30 yıl önce Öncü Televizyonu kuruldu. 30 yıldan beri Düzce'deki kamuoyuna medya sektöründe hizmet ediyor. 30 yıl çeyrek asırdan fazla, ama bu süreç içinde analog yayınlardan dijital yayınlara geçildiğinde biz de uyduda yer alamadık. Uyduya çıksaydık iyi olacaktı. Bizi eski antenlerden, eski sistemlerden dinleyenler var. Hepimizin 30 yaş günü kutlu olsun, inşallah bir dahaki dönemde uyduya çıkarız. Uyduya Düzce isterse çıkarız.  

Partilerin belediye meclis listeleri açıklandı. Biz de vatandaşa sorduk. ‘Ne diyorsunuz?’ dedik. ‘Dağ fare doğurdu.’ diyenler var, ‘Beklediğimiz buydu’ diyenler var, ‘Fazla bir şey beklemiyorduk.’ diyenler var, ‘Belediye başkan adaylarını özgür bırakmadılar, siyasi baskı yaptı.’ diyenler var, ‘Düzce'de millet birbiriyle kavga ederek yönetilecek.’ diyenler var.

Enteresan bir listeden bahsetmek istiyorum; şimdi Faruk Özlü listesini yaptı. Ama ben Faruk Özlü'nün doğrusunu, iradesini o listede yansıttığına pek ihtimal vermiyorum. Mesela mecliste bir hastalık oldu, tansiyon oldu. Mecliste 65 yaşında bir eczacısı var, AK Parti'nin listesinde. Ancak Düzce'de 3-4 dönem baro başkanlığı yapan bir Ali Dilber var, 14. sıraya gelmiş. Ali Dilber'in yerini ben yadırgadım. Ama ne hikmetse Ali Dilber hiç yerini yadırgamadı. Aradık, sorduk hani geline demişler ‘Kocan nasıl iyi mi?’ diye, yeni evlenmiş ya demiş ki ‘Anamın evinde hiç yoktu.’ 

Ali Dilber 3-4 dönem baro başkanlığı yapmış, Düzce’nin sayılı avukatlarından birisi. Listenin çok arkalarında kalmış. Partide parayla görevli bir insanın da arkalarında kalmış. Aziziye Mahallesi’nden kimse yok. 11 binin üzerinde seçmeni olan bir mahalleden bir temsilci yok. Düzce'nin merkezinde 20 bine yakın oy kullanan Yığılcalı hemşehrilerimiz var. Adayı en sonlara göndermiş. Bu oluşumda Faruk Özlü’nün gerçekten doğrusuyla, dengesiyle Düzce'nin birçok dengelerini iyi gördüğünü, iyi bildiğini ancak bunu listeye siyasi hesaplardan dolayı yansıtamıyor.

Gazi Mustafa Kemal'in emanet ettiği gençlik var. Genel anlamda listelerde gençlerin idolü olabilecek siyasetçi yok. Necmi Hoşver gibi insanlar yok. Düzce, siyasetçiyi kıyım merkezi haline geldi. Adam yok, kalmadı. En iyi listeyi İYİ Parti yaptı diye bir intiba var. Mehmet Keleş hakikaten Düzce'nin dokusuna, işlevsel bütün eylemlerine, söylemlerine hitap eden bir liste oluşturduğunu görüyoruz. AK Parti'den il başkanlığına aday olan Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nde belediye başkan yardımcılığı yapan Selahattin Aydın ismi bence fevkaladenin fevkinde bir isim.

Milliyetçi Hareket Partisi'ni biz ülkü, ilke partisi olarak biliyoruz. Ama dikkatimi çeken bir şey var. İlk defa bir sendikacı Hak-İş’in Düzce temsilcisi vardı. Milliyetçi Hareket Partisi işçiden ve emekten yana bir tavır koyarak listede ciddi bir yere geldi. Murat Özsoy yıllardan beri belediye meclis üyesi, 6. sıraya koyuldu. Murat Özsoy gibi insanları ya listede başa koyarsınız veya hiç koymazsın. Ama onun yeri de orası değildi diye düşünüyorum. Ahmet Mutlu boş durmadı, Fatih Mutlu da o listeden girdi.

