Bu diyarları, bu toprağı Türk ve İslam diyârı yapan Konuralp Bey, Konuralp Gazi atamızın huzurundan size sesleniyoruz.
Konuralp'te sahayı bir dolaştık, insanları bir dinledik. İnsanlar, 13 bin nüfusu olan Konuralp'in, Düzce olmadan önceki ilk yerleşim yeri olan Konuralp'in bir ilçe olmasını istiyorlar. Konuralp’in belediyesinin yeniden tahsis edilmesini, yeniden elde edilmesini istiyorlar. 2014 yılında Mehmet Keleş’in o günkü şartlarda yapmış olduğu müracaatlarla Konuralp Belediyesi mahalleye dönüştü.
DÜZCE BELEDİYESİ’NİN LOGOSU KONURALP, STATÜSÜ MAHALLE
“Asalet aslına rücu etmektir.” Evet, asalet aslına rücu etmektir. Bizim asaletimiz, işte tarihe vurulan mühür burada. Netice itibariyle bugün Düzce Belediyesi'nin bayrağındaki Konuralp Gazi sembolü, Düzce Belediyesi'nin logosu oldu. Ancak söylemde var, eylemde yok. Konuralp’in belediye ve ilçe olması noktasında her şeyiyle beraber, her gücüyle beraber bu dinamikleri hayata geçirmek için Düzceli harekete geçmeli.
Bugün buraya gelmiştik, muhtar arkadaşlarla görüşecektik. Ancak bu muhtar arkadaşlar, tabiri caizse, “Efendim, bu işe siyaset girmesin, biz AK Parti iktidarından destek alıyoruz, bizim işimize siyaset girmesin” diyorlar. E senin Ankara’da parlamentoda soy ismi Konuralp olan bir milletvekilin var bölgenden, Düzce’de gönüllerin abisi olan Talih Özcan gibi bir milletvekili var ve yine gönüllere hitap eden Ercan Öztürk gibi bir milletvekili var. Bu insanlar, Düzce’ye hizmet etmek için bir mücadele içinde, Düzce’ye bir şey katmak istiyorlar.
İşte siyaset olmadan, riyaset makamının harekete geçmesi noktasında hiçbir ama hiçbir hareketin karşılığı olmayacaktır.
Konuralp; Türk ve İslam mührünü bu topraklara vuran büyük atamız, bizim büyüğümüz. Bakınız, Düzce yokken Konuralp vardı. Ama bugün Düzce var, Konuralp yok.
Gelinen nokta: “Ananı, atanı say” diyor Şeyh Edebali, “Bereket büyüklerle beraberdir” diyor. Biz, bugün atamızın bize vaadettiği, atamızın bize çizdiği yoldaki Konuralp’in belediyesini siyasi entrikalar, farklı hesaplardan dolayı elinden almışız. Ama bugün bu şehirde bir üniversite olmuş, bu şehir büyümüş, bu merkez büyümüş. Dört tane Yığılca ediyor, iki tane Kaynaşlı ediyor ve baktığınız zaman Gümüşova’dan da büyük.
Geldiğimiz nokta ne? “Burası belde olsun mu, olmasın mı? Belediye mi olsun, olmasın mı?” tartıştığımız yere bakar mısınız? Hani Bizans muhasara altına alınmış, Bizans’ın entelektüelleri konuşuyorlarmış: “Melekler dişi midir, erkek midir?” Dışarıda düşman var, meleğe mi kaldı iş?
Bugün yönetilebilir üniversitesinin eğitimine, akademik gelişmelere, memleketin yaşam kalitesini yükseltme adına buranın ilçe, buranın belde olması lazım. Ancak bugün buradaki yerel yöneticiler, muhtarlar veya sivil toplum, buradaki insanlar, “ İktidarla ters düşmeyelim, sesimiz çıkarsa sıkıntıya düşeriz” mantığıyla beraber biraz sessiz kalıyorlar. Ama mikrofonların haricinde, kameranın haricinde biz Güzin Abla oluyoruz, dertleri dinliyoruz, “Buyurun konuşun” dediğimizde, o zaman biraz böyle, “Bu işin ne tarafına siyaset girer, ne tarafından siyaset çıkar?” diye bir dert hâline giriyorlar.
KONURALP’İN İLÇE OLMASI TARİHE KARŞI SORUMLULUĞUMUZDUR
Konuralp, Düzce yokken vardı. Konuralp belediye olmalı, Konuralp ilçe olmalı, Konuralp marka olmalı. Çünkü Düzce’nin içinde, merkezinde bir tane tarihi eser yokken, Konuralp tarihi eserle; gerek Bizans, gerek Bitinya, gerek Osmanlı, gerek Cumhuriyet döneminde tarihe not düşmüş bir nokta.
Ancak bu noktayı görmeyenler kör, sağır, dilsiz mi desek; veya bu değeri vermeyenler ya da bu değeri bundan alanlara biz bugün diyeceğimizi bir şey diyemiyoruz. Siz deyin.
Hoşça kalın, dostça kalın Allah’a emanet olun.