Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü Ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından” programının son bölümü yine izleyenlerini ekran başına kilitledi.

“Kitabın Ortasından” programının son bölümüne konuk olan Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in açıklamaları gündeme damgasını vururken, programı gerek Öncü TV ekranlarından, gerek radyoları başından gerekse Öncü Medya sosyal ağları üzerinden binlerce vatandaş takip etti.

“Türkiye’nin hiçbir yerinde küçük araçlarla toplu taşıma hizmeti verilmiyor”

Programda, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün ‘Uğur Böcekleri’ ismini verdiği, Düzce Belediyesi iştiraki olan Düzce Ulaşım A.Ş bünyesinde çalışan toplu taşıma otobüsleri ve yeni sistemi değerlendiren Keleş, Türkiye’nin hiçbir yerinde küçük araçlarla toplu taşıma hizmeti verilmediğini belirtti. Daha önce küçük otobüslerle Türkiye’nin bazı şehirlerinde toplu taşıma sisteminin denendiğini, ancak verim alınamaması nedeniyle bundan vazgeçildiğini dile getiren Keleş, “Denenmiş ve sonuçları daha önce alınmış şeyleri deneyip de sürpriz bekleyemezsiniz.  Küçük araçla yapılan belediyeye taşımacılığı artık demode olmuştur ve birçok vilayetten kaldırılmıştır. Mesela İstanbul’da, mesela Trabzon’da, ona dönmek bir hatadır.  Toplu taşıma büyük araçlarla yapılır ve küçük araca dönülmesi, aynı sayıda araçla iş yapamayacağı için 100’ün üzerine çıkarmıştır, toplu taşıma aracı sayısını. Bu kadar büyük sayıya, bu kadar ekmek yetmez. Şimdi ben biliyorum; işçiler arası bir durum söz konusu. Düzce Belediyesi de bunları yok bütçesinden sübvanse etmeye çalışıyor” dedi.

“Benim dönemimde toplu taşıma hizmetleri belediyeyi 500 milyon kara geçirdi”

Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde toplu taşıma hizmetinin Düzce Belediyesini 500 milyon kara geçirdiğini söyleyen Keleş, “Benim dönemimde belediye otobüsü işletmesi ayda 500 milyon lira kara geçmişti, belgelere bakabilirler. Şu an da zarar ediyor ve Düzce Belediyesi sübvanse ediyor, ciddi paraları sübvanse ediyor. Yine de memnun değiller. Bakın gidin sorun otobüs sahibi olanlara, memnun değiller. Bana göre yanlış oldu. Ama düzeltirler mi düzeltmezler mi artık onu bilemem” diye konuştu.

“Ciddi bir soruşturma da çıkabilir”

Yeni toplu taşıma sisteminin içinde Düzce Belediyesi’ne ait büyük araçlarında kullanıldığına dikkat çeken Keleş, bu durumunda soruşturmaya neden olabileceğini aktararak, “Ben öyle bir tabir kullanmam, yani uğur böceği ya da kibrit kutusu, bana göre belediye otobüsü değildir. Minibüstür. Minibüste demode olmuştur, birçok kentte zaten minibüs hadisesi. Bakın Trabzon beyaz minibüsler vardı, içeride onları 4 minibüsü 1 otobüs yapmak için belediye geçmiş dönemde belediye otobüsüne döndü. Mercedes otobüsler almışız yeni, 13 milyon lira para ödedik, Mercedes otobüs aldık, ben giderken tam teslim edildi. Dursun Bey’e teslim ettiler, benden sonra.  Şimdi onlarda çalışıyor mesela, aynı havuza. Belediyenin otobüsü aynı havuza su taşıyor. Nasıl olacak yani? Bir şekilde ortada ciddi bir soruşturma da çıkabilir. Ben Faruk Bey’i de uyarmak istiyorum açıkçası. Buna bir bakması lazım. Yani şimdi bir yer var, bir havuz var. Bu havuza para doluyor. Nereye dağılıyor? Alacaklara dağılıyor. Kim alacaklar? Minibüs sahipleri. Aynı havuza belediye otobüsleri çalışıyor, pik saatlerde onlarda su taşıyor. Onların kazancı nereye gidiyor peki? Ya da belediye Düzce’de yap işlet devretin yanına yap işlet, aynı zamanda finansa et modeliyle ulaşımda böyle bir proje yapabilir mi? Böyle şey nerede görülmüş? Dünyanın neresinde görülmüş” şeklinde konuştu.

