Yeni Tip Covid-19 Salgını nedeniyle, tüm ülke genelinde olduğu gibi Düzceli esnaflarda ayakta kalma mücadelesi veriyor. Düzce’de özellikle çok sayıda lokanta ve kafeterya işletmecisi, işyerini kısıtlamalar nedeniyle kapatmak zorunda kalırken, buralarda çalışan binlerce kişi ise işsiz kaldı.

“Esnaflar yoğun bakımda”

Zor bir sınavdan geçen salgından etkilenen esnafların durumu, Öncü TV ekranlarında ilgi ile izlenen, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programında ele alındı. Programa konuk olan Sevgi Eli Derneği Başkanı ve iş insanı Ozan Yahşi, Düzce’deki esnafların durumunu, “Kafe işletmecileri ve çalışanları mağdur; kalp krizi geçiriyorlar. Çalışan yoğun bakımda, 200-300 çalışanla görüştüm; 8000 toplam çalışanın içerisinde çok az bir bölümü çalışıyor” diyerek özetledi.

“Bu saatten sonra ciddi bir sosyal patlama olacak”

Gerek ekranları başından, gerekse sosyal medya üzerinden binlerce kişinin takip ettiği programda, Ozan Yahşi, “Çalışanlar da maaşlarını alamıyorlar, çok mağdur durumdalar ve hatta şu an birbirlerinden 10 lira borç isteme durumuna geldiler, mama, ekmek alamayanlar var. Literatürün ermediği bir şekilde, cambazlıkla, sihirbazlıkla bu duruma geldik. Bu saatten sonra ciddi bir sosyal patlama olacak, 10 günde bir intiharlar var. Sabır göstermeye çalışıyoruz ama sabır patladı. Devletimizin sağladığı imkânlara teşekkür ediyoruz ama yetersiz buluyoruz. Bizim tek beklentimiz, Düzce ve Düzceli… Halka uzaklaşmayla hiçbir yere varamazsınız… Tüm partilerin il başkanlarını halkın içinde görmek istiyorum, halkın içinde olmadığınız sürece, halkın derdinden anlamazsınız… Bugün buradan vekillerimize sesleniyorum, bizim ötekimiz yok hepsi bizim. Biraz daha el versinler, ele olsunlar, omuz omuza olsunlar, uzak kalmasınlar. Yapıcıyız ve devletin yanındayız, devletçiyiz… Devlet elinden geleni yapmaya çalışsa da yetersiz… Yaptıklarının sembolik olduğunu düşünüyorum. Kendime programa çıkmadan sakin ol dedim ama gerçekten perişan olan, mağdur olan insanlar var. İnsanlar dilenecek seviyeye geldi. Kafeterya kiram 10.000 lira zaten! Müracaat bile etmedim çünkü komik geliyor bana 500-1000 lira yardım! Bu yardımların yapmış olmak için yapıldığını düşünüyorum. Protesto ediyorum, o parayı almıyorum, başvurmuyorum da” diye konuştu.

“Düzce’nin marka değeri yok”

 Sözlerine, ‘Düzce’nin sahibi yok!” diyerek devam eden Yahşi, şu ifadelere yer verdi:

“Düzce’nin marka değeri yok. Bugün Çanakkale’de işyerim var, Bursa’da iş yerim var. Batum’a, İstanbul’a gidiyorum. Hala bana ne diyorlar biliyor musun, siz nereye bağlısınız diyorlar! Düzce’nin 81 plaka, il olduğunu bile bilmiyorlar çünkü Düzce’nin bir marka değeri yok. Sayın valim, belediye başkanım, vekillerim bunu kabul edin bir marka değerimiz yok! Neyimiz var söyleyin? Meşhur neyimiz var? Bir tütün kolonyamız var, o da eskilerimiz biliyor ve gençler kullanmıyor. Allah razı olsun Sayın Servet Bucurgat’tan… İsminizi duyuran o, başka da bir şey yok. Düzce’de Cumhurbaşkanı’nın küçük damadı karavanla gizlice tatil yapıyordu. Düzce’de niye bir tane 5 yıldızlı otel yok? Günübirlik turizm var. İstanbul’dan Gölyaka’ya gelip orada ev kiralamaya başlamışlar… Oradaki bir tesisi Düzceli bir iş adamına senelik kiraya vermişler 30 bin liraya… O orayı kendine mangal yapmaya kullanmış, bu doğru mudur? Düzce’de 5 yıldızlı otel yok çünkü Düzce’nin sahibi yok!”

