Türkiye seçimini yaptı. Seçimde, Türkiye'ye ve Düzce'ye büyük bir mesaj verdi.  Türkiye'ye verdiği mesaj şudur: "Türkiye değişim istiyor" . Evet değişimi istiyor ama bu değiştirilecek olan aday ve değişimin yapılacağı kişi Kılıçdaroğlu değil. Cumhurbaşkanına "Seni biz çok seviyoruz bizim liderimizsin ama biraz daha demokrat, biraz daha hoşgörülü, biraz daha sıcak ol" diye bir mesaj verdi. Değişim isteniyor ancak Kılıçdaroğlu ile değil diyen bu mesaj ne yaptı? Seçimi İkinci tura bıraktı. İkinci tura kalmasının sebeplerinden biri de, Sinan Oğan'a oy veren ciddi oranda ki bir Ülkücü kesimdir.

Gelelim Düzce'ye.  Düzce'de gururun, kibrin ve enaniyetin ayaklar altına alındığı bir seçim yaşadık. Millete seneden seneye veya seçimden seçime yaklaşarak "Siz bir şey bilmezsiniz, biz biliriz, sizin için biz düşüneceğiz” günleri bitmiştir bunu görmüş olduk.  Gurur, kibir ve enaniyetle, tepeden bakmakla, insanları dinlermiş gibi görünmekle, dinlerken, ilgilenirken ve iletişim kurarken bile enaniyetin nirvanaya çıktığı, gurur ve kibrin döküldüğü halin sonucudur Düzce'deki seçimler.

İlhami Caboğlu, “Biz hesap soracağız.”  demişti. Hesabı, kime ve nasıl soracak? Onu önümüzdeki günler gösterecek.

Sokaklar ve caddelerde bir hareketlilik vardı, Ne oldu? Seçim kesinleşti mi? Dedim. İki tane milletvekilini AK Parti kazanmış, bir tane de Millet İttifakı kazanmış. Bunun kutlamasını mı yaptı AK Partili arkadaşlar? Cumhurbaşkanı yüzde 55'le kazandı da mı kutlama yaptınız? Yani çok enteresan bir seçim gecesi yaşadık. Tabiri caizse Düzce'de bizden gibi görünenlerle, bizden olanların bileti kesildi. Bu saatten sonra ne olur? 28 Mayıs’ta ikinci tur var. Cumhurbaşkanı, yüzde 52-yüzde 53 gibi bir oy oranıyla muhtemelen seçilir. Türkiye değişim yapacaksa bile Kılıçdaroğlu ile yapmaz bu görüldü.

Hani Temel'in bir hikayesi var ya:

Temel'e komutan sormuş, Temel demiş 'Bir düşman askeri havadan gelirse ne yaparsın?'

Temel: Yerden, denizden gelirse ateş ederim komutanım' demiş.

Bunun üzerine komutan 'Ya ayağının dibinden gelirse?' diye sormuş.

 Temel durmuş ve cevap verememiş. Demiş ki 'Komutanım bu ordunun benden başka askeri yok mudur?' Demiş.

Yani bu memlekette;  havadan, karadan, denizden, dışarıdan ve içeriden tüm güçler birleşti. Ama bu millet o kadar ferasetli, o kadar aziz, o kadar yüce bir millet ki Cumhurbaşkanına "Biz senden vazgeçmiyoruz, Sen de bizden vazgeçme" dedi. İşin özünde bu yatıyor aslında. Ama bunu "Senden vazgeçeceksem bile, Kılıçdaroğlu'yla yapmam" dedi. O'nda devlet yönetecek, millettin iradesine hitap edecek, milleti inandıracak Ne yürek var, Ne de görüntü var.

Düzceliler, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Keşir'in ettiğini seçimde biçtiler. Ayşe hanımın "Gücü ve kudreti, oradaki etkisi ve yetkisi" sandığa yansımadı. Araya ne girdi? Onu bilmiyorum. Cumhurbaşkanına söz vermişti '3-0 ve rekor oy' demişti. Enteresan olan şu: 3-0 olmadığı gibi, mevcut oylarda da çok ciddi bir düşüş var.

137 bin oy 133 bine düşmüş artı olarak 20 bin yeni seçmen katılmasına rağmen.

Ümit Yılmaz, eline alacaksın 0.5 milim su şişesi, caddelerde dolaşıp seçim alacaksın. Beş sene yoksun ama varsın gibi görünüyorsun.

Talih Özcan; Ümit Yılmaz'a iyi bak. Talih Özcan'a verilen oylar da emanet. Ümit zaten emanet oylarla geldi, enaniyet oylarla seçildi, yine aynısı olacak zannetti ama Bu millet çok ferasetli. Ben memleketimde yaşadığım insanlara bayılıyorum.

Talih Özcan, şu anda aldığın "emanet oylar var" Beş sene içinde, emanetleri asil yapmazsan, Ümit Yılmaz'ın sonunu iyi gör, onun gibi olur gidersin bu memlekette. "Düzce'nin Ümit’i gitti, Düzce'nin Talih'i geldi" dedi vatandaşın biri, biz de onu alkışladık. Eğer Düzce'nin Ümit’i gibi olmuyorsan, Düzce'nin Talih'i olup da öyle kalmak istiyorsan; enaniyetten, gururdan, kibirden, yapmacılıktan ve "insanlara dokunuyormuş" gibi görünme.  Diyor ya Hadis'i Şerifte: Aşırı mütevazilik kibirdendir. Talih Özcan, bu memlekette sayılı gün çabuk geçiyor, aldığın oyu ve Düzce insanın verdiği iradeyi, yeri, zamanı ve konumu iyi değerlendirmende fayda vardır. Yapmacık hareketler, gurur, kibir, enaniyet ve aile saltanatı, çoluğa çocuğa, gelmişe geçmişe, devletin imkanlarını Düzce'nin imkânı ile yaşatma sonuçlarını gördün. Bunları unutma diyoruz.

Haber linki için tıklayın