Her şeyden önce şuna bakalım. Akçakoca Müftüsü Şaban Hocaefendi gibi biz Şaban’la büyüdük. Kemal Sunal denilen bir sinema oyuncusu yıllardır güldüre güldüre, hoplata zıplata Şaban’la büyüdük. Bu filmlerin en büyük özelliği şu. Kemal Sunal2ın Şaban karakterinden sonra Türkiye’deki birçok filmde de bu durum böyle. Bu filmlerde ne kadar arsız, namussuz, sahtekar, üçkağıtçı tiplemesi varsa ya hacıydı ya hocaydı veya din adamıydı. Bu filmleri hatırlayın. Bu memlekette biz İslami, imani, ahlaki ve vicdani değerlerimizi anlatanları öyle bir hale getirdik ki ne kadar namussuz, alçak, sözüne güvenilmez bir yapıda yıllarca bizi güldüre güldüre dinimizin adeta ne kadar olumsuz bir yapı olduğunu bize enjekte ettiler. 

Şöyle bir hatırlayın. Hollywood ya da dünyadaki başka film endüstrilerinde papazı hırsız, namussuz ve alçak gösteren bir film gördünüz mü? Göremezsiniz. Ama maalesef Türkiye’de adı kemal Sunal olan Şaban tiplemesiyle beraber Şaban’ı inek yaptık. Şaban’ı aşağıladık. Şaban’la beraber dini değerlerimize yıllarca güle güle hakaret ettiler. Biz de güldük.

Bunu yapanlar kimdi? Yapımcıları kimdi? Senaristleri kimdi. Yapımcıların yüzde 80’i 90’ı Akçakoca Müftüsü’nün dediği gibi sabetayistti. O Selanik’ten göçenlerdi. Hoca doğru söyledi. Yüzde 90’ı Müslüman gibi görünen ama Yahudi olan azınlık. Genelde hem sabetayist ve komünist bir o kadar inançsız ve ateistler yaptı bunu. Efendim bunun ne alakası var? İşte sebep ortada! Dine ve Müslüman din adamına saldırmak için bunları hep sebep olarak kullandılar. İşin enteresanı Akçakoca Müftüsü yüzde 90’ı dedi. Ateist ve inanmayan, vahye inanmayan insanlar bunu haberleştirdiler.

Peki, burada bir de yüzde 10’luk kesim var. İYİ Partili ve CHP’li arkadaşlar hemen ‘Atatürk Selanik göçmeniydi, Meral Akşener Hanım Selanik göçmeniydi’ tepkisi gösterdiler. Neden Meral Hanımefendi ve Gazi’yi neden yüzde 10’luk kesimde değerlendirmediniz. Dert o değil ki. Zaten bu ülkede Mustafa Kemal’in şahsında ne kadar insan kendi düşüncesini empoze ederek devletin kademelerine yerleştirmek için istismar edilmiş bir noktaya gelindi.

Burada iki tane espri var. Bu ülkede filmlerde, tiyatro ve sosyal çalışmalarla İslam dini, Müslüman olan tebaa ve bunları anlatan din adamlarına hakaret etme, onları küçümseme bir gelenek gibi, bir ideoloji gibi yaşandı yılarca.

Bu memlekette enteresandır ki Nazım Hikmet sabetayistti. Selanik göçmenidir. Nazım gibi düşünen komünistler o yüzde 90’ın içinde onu gördüğünüz için mi bunu söylediniz. Güneri Cıvaoğlu’ndan tutun Mehmet Ali Birand’a kadar, Uğur Dündar’dan tutun genelkurmay başkanı olması beklenen Bekir Kalyoncu’ya kadar b unlar sabetayist kökenli ve Selanik göçmeni.