Düzce'de Davut Güloğlu köpürtmesi var. AK Parti’ye kızan, belediye başkanına tepki veren, neyin ne olduğunu bilmeyen birçok insan, AK Parti’nin emeklilere verilen maaşlarından dolayı veya farklı şeylerden dolayı tepki gösterenlerin adresi Davut Güloğlu diye bir algı var. İyi türkü söyler, ama ben de bu köpüğün dalgalandıkça köpürdüğünü ve çok anlamlı bir şey ifade etmeyeceğine inanıyorum.

Davut Güloğlu 1 Nisan'dan sonra Düzce'de yok ki. Velev ki Düzce Belediyesi'ni kazandı. Seçim çalışmalarında kaç yere konsere gidecek? Düzce'nin hangi dokusunu, hangi kokusunu biliyor, nesini biliyor? Düzceliler’in ne isteyip ne istemediğini biliyor mu? Düzce’nin tanıtımına fayda sağladı. Davut Güloğlu Düzce'ye ne umut olabilir, ne vizyon olabilir, ne gelecek olabilir. ‘Gavura kızıp da oruç bozmanın’ anlamı yok.

Ben şimdi Rize'den belediye başkan adayı olsam, aynı Davut Güloğlu gibi konuşabilirim, ama Rize'nin dengesini bilmem ki. Kendisi Sakarya'da oturuyor. ‘Düzce'yi trafik yoğunluğundan kurtaracağız.’ diyor.  Kaç kere takıldın Davut Güloğlu Düzce'nin trafiğine? Düzce'nin otobanından çık, 3-4 tane mahallesine kendi arabanla git bakayım, ne biliyorsun? ‘Düzce'nin trafiğinden kurtulacağız.’ diyorsun nasıl kurtulacağız bilmiyorsun ki; hastalığı bilmeden nasıl teşhis edeceksin? Yürüdün mü Düzce’nin tozunda, toprağında? Biz gavura kızıp da oruç bozmayalım.

Burada görünen tablo şu; adam belirlemede toplumun dinamiklerini harekete geçirme noktasında Mehmet Keleş altın vuruşu yapmış. Hakikaten Ankara veya Düzce baskısı, ayak oyunları olmasaydı ben Faruk Özlü şu tecrübesi, bilgisiyle muhteşem bir liste yapabileceğini düşünüyorum. Partide görevli maaşlı adam, listede en öne geçiyor.

Akçakoca'da da buna benzer vahim hatalar oldu ve yapıldı, yaptırıldı. Akçakoca'da bir taraf komple yok oldu. Akçakoca’nın coğrafi yapısı gereği derenin o tarafı ve bu tarafı diye adlandırılır, derenin o tarafından adam olmaz. Partide az olalım biz olalım, biz bize olalım mantığı var. Çilimli’de mesela Çilimli Muhtarlar Derneği Başkanı İl Genel Meclisi 1. sırasında 48 saat kalabildi. Borsa gibi çıktı, indi.

Muhtar tebrikleri kabul ediyor, bir gün sonra tak değişiyor. Bir sevdaları, bir heyecanları vardı. Bu kadar cahilce bir iş yapılır mı? Muhtarı oraya kim koydu, kim çıkarttı.

10-0’lık iddiaları var ya; bütün partilerin iddiası var. O, 10-0 nasıl olur, tersinden mi olur, düzünden mi olur bilmiyorum. Birisi sıfır yiyecek, ama nasıl bir sıfır yiyecek. Düzce'nin akil insanlarından birini sordum. Dedim ki; ‘Nasıl bir oy kullanmalı?’ ‘Gönlünüzdeki adaya oy verin. Liste ve aday arasında bir denge kuralım. Düzce'de kurulması lazım.’ dedi.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN;