Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, konuk olduğu ‘Kitabın Ortasından’ programında halkın bizzat ağzından duymak istediği merak edilen birçok konuya değindi ve cevap aranan soruları tek tek yanıtladı.

1.5 saat süren programda, öne çıkan üç konu vardı; Eski Sanayi Çarşısı Dönüşümü, şirket bünyesindeki çalışanların maaşları ve belediye binasının ‘Cedidiye Medyan Projesi’ kapsamında yıkılacak olması…

Başkan Özlü, programı hazırlayıp sunan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın sorularını cevaplarken, sosyal medya üzerinden gelen ve Düzceliler’in yanıt aradığı konuları da es geçmedi.

Programın başında ‘Her şeyi sorabilirsiniz’ diyerek adeta belediye ve şahsı ile ilgili ortaya atılan tüm iddia ve söylentileri son erdirmek istediğinin mesajını açıkça veren Özlü, daha önce de vurgu yaptığı gidi ‘dedikodu’ mekanizmasından bıktığını, bu çirkin yaklaşımın Düzce’ye ve Düzceliler’e zarar verdiğinin altını belli aralıklarla söylemlerine yansıttı.

Başkan Özlü’nün hiçbir soruyu ötelememesini takdir ettim. Ne sorulsa yuvarlamadan net şekilde yanıtladı.

Kendisinin ağzından projelere yönelik detaylı açıklama duymadıkları için vatandaşın ‘Acaba?’ diyerek yoruma dayalı değerlendirmeler yaptığı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Eski Sanayi Çarşısı’nın taşınması ve Cedidiye Meydan Projesi kapsamında mevcut belediye binasının yıkılacak olması hakkındaki kesin ve net duruşu dikkat çekiciydi.

Özlü’nün ‘Eski sanayi mutlaka taşınacak, bundan dönüş yok’ vurgusu yapması, artık sürecin daha fazla uzamayacağını gösterdi.

Belediye şirketi BELTAŞ tarafından yapılan dükkanlar pahalı olduğu gerekçesi ile kendisine tepki gösteren sanayi esnafına her türlü açıklama ve kolaylığın sağlandığını savunan Özlü, kırgınlığın yersizliğinden dem vurdu. Bir başka yerel yönetici belki ortada yani nabza göre şerbet veren ifadeler kullanabilirdi, ancak Özlü, şahsına münhasır ifadeler kullanarak, yatırımların Düzce için yapıldığını ve uzamaması gerektiği mesajını verdi.   

Yine Cedidiye Meydan Projesi’nin ‘Düzce’ye yakışacak’ şekilde bir bütünlük sergilemesinin öneminden bahseden Özlü, bunu tarif ederken “Biz ilçe değiliz, artık Düzce bir il.” sözünü kullandı. Modern il dokunuşlarına ihtiyaç olduğu hatırlatması ile belediye binasının yıkılacağını ve yaptıkları her şeyin arkasında bir felsefe olduğunu kelimelere döktü.

Bana göre; özetle Başkan Özlü şunu demek istiyor; “Biz bir şey yapıyorsak ‘yapmak için yapmıyoruz’, ‘günü kurtarmıyoruz’, planlı-programlı hareket ediyoruz.”  

Asıl programın çok konuşulmasına yol açan söylemler ise işçi maaşları değerlendirmesi sırasında geldi.

Gecikme iddiaları için Özlü, tam olarak şöyle konuştu:

“Bugüne kadar, Düzce Belediyesi’nin tüm personellerinin maaşları ödendi. Şirket çalışanlarının da maaşları ödendi. Sadece ödenmeyen mesai ücretleri var. Bakın geçen sene personeline en yüksek maaşı veren belediye biziz. Bütün dünyada bir ekonomik bir sıkıntı var, Türkiye’de bir ekonomik bir sıkıntı var. Bu konuda şikayetçi olan arkadaşımız istifa edebilir.”

İddiaların doğru olmadığı savunması sırasında Özlü’nün ‘Beğenmeyen işi bıraksın’ vurgusu aslında bu konudaki tepkisinin dışavurumu oldu. Belediyeye atfedilmek istenen maaş krizi imajına Başkan Özlü’nün tahammülü olmadığını açıkça işittik.

Tabii hiçbir yerel yönetici maaş ödeyemeyen bir belediyeyi yönetmek istemez, hele böyle bir şey Başkan Özlü’nün savunduğu gibi yaşanmıyorsa sadece karalama için ortaya atılan iddialar, kimi olsa kızdırır ancak işte kullandığımız kelimeler çok önemli…

Benim bakış açıma göre; karalama politikasına karşı tahammülsüzlük olarak gördüğüm Özlü’nün ifadelerini başka biri kibir olarak algılayabilir.

Yönetici makamlarında oturanların halkın gönlü olsun diye herkese mavi boncuk dağıtması, ne kente ne de yaşayanlara fayda sağlamaz. Olanı ya da olması gerekeni vatandaşın tüm yönleriyle yani şeffaf şekilde bilmeye hakkı var. Bunun için belediye başkanlarının belli periyotlarda kamuoyunu bilgilendirmek için kameraların karşısına geçmesi gerekiyor. Böylelikle her şeyi en yetkili ağızdan dinleyenler, söylentilere kulak asmaz.

Oldukça nazik bir beyefendi olarak bilinen Özlü’nün Düzce’ye hizmet yolunda kendisini eleştirenlere daha önce de hem kameralar karşısında hem de sosyal mecralarda eleştiri dozu yüksek ifadeler kullandığı biliniyor.

Bir anda bu konunun Türkiye’de konuşulur olmasını, ülke gündeminin oldukça hassas olmasına ve buna paralel olarak medyadaki ‘taraflı’ yayınlara bağlıyorum.

Yoksa Başkan Özlü’nün bu çıkışı, sadece Düzce yerelinde birkaç gün konuşulur ve unutulurdu…

Hatırlayalım, iktidar-muhalefet çekişmesi nedeniyle gündemin sıcak olduğu 2016-2017 yıllarında aynı kaderi; “(Diğer belediye başkanlarını kast ederek) – “Millet Audi’ye binerken ben Passat’a mı bineyim!” sözleri ile hafızalara kazınan rakibi ve eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş de yaşamıştı…