Afete karşı önceden önlem almak ülkemizin afet güvenliğini yükseltmenin yönetenler açısından siyasal, toplumsal ve anayasal bir sorumluluk olduğunu dile getiren Can, Düzce ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“İki büyük deprem sonrası ilimizde yapılan Çevre Düzeni Planı ve imar planları deprem riskleri başta olmak diğer çevre sorunlarının halli ile ilgili gereken önlemlerin alınması merkezli yapılmamıştır. Belediye meclisleri eliyle yapılan imar plan tadilatları ile gündelik çıkarlar gözetilerek kat artış kararları alınmaktadır. Şehrin deprem riski yüksek alanlarında iki katla sınırlanan kat sayısı bugün geldiğimiz noktada dört kata çıkartıldığı gibi yine kentin kuzeyinde nispeten daha sağlam zeminli Üniversitenin de kurulu bulunduğu bölgede 20-30 katlı binaların yükseldiğini görmek biz deprem yaşamış insanları endişelendirmektedir. Kaldı ki, ülkemizde hala daha yüksek katlı yapılarla ilgili bir yönetmeliğin olmadığını bilmek bu binalarda alınması gereken önlemler ve verilmesi gereken yapı denetimi hizmetinin yeterliliği noktasında bizleri kaygılandırmaktadır.”

Şehrimizde bütünlüklü bir planlama anlayışı mevcut değildir
Düzce’de en büyük riskin verimli tarım arazilerinin bulunduğu alanların hızla yapılaşmaya açılması olduğunu ifade eden Can, “Şehrin deprem riskleri gözetilerek depremden arta kalan yapı stoğu ile ilgili bir çalışma göremediğimiz gibi şehrin tüm doğal afetler yönünden hazırlıklı olmadığını ve hava kirliliği başta olmak üzere ciddi çevre sorunları olduğunu görmekteyiz. Gerek çevre düzeni planına yapılan müdahaleler gerekse imar planlarında yapılan yoğun tadilatlar göstermektedir ki şehrimizde bütünlüklü bir planlama anlayışı mevcut değildir. Defalarca talep etmemize rağmen mevcut planlar bu riskleri azaltacak şekilde elden geçirilmemiştir. Aksine çevre düzeni planında yapılan değişikliklerle bulunduğumuz şehrin başkaca çevre sorunlarına maruz kalmasının önü açılmaktadır. Geldiğimiz noktada orta hasarlı ya da hasarının ne olduğunu bilemediğimiz yapıların sorununun hala devam etmesi endişe vericidir.” ifadelerine yer verdi.

Malzemeden çalanı iş başında yakalayamıyoruz
Yapılan yanlışlarla depremi afetin dönüştürüldüğünü belirten Can, “Yaşanan depremler bize göstermiştir ki depremde en önemli yanlışları planlamalar eliyle ve plan tadilatları eliyle yapmaktayız. Uygulama aşamasında ise etkili bir yapı denetimi mekanizması kuramıyoruz. Malzemeden çalanı iş başında yakalayamıyoruz. Yapı denetiminde en önemli görev Belediyeler başta olmak üzere Valiliklere düşmektedir. Ancak toplumsal manada bu konuda meslek odaları başta olmak üzere tüm toplumun duyarlı olması gerekmektedir.” diye ifade etti.

Ortak akıl merkezi olmalıdır
Farkındalığının oluşması için merkezi ve yerel yöneticilerden bir merkez oluşturulmasını talep ettiklerini söyleyen Can, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Düzce’de yaşayanların ve Üniversitenin katkısı ile oluşturulacak bu merkez ile hem halkın katılımının önünü açmalı hem olası depremlere ve diğer doğal afetlere hazırlıklı olmanın fikirlerinin üretildiği ve tartışıldığı ve hayata geçtiği bir ortak akıl merkezi olmalıdır.”


Haber:Y.SEVER