde bir tane sanayi odası olması lazım. Diğer odaların kapanması lazım ki, biz burada gücümüzü birleştirelim.” 26:30

“Düzce çok ortaklı bir marka ile devlerle rekabet edebilir”

Düzce’nin güçlü bir marka ile üretimde adından söz ettirmesi için birleşmenin önemine işaret eden Dertli, şu ifadeleri kullandı:

“Düzce’nin çok az bir markası var. Ben bu eleştiriye katılıyorum, fakat biz bunu 2000 yılından beri, tüm yöneticilerin olduğu dönemlerde sürekli bu gündeme gelmiştir. Düzce’de marka oluşturulması ile ilgili 1970’li yıllarda ve 1980’li yıllarda çok ortaklı şirketler kurulmuş. Bu şirketler çok ortaklı bir yapıda çeşitli nedenlerle tek ortaklı yapıya düşmüş, çeşitli oyunlarla. Artık insanlar bu tür önerilere kapalı gibi kalıyor. Bunlar bizim elimizdeki çok kötü örnekler. Fakat bunun benzerleri, şu anda var Türkiye’de de var. Mesela Torku, çok ortaklı bir şirket ve bugün Ülker ile rekabet ediyor. Biz burada bunu birleştirmeliyiz, bölündükçe bizim hiçbir marka üretebilmemiz, söz konusu bile değil. Üretemeyiz, üretsek da markamız yerelde kalır.” 

“Türkiye’nin ilklerinden YEKSAN Treyler desteklenseydi, TIRSAN’dan daha önde olabilirdi”

Düzce’de yerli firmaların yeterince desteklenmediğini Türkseven Ailesi’nin şehre kazandırdığı ve büyük işler başaran YEKSAN Treyler firması üzerinden anlatan Dertli, şöyle konuştu:

 “Düzceli yerli firmalarımızın kıymetini bazen bilemiyoruz. Bazen ekonomik koşulları, bazen yerel yöneticilerin kaprislerine kurban edilmiş YEKSAN Treyler gibi bir sürü marka var. Desteklenmeliydi, YEKSAN Treyler konusunda Türkiye’deki ilklerden birisi. Desteklense, kurumsal yapıya biraz kavuşturulsa, inanın şu anda TIRSAN’dan daha önde olabilirdi. Ne yazık ki, onları kaybettik, en azından bundan sonraki fırsatları kaçırmamalıyız. Her fırsatta söylüyorum; firmalar, özellikle aile şirketleri tarzındaki firmalar mutlak suretle dünyadaki teknolojik gelişime, ilerlemeye mutlaka ayak uydurmak zorundalar. Uydurmazlarsa, zamanla çok kaba kalıyorlar ve bir tane teknoloji ile üreten firma geliyor ve onların çok altında üretim yapıyor. Bu da diğer firmanın kapanmasına sebep oluyor.

“Otoparkı olmayan bir Ticaret ve Sanayi Odası’nı çok şık bulmuyorum”

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın geniş bir otopark ve gerekli sosyal donatılara sahip yeni bir binaya olan ihtiyacından bahseden Meclis Başkanı Dertli, “Ciddi anlamda bir ihtiyaç var. Ben şehir merkezinde bir tane araba çekecek otoparkı olmayan bir Ticaret ve Sanayi Odası’nı çok şık bulmuyorum. Dışarıdan gelenler de bunu zaten eleştiriyor. Bu yüzden odamızın otoparkı olan daha geniş bir alanda konferans salonları ve sosyal tesisleri olan bir yerde olması lazım. Hatta ben şu anda yapılması planlanan yerin de (Kültür Mahallesi eski Yimpaş mevkii) metrekare olarak yeterli olacağını düşünmüyorum. Daha büyük bir alana yapmamız lazım. Bunu bu dönemde de yapabileceğimizi düşünmüyorum. Çünkü bu mali konuyla ilgili. Belki Düzce’deki mevcut binamız satılır, mevcut paramızın üzerine uzun vadeli bir banka kredisiyle belki yapılabilir.” dedi.

“Düzce’de Gümrük Müdürlüğü’ne ihtiyaç yok”

“Düzce’de Gümrük Müdürlüğü’ne ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.” Diyerek gerekçelerini sıralayan Dertli, şöyle konuştu:

 “Şimdi Gümrük Müdürlüğü’nün ne zaman faaliyete geçeceği ile ilgili bilgi Tuncay Bey’de. Ben şimdi burada konuşursam yanlış algılanabilir. Tabii her şeyin elektronik ortamda olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Şimdi 1980’li yıllardaki mükellef vergi dairesi ile 2022’deki mükellef vergi dairesi arasında dağlar kadar fark var. Eskiden her gün vergi dairesine giderdiniz, şimdi elektronik ortamda işler halledilebiliyor. Gümrükler de öyle. Yani fiziki gümrükler tamamen elektroniğe döndü. Bizim Düzce’de fındığımız var, otomotiv yan sanayi ürünlerimiz var, mobilyamız var ve tekstilimiz var, bizim ana gruplarımız bunlar. Şimdi tekstil ihtisas Gümrük Sakarya’da, bizim buradaki gümrükle bir işimiz olamayacak ki, Bolu’da gümrüğümüz var. Ben o yüzden Düzce’de Gümrük Müdürlüğü’ne ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.”

