Fındık üretiminde Nisan ayında gübre ile başlayan maraton, Eylül ayında fındığın kıl çuvallar girmesi ile son buluyor. Üretimde artan maliyetler, üreticilerin belini bükerken, çiftçiler, “Fındığın geliri ile giderini kafa -  kafaya karşılıyor’ diyerek verdiği emeğin masrafları karşılamadığını dile getirdi.Whatsapp Image 2024 05 29 At 16.28.45 (1)

Öncü Haber ekibi, bu kez de Türkiye’nin stratejik ürünü ve Karadeniz Bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından olan fındık üreticilerinin nabzını tuttu. Artan maliyetlere dikkat çeken üreticiler, seslerini bir türlü duymayan siyasilere sitem etti.Whatsapp Image 2024 05 29 At 16.28.45

Üretici Turan Poyraz, fındık için açıklanacak olan fiyatın alın terini karşılaması gerektiğini belirtti.   Öncü Haber mikrofonuna konuşan fındık emekçisi Semih Özel de devlet desteklemesinin yetersiz olduğunu vurgulayarak ‘İlk önce dönüm başına verilen desteklemelerin biraz daha artması. Bundan 3 sene önce de aynı desteklemeyi alıyorduk. Bu sene de aynı desteklemeyi aldık, üçte biri artmış olsa bile şu ana kadar mazot fiyatı üç sene önce on liraydı. Şu an kırk lira, dört kat arttı. ’dedi.I M G 6027

İşte tarla sahibi ve fındık emekçilerinin bu sezonki fındık fiyatları ve devlet desteği hakkında Öncü Haber mikrofonuna yaptığı değerlendirmeler;

"ÇİFTÇİ ÜRETİM YAPMAZSA HAYAT DURUR” "ÇİFTÇİ ÜRETİM YAPMAZSA HAYAT DURUR”

“FINDIK FİYATI 150 TL OLMASI LAZIM!”

Turan Poyraz: ’Yer yer farklı. Olan yer var, olmayan yer var. Ama fındık maliyetleri düşük maalesef. Fındık fiyatı 150 TL olması lazım ancak kurtarır. Bundan başka yapılacak bir şey yok. Yani bahçelerin bakımları zor. Bugün tırpanıydı, filizdi, gübreydi, toplamaydı, patozuydu. Masraf çok ağır geliyor. Fındığın geliri giderini kafa burun karşılıyor. Yani vatandaş kaldı yok. İşte bu atadan kalma, babadan kalma, efendime söyleyeyim, bağ bahçe; mecbur bakıyoruz yani.

Milletvekilleri seçimden seçime gelirler, bir akşam köyümüzde konuşma yaparlar. Gidiş o gidiş, Allah rahmet eylesin diyeyim. Öldü diyeyim yani. Çünkü vekillerden hiç hizmet alamıyoruz. Yok yani. Bir sefer geldi. Özellikle bizim Ayşe Keşir var. AK Parti'nin mevcut yönetimin vekili. Bir önceki sene geldi, 2019’da da geldi. Gidiş o gidiş. Daha tanıyan yok, bilen yok. Yani fındığın da hakkını versinler. Vatandaş bugün, efendim, işçi tutacak. Çoğu, bu bir kişiyle olacak bir şey değil. Yevmiyeler ucuz. Bugün bahçe sahibine çok geliyor. Ama değil. Sabah 8’de başladık, görüyorsunuz halimizi toz toprak. Yani yiyeceğimiz bu kadar. Tımar, işi bugün bin lira. Ama bunun sigortası nerede? Öğlen yemeği nerede? Servisi nerede? Yok. Bu, bugün kurtarması için bin 500 TL olması lazım. Ama vatandaşımıza ağır geliyor. Şimdi biz kendimizi düşünürsek başka sahibi de düşüneceğiz. Çünkü sürekli bu işleri yapıyoruz ama az mı? Az. Yetmiyor. Onun için devlet iyi bir şey verir lazım. İşçiye de. Ter su içindeyiz akşama kadar. Bir fabrika işçisi bizden çok çok rahat. Bugün 30 bin lirayı geçiyor bir fabrikada asgari ücretli çalışanın maaşı. E biz 30 gün çalışsak yine onların dört gün istirahati var pazardan pazara. Bizde o da yok.

“HER SENE AYNI DESTEKLEME ÜCRETİNİ ALIYORUZ!”

