Protokol imza töreninde konuşma yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 85 milyonluk Türkiye nüfusunun yaklaşık 24 milyonunun 18 yaş altında olduğuna işaret etti.

“Tüm imkanları seferber ediyoruz”

Protokole ilişkin bilgi veren Bakan Yanık, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın geleceği adına bir araya geldiğimiz bu toplantı öncesinde son derece detaylı ve titiz çalışmalar yapıldı. Çocuklarımıza ulaşmak, onlara güvenli ve sağlıklı bir eğitim ortamı ve sosyal çevre oluşturmak, onları hayata hazırlamak için devletimizin tüm imkanlarını hep birlikte bütün kurum ve kuruluşlar, bakanlıklar, yerel yönetimler olarak seferber ediyoruz. Risk altında bulunan çocuklarımıza ulaşmak için oluşturduğumuz mobil ekiplerimiz, sokak çalışmaları ve okul ziyaretleri yaparak koruyucu ve önleyici hizmetler yürütüyorlar. Risk altında bulunduğu değerlendirilen çocuklarla ilgili sosyal inceleme sonucuna göre, uygun sosyal hizmet müdahaleleri oluşturuyoruz.”

“Mobil ekipler 36 bin çocuk ve 24 bin aile ile görüştü”

Düzce’de çok sayıda hanenin kapısını çalan mobil ekiplerin ülke genelinde, 11 bin 391 okula 12 bin 35 ziyaret gerçekleştirdiğini Bakan Yanık, riskli olduğu değerlendirilen 36 bin 67 çocukla ve 24 bin 366 aile ile görüşüldüğünü bildirdi.

Bakan Yanık, protokol kapsamında tüm illerde mobil ekiplerle okul eşleşmeleri yapılacağını, okul rehberlik birimlerince bildirilen çocuklara ilişkin mobil ekiplerin özel çalışmalar yürüteceğini vurguladı. Bakan Yanık, “Hızlı ve yerinde çözümleri 81 ilimizde bildirilen tüm çocuklarımıza ulaştıracağız.” dedi.

Dezavantajlı çocukların okula devam etmelerini sağlamak amacıyla mesleki çalışmalar gerçekleştirileceğini aktaran Bakan Yanık, şunları kaydetti: “Gerektiği takdirde çocuklar ve ailelerini uygun sosyal hizmet modellerine yönlendireceğiz. Sosyal hizmet müdahalesinde bulunduğumuz çocuklar ve ailelerine ilişkin bilinçlendirme ve izleme çalışmaları yaparak süreci düzenli takip edeceğiz, ihtiyaca göre yeni süreç planlamaları da geliştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da sıklıkla ifade ettiği gibi, ülke olarak bizim en kıymetli sermayemiz insan sermayemiz, nitelikli insan gücümüz. Çocuklarımız bu anlamda bizim geleceğe yönelik en kıymetli varlıklarımızdır. Her birinin iyi bir eğitim alması, sağlıklı bir sosyal çevrede büyümesi, topluma fayda üretecek biçimde yetişkinliğe adım atması için elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Çünkü geleceğin Türkiye’sini onlar inşa edecekler, dünyanın daha yaşanabilir bir dünya olması için onlar çalışacaklar. Bizler de onlara bütün bunları gerçekleştirebilmeleri için fırsatlar sunacak, böylelikle yollarını açmış olacağız.”