Mehmet Keleş döneminde inşa edilen Cedidiye Meydanı’ndaki Düzce Belediyesi binası yıkılacak.

Cedidiye Meydanı’nı, Edirne Selimiye Meydanı’nın küçük versiyonu gibi Düzce’ye kazandırmak isteyen Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, yıkılacak mevcut binanın yerine dokuya uygun mimaride işyerleri yapılmasını uygun gördü.

Köşe Yazisi-1

Bu doğrultuda projesi hazırlanan Cedidiye Meydan Projesi ikinci etabı için belediye birimleri merkez, Bahçeşehir ve Konuralp’teki belediyeye ait binalara dağıtıldı.

Şu günlerde yıkım başlayacak ancak bu durum siyaseti gerdi.

CHP’nin kongre telaşında olan İl Başkanı Özcan Dağıstanlı, -malum 19 Ekim’de kendisinden önceki İl Başkanı Semih Cemşit ile başkanlık yarışına girecek- yaptığı yazılı açıklamada Başkan Özlü’ye adeta esti gürledi. Belediye yetkililerinin aksine herhangi bir yapısal sorunu olmadığına parmak bastığı bir kamu binasının yıkıma götürülmesini ‘ciddi bir plansızlık, kaynak israfı ve kamu zararı’ olarak niteleyen Dağıstanlı, ‘Sapasağlam belediye binasını yıkmak, resmen halka ihanettir!’ ifadelerini kullanmaya çekinmedi.

Ama asıl vurucu yer sorularındaydı…

“40 Haramiler gibi Düzce’yi yıkıp yok etmek için mi görevli geldiniz?

Bu yıkımdan kim, ne kazanacak? Halkın parası kimlere peşkeş çekeceksiniz?” diye sordu ana muhalefetin il başkanı…

Başkan Özlü’nün kabullenebileceği türden bir açıklama olmamasının yanı sıra hızla gerekli açıklamaların yapılması gereken bir CHP çıkışıydı bu…

Keza halkın da kafası karışık… Bir yandan devletin ‘tasarruf tedbirleri devam ediyor’ dediği, ekonomik darboğazın her alanda hissedildiği, şehrin içme suyu başta olmak üzere ‘alt ve üst yapıda’ hala acil beklentileri olduğu dönemde, öncelik belediye binasını yıkıp meydanı güzelleştirmek mi olmalıydı?

Şehrin simgesi olan ana belediye binası olmadan ne kadar süre belediye birimleri vatandaşa ayrı ayrı yerlerde hizmet verecek?

Bu sorular resmi bir açıklama gelene kadar şimdilik muamma…

Ama CHP’li Dağıstanlı’ya ilk cevabın ‘Sadettin Kantar’dan gelmesi dikkat çekiciydi.

Bilen biliyor, Özlü’ye yakın ya da bizzat kendisinin de yönettiği koşulan bir sosyal medya hesabı bu…

‘Bu hesap zaten Başkan Özlü’yü her platformda savunuyor’ dediğinizi duyar gibiyim, evet doğru ama cümleye dikkat edin, ‘İlk’ savunmanın Özlü’nün birebir görüşlerini yansıtan ‘Kantar’dan gelmesi ilginç olan…

Düzce Belediyesi ya da asıl gözlerin çevrildiği AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu’ndan ilk saatlerde hiç ses çıkmadı.

Öncü Haber olarak bu durumu yorum haber şeklinde sitemize taşıdık.

Yine Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal da "400 Yataklı Düzce Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi" projesinin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısının soru-cevap bölümünde, Başkan Özlü’ye, ‘CHP il başkanının sert eleştirileri karşısında AK Parti İl Başkanı yerine sizi ‘Sadettin Kantar’ hesabı savundu’ hatırlatması yaptı.

Özlü bu soruya önce “Ben, CHP İl Başkanın açıklamasını da okumadım, Sadettin Kantarı da okumadım. Yani ikisini de görmedim.” dedi ama konuşmasının satır aralarında Dağıstanlı’nın söylemlerine olan tepkisini “Biz seçimden önce bu projemizi açıkladık, millette bunu onayladı. CHP’ye ne oluyor?” diyerek kelimelere döktü.

Burada Başkan Özlü aslında doğru bir taktik uyguladı. Çünkü muhalefetin kendisi hakkında yaptığı, ‘Vatandaşa sormadan ‘Ben yaptım oldu’ yönetimi sergiliyor.’ eleştirilerine karşı ‘Ben daha seçilmeden önce 100 projemi vatandaşa anlattım, Düzceliler zaten bu projeyi onayladı.’ diyerek Özlü, vatandaşı yanına çekmeye yönelik bir hamle yaptı.

Diğer yandan Özlü’nün belediye binasını yıkım aşamasına getirmesi kolay olmadı. Hukuki boyutla da karşı karşıya kalındı. Eski Meclis Üyesi Mimar İrfan Dursun, meclisin aldığı yıkım kararını durdurmak için soluğu mahkemede aldı. Mahkemenin belediye lehine sonuçlanmasının ardından yıkım süreci kaldığı yerden devam etti.

Ancak sokakta uğultu devam ediyor… Vatandaşın çoğu depremden sonra yapılan bir kamu binasının yıkılmasının gerekli olup olmadığını sorguluyor.

Yakın zamanda şehrin içinden geçen derenin üzerinde yükselen Asar Kemerpark Projesi yüzünden ‘Bu demir yığınına ne gerek vardı?’ eleştirilerine maruz kalan Başkan Özlü, oraya harcanan yüz milyonlarca lirayı gereksiz görenler ve çekilen trafik çilesine ses yükseltenlerin fikrini proje tamamlandıktan sonra bile değiştiremedi. Hala daha bu yatırımı savurganlık olarak tanımlayanlar -muhalefet de dahil- sert yorumlar yapmaktan geri durmuyor.

Başkan Özlü, Cedidiye Meydan Projesi için “Burada devletin bir kuruş zararı yoktur, devletin burada karı vardır.” dese de muhalif kesimi ve kararsız vatandaşları ikna etmesi kolay gözükmüyor.

Düzce’ye hizmet yolunda verilen mücadeleye, memleketimizin daha iyi noktalara taşınması için kafa yoran idarecilerin gösterdiği çabaya yüz çevirmek olmaz ancak atılan adımın katılımcı yönetim anlayışıyla ilerlemesi aslolan…

Özellikle su sorununa merhem olacak dev yatırımda büyük aşama kaydedildikten, birçok noktada düzenlemeye ihtiyaç duyulan şehir içi trafiğine ve otopark sıkıntısına çözüm bulunduktan ve mahallelerde ‘Sıfır’ sorun düzeyine gelindikten sonra Düzce’mize ‘Küçük bir Selimiye’ kazandırılmasına kim karşı çıkar ki?