Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayı üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, nisan ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 448,8 ile elmada görüldüğünü belirtti.  Elmadaki fiyat farkını yüzde 404,1 ile salatalık, yüzde 278,4 ile kabak, yüzde 272,9 ile karnabahar, yüzde 265,3 ile pırasa, yüzde 251,6 ile yeşil mercimek, yüzde 241 ile patlıcan ve yüzde 240,3 ile nohut takip etti.

Nisan ayında elma ve salatalıkta üretici ile market arasındaki fiyat farkı yüzde 400’ün üzerindeyken, 11 üründe yüzde 200’ün, 10 üründe ise yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti. Elma 5,5 kat, salatalık 5 kat, kabak 3,8 kat, karnabahar ve pırasa 3,7 kat, yeşil mercimek 3,5 kat, patlıcan ve nohut 3,4 kat, kırmızı mercimek, kuru fasulye ve kuru incir ise 3,3 kat fazlaya tüketiciye satıldı.

Elma tarlada 2, markette 11 TL

Üreticide 2 lira olan elma 11 liraya, 3 lira 20 kuruş olan salatalık 16 lira 10 kuruşa, 3 lira 80 kuruş olan kabak 14 lira 20 kuruşa, 3 lira 10 kuruş olan karnabahar 11 lira 60 kuruşa, 2 lira 40 kuruş olan pırasa 8 lira 60 kuruşa, 8 lira 20 kuruş olan yeşil mercimek 28 lira 80 kuruşa, 6 lira olan patlıcan 20 lira 50 kuruşa, 8 lira 40 kuruş olan nohut 28 lira 60 kuruşa markette satıldı.

40 üründen 22’si pahalandı

Nisan ayında markette 40 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 16’sında fiyat azalışı görülürken sadece 2 üründe fiyat değişimi olmadı.

“Türkiye’de ne kadar kazacağını bilmeyen tek meslek çiftçiliktir”

Verileri değerlendiren TZOB Başkanı şemsi Bayraktar, “Tarımsal üretim alanları açık fabrikadır. Üreticilerimiz her türlü doğal afete maruz kalarak risk altında üretim yapıyor. Bu şartlarda üretim yapan çiftçilerimiz bütün girdilerini belirlenen fiyattan alıyor. Üretimin bütün maliyetini üstlendiği halde ürettiği ürüne fiyat belirleyemiyor. Türkiye’de giderini hesaplayan, ancak ne kadar kazanacağını bilmeyen tek meslek çiftçiliktir. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Türkiye’de dağ taş ekilsin isteniyorsa üreticiye gelir garantisi verilmelidir. Bu sağlandığında ülkede bir karış arazi boş kalmaz. Üreticiyi de tüketiciyi de memnun eden bir yapıyı kurmuş oluruz.”