I M G 6029

Semih Özel: İşin açıkçası, geçen seneye göre şu an bir tık daha iyi. Ama tabii ki de bakımlarını düzenli bir şekilde yapıldığı zaman verimin daha güzel olacağını düşünüyoruz. Çoğu insanımız, dışarıda çalışanlar köy işleriyle uğraşamadıkları için bahçelere bakımlı olmadığı için verimi daha sağlıklı alamıyorlar. Köydeki, biraz daha kendi işine odaklanabildiği için, yani bahçeden başka işi olmadığı için kendi bahçelerinin temizliğini, bakımını, gübresini, ilacını, vesairesini yaptığı için daha güzel bir şekilde verim alabiliyor. Ama tabii ki de çarşıda asgari ücretle çalışıp da pazar gününü ayırmaya çalışıp da ilacını mı atsın, gübresini mi atsın veyahut da fındığını mı temizlesin, hangisini yapacağını bilmediği için yetişemeyeceği için, bakımını doğru bir şekilde yapamadığından dolayı verim alamamakta şu an. Fındığın gideri, gelirini fifti fifti diyebiliriz. Çarşıda iş yerinde çalışanlar enflasyona göre maaş almaya çalışıyorsa biz de burada kendi işimizden hariç, başkalarının işini de enflasyona göre yevmiye alıyoruz. Bu şekilde de tabii oradaki çarşıda çalışan bize bu yevmiyeyi vermekte çok güçlük çektiği için biz de ona göre az bir şekilde çalışıyoruz. Bu şekilde bizi de karşılamıyor, onları da karşılamıyor ve tam sağlıklı bir şekilde de yetmiyor kimseye. Fındığın geliri, gübresi, ilacı, temizliği, çalı çekmesi derken gideri gelirini karşılamıyor diyebilirim.

Whatsapp Image 2024 05 29 At 16.28.45 (2)

Şahsi olarak görüşüm, ilk önce dönüm başına verilen desteklemelerin biraz daha artması. Bundan 3 sene önce de aynı desteklemeyi alıyorduk. Bu sene de aynı desteklemeyi aldık, üçte biri artmış olsa bile şu ana kadar mazot fiyatı üç sene önce on liraydı. Şu an kırk lira, dört kat arttı. Benim aldığım destekleme üçte biri arttı. 2 bin liraysa oldu benimki 2 bin 500 lira mesela. Ama mazot 10 liradan 40 liraya çıktı. Şu an daha kötü bir sürece doğru ilerliyoruz diye düşünüyorum.’

“ÜLKENİN MALİYE BAKANI GİBİ HER GÜN ADAM DEĞİŞTİRİYORUZ…”I M G 6028

Oğuzhan Poyraz: ’Verim, geçen sene biliyorsunuz, köyün %80'i, %90'ı bahçesine hiç girmedi. Çoğu kendi imkânlarıyla çalışan insanlar bakım yapamadı. Bu sene fındık var ümidiyle geldiler ama fındık yine aynı. Geçen sene o kadar dallar, yapraklar açmadan kurudu. Bu sene mesela, şu an tarlasını yaptığımız bahçe sahibinin tarlasında fındık yok. Yer yer değişiyor. Yukarılarda fındık var. Veya fındığın cinsine göre değişiyor ama %50'sini yine fındık. Hava şartları da yağmurlu gidiyor. Geçen sene çiftçiler, %80'i bağ bahçeye bakım yapmadı. Çok pis. Çalışacak adam bulamıyoruz. Şartlar zor. Yevmiyeye gelmiyorlar mı? Gelmiyorlar. Sizce? Bugün adam diyor çok pis. Ya da verdiğimiz para kabul etmiyorlar. Ülkenin Maliye Bakanı gibi her gün adam değiştiriyoruz. Adam bulamıyoruz. Kaç lira yevmiye veriyorsunuz? 3 bin yevmiye veriyoruz günlük. Tırpanıyla, makinesiyle geliyor. Harici yemeği, her şeyi bizden yağ, benzini. Ama bugün gelen yarın gelmiyor. Mesela filiz için babam işçi çalıştırıyor köyde. Bugün gelen aynı, yarın gelmiyor. ‘Yok çok pis. Yok burası 3 seneden alınacak.’ Yani bulamıyoruz. Fındığa yapılan masraf, fındığın gelirini Karşılamıyor. Şöyle karşılamıyor; Mesela biz şimdi 15-20 dönüm fındıklığımız var. Babam emekli. Annem ev hanımı. Bunun işçiliğini, her şeyini biz kendimiz yaptığımız için bize kalıyor. Ama mesela gidip de bir fabrikada çalışan bir aile, hafta sonu pazardan pazara gelip köyde toplayıp tarla altı temizleyemez. Kendini kurtaramaz. Bu şekilde de kar edemiyor. Zarar üstüne zarar. 2019'da ben kendim petrolde çalışırken mazot 5 liraydı. Benim babam 3 bin lira destekleme alıyordu. Yıl 2024, benim babam aynı desteklemeyi alıyor, 3 bin lira. Ama mazot 40 lira. Devlet nasıl destek veriyor yani? Biz anlamadık bu işi. Bu milletvekilleri ne yapıyor? Az önce geldiniz, zor şartlar altında buraya yürüyerek geldiniz. Şu an buraya gelen bir yol yok. Her milletvekili seçimde her akşam gelir, kahvede konuşur, yapacaklarını anlatır. Seçim biter, kaybetti veya kazandı, kimseyi bulamazsın bu köyde. Gezin bütün bağ bahçe yolları yapılacak. Her sene olmasa bile senede bir tane kazadan can alıyor yani bu yollar. Her sene bir kişi ölüyor bu yollarda. Niye? Yapmıyorlar. Gelen giden yok. Hala yapılacak. Biz bu zor şartlar altında iş yapmaya çalışıyoruz.’

HABER: Liva Nur Ünsal

KAMERAMAN & KURGU: Emirhan Töngel

Editör: Emirhan Töngel