10 altın kural olarak adlandırdığı önerilerinden ilkinin `denge` olduğunu ifade edilirken “Siyasiler sık sık değişen gündemlerde, zihinsel, ruhsal ve bedensel dengelerini korumayı öğrenmelidir. Farklı düşünce ve ruh haliyle farklı davranışlar sergileyen siyasetçi dengesizliğin olumsuz sonuçlarını yaşamak zorunda kalır” denildi.

Diğer bir önemli hususun `güven` olduğunu vurgulanırken siyasetçinin, her davranışı ve sözüyle halka, seçmene güven vermek zorunda olduğu kaydedildi.

Üçüncü kural olarak siyasetçilerin pozitif tavır sergilemesi gerektiğini belirtilirken, şu hususlara değinildi: `Siyasetin temel amacı insanları mutlu edecek şeyleri onlara verme vaadini içerir. Siyasetçi, insanları mutlu edecek araçları, onların yaşamına katacağına dair olumlu mesajları vermelidir.`

Milletvekili adaylarına `samimi` olunmasını öneren uzmanlar, 'koltuklar ve unvanlarla gelen güç, bir çok insanın kişiliğinin değişmesine ve kendisinden üstte olan mevkilere saygı aşağıda olana ise önem vermeme şeklinde davranışlara yol açabilir. Bu tavırda davranışlara yansıyabilir. Siyasetçi, amacının hizmet olduğunu ve geleceği makam ne olursa olsun bunu unutmadan samimiyetle insanlara hizmet edeceğini göstermelidir' uyarısında bulundu.

Beşinci altın kuralın `farkındalığın artırılması` olduğunu belirtilirken, `Farkındalık, siyasetçinin yaşamındaki en önemli başarı unsurlarından birisidir. Neyi nasıl yaptığını ve hangi tepkiyi aldığını fark eden siyasetçi, sonuçlar üzerinde istediği gibi hakimiyet kuracaktır” denildi.

İlk izlenimde olumlu etki bırakmanın da önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar yedinci kuralın ise `etkili iletişim` olduğunu belirtti.Siyasetçilere, tutarlı olmaları ve sözlerini tutmalarını öneren uzmanlar, `Seçim heyecanıyla sonrasında nasılsa unutulur diyerek herkese mavi boncuk dağıtmak yerine, yerine getireceği sözleri vermek siyasetçiyi etkili kılar” dedi.

Uzmanlar, dokuzuncu kuralın `çözüm üretme` olduğunu ifade etti ve son altın kuralın ise neşeli ve esprili olma olduğunu kaydetti.