Bugün ben de bir fındıkçı olarak fındık meselesinden bahsetmek istiyorum. Çok önemli bir gündem oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim bulunduğumuz Batı Karadeniz bölgesi için fındığın fiyatını 26.5 TL olarak açıkladı. Giresun kalite de 27 TL. Ben geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili AK Parti Düzce Milletvekili Sayın Fahri Çakır’a bir bilgi sundum. Dedim ki ‘Sayın vekilim burada TMO ciddi şekilde harekete geçmeli. Fındık alırken ve ödeme yaparken de güzel bir tablo ortaya koymalı. İnsanlar tüccara ve serbest piyasaya mahkum olmamalı’.

Ferrero haksız rekabete neden oluyor

Burada bir anekdot daha var. İtalyan Ferrero firması bir kriter belirlemiş. Sayısını tam bilmemekle 20-30 tüccardan alım noktasında bir strateji belirlemiş. Bu stratejiye göre diğer firmalardan 50 kuruş fazla. Tabii bu haksız bir rekabeti ortaya çıkartıyor. Bunun ticari beklentisi nedir bilmiyoruz. Çok ciddi bir sıkıntı var. Diyelim ki bizim Batı Karadeniz bölgesinden 1.5 milyarlık fındık geliri var. Bunun 500 milyona, yani 3’te birine yakın bir kısmını Doğu ve Güney Doğu’dan buralara fındık toplamaya gelen insanlar alıp gidiyor zaten. Bu paranın ödenmesi lazım.

Fiyatlarla istediği gibi oynuyor

İkincisi eylül ayındayız. İnsanlar çocuklarını okullara verecekler, düğün mevsimindeyiz. Bütün ticari ödemeler de eylül-ekim ayarına endekslenmiş durumda. Piyasa bunu biliyor. Zaten bu iş hasbelkader ne kadar ifade eder bilmiyorum ama Türkiye’de bir kişinin tekeline geçmiş durumda. Adam fiyatlarla istediği gibi oynuyor. İstediği esnaftan mal alıyor. İstemediğinden almıyor.

Fiyatlar açıklananın 3 TL altında

Şu anda 26.5 TL olarak açıklanan fındık fiyatları serbest piyasada 23.50 ile 23.75 TL civarında. Üretici fındığını bu fiyattan satabiliyor. Ton başında arada 3 bin TL fark var. 5 ton fındık çıkaran bir üreticide 15 bin TL gibi bir rakam bu. Toprak Mahsulleri Ofisi, 21 günde yapacak olduğu ödemeyi 8 güne düşürdü. Sayın Bakan Pakdemirli açıkladı. Allah rızası için. Bu fındık bu bölgede 8 milyon insanın geçim kaynağı. Siyasetçini görevi de bu derde derman olmak için bu konuları yukarıya ve ilgili noktalara taşımak. Cumhurbaşkanı zaten fiyatı açıklamış. Bu fiyat açıklanırken bu ülkede rekoltenin ne kadar olduğu zaten belli. Artı olarak bunun yüzde kaçının TMO tarafından alınacağı da belli. Buna göre bir kaynak oluşturulmuştur. Bu bedavaya söylenmez.

İlgililer güzel bir koordinasyonla çalışmalı

Peki, bundan sonra yapılması gereken ne? Tarım Bakanı ve bürokratlarının, TMO yetkililerinin biber bir güzel bir koordinasyonda çalışması gerekiyor. Fındığı alması ve piyasayı dengelemesi. Peki, bu randımanlı gidiyor mu? Gitmiyor. Gerek randevu alırken, gerek fındıkta teslim ederken gerek de randıman ve temizlik kriterleri. Bu kriterler olmalı tabii. Ama enteresan olan şu ki buğdaydan, arpadan zarar eden TMO, fındıktaysa aslıma başladığı günden bu yana hiç zarar etmeyen bir kurum haline geldi. Fındıktan zarar etmedi, hep kazançlı oldu. Eğer piyasayı dengelemek için, bu milletin bir sene boyunca dağda bayırdaki mücadelesinde devlet TMO’yu fiyat belirlemesi için sahaya sürmüşse beyler, bundan sonraki iş TMO’nun çalışmasına ve koordinasyonuna bakar.

Oradaki memur üreticinin çektiği zorluğu bilmez

Oradaki memur senede bir kere maaş almıyor. Ayın 15’i gelince bankamatiğe kartını soktuğu zaman parayı alıyor. Üreticinin hangi şartlarda o ürünü oraya getirdiğini bilmez, işi de olmaz. Ama dertlenen adamlarla… Bu kişiler ‘Biz TMO olarak biz bu devletin görünen yüzü gören gözü, eli ayağıyız. Gösterdiğimiz koordinasyonla buradan başarımız ülke ekonomisine ve bu millete mutlak ve mutlak destek olacak’ anlayışıyla hareket etmezlerse, o tekel olan firma, fındığı Karadeniz’de üret, borsasını Hamburg’da belirle mantığıyla bu milletle oynar. Bu milletle oynatmayın.

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz

Sayın Fahri Çakır, Sayın Ayşe Keşir, Sayın Ümit Yılmaz… Bizim bildiklerimiz bunlar. Karadeniz bölge milletvekilleri bu saatten sonra TMO’nun alımına ve koordinasyonuna, vatandaşa davranışına dikkat ederek takip etmeli. Orada oturup insanlarla sohbet etmeli. Vekillikten sonra emekli olan ve hayati garantilenen vekiller, şu günlerde burada sahada olmalı. Hani tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz derler ya… Harman zamanında size kimse fındığımı topla, harman yap, ser demiyor. Ama diyor ki TMO’da düzgün koordinasyonla düzgün randevu ve kısa vadede paranın ödenmesi noktasında sesimiz ve dermanımız olun diyen vatandaşın yanına gitmeniz lazım. Burada ben TMO’nun yetkilileri doğru veya yanlış mı yapıyor bunu ben tartışmıyorum. Bunu sahada görsünler. İşiniz ne? Gidin. Esnaf geziyorsunuz. Esnafa da parayı fındıkçı getirecek. En büyük geçim kaynağı fındık. Şu anda 2-3 aylık takip süresi var. Sonrasında yok zaten.

Başkan Özlü, Kitabın Ortasından’da: Sorulmayan soru, konuşulmayan konu kalmayacak

Yorumlu-yorum devam edecek ama 24 Eylül’de Cuma günü akşamı yeni yayın döneminde Kitabın Ortasından programına başlıyoruz. İlk konuk eski bakanımız ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü olacak. Biz bize konuşuyoruz. Sorulmayan soru, konuşulmayan konu kalmayacak. Kısa, öz, net. Kesinlikle Düzce halkı kahvede, evde, köyde memleket meselesiyle ilgili ne konuşup sorduysa, ne eleştiriyorsa bunların hepsinin konuşacağız. O güne kadar doğrunuz, düşünceniz veya sorunuz ne varsa bize 0 542 767 18 81 numaralı Öncü Whatsapp İhbar Hattı’ndan ulaşabilirsiniz. İnşallah Kitabın Ortasından programı hakikaten kitabın ortasından olacak şekilde karşınızda olacak. Bazen diyorlar ki ‘Şöyle konuşuyorsun, böyle konuşuyorsun’. Ben sizi konuşuyorum. Ben sizin için konuşuyorum. Gözlüklerini takıp, millete tepeden bakarak akıl satan gazeteci formunda değilim.