Düzce Belediyesi ile Düzce Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde organize edilen, 1. Düzce İktisat ve Kalkınma Kongresi'nin (DİKK) ilk günkü oturumlarına katıldım.

Öncelikle, birbirinden değerli katılımcıları nitelikli izleyici kitlesi ile buluşturan bu organizasyonda emeği geçenleri kutluyorum.

Her katılımcının ısrarla gündeme getirdiği, Türkiye'de ilk defa yapılan Düzce İktisat ve Kalkınma Kongresi’nin bir çok ile örnek olacak olması bile başlı başına bir gurur kaynağıdır.

Kolay para kazanma yöntemleri konusunda mahir olanların etkili olduğu Düzce'de, ilime, bilime ve bilgiye dayalı yöntemlerin konuşuluyor olması bir dönüm noktası.

Umarım, Düzce'nin gelecek 50 yılına ışık tutması hedeflenen bu kongrenin sonuç bildirgesi ve hazırlanan raporu tozlu raflara kaldırılmaz. 

Bu kongrede dikkatimi çeken, anlamlı bulduğum, önemsediğim bazı ifadeleri sizlerle paylaşmak isterim.

Düzce Belediye Başkanı Sayın Dr. Faruk Özlü: “Düzce, ithalatının üç katı ihracat yaparak, 81 il içinde 34. sırada yer alarak, dış ticaret açığını kapatan bir ildir."

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Şahin: “Düzce'nin gelecek 50 yılını planlamak için hazırlanan bu ve bundan sonraki kongrelerde öncelikli amacımız, Düzce’nin iktisadi kalkınmasını sağlamaktır. Hazırlanacak yol haritasının referans kaynağı olarak kalması en büyük arzumuzdur." 

Rota Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkanı, Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Sayın Günseli Özen: “Yapacağınız reklam ile gerçekler uyumlu olmazsa kazandıklarınızı da kaybedersiniz."

Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İnanç Kabadayı: “Ne yapacaksanız mutlaka, bilgiye dayalı olmalı. Akçakoca kökenli biri olarak iyi tanıdığım Düzce, bir elmastır. Yapılacak tek şey, üzerindeki tozu sıyırmaktır." 

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Murat Kolbaşı: “Kim nerede ne konuşacaksa mutlaka, veriye dayalı konuşmalı. Artık güzel konuşarak anlatılan masalları kimse dinlemiyor. Akçakoca'da 35 kilometrelik muazzam bir sahil var.
Sadece bu avantaj bile, Düzce'yi bölgesel lider yapar. Karadeniz'e kıyısı olan şehirler arasında yapılacak çalışmalar ile işbirliği alanları geliştirilebilir. Bunun için iddialı bir hikayeniz olmalı, sonra da ısrarcı olmalısınız."

Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tahsin Öztiryaki: “Gerede kökenli biri olarak çok iyi bildiğim Düzce, önceleri İstanbul - Ankara seyahatinin mola noktasıydı. Otoban yapılınca, gizli kaldı.
Oysa değil Türkiye'de, dünyada bilinmesi gereken bir yerdir."

Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi İş Geliştirme ve İletişim Yöneticisi Sayın Dr. Beyza Göksoy: “Zihinlerdeki algıyı değiştirmek çok zordur. Eksiklikler ile uğraşmaktansa, artıları geliştirmek daha etkili ve verimli oluyor."

Bana göre en önemli ifadeyi Hoca Hanım kullandı. İçimden "Kesinlikle hocam, kesinlikle!” dedim. Öyle ya, kolay para kazanma yollarını tercih edenlerin, haksız hukuksuz yaptıklarını kapatmaya çalışmaktansa, kurumların başına liyakatli insanları seçersek, Düzce adaletli, güvenilir ve güler yüzlü insanlar ile harika bir şehir olur. 

Peyzaj Mimarı, Danışman Sayın Dr. Sultan Gündüz Hanımefendi: “Hedefler optimum olmalı. Her yatırımın ekonomik, toplumsal ve çevresel üç önemli faktörü vardır. Üçünün aynı anda maksimum fayda sağlaması mümkün değildir. ÖNCE DÜZCE'Yİ ANLAMAK LAZIM. ŞEHİR ŞİRKET DEĞİLDİR!”

Ne kadar önemli, anlamlı ifadeler! Öyle ya, ticari şirketlerin yöneticileri, şirketin sahiplerininin kârını yükseltmek için mücadele ederler. Düzce'yi şirket olarak görüp, sahibi olduklarını iddia edenler kimlerdir, onu ben bilmem. Amma, bu sözün peşine Hoca Hanım bir söz daha ekledi:
"Yığılca ile Merkez arasındaki gelişmişlik farkı, şehrin itibarı için bir kriterdir." 
Hoca Hanım'ın son tavsiyesi de: “Biz hiç kimseye benzemek zorunda değiliz. Başka yerlere, başka yerlerdeki insanlara değil, BİZ BİZE BENZEMELİYİZ." 

Ertesi gün de güzel şeyler olmuş. Değer üreten üniversitesimiz, değerli bilim insanlarımızın başarıları konuşulmuş. Özellikle Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu'nun arı zehirini, şifa hâline getirmesi, Düzce'den dünyaya arı zehri ihracı ilgi çekmiş.

Evet ben çok sevdiğim Düzce’m için umutlandım. Gelecek adına atılmış bu güzel adımın, istikrarlı bir şekilde, hiç durmadan devam etmesi en büyük dileğimdir.

Tabii ki, böylesi önemli bir kongrenin eksik yanlarından bahsetmemek de olmaz. Kongrenin başarıya ulaşması için sürdürülebilirlik önemli. Bunun için de, Düzce sınırları içinde yapılacak çalışmaların etkileyeceği insanların haberdar edilmesi ve katılımları sağlanmalıydı. “Düzce sadece merkezden ibarettir!” görüntüsü olmamalıydı. İlçelerin yöneticilerinin eksikliği hissediliyordu. Sivil toplum kuruluşlarının katkı ve katılımları eksikti.

İlk defa yapılan, böylesi bir kongrede, bu eksikliklerin olması, organizasyonun başarısını etkilememiş olsa bile, bir sonraki organizasyonlarda dikkate alınmasını umuyor, bir kez daha kongrede emeği geçenleri canıgönülden kutluyorum.