Turizmde niye hak ettiğimiz yerde değiliz?
Bunu hep sorgularız, en öncelikli kıyaslama yaptığımız da hep komşumuz Bolu olur…
Bolu’nun yaylalarını, göllerini, mesire alanlarını gölgede bırakacak çok fazla değere sahip olduğumuzu savunanlardanım ancak bizde doğal zenginliği turizme gerektiği gibi açabilme kabiliyeti zayıf…
Yıllardır Gölyaka’daki Kardüz’ü kış turizmine kazandıramadık. Dünün Kurugöl’ü bugünün ‘Korugöl’ünü 2025’te tesisleştirebildik. 2020 yılından bu yana ilgili bakanlıkların programında olan ve ön fizibilite raporu dahi hazırlanan Kültür Park’a Golf Tesisi ve Otel Yatırımı için 5 yıldır yaprak kıpırdamadı. Yığılca’nın turizmde canlanmasını sağlayan Sarıkaya Mağarası son iki yılda çevresine yapılan yatırımlarla ihtiyaca cevap verir hale geldi. Geçmişte olduğu gibi yakın dönemde yeniden imzaları atılan 5 yıldızlı otel yatırımını ‘İnşallah bu kez olur’ diye bekler hale geldik. Turizmin olmazsa olmazı tarihi yerlerdir. Geçmişi, MÖ 3'üncü yüzyıla uzanan Konuralp Mahallesi'nde yer alan Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde Başkan Özlü dönemine kadar çalışmalar adeta kaplumbağa hızında ilerledi. Ankara-İstanbul arasında önemli bir alternatif olmasına karşılık dalgalı denizi yüzünden deniz sezonu yeterince parlak geçmeyen Akçakoca’da dalgakıran çalışması bir nebze de olsa yaraya merhem olsa da bu kentimizde de yerli ve yabancı turistin ihtiyacına cevap verecek ölçüde konaklama yatırımları hala yetersiz!
Bu liste uzayıp gider… Çünkü Düzce’de tarihiyle, deniziyle, doğasıyla bir bütün olarak ele alınması gereken turizm için hala sağlıklı bir yol haritası çizilemedi. Çizilemiyor!
Her sene turizm toplantılarında sorunlar tartışılıyor ama bir sonraki sene o sorunlar değişmiyor!
Ama en acısı ne biliyor musunuz?
Düzce’de şehri gerçek anlamda kalkındıracak turizmi göz göre göre baltalamak!
Bunu neden yaparız, aklım almıyor…
Biz memlekete turist gelsin diye bas bas bağırırken sen sezonun en can alıcı günlerinde millete yol çilesi çektirirsen kim gelir bir daha senin cennet köşene!
Yine zamansız bir işe başlayan kara yollarını huzurunuzda alkışlıyorum!
1 haftadır D-655 kara yolunda bakım-onarım var, Akçakoca-Düzce istikameti tek şerit!
Bu çalışma mayıs ayında ya da haziran başına yapılamaz mıydı?
Tam deniz sezonunda, bu sıcak yaz günlerinde bir de üstüne üstlük hafta sonunda millete bu eziyet çektirilir mi!
Cumartesi ve özellikle pazar günü yolda oluşan uzun kuyruğu görmüşsünüzdür!
Böyle iş bilmezlik olur mu? Her ay adı üzerinde koordinasyon için yapılan bir toplantı var. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı ve bu toplantılara ilde yatırımı olan tüm kurumlar katılıyor. Çok merak ediyorum kara yolları yetkilisi bu çalışmadan ve bu zamanlamadan Vali beye bahsetti mi? Bence bahsetmemiş olacak ki böyle bir rezillik yaşandı!
Sonra niye hak ettiğimiz yerde değiliz? Cevap net; iletişimsizlik ve plansızlık!