Kim bu sabetayist? 1700’lü yılarda kendini mesih ve mehdi gören ve bunu ilan eden Sabatay Sevi diye Yahudi bir vatandaş. Bunlar İzmir’de konuşlanıyor. Bugün FETÖ denilen terör yapısı da İzmir’de konuşlandı. Onlar da oradan başladılar. Sevi kendisini mesih ilan ettikten sonra katli vaciptir noktasına gelinince Edirne Sarayı’nda affını istiyor. Müslümanlığı kabul ediyor ve Selanik’e gönderiyorlar. Tebaasına diyor ki Müslüman gibi görüneceksiniz ama Yahudiliği unutmayacaksınız. 1924’te bunların tamamı Türkiye’ye gelmiş. Bunların için de vatan evladı da var. Burada müftü efendi Türk demiyor ki. Müftü diyor ki Selanik göçmenlerinin yüzde 90’ı sabetayist. Doğru söylüyor. Müslüman gibi görünüp Yahudi gibi yaşarlar ve bunlar bu kimlikle yılardır devletin he r kademesine hakim olmuşlar. Askeriyesinden sanat dünyasına, film endüstrisinden bürokrasisine kadar. İsmail Cem dışişleri bakanlığı yaptı. Kendisi dönme Yahudi. Abdi İpekçi de dönemin en büyük basın kuruluşunun Milliyet’in başındaydı.

Hocaefendi orada Türk dese hep birlikte tepkimizi koyalım. Ama sabetayist diyor. Bu memelektte Hırant Dink öldürüldüğünde ‘Hepimiz Ermeni’yiz’ diyerek sokağa çıkanlar bu ara baktık ki herkes sabetayist sevici oldu. Müftü efendi doğruyu söyledi. ‘Ama bunu müftü söyleyemez’ diyorlar. Bunları bu memlekette kim söyleyecek? İki tane şarap içip de iki ayyaş bu memlekette istediğini konuşacak. Bu memleketin değerleriyle değerlenmeyen değersizler milletin dini ve örfi gelenekleriyle ilgili istediği gibi eleştirisini yapacak. Sabatay Sevi denilen adam din adamı. Din adamının halini din adamı değil de ben mi anlatacağım? Sen mi anlatacaksın?

Basın, sinema, tiyatro ve bu gibi yapılan hep bunların elinde. FOX TV’nin sahibi de bunlardan. Ne zaman ki bu milletin evladı bu milletin değerleriyle bu milleti ve bu devleti sahiplenmeye başlayınca tabiri caizse ip puştun elinden çıkınca sıkıntı başladı. Ben şunu anlatmaya çalışıyorum. Burada bir iyi niyet ve samimiyet yok. Ben Akçakoca Müftüsü’nün dediğine inanıyorum ve destekliyorum. Tarihe inip bakınca, Üsküdar’daki Bülbülderesi Mezarlığı’na gidip baksınlar. Kimler yatıyor orada. Kimler yönetmiş bu ülkeyi.

Bu enformasyanu yapmaya çalışanlara gelince… Sabatay Seviş bile doğru yanlış eksik fazla bir Allah’a inanıyor. Ama bu enformasyonu yapanlar sen Allah’a bile inanmıyorsun. Ama bunu net söylemiyorsun. İçindeki ateist ve İslam’la uyuşmayan değerleri bir değer gibi sunmaya çalışıyorsun. Bunu yazıp çizen anlatandan bu millete hiçbir fayda gelmedi.

Bu millet dini ve manevi değerleriyle dünyadaki modern değişimi bir arada değerlendirerek yücelecek.

1924’ten sonra bunla mübadele ile gelip devletin her yerine yerleşmişler. 30 yıl öncesine kadar belediye başkanı ve milletvekili, bürokrat olmak isteyenler mason yani lions ve rotary kulüplerinin icazetleriyle alınıyordu. Şimdi milletin iradesiyle alınmaya başlayınca güçlerini kaybettiler.

İkinci noktada ise sabetayistler bu memlekette ilimde, bilimde, teknolojide bu ülkeyi kalkındırmışlarsa eyvallah. Ama bu ülkeyi dünyadaki sömürü düzenine uygun bir şekilde yönetebildikleri kadar yönetmişler. Bu memleket bizden olmayan, bizim maneviyatımızla yürütülmeyen her dönemde maddi ve  manevi olarak sömürge haline gelmiş. Bilin ki birileri milli ve manevi değerler üzerinden din adamlarına baskı yapmaya ve onlara ses yükseltmeye başladıysa, o memlekette milli ve manevi değerler yücelmeye başlamıştır. Namuslular namussuzlar kadar cesur olmalı. Memleketini ümmetini ve devletini seven insanlar bu şuursuz, imansız, abdestsiz ve kıblesizlere haddini bildirmeli. Akçakoca Müftüsü’nün yaptığı söylem eksiktir. Dahası da var. Ama emin olun doğru yönde ilerliyo