Mustafa Kayıkçı: “Bu iş sosyal patlamaya gider”

Programa canlı telefon bağlantısı ile katılan Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Mustafa Kayıkçı, Düzce esnafının zor bir süreçten geçtiğini dile getirerek, “Ozan bey, zaten bizim bir esnafımız. Öngörüleri yüksek, bakış açıları güzel, gerçekten sevdalı biri. Siyasi parti anlayışında, ne destekçi ne köstekçi sadece doğruları konuşan biri, yaptığı mücadeleyi ben biliyorum. Bu iş sosyal patlamaya gider, söylediklerim buydu. Nereye gideceğiz, kime bağıracağız? Vekillerimiz nerede? Siyaset zamanı herkes her yeri dolaşıyor, doğru. Benim kahvecim şu an aç olduğunu ben 11 aydır söylüyorum. Bir asgari ücret bağlanılmaz mı, kafeciye? Kapat dediğinizin bir bedeli olmayacak mı? Basında olsun, Ankara’da olsun bunları söyledim, yazdım. Doğruları söylüyor Ozan Yahşi, o bir esnaf, farklı bir esnaf! Destekliyorum da kendisini… Söylediklerine alınmamak lazım… Mesele, siyasilerin devrede olması ve bizim de anlaşılmamız. Biz bir teraziyiz, devletle esnaf arasında.  Bizim üst kurulumuz milletvekilleri değil. Biz Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’na bağlıyız ancak en çok diyaloga girdiğim; şu saatte konuşmam var ne derdiniz var diyen tek kişi, Ümit Yılmaz’dır. Milletvekillerimizi, çarşıda, ara sokaklarda hiç olmazsa görmek istiyoruz. Aç, evine ekmek götüremeyen insanlarımız var. Gün bugündür, insanların asaleti zor günde belli olur. Vekillerimiz de yanımızda olmalılar, umut olmalılar… Ozan bey, halk gibi konuşuyor. Yaptığım konuşmamı, bütün bakanlıklara atıyorum. Bilerek atıyorum, suç varsa suçumu da bileyim. Burada bir bütünlük olması gerekir, harekete geçilmelidir artık. Hiç olmazsa işyerlerini açmaya gayret edelim. Yaza bu millet çıkmaz, kredilere erteletmek için güce sahip olan biziz; Düzce başardı bunu… Bunlar televizyonda konuşulacak, herkes duysun bunları… Kişisel menfaatine konuşanlar, onlar suç işler ve kafalarını bir gün yere eğerler ama bu şekilde zor durumda konuşuyorlarsa her zaman adama kalacaklardır” ifadelerine yer verdi.

Ozan Yahşi: “Biz dükkanlarımızı açmak istiyoruz”

 “Biz dükkânlarımızı açmak istiyoruz” diyen Yahşi, ise konuşmasında şunları söyledi:

 “50 masam varsa 10 masa açmaya razıyım. Bütün kurallara uyarak açayım dükkânımı.  Bütün mesele bu, tekrarlayacağım belki ama benim bugün restoranımı açmıyorsunuz; organizedeki yemekhanedeki adam niye yiyor? Burada 50, 100, 300 kişi bir arada yiyor da 4-5 masalı lokanta mı açılamıyor? O yüzden en acil çözüm, yemek sektörünün açılması gerekiyor ve desteklerin artırılması gerekiyor.”

“Pandemi döneminde aile içi şiddet olayları arttı”

Pandemi döneminde aile içi şiddet olaylarının arttığına dikkat çeken Yahşi, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

Aile içi şiddet arttı. adam çalışamaz evde oturursa zaten kavga olur. Para da olmazsa, tüp kesilirse, ev sahibi kapıyı çalarsa, süt alırsa, her sorun artar. İnsanlar eziliyor! İnsanlar mahcup! Sayın valimizden dükkânların açılması yönünde acil bir eylem bekliyoruz. Toplantı yapsınlar, esnaf temsilcisi de olsun; bir tane de psikolog olsun. Anlatsın onlara, psikolog; nasıl bir sosyal patlama olacağını anlatsın. Açız, aç! Ben kendi derdimde değilim, 3 kazak alır gider Taksim’de satarım. Önümüzdeki ay kendi çeklerimi de ödeyemeyeceğim zaten… Onda da değilim yani… Evine süt alamayan ne yapacak? Çok zor durumda olan insanlar var, açın dükkânlarımızı başka bir şey istemiyoruz! Patates sizin olsun! Et de istemiyoruz, çocuğumuza süt, etmek istiyoruz.”

Ozan Yahşi kimin için ne dedi?

Programın son bölümünde, Sadullah Ünsal’ın sorduğu isimleri değerlendiren Ozan Yahşi, şu cevapları verdi:

PROF. DR. NİGAR ÇAKAR DEMİRCAN

Düzce için bence çok büyük bir şans. Çok değerli biri, çok başarılı buluyorum.

DR. FARUK ÖZLÜ

Aklıma, teknoloji geliyor.

İSLAM KELEŞ

Benim sevgilim. Çok sevdiğim biri…

GÖKHAN KAPOĞLU

Şu an siyasilerin yapamadığı, Düzce’nin moral kaynağı ve umudu.

NECMİ HOŞVER

Çok değerli biri…

ZEKERİYA KORKMAZ

Düzce’nin dayısı…

MUSTAFA KAYIKÇI

Merhametli, yardımsever, maaşını reddetmiş; gizli ciddi yardımlar yapan biridir.

KENAN VAROL

Çok değerli, çok temiz, çalışkan, biraz kıl, halktan uzak ama düzgün bir büyüğümüz…

OĞUZ ÖZYİĞİT

Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.  Biraz deli…

FAHRİ ÇAKIR

Kendisi hakkında nötürüm. Menzil geliyor.

MUSTAFA KESKİN

Yetersiz geliyor.

TUNCAY ŞAHİN

Çok seviyorum ama sessiz kalması ağrıma gidiyor.

HABER: Savaş ARI