Düzce’de hakikaten milleti kural, güvenlik, trafik adına, ne adına derseniz deyin, canından bezdiren EDS’ler var. Bu EDS’lerin kurallarının koyan, hızlarını belirleyip planlamasını yapanlar bu EDS’lerin kurallarına uyuyor mu?

Bir günü biri İmamı Azam Ebu Hanife’nin yanına gelerek, ‘Oğlum her gün bal yiyor. Yeme diyorum. Dinlemiyor’ demiş. Demiş ki sen bu çocuğu iki gün sonra getir ben buna bir şeyler söyleyeceğim. İki gün sonra getirmiş. Demiş ki ‘Evladım bak. Bal şöyle faydalıdır ancak devamlı yenilirse şu sıkıntılara neden olur. Sen bunu yeme evladım’ diye nasihat etmiş. Çocuk dışarı çıktığında babası o gün size geldiğimde bunu bana neden söylemediniz. İmamı Azam demiş ki ‘Ben o gün bal yemiştim. Balı yiyip de çocuğa yeme demek uygun olmaz’

EDS’lerin ciddi bir kazanımı da var. Bundan Düzce Belediyesi ciddi şekilde para kazanıyor. Yüzde 7-15 civarında bir paradan bahsediliyor. Elektronik Denetleme Sistemlerine tabii ki uyulmalı. Ancak uyulurken burada adalet de olmalı. Bazı kavşaklarda direkt kırmızıdan yeşile, yeşilden kırmızıya dönüyor. İnsanlar canından bezdi.

Vatandaşın sıkıntısını krala ileten vezire kral diyor ki: Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler. Yine bir ülkede vatandaş vergilerden bıkmış. Devlet idarecisi sormuş vatandaşın derdi ne. Denmiş ki vatandaşın vergiler nedeniyle sıkıntısı var, çok bağırıyorlar. Biraz daha arttırın talimatı vermiş. Sessiz kalmaya başladıklarında durdurun demiş.

Hurmayı yiyip de millete hurma yeme demeyeceğiz. Kurallara uyması gereke n kimse uyacak. Ama vatandaş bu konuda geçekten mağduriyet yaşıyor. Birileri kaybederken, birileri kazanıyor. Burada genel idareden ve yerel haktan, intikam alınır, ders verilir gibi bir hal var ortada. Bugün her hangi bir partiden birisi, iktidar ve ittifak partisinden bahsetmiyorum, çıksın ve seçim vaadinin başına EDS’ler, koysun. Düzce’de ben sözleşmesinin bitip bitmediğine bakara EDS’leri devreden çıkaracağım. EDS’siz bir kontrol sistemi kuracağım’ diyecek olan bir belediye başkan adayı seçim kazanacak hale geldi. Bu millete bu kadar sıkıntı içinde yönetmenin anlamı yok ki. EDS’leri kaldıracağım diyen herhangi bir parti burada seçim kazanır. Binlerce ceza var.

Kuralsız mı olalım? Hayır, kurallara uyacağız. Benim EDS’den yana cezam yok. Kurallara uyuyorum, durulması gereken yerde de dürüyorum. Ama bazen hakikaten o kadar aptalca kurallar manzume edilmiş ki… İş hakikaten zulüm noktasına kadar gidiyor.

Bu konuda kısa bir anekdot anlatayım. Dönemin milletvekili Fevai Arslan, Düzce Valiliği’ndeki toplantıda EDS gündeme geldiğinde soruyor: Bu firmanın buraya ne kadar yatırımı var? 4 milyon. Biz bu 4 milyonu firmaya verelim bu EDS’leri buraya koymayalım diyor. Bu bedelleri her şey için ödüyoruz. Düzce Belediyesi’nde vakti zamanında olmayan araçlar için yıkama paraları da ödendi.

Şimdi Faruk Özlü mü Mustafa Kekin mi düğmeye bastı? İkisi de bir mücadele vermiştir ama EDS’ler faaliyete girdiğinde Keskin il başkanı, Özlü de belediye başkanıydı. Şimdi ‘ben kaldırdım’3 demek anlaşılabilir bir şey değil.

Sabahleyin esnaf dükkanına gidiyor ve siftahsız kapatıyor. 100 liralık cirosu olan yer, bugün 10 lirayla kapatıyor arkadaş! Millet ekonomik olarak bunalmış.  Ama ayın 15’i geldiği zaman devletin verdiği kartı ATM’ye sokup maaşını alan adam bu milletin derdiyle dertlenmiyor. Bilmiyor, fark etmiyor, hissetmiyor. Çünkü sabah uyandığında siftah derdi yok. Ay sonunda toplu parasını alıyor. Yörük malıyla kurban kesip de Yörük ahalisinin halinin anlamamak b öyle bir şey olsa gerek… Arkadaş, Düzce’de insanlar ekonomik olarak öyle günler geçiriyor ki bu güne adar yaşadığı krizler insanlara şaka gibi gelmeye başladı. Bu safhada da zaten yok. Ama millet susmaya, sessiz kalmaya başladı. Sessiz çoğunluğun sesi yansır Allah muhafaza birçok sıkıntılar olur.

Bu işi bitilmemiz lazım. Siyasi parti il başkanı mı, belediye başkanı mı, içişleri bakanı mı, millet vekil mi her kimse bu işe bir an önce el atıp bu durumun bir şekle şemaile sokulması lazım. Herkes bu konu hakkında bir şeyler söyleyip de zamanımızı boşuna almasın. Lafla peynir gemisi yürümez hesabı icraat zamanı.

Yine diyorum. Düzce’de ‘Ben EDS’leri kaldıracağım’ diyecek olan belediye başkan adayı, milletvekili adayı seçim alır hale geldi. Durum bu. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Kuralım kaidemiz elbette ki olsun. AMA ADALETLİ OLSUN,  insanlara maddi manevi SIKINTILARA SOKMAYACAK ŞEKİLDE OLDUN. Işıkta duran insan karanlıktakinin halini anlamaz. Sosyal güvencesi allavi, maaşlara kallavi ‘kurallara uy’. Kurallara uyu dediğin insan şu anda rızık mücadelesinde. Bir de üstüne delidumrul hesabı ‘geçenden üç, geçmeyenden beş’ hesabıyla bu EDS’lerden çekilen ceza olmaz. Anlatılma işi bitti. Artık anlatmayın, yapın. İcraat makamısınız.