TUSAŞ tesislerinde bir patlama ve terör saldırısı oldu, şehitlerimiz var. Allah devletimizi, milletimizi terör ve belalardan kurtarsın. Ölenlere rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Öyle bir zamanlama ki önceki; akşam Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli yakasında Oğuz Kağan'ın mührüyle, ezber bozan bir açıklama yaptı. ‘Öcalan gelsin, burada konuşsun.’ dedi. Ülkede ne zaman bir memleket ve millet birlikteliği olsa, bu ve buna benzer terör saldırıları, suikastlar oluyor. Allah hakikaten bu milleti, insanlığın derdiyle yönetenlere güç versin, kuvvet versin.
Sayın Bahçeli'nin devlet aklıyla yaptığı açıklamadan sonra, saldırı ve buna benzer şeyler olacaktır. Çünkü bulunduğumuz coğrafya, çok kıymetli bir coğrafya. Biz nasıl ibadetler için Suudi Arabistan'a, işte Mescid-i Aksa’ya gidiyorsak, Hristiyan alemi de bizim topraklarımızda bizi rahat bırakmayacaklar. Biz de uyanık olmak durumundayız. Benim, Sayın Bahçeli'nin çıkışından çıkardığım sonuç, bir devlet aklı harekete geçti. Milli ve yerli unsurlarla beraber, bir oyun bozulacak. Bu oyunun da nasıl bozulacağını zaman, içinde göreceğiz. Bu oyunu kuranlar, bugün terör saldırısında bulundular. Demek ki, devlet bir yerlerden harekete geçti.
Aslında devletin bir sahipleri var, bir de yöneticileri var. Çiftliğin bir sahibi var, kahyası var. Bu devletin sahipleri harekete geçti. Rahmetli Süleyman Demirel, ‘Devletin güvenlik güçleri, olaya vakıftır, hakimdir, vatandaşımız rahat olsun.’ derdi. İnşallah bu badireleri atlatacağız.
VALİYİ, BAŞKANI MAHKEMEYE ÇAĞIRMIŞ
ŞAHİN ZİMMETTEN, DİĞERLERİ TAKİP ETMEMEKTEN YARGILANIYOR
Bugünün bir anlamı daha var. Bugün (23 Ekim) Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı Tuncay Şahin'in 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mahkemesi başladı. Bunun maddeleri var. Tabii hukukçu değiliz biz, ama nitelikli zimmet suçundan Tuncay Şahin'in yargılanmasına başlandı. Bu arada Ticaret Odası’nın yöneticisi ve muhasebecisinin yanında, üç kişi daha Bilal Türkan, Bülent Sivrikaya ve İsa Eser de, 1 yıldan, 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Siz de niye kontrol etmediniz? İncelenen hesaba göre, Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Cumhuriyet Savcılığı da, bu konuda ehil olan Ticaret Bakanlığı’ndan bir müfettiş üzerinden, araştırma yaptığında çeklerini tahsil edip, hesaba geçtiğini, bunun da bir zimmet suçu oluşturduğunu belirledi.
Hatta bu iddianame hazırlandığı zaman, mahkeme bunu zimmet değildir, görevi kötüyü kullanmadır, diye ilk etapta reddetmişti. Ancak, Ticaret ve Sanayi Odası bir kamu kuruluşu niteliğinde olduğundan, zimmet olarak yargılanmaya başlandı. Yargılama devam ediyor. 5 yılla, 10 yıl arasında bir hapis cezası söz konusu. Eğer parayı yatırsalar, biraz daha düşecekti, ama bilemiyorum. Bazı isimler, Vali, Belediye Başkanı dahil edilmeye çalışılıyor. Tabii, bunun takipçisi olacağız. Bazı makamlarda nereye harcadığını, ne yaptığına dikkat edeceksin. Duruşmada belediye başkanı ile valinin tanık olarak mahkemeye çağrılması talebi olmuş. Olaylar nereye gidiyor!
HALİL AYDIN, BURAYI NEDEN ALDIN NEDEN SATIYORSUN?
Düzce Akçakoca yolu üzerinde Ensar Ticaret vardı. FETÖ kapsamında kayyuma devredildi. Ensar binasını geçtiğimiz yıllarda Kızılay satın aldı, parayı da ödedi. Bugünlerde burayı satmak istiyormuş Kızılay. Kızılay oraya bir yatırım yaptı - aldı, ama neden aldı? Onu biz bilmiyoruz. Şimdi neden satıyor? Onu da bilmiyoruz. Kızılay'ın bu konuda bir açıklama yapması lazım. O günden, bugüne kadar yerin değerinde ekonomik olarak, içtimai olarak Kızılay’a burası ne kattı? Şimdi satılmak isteniyormuş.
ÖNGÖRÜLERİ BİZE FECAATI YAŞATMADI
‘Yenidoğan Çetesi’ diye bir çete Türkiye'nin gündemine oturdu. Arkadaşlarımız bu işin takipçisi olacaklar. Bugün bir ihbar geldi, değerlendirecekler. Sayın İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz, bunun arkasındaki işi takip eden siyasetçiler ayrı, bir de Doktor Faruk Özlü bu işin mimarları. Muncurlu’da Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olmasaydı, çocuk servisi açılmasaydı, Sakarya gibi İzmit gibi, birçok yere biz de çocuklarımızı gönderecektik. Evlatlarımızı küveze, oraya ve buraya gönderecektik. Başta Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz, Sayın Doktor Faruk Özlü bu konularla ilgili çok uğraştı. Düzce Devlet Hastanesi’nin, Araştırma ve Uygulama Hastanesi olması için Sağlık Bakanlığı'nda temaslar bulunan Sayın Faruk Özlü, hastanenin gidişatıyla, yönetimiyle nereye ne yapılacağıyla ilgili dertlenmiş.
Düzce Devlet Hastanesi'nin, Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmasına ve yanındaki alanın da buna dahil olarak, 1000 yataklı hastane haline gelmesi için, bir mücadele veriyor. Büyük hedeflere, küçük adımlarla gidilmez. Ama herkes bir şey söylüyor. Belediye Başkanı, bizden gelsin de otursun. Ben belediye başkanıyla otursam ne olacak? Düzce'de unutulmayacak isimlerden bir tanesidir. Bir Avni Akyol, bir Necmi Hoşver; bu memlekette nasıl anılıyor, biliniyor, unutulmuyorsa bir Faruk Özlü de unutulmayacaktır.
2002 yılından beri kimler geldi, kimler geçti. Bugün 3-4 tane valimiz var. Devletin kademesinde, büyümesinin yücelmesinin sebebi Necmi Hoşver’dir. Düzce'deki siyaset 20 yılda, Ankara'da genel müdür, Vali sayısında, rektör sayısında etkisi büyük. Düzce Üniversitesi'nde akademik kısımda, Düzceli akademisyeni bulmak, iğnede pirincin içinde taş bulmak gibi bir şey. Geleceğe yatırım yapmak lazım. Sayın Yasin Yılmaz'ın, daha üst seviyelerde bürokratların, daha üst seviyelerde olması lazım. Düzceli bürokratlar, şu anda Ankara'da var mı daire başkanımız? Yarın bir gün milletvekili, belediye başkan adayı olur, karşıma çıkar diye, bir tereddüt içindeler. Ama Faruk Özlü Düzce'nin abisi ve bu konularda bir hassasiyet içinde. İnşallah yapılan hizmetler, faydalar memleketimize artı değer olarak döner.