Kabuk bağlamış her yarayı!
Belki de kısa bir dönem sonra iyileşip kabuğu atacak her yarayı ama her yarayı, zamanı geldikçe kanatmak için kaşıdıkça kaşıyorlar. Kaşımanın verdiği zevk ile yarayı tahrik edip kanatana kadar bunu yapıyorlar.
Öyle bir durum ki bu; kaşıdıkça yara sahibine de müthiş bir haz veriyor, üstelik kanayacağını bilmesine rağmen. Buna rağmen yara sahipleri kaşınmasına müsade ediyorlar, hem de müthiş bir istek arzu ve heyecan ile.
Evet duyuyorum sesleri, sadistçe bir durum diye ama tüm çıplaklığı ile gerçek bu. Üstelik kaşıyıcıların, yaranın kanamasından arzuları ise çok açık seçik ortada duruyor iken. Bu yara asla iyileşmesin, tazeliğini korusun, uzun vade de yara kangrene dönsün ve sonunda yaranın olduğu yeri kesip vücuttan koparsınlar.
Peki yara sahipleri bundan da mı habersiz? İşin garip tarafı bu gerçeği de bilmelerine rağmen nasıl bir duygu ise bunu da sahipleniyorlar.
İblis gerçekten çok başarılı. Bütün bunları olur iken, kaşıyıcıların nihai amaçları, vücudun tümünü ortadan kaldıracak en büyük yaraya engelsiz bir şekilde musallat olmak içindir, vücudu tümüyle ele geçirmek içindir.
Şu an yaptıkları, önlerindeki engelleri temizlemek, yollarının açık olmasını sağlamak içindir. Yaraların kendisini iyileştirmesine fırsat vermek istemiyorlar, sağlam bir vücudun kendilerini sıkıntıya düşüreceğini çok iyi biliyorlar.
Kaşımaya başlamadan önce de ellerini özellikle pisliğe bulaştırıp sonrasın da bu kaşımayı yapıyorlar. Bütün mikropları bu kaşıdıkları ve kanattıkları yerden vücuda nüfuz etmesini sağlamak için. Belki yara mikrop kapar, kendini yeniler veya daha da büyük bir yaraya dönüşür diye. Kanamaya başlayınca da geri çekilip seyrediyorlar. Hem de şeytani bir refleks ve keyifle!
Tarihin derinliklerinde, vücudun değişik yerlerinde nedeni ne olursa olsun oluşan her yarayı, çok iyi tahlil etmiş durumdalar. Aynı zamanda yaraların geçmişilerini de çok iyi biliyorlar ve yaranın iyileşmesini sağlayacak merhemi de çok çok iyi biliyorlar. İşin garip tarafı yara sahipleri, ne geçmişlerini ne yaşadıklarını ne de geleceklerini doğru düzgün tahlil edemiyorlar.
Merhemin gözlerinin önünde durmasına rağmen. Sadece yarayı kaşıtacak duygu ve düşüncelere aynı zamanda bu eyleme, kaşıma eylemine, zemin hazırlayacak niyetlere sahipler.
Çünkü yaranın oluşmasının müsebbibi kendileri değil, varacağı yeri de bilmiyorlar, emin olun kaşıyıcılar yani iblisin çocukları, bu iki gerçeği de çok iyi biliyorlar ve unutmuyorlar.
Bunu bildikleri için yaranın oluşmasını sağlayan nedeni gizliyorlar, çarpıtıyorlar. İyileşmesini sağlayacak merhemi de yara sahibinden ve yaradan uzak tutuyorlar.
insanların buna ulaşmaması için her türlü bahaneyi ve engeli önlerine çıkartıyorlar, merhemi gözlerden ve gönüllerden uzak tutuyorlar. Ve sıra en büyük yarada!
Vücudun her tarafı yara bere içersinde ve her yerinden az çok kanlar akıyor iken, bazı uzuvları kesilip vücuttan atılmış iken. Evet bunu sağlamışken, durmamaları gerekiyor, hedefleri açısından durmayacaklar da.
Vücuda son darbeyi vurmak için kabuk bağlamış büyük yaranın etrafında ufak ufak kaşıma eylemleri yapıyorlar. Acaba vücut bu kaşımadan haz alacak mı diye, yara kendisinin kaşınmasını daha çok arzulayacak mı diye.
Bu hazzı verebilirlerse işte o zaman, kabuğu tutup taze olan yaranın üzerinden koparıp alacaklar ki kan tüm şiddeti ile fışkırsın ve kontrolden çıksın. Biliyorlar ki buradan fışkıracak kan damarda durmayacak, ortalık kan gölüne dönecek ve hiç bir müdahale bu kanın akışını durduramayacak.
Fırsat vermeyelim!
Bu sahte ve aldatıcı hazzı ne kendimiz ne de gerçekte olacak hazzı, iblisin çocuklarına yaşatmayalım. Kanın akışına ve ortalığın kan gölüne dönüşmesine izin vermeyelim.
Emin olun Gazze’de ki bir avuç yiğidin Rabblerinin sözlerini vekil tayin etmeleri ve direnişi, tüm yeryüzünde ki vicdan sahiplerinin sesi, bu yaraların iyileşmesine ve kabukların iyileşmiş şekilde vücuttan atılmasına sebep oluyor. Bunun farkındalar iblisin çocukları. Bu iyileşmenin tüm vücuda yayılarak, tüm yaraların iyileşmesine engel olabilmek için var güçleri ile sağa sola saldırıyorlar.
Kaşıdıkça kaşıyorlar. Gelin vücudumuzun değişik yerlerinde açılmış yaraları, üstelik kabuk bağlamış ve tamamen iyileşmek üzere olan ve kabuğu atacak pozisyona gelen yaralara müdahale edilmesine müsade etmeyelim.
Biliyorum çok kaşınıyor ve bu kaşıntının müthiş bir çekiciliği var. İnsan sürekli elini oraya götürerek kaşımak istiyor.
Yapmayın, elinizi yaraya götürmeyin, kaşımayın, tuzağa düşmeyin. Sabredin, bu kaşıntı yaranın iyileşmesi, mikropların vücuttan atılması demektir.
Kaşırsanız kan çok şiddetli şekilde fırlayacak ve belki de hepimiz bu kan gölünde boğulacağız.
T.K. @kul6303839