“Tuncay Şahin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirilerini duymadım”

TSO Başkanı Tuncay Şahin’in Düzce Kalkınma ve Tanıtma Vakfı Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görevinden istifa eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi sert sözlerle eleştirdiği yönündeki iddiaları değerlendiren Dertli, şunları kaydetti:

 “Ben Tuncay Bey’in cumhurbaşkanımıza yönelik söylediği iddia edilen şeyleri duymadım. Kendim de orada yoktum zaten. Bize de Tuncay bey, şöyle söyledi, böyle söyledi diye de bir bilgi gelmedi. Ben şu yapıda bir insanım, Ticaret Odası Meclisi’miz de böyle; Düzce’ye hangi siyasi parti gelirse gelsin, hükümet mensubu, ana muhalefet biz onların hepsini misafir gözüyle bakıp, Ticaret ve Sanayi Odası’nda ağırlıyoruz. İşte birkaç gün önce CHP milletvekilleri vardı, ben ağırladım, ondan önce İYİ Parti’den geldiler, AK Parti’den bakanlarımız geliyor, gidiyor hepsini ağırlıyoruz. Eskiden bir parti lideri geldiği zaman Düzce’ye, diğer parti bayraklarını sökerdik, nezaketsizlik olmasın diye. CHP lideri, Adalet Yürüyüşü yaparken misafirimizdi, o akşam Düzce’de konakladı. Düzceli olmayan bir terbiyesiz tarafından bir hareket yapıldı. O zaman böyle çok sağlıklı bir özür dileme imkanımız olmadı, ama şimdi en azından böyle bir fırsatımız var, kendisinden özür dilemeliyiz.”

“Yönetim ile meclis arasında kavgaya dönecek hiçbir tartışma olmadı”

Geçmiş yönetimlerin aksine Düzce TSO yönetimi ve meclisin tartışmalardan uzak bir duruş sergilediğini belirten ve bunun arka planında kendisinin konuşarak sorunları çözme yaklaşımı olduğunu vurgulayan Dertli, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Ben özel hayatımda ve işimde her şeyi kavga ederek değil, konuşarak çözüyorum. Bu Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki görevimde de böyle. Başarılı olmazsam tekrar tekrar konuşuyorum, ama kavga edecek bir üslubum yok. Bugüne kadar bir anlaşmazlığımız veya kavgaya dönecek hiçbir tartışmamız olmadı.”

“Özlü’nün başkanlık ettiği toplantıda ‘Tuncay Şahin TSO Başkanı, Ahmet Dertli Meclis Başkanı’ olacak kararı çıktı”

O dönem Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan Dr. Faruk Özlü ve Düzce milletvekillerinin, TSO seçim sürecine müdahil olduğunu açıklayan Dertli, şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi, seçimler bitti, gruplar oluşturuldu, ben de çıkarken yola TSO başkan adayı olarak çıktım. Sonra bir vesile ile bakan bey, seçimler bittikten sonra adaylardan grup listeleri aldı. Biz bakan bey ve diğer milletvekillerinin katıldığı toplantıdan çıkacak karara saygı duyacağımızı beyan ettik. Sayın bakanımız ve toplantıya katılan milletvekillerimiz, oturdular, tartıştılar, değerlendirdiler ve Tuncay Şahin’in yönetim kurulu başkanı ve benim de meclis başkanı olmam yönünde bir karar çıktı. Bizim de daha öncesinde, bu toplantıdan çıkacak kararı söylediğimizden dolayı bunu kabul ettik. Şimdi Ticaret ve Sanayi Odası’nda, insanların daha başarılı olanı seçecekleri kanaatindeyim. Bu bizim meclisimizde böyle. Yoksa kamyon kooperatifinde 10 kişi var, öbür tarafta 20 kişi var, öyle bir rekabet olmaz. Tabii sonuçta o toplantıda böyle bir karar alındı. Sayın Faruk Özlü de o dönemin ticaret bakanı. Alınan kararı duymamazlıktan gelemezdik. Çünkü söyledikleri konular önemli konulardı. Onun söylediklerini de dikkate alarak aldıkları tavsiye kararına uyduk. Hani o seçilenler arasında kavga olmasın diye böyle bir karar alındı ve sonuçta ortada, gördüğünüz gibi herhangi bir kavga da yok. O yüzden olumlu oldu, ben başkan olamadım diye üzülmedim. Önemli olan hizmet getirmektir dedim. Ben de meclis başkanıyım, Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Bey ile çalışıyoruz.”

Programın Tamamını Aşağıdaki Linkten takip edebilirsiniz:

Facebook: https://www.facebook.com/oncurtv/videos/1264743720715422