Öncü TV’de yayınlanan “Kitabın Ortasından Özel” programında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olması dolayısıyla özel bir yayın yapıldı. Düzce Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Canan Üstüner’in sunumuyla ekrana gelen programın konukları ise Parlamentolararası Birlik Türk Grubu Başkanı Ravza Kavakçı Kan ve AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir oldu.



“Artık bu hak mücadelesi ortadan kalkmış durumda”
Üstüner her iki konuğa da, “Dünden bugüne Türkiye’de kadın olmayı tanımlar mısınız?” sorusunu yöneltti. Kavakçı Kan, şu yanıtı verdi:

“Benim neslimde olanlar için varoluş mücadelesi veriyordu kadınlarımız. İnancıyla, kimliğiyle, ideolojisiyle var olmak devlet nezdinde hak mücadelesi veriyordu. Artık bu hak mücadelesi ortadan kalkmış durumda. Daha öz güvenli kimliğiyle saygı gören ama yine de önünde birçok aşması gereken zorluklar olan kadınlar var Türkiye’mizde.”



“Kadınların güçlenmesi için en önemli konu eğitim”
AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ise şöyle konuştu:

“Biliyorsunuz ki bu konuda kitaplar yazıldı. “Kadının Adı Yok” diye. Özellikle kadınlar inanç tercihleri, yaşam tarzı tercihlerine göre alanlarda yoktu. Birkaç örnek vermek istiyorum. Ben AK Partinin İstanbul Teşkilatı’nın kurucusuyum. Kadın kolları yönetim kurulu üyesiyim. Şimdi bakıyorum da bugün milletvekiliyim. 4 yıldır ben şehrimin kadın milletvekiliyim. Milletvekili olma imkanı ve hayali dahi yokken başladım. O kadar adı yok yani kadının siyasette ve toplumda. Derdimiz ne? Milletle devlet barışsın, çocuklarımız daha hakçı bir Türkiye’de yaşasınlar diye. İnanın milletvekilliğini, belediye meclis üyesi olur mu bir başörtülü kadın inanın aklımızdan geçmedi. Çünkü geçemiyordu öyle bir Türkiye’de. Hem eğitimde hem sağlıkta özellikle. Ben kadınların özellikle eğitimle güçlenmesine inananlardanım. Çünkü eğitim en önemlisi.

“Bugün 81 ilde açılmış üniversiteler var, bu da AK Parti iktidarının ciddi bir eseridir”
Bugün 81 ilde açılmış üniversiteler var. En iyi fırsat eşitliği aracı eğitim. Bu da AK Parti iktidarının ciddi bir eseridir. Mesela kız çocuklarının şehir dışına göndermiyorum çocuğumu İstanbul Ankara’ya göndermem diyen ailelerin dahi artık kasabasında, ilçesinde, ilinde yüksekokullar var.”

“Eğitime şartlı nakit transferi dediğimiz bir destek veriyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın başlattığı Okuryazarlık Seferberliği’ne ilişkin bir değerlendirmede bulunan Keşir, şöyle konuştu:

“Eğitimden uzak kalmış yetişkinlerin eğitimi değil sadece. Yoksulluk ya da başka bir sebeple çocuklarını okutamayan ailelere sosyo-ekonomik bir destek verildi.  Bu AK Parti döneminde verildi. Şartlı nakit transferi dediğimiz bir destek var, ki bunu kız çocuklarına daha fazla verdik, hem sağlıkta hem eğitimde. Bunun ödeneklerini de annenin banka hesabına yatırıyoruz. Bu özellikle altını çizmemiz gereken bir konu. Cumhurbaşkanımızın hep söylediği gibi, ‘Babaya verirsek duman olur gider.’ sözü. Çocuk hem okula giderken cep harçlığı olsun ve yoksulluk gerekçesiyle çocuklar eğitimden uzak kalmasın diye yaptığımız bir destek. Kitapları ücretsiz veriyoruz. Ben silgi alamam defter alamam kalem alamam demesinler. Sosyo-ekonomik sınıfın en altından bahsediyoruz.”

