Yatıyoruz, kalkıyoruz, kaç günden beri bir elektrik çarpmasına muhatap olduk. Türkiye'de yüzde 120’nin üzerinde elektrik faturalarında artış vatandaşı, esnafı halinden bezdirdi. Bir de Düzce Belediye Meclisi’nin aldığı bu karar var. Bu karar gereğince de toplu taşıma ücretlerine zam oldu. Şimdi yerelde yolcu taşıma fiyatlarına gelen zam genelde elektriği daha üst noktada piramidin üstünde de neyi hayat pahalılığını konuşuyoruz.

‘Ekonomiyle geldiler, ekonomiyle gitsinler’ çalışması başladı

2022 yılında AK Parti'yi iktidara getiren süreç Türkiye'nin memur maaşını ödeyemeyecek hale gelen bir ekonomisinin yansıması, yüzde binleri aşan faizlerin ülkedeki insanı getirdiği sıkıntıdan dolayı iktidar olundu. Yirmi yıl boyunca. Elektriğinden, akaryakıtından, pandemisinden, sebepleri arttıralım. Gelinen noktada iç ve dış dinamikler, siyaseten farklı hesapların birleşmesinden sonra ‘Ekonomiyle geldiler, ekonomiyle gitsinler’ diye bir çalışma var. Bu toplumun her kesiminde böyle bir yapı var.

Aynı dert, aynı dille konuşulmazsa sonuç alınmaz

Ben şuna inanıyorum. İnanmak istemiyorum değil ama inanıyorum. Devleti yönetenler, bürokratlar, lidere konuyu arz etmekle yükümlüler dertli olmazsa, aynı derdi konuşan, aynı dili konuşan, aynı duyguyu paylaşan olmadığı zaman sonuç alınmaz.

Ecevit’in Taksim mitingi

1970’li yıllar Başbakan Süleyman Demirel. MİT'ten bir rapor geliyor Süleyman Demirel'in önüne. Ecevit'in yapacak olduğu Taksim mitinginde suikast yapılacağı bilgisi geliyor. Sayın Demirel açıyor telefonu Sayın Ecevit'e. ‘Durum böyle, isterseniz erteleyin, tedbir alıyoruz biz devlet olarak çözüm noktasında size bilgi sunuyorum’ diyor. O da teşekkür ediyor devlet adamlığından dolayı. Basını topluyor. Diyor ki ‘Devletin başbakanına teşekkür ediyorum. Yarın Taksim mitinginde bir suikasta uğrayacağımız konusunda bizi uyardı. Ama biz o mitinge de gideceğiz.’ yapıyor. Taksim'le o zamanki Yeşilköy daha sonra Atatürk Havaalanı olarak ismi değişen havaalanı arasında çok büyük mesafe farkı yok. Saatlerce miting alanına gelemiyor Ecevit. Bir tane de sinek bile çarpmıyor, bırak suikastı. Ve tarihinin en büyük oyunu alıyor, iktidar oluyor.

Bizde Metehan’dan gelen ululemre itaat anlayışı var

Dünyayı devlet başkanları yönetmez, istihbaratlar yönetir aslında. Bir bürokrat devletin başındaki lidere bu milletin gerçek anlamda derdini ve hassasiyetini izah etmezse veya farklı bir şekilde ederse tarih tekerrürden ibarettir. Gerek yerelde, gerek genelde bu milletin derdi, sıkıntısı fazla. Ama bizde ta Metehan'dan gelen ululemre itaat diye bir anlayış var. Bu da devlet başkanına itaat etmek, isyan etmemek, biat etmek ve ne olursa olsun en iyisini bilir demek. Liderlik kolay bir şey değil.

‘Lider saymaz, saydırır’

Yine Demirel’den bir anekdot anlatayım, meseleyi bağlayacağım. Demirel çok zeki bir adam ama başbakan olduktan sonra mecliste İnönü görüyor. İnönü, ‘Sayın Demirel meclisin merdiveni kaç tane biliyor musun?’ diyor. İnönü geçip gidiyor. Birkaç gün sonra Demirel, İnönü’ye yaklaşıyor, ‘Efendim meclisin merdivenlerini 22 taneymiş.’ diyor. İnönü, ‘Saydırdın mı, saydın mı?’ diye soruyor. Demirel kendi saydığını söylüyor. İnönü, ‘Lider saymaz, saydırır’ diyor.

