Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı seçilmesinin ardından, yaptığı başarılı çalışmalar ile dikkatleri üzerine çeken Erdoğan Bıyık ile birlikte, kurumda değişim rüzgarları esmeye başlamıştı.

Göreve gelmesinin ardından ilk işi, dar ve küçük olan makam odasını elden geçirmek olan Bıyık, kuruma geniş ve ferah bir oda kazandırdı. Bunun yanı sıra makam aracı almak yerine odanın hizmetlerinde kullanmak üzere hizmet minibüsü aldıran Bıyık, eleştirilerin hedefi olmuştu.

Kendisine gelen bu eleştirileri Öncü Haber mikrofonuna değerlendiren Bıyık, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir temsil makamı olduğuna dikkat çeken Bıyık, “Şimdi bu benim Ticaret ve Sanayi Odası’nda 3. dönemim. Her zaman şunu söyledim; Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Odasına yakışan bir makam odası değil. Aslında çok ufak bir değişiklikle çok güzel bir görüntü olabilirdi, ama maalesef yıllardan beri ‘yok dedikodu olur, yok konuşulur’ diye yapılamadı. Tabii biz göreve geldiğimiz zaman çok yoğun bir ziyaret söz konusu oldu. Yani Başkan oturuyor, karşısında 3 kişi oturuyor, diğer misafirlerle konuşmak için başkanın dönüp arkasına konuşması lazım. Yani böyle şey olur mu? Yani orada oturanlar önemsiz insanlar mı? Sizi ziyarete gelmişler. Ben bunun böyle olmayacağını arkadaşlara ilettim. Ortadaki cami aldık ve yönün bu tarafa aldık. Sizin gördüğünüz gibi de gayet ferah, güzel, çok fazla kişiyi alabilecek bir makam odası oldu. Bunun dışında boya ve badana yaptık. Birileri demiş ki; ‘Makam odasını ağaçla kaplamışlar.’ Keşke ağaçla kaplasaydık, Düzce ağaç memleketi. Şunu da söyleyeyim; bir kaplama fabrikasının sahibine söyleseydik, o kaplardı zaten, ama ona bile gerek duymadık, ağaç kaplama dedikleri kaplamalar kartonpiyer. Burasının masrafı da çok az minimum da çünkü burasını oda üyelerimiz yaptı. Sonrasında makam odası yaptık da kendimize yapmadık ki. Burası bir temsil makamı, burası Ticaret Odası, kurumsal bir kimliği var burasının. Biz buraya bir şey yapmadık ki, dümdüz büyük bir makam odası yaptık. Hatta arkadaşlar dedi ki, ‘koltukları ve masaları da değiştirelim.’ Çünkü oturduğunuz koltuklar 10 seneyi aşkın, benim kullandığım masa 10 seneyi aşkın. Biz bunları bile, ‘Ticaret ve Sanayi Odası’nın parasını harcamayalım, yeni bir bina yapacağız, o paraları yeni binaya harcarız’ diye bunlarda bile değişikliğe gitmedik. Yaptığımız bir duvar, bir de kartonpiyer. Tavan aynı, ışıklar aynı, her şey aynı. Onun için farklı dedikodular oldu, önemsiyor muyuz? Hayır önemsemiyoruz. Çünkü misafirlerimizin gelip de ‘çok güzel olmuş, çok ferah olmuş’ demeleri bizim için kâfi” diye konuştu.
“Toplantılara 3 araba ile gideceğimize, 1 araba ile gidiyoruz”

TSO’ya neden hizmet minibüsü aldıklarına da açıklık getiren Bıyık, “Adam şunu yazmış; ilk geldikleri gibi yaptıkları hizmet gibi lanse ediyor. Ya bizim şurada 2 buçuk ayda yaptığımız faaliyeti, burada oturanlar 4 yıldır yapmamıştır. Bizim bu faaliyetlerimizi yazın siz. Makam aracıymış; bizden önceki yönetim makam aracı için 1 milyon lira para ayırmış. Bunu biz ayırmadık… Ne için? Mevcut Ticaret Odasının bir makam aracı var, onu satıp, üzerine ekleyip yeni bir makam aracı almak için. Kime? Başkana… Ben de göreve geldiğim zaman, şoför arkadaşlar dedi ki; ‘Başkanım, bu araba olmuyor, bu aracı değiştirelim, yenisini alalım. Hızlı gidiyoruz, uzun yol gidiyoruz’ dediler. Ondan sonra Genel Sekreterlik geldi; ‘Başkanım, bizim bir hizmet aracına ihtiyacımız var!’ Ne için? Çünkü biz kendi arabalarımızla fabrikalara ziyarete gidiyoruz. Çünkü hizmet aracımız yok!’ Şimdi maka tarafı böyle diyor, hizmet tarafı böyle söylüyor. Normal şartlarda 1 milyon TL önceki yönetim tarafından ayrılmış, tamam satalım eski makam aracını, üzerine 1 milyon ekleyelim, yeni araba alalım. Diğer taraf hizmet istiyor, oraya da 1 milyon – 1 buçuk milyon verelim, oraya da bir araba alalım. Yapmamız gereken buydu. Dedim ki; ‘bir dakika, makam aracı bizim şahsi aracımız değil ki. 24 saatte binmiyoruz. İstanbul’a – Ankara’ya toplantılara gidiyoruz. Bu bizi idare eder, biz hizmet aracı alalım.’ Peki, hizmet aracı alalım, taksi alsak biliyorsunuz 4 kişilik. Bizim komitelerimiz zaten 7 – 8 kişi. Ticaret Odası Başkanı da binecekse, 9 kişi – 10 kişi. Peki, bizim yapacağımız görecek bir vasıta mı taksi? Hayır değil. Ben bir minibüs alalım dedim. Fabrika ziyaretlerine gidiyoruz, şehir dışına ziyaretlere gidiyoruz. 2- tane 3 tane araçla gideceğimize, hepimiz doları bir minibüse, basar gideriz. Dediler ki; ‘Ya başkanım olur mu? Makam…’ Makam falan yok işte, kaldırdık biz, makam yok. Hizmet aracı aldık, minibüs. Kaç kişilik? 9 kişilik… Biz 9’uncu grup komitemiz ile birlikte İstanbul’a gittik. Çok önemli bir ziyaretti bu ve 8 kişi gittik. Taksi ile nasıl gideceksin buraya? 3 taksi ile gideceksin… Bu nedir? 3 tane aracın yakıtı, 3 tane adamın eleman parası. Biz buraya, o dedikodusu yapılan, VİP denilen, bizim hizmet aracımız ile beraber, bir şoför ile birlikte 8 kişi gittik ve geldik tek arabayla. Şimdi bu hizmet değil midir?” açıklamalarında bulundu.
HABER: Savaş ARI