“Şartlı nakit desteklerimiz kız çocuklarına daha fazla”
Nakit transfer desteği için Sosyal Yardımlaşma Vakıfları’na başvurulabileceğini söyleyen Keşir, şöyle devam etti:

“Uzun zamandır yaptığımız bir uygulama. Düzce’de hemşerilerimiz alıyorlar. En alt kesim için söylüyoruz bunu. Yani geliri olmayan kesim. Bu Eylül ayı başladığında okul temel ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kıyafet, kırtasiye yardımı da var. Buna rağmen ben çocuğumun cebine harçlık koyamayacağım, bu çocuğu okula gönderemiyorum demesin aileler. Kız çocuklarına fazla olmak kaydıyla şartlı nakit transferi desteğimiz var.

“Eğitimin önünde hiçbir engel yok”
Eğitimin önünde hiçbir engel yok. Mesela şuan Düzce’de yurtlarımızda yatak fazlamız var. Boş yatağımız var ama boşta kalan öğrencimiz yok. Her ilde üniversitemiz var. Üniversite öğrencilerimiz eğitim kredisi-bursu alabiliyorlar. Bu rakamlar benim zamanımda 40-45 Türk lirası civarlarındaydı. Şuan da ise 500 Türk lirası. İhtiyaçlar sınırsız imkanlar sınırlı. Bu devletin toplam imkanlarıyla ölçülü olarak imkanları genişletiyoruz. Yani bu imkanlarda sınırsız diyemiyoruz elbette. Mutlaka devlet bir yerde bir çizgi çekmek zorunda. Bu öğrenciler içinde olsa başka konularda da olsa sosyal yardımda olsa. Eski Türkiye’yi yeni Türkiye’yi karşılaştırdığınızda hem kadınlarla ilgili yaptığımız düzenlemeler hem eğitimle ilgili yaptığımız düzenlemeler oldukça ilerlemiştir.”

“Kadına karşı şiddeti önlemek için İstanbul sözleşmesini imzalayan ilk ülke biziz”

Üstüner’in, “Her 8 Mart'ta sorgulanan konuların başında kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik atılan adım ve yaptırımların yetersizliği geliyor… Türkiye’de karar mekanizmaları kadını koruyamıyor mu?”sorusu üzerine Kavakçı Kan, şu yorumda bulundu:
“6284 kadına karşı şiddeti önlemek için İstanbul sözleşmesini imzalayan ilk ülke biziz. Bu noktada uluslararası bağlayıcılığı da var. Şiddeti önleme merkezlerini açan da biziz. Kadınlarımızın şiddete maruz kalmalarını engelleyecek şekilde daha hızlı işlemesine hem ceza hususunda gerekli düzenlemeleri yapan da biziz. Ama bu maalesef dünyanın bir problemi. Şiddet, insana karşı şiddet ama tabii insanlar arasında da çocuk ve kadına karşı şiddetin ayrı bir yeri var. Bununla alakalı bizim toplum olarak eğitimle bunun önünü kesmemiz lazım. Bu noktaya gelmemesini sağlamamız lazım. İnsanların evlerinde kendilerine emanet olan eşlerine, evlatlarına şiddet uygulayacak noktaya gelmemesi lazım. Bunun için elimizden gelen önleyici yöntemleri yapmalıyız. Eğer böyle bir durum varsa şiddet gören kişinin ikinci kez o travmayı yaşamamasını sağlayan adımları atan da biziz. Bununla alakalı ben birçok ülkede aslında bizim ülkemizde olan bilinçlendirme kampanyalarını görmedim. Sayın cumhurbaşkanımızın sayın hanımefendinin ve birçok sanatçımızla beraber yaptıkları kampanyalar var şiddeti önlemek adına. Bunlar çok çok değerli. Daha önce bunlardan bahsedemiyorduk. Şunu da bilmemiz lazım. Sistem şuan da daha iyi işliyor önceye nazaran. Çünkü daha önce şikayette bulunmayan insanlarda artık kendilerini şikayet edebilecek noktada görüyorlar ve kayıtlar artık daha önce şiddet olarak kayda geçmemiş şikayetler hem adli vaka olarak hem de şikayet olarak artık kayıtlara geçiyor.”

