AK Parti Kadın Kolları Başkanı Keşir, 28 Şubat’ın yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Türkiye demokrasi hayatının en karanlık sayfalarını askeri darbe ve muhtıraların oluşturduğunu belirten Keşir, “99 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 27 Mayıs 1960’da başlayıp 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimine kadarki süreç, milletimize ve demokrasimize yönelen suikastlardır. 28 Şubat darbesi de demokrasi tarihimize 'postmodern darbe' olarak geçen karanlık bir dönemdir. 28 Şubat, tüm darbe süreçleri gibi demokratik değerlere, millet iradesine, temel hak ve hürriyetlere açık saldırganlık içeren bir girişimidir. Bu süreç, haysiyetsiz bir milli irade düşmanlığıdır. Darbe sonrası yaşanan kriz, ülkemizin çok değerli yıllarına mal olurken devlet ve millet arasında çatışma çıkarmak isteyenler için zemin hazırlamıştır. Ancak aziz milletimizin feraseti ve basireti ile çatışma beklentisi boşa çıkmıştır” dedi.

Krizin en ağır faturasının kadınlar ve kız çocuklarına çıkartıldığını ifade eden Keşir şunları kaydetti:

“Başörtüsüne uzanan eller ve ikna odalarında uğradıkları psikolojik şiddet nedeniyle binlerce öğrenci eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmıştır. Yine binlercesi de okuyamayacağını bildiğinden hayalini kurduğu üniversitenin sınavlarına dahi girememiştir. Eğitim hayatı sekteye uğrayan kadınlar, iş hayatından da çekilmek durumunda kalmıştır. Sayısız anne, eş ve kız çocuğu; yakınlarının askerlik yemin törenine katılmaktan bile mahrum bırakılmıştır. Birtakım siyasi mühendislik projeleri ile Türk siyasetini manipüle etmeye çalışan, binlerce hayatta silinmez acı izler bırakan 28 Şubatçılarına en büyük dersi 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimde 'Yeter, söz de karar da milletindir' diyerek AK Parti’yi iktidara taşıyan milletimiz vermiştir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve nihayetinde 15 Temmuz’da demokrasi dışı yolları savunanları ve bunlara destek verenleri tarih affetmemiştir, affetmeyecektir. 28 Şubat’ın 25. yılı vesilesiyle şunu bir kez daha tekrar etmek isterim: Sayın Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da anayasamızda tanımını bulan demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağız. Millet iradesinin saygınlığına asla gölge düşürmeyeceğiz. Demokrasimize yapılan her türlü müdahaleye en sert karşılığı aziz milletimizle birlikte vereceğiz. 2002’den bugüne kadar beşeri sermayemizi güçlendirmek ve büyütmek için kadınların eğitime erişimde fırsat eşitliğini sağlayacak pek çok adım attık, atmaya devam edeceğiz. 2053, 2071 yolunda kadınların iş gücüne ve karar alma mekanizmalarına katılımda hak ettikleri yeri alıncaya ve kadın erkek omuz omuza büyük Türkiye’yi inşa edinceye kadar var gücümüzle çalışacağız.” İHA