Türkiye'nin tescillenen 5. arı ırkı olan Yığılca arısının bal üretimi, iğne uzunluğu, arı zehri ve propolis üretimin yanında iklim koşullarına dayanıklı olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya kondu. Arı ırkları konusunda uzun süredir çalışmalar yürüten Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM)’nin yoğun çabaları sonucu artık sadece Türkiye’de değil uluslararası arenada da alanında bir marka olan Yığılca arısı ve Düzce’de artan arıcılık faaliyetleri Türkiye’ye örnek oluyor.

Son olarak arıcılık çalışmaları giderek önem kazanan Karabük Yenice bölgesinin kendine has ıhlamur ile çiçek nektarlarından elde edilen balın, AB tarafından coğrafi işaretle tescillenmesi hem Karabük hem de ilçe için önemli bir kazanım olurken, üreticiler, Karabük’ün de Düzce gibi markalaşmasının önemine işaret ediyor.

İlin yetkilileri, Yenice'nin dünya ölçeğinde sahip olduğu ekolojik değere dikkati çekerek, Yenice ormanlarının bu benzersiz zenginliğinin balın karakterine doğrudan yansıdığını vurguluyor.
İlçenin Kuzdağ bölgesinde 40 yıldır arıcılık yapan 61 yaşındaki İsmet Karakırık, 15 yıldır ıhlamur balı üzerine çalıştığını anlattı.

Karakırık, tescilin balın tanınırlığını artıracağını dile getirerek, "Zaten balımız çok kaliteli. Biz bunu biliyorduk ve tescilin geleceğinde de hiç şüphemiz yoktu. Asıl işimiz bundan sonra başladı. Tescilli balımızı korumalıyız. Bunu nasıl yapacağız? Bunun bir ayağı üniversite olması lazım. Yenice Meslek Yüksekokuluna Arıcılık Bölümü açılmalı. Gereken desteği vereceğiz. Çünkü arının bilgiye ihtiyacı var. Bilgi olmayınca bal da gelmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

İlçede 120'yi aşkın arıcının bulunduğunu aktaran Karakırık, Düzce Yığılca arısı gibi Yenice'nin de arısının olması ve bölgeye genç bilgili arıcıların kazandırılması gerektiğini dile getirdi.