“AK Parti Hükumeti olarak eğitim alanında devrim niteliğinde düzenlemeler yaptık”
Kadının çalışma hayatının iyileştirilmesi adına bir durum değerlendirmesinde bulunan Keşir, şöyle konuştu:

“Bu konuda da devrim niteliğinde düzenlemeler yaptık. Daha öncede söyledim. En önemli şey bu konuda eğitim. Elimizde şöyle bir veri var. Eğitimini tamamlamış kadınların yüzde 70’i istihdama katılıyor. Yoksullukla mücadele etme oranları istatistiğe girmeyecek oranda düşük. Burada temel sorun şu. Kadınların eğitimini ve vasfını arttırmak.  Sağlık ve eğitim sektörlerinde kadın çalışma oranlarımız Avrupa oranlarının üstünde. Erkeklerle başa baş gidiyor. Şöyle bir sorunla karşılaşıyoruz. Eğitim ve sağlık sektöründe bu kadar kadının olduğu alanda dönün bir sendikalara bakın. Sendikalar aynı oranla yansımıyor. Mesela siyasi katılıma Türkiye’de 1934’te kadınlar seçme seçilme hakkını elde etti. Kadının parlamentoya girme oranı yüzde 4’tü. İddiayla söylüyorum AK Parti dönemine kadar Türkiye Cumhuriyeti bu oranı hiç aşamadı. Neden çünkü siyasi anlayışı, kılık kıyafet ön yargılarından vs. İlk defa AK Parti zamanında bu kadın parlamenter oranının üzerine çıkıldı.  Ama bugün parlamento da kadın oranımız yüzde 17’dir. Tabi ki bu yeterli bir oran değil. Kabul edilebilir oranın yüzde 25 olması lazım.”

“Son birkaç seçimdir kadınların yerelde talep etme oranı arttı”
Düzce’nin ilk kadın milletvekili olarak kadınların yerel yönetimlere katılmasındaki oranın az olmasına ilişkin konuşan Keşir, şunları kaydetti:

“Bizim listelerimize bakın bu seçimde. Cumhurbaşkanımızın iradesidir bu. Teşkilatlar nezdinde bizim buradaki çalışmalarımız tek tek genel merkezde değerlendirilir. Düzce’de 3 milletvekilinden biri kadın. Hatta şu konuşuldu bir dönem ‘Düzce kadın kaldırır mı?’ Ya Düzce’nin kadınları dağda bayırda her yerde koşuşturuyor. Bu kadınların hepsi cevval kadınlar. Fındık toplarken kadın kaldırıyor mu, mısır çapalarken kadın kaldırıyor mu, demiyoruz da yerel veya merkezi parlamentoda olunca mı bunu tartışıyoruz? Bizim çok başarılı kadın siyasetçilerimiz var. Listelere bakın, listeler açıklandı. Yarıştığı iddia edilen 3 parti var onların listesine bakın. Bizim 8 tane kadın arkadaşımız seçilecek. AK Parti yerel, genel meclisimizde de kadınlarımız var. İnşallah böyle de devam edeceğiz. Belediyecilik işi erkek işi olarak görüldüğü için kadınlardan gelen taleplerde bu yüzden düşük oldu bu zamana kadar. Son birkaç seçimdir dikkat ediyorum kadınların talep etme oranı da arttı. Türkiye’de tek il genel meclis kadın başkanı olan Düzce’dir.”

"Türkiye’deki kadınlar diğer ülkelere göre çok şanslı"
Son olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla tüm kadınların gününü kutlayan Kavakçı Kan, şöyle konuştu:

“Bizim için her türlü kadınlar kıymetli. Kadınlarımız için çok daha güzel günler olan bir süreç diliyorum. Şunu da söyleyeyim bugün Türkiye’deki kadınlar diğer ülkelere göre çok şanslı. Gençlerimizin ve kadınlarımızın önünü açan bir liderimiz var.  Bunun mücadelesini veren bir cumhurbaşkanımız var. Kadınlarımız en güzelini hak ediyor. Daha yapacak çok işimiz var. Biz el ele verdikten sonra üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Bütün hanımefendilerin Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.”

“Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır”

Keşir ise, “Hem kadını birey olarak güçlendirelim. Sadece kadınları da değil engellilerimizi güçlendirelim, yaşlılarımızı güçlendirelim… Güçlü bireylerden oluşan bizi oluşturmak AK Partinin temel felsefesi. Biz ne, aile ve toplum. Güçlü bir aile demek, güçlü bir toplum demek. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” dedi.

Haber: Ö.YILMAZ
Artı Yerel Medya'yı smart televizyon ve telefonlarınıza indirmeyi unutmayın.

Web'den izlemek için TIKLAYINIZ 

Android için TIKLAYINIZ

İOS için TIKLAYINIZ