“Minibüsler zarar ediyor”

Yeni toplu ulaşım sistemi ile beraber alınan araçların zarar ettiğini savunan Keleş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Tabii ki zarar ediyor sübvanseyi çeksin belediye. Aylık gelirin ne olacak?  20 milyon lira aylık taahhüt edilmiş. 20 milyon liranı ne kadarını kazanıyor minibüsler? Çarpın 20 milyonla. Ayda ne kadar para ortaya çıkıyor. Paranın ne kadarını getiriyor minibüs. Ya da bir koyundan iki tane post çıkmaz. Bir koyundan bir post çıkar. Bu belediye otobüslerinin gelirinin 114 tane minibüse yetmesi mümkün değil. Öyleyse bunu düşünen idare ne demiş, ben bunu sübvansiyon edeceğim demiş. Peki, nereye kadar sübvanse edeceksin? Bir şekilde de birine, hadi Sadullah Bey dedim sana hadi bir televizyon kur. Ben seni destekleyeceğim, sübvanse edeceğim dedim. Nereye kadar? Sen de bana inandın kurdun. Vatandaş belediyeye güvenir, itimat eder. Önceki dönem bu yaşandı. Geldiler İsmail Bayram Beyin masasına anahtarları bıraktılar.  Hatta bir belediye başkan yardımcısını rehin aldılar.  Sonra biz geldik. O firmaya dedik ki kardeşim siz ne istiyorsunuz, derdiniz ne sizin, biz zarar ediyoruz. 4 ayda 198 milyon lira otobüs başına zarar etmişlerdi. 198 milyon liranızı ödüyorum, otobüslerdeki borçlarınızı da devralıyorum hadi güle güle dedim. Şaşırdılar önce, ‘böyle şey olur mu?’ dediler. Olur dedim, hadi sizin derdiniz ne otobüs borcu değil mi? Yüksek fiyatlı otobüs aldık diyorsunuz, kabul. Ben borcunuzu devralıyorum. Banka kredisiyle almış, borcu devralıyorum. Peki derdiniz 4 ayda 198 milyon zarar ettik diyorsunuz otobüs başı, onu da devralıyorum. Güle güle. Sonra akılları başına gelmiş, biz ne yaptık dediler ne oluyor dediler. Bir ikisi itiraz etmeye kalkıştı, ama iş işten geçti. Devraldık o borcu ödedik, bitirdik otobüs işletmesinde ayda 500 milyon lira kara geçirdik. Bu kayıtlarda var. Olmamış bir şey değil ki. Daha önce olmuş bir şey.”

“Toplu taşıma işi belediyelerin zorunlu görevi”

Toplu taşıma işinin Belediyelerin zorunlu görevi olduğunun altını çizen Keleş, “Peki bugün bu minibüsçüler kazan kaldırsalar, öyle bir şey demek istemiyorum, ama taşımıyoruz deseler, neyle taşıyacaksın. Otobüsleri perte çıkardın, bütün otobüsleri. Şimdi taşımacılık belediyenin yapması gereken zorunlu görevlerden bir tanesidir. Anlatabildim mi? Taşımıyorum, kim taşırsa taşısın diyemezsin, senin görevin. Cenaze hizmetleri mesela, belediyenin yapmak zorguda olduğu iştir. İtfaiye hizmetleri, zabıta hizmetleri, su getirmek şehre, insanlara su temin etmek, kanalizasyon yapmak. Bunlar belediyenin zorunlu hizmetleridir. İmtiyaz sahibi olduğu görevlerdir. Bu imtiyazını bir yere devredemezsin tümüyle, bir köşesinde olma zorundasın. Onun için üzerinde Düzce denetim yazıyor.  Yani bir şey yaparken bir hesap kitap yapmak lazım. Sen şimdi mesela ayda 10 milyon lira kazanıyorsan, 15 milyonluk kirasını olan bir eve taşınabilir misin, taşınmazsın mesela. Aylık gelirin, aylık kiranı karşılamıyor, nasıl taşınacaksın. Bütçeni biliyorsun” açıklamalarında bulundu.

HABER: Savaş ARI

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN

KISIM 1 İÇİN TIKLAYIN

KISIM 2 İÇİN TIKLAYIN