Mazottaki artış yüzde 100, yansıtılan yüzde 40

Biz inancımızda niyet hayırsa akıbet hayır diyoruz. Bir de her şerde bir hayır vardır diyoruz. Önce Düzce’ye gelelim. Vatandaş fiyatlar arttı diyerek tepki gösteriyor. Toplu taşıma yüzde 40 arttı. Yani 1 lirada 40 kuruş. Ancak o fiyatlarla o yolcuyu taşıyanların mazot fiyatları yüzde 100’ün üzerine çıktı. Bu ulaşıma yüzde 40 yansıdı. Aslında insaflı ve makul bir zam oranı yapıldı. Bu artışlar aya vurulunca çok büyük etki etmez. Belki içtiği 2 tane sigaranın karşılığı. Genel anlamda binlerce insanın kullandığı bu otobüslerin sisteminde aslında bu zam çok rahmani bir zam. Çok uygun bir zam. Bu otobüsler taşımaya başladığında mazot 6.5 liraydı. Şu anda yüzde yüzü aşkın zam olmuş.

Sayın Cumhurbaşkanına hassasiyetle anlatmamışlar

Gelelim elektrik fiyatları. Çok ciddi canımız yanıyor. Hani adam ineğini kaybetmiş de güle güle gidiyormuş. Demişler ‘Nereye gidiyorsun?’. ‘İneğimi kaybetti’ demiş. ‘O zaman niye gülersin?’ demişler. ‘Şu karşı dağın arkasında bulma umudum var. Eğer bulamazsam ağlamayı seyredin siz.’ demiş. Tabiri caizse ülkenin ekonomisine göre elektrikte Sayın Cumhurbaşkanına bir öngörü sunularak ‘Zam’ denildi. Özelleştirilmeden dolayı şirketler çok para kazanıyor, kamulaştırılsınlar diyen de var. Hepsini tartışırız. Ama hepsinden önemlisi bu iyi, niyetli ve milletin yararına bir adım değil. Ve bu adım Sayın Cumhurbaşkanına bu hassasiyetlerle beraber anlatılmış bir adım değil.

Erdoğan’a anlatılsa böyle olmazdı

Gerek Düzce’den, gerek Türkiye’nin her yerinden çıkan sesin Sayın Cumhurbaşkanına tam izah edildiğine ben inanmıyorum. Ama şuna inanıyorum. Bu millete bu sıkıntıyı yaşatacağını Cumhurbaşkanı bilseydi, elektrik fiyatların bu kadar yükseltmez bir çözüm üretilirdi. Çözüm üretilemiyorsa dahi bu millete anlatarak ve inandırarak bu yükü dağıtırlardı. AK Parti’de bir 2022’de ortaya koyulan yapılan var. Bir de 2011 ve 2015’ten sonra gelen yapılanma var. Bu milletin derdiyle dertlenen ekibin, gerçekten Cumhurbaşkanına bu meseleleri doğru ve hassas şekilde bu meseleleri anlattığına inanmıyorum. Anlatılsa bunlar onlar. Biraz anlatılmaya çalışıldı. Bir çalışmalar başladı. Ben inanıyorum ki vatandaşın mağduriyetini telafi edecektir. Şeytan adamın kulağına ezan okur derler ya, bunun gibi bir şey olmuş.

Samimi çözümler üretilmeli

Hayatta mutlu olmak için ya imkanlarını arttıracaksın ya isteklerini azaltacaksın. Mutluluğun formülü bu ama burada bir hakikat daha var. Biz Metehan’dan bu günlere kadar, 2000 yıldan beri hakan, padişah, başbuğ şeklinde hitap etmiş ve biat etmişiz. Bu millet bu yapı ve İslam’la yoğrulmuş. Dünyanın herhangi bir ülkesi gibi dangır dungur sokağa çıkıp isyan etmez. Bu kadar samimi halka da bu kadar samimi bir şekilde çözümler üretilmeli.

Millete değer vermeyen çakma düşünceler milletin derdini ağzına dolamasın

Elektrikten canımız yandı, doğal gazdan sıkıntımız var. Yerel ve genel dinamikler, babanın malı evlada zor gününde lazım. Bu millet de zor gününde. Devletin imkânları bu milletin zorluğu için kullanılmalı. Bunu ben hasbelkader söylüyorum. Belki bunu Sayın Cumhurbaşkanına anlatırlar. Sayın Cumhurbaşkanı bu millet sizi samimi buluyor ve inanıyor. Ben de inanıyorum ama insanlar vicdanıyla cüzdanı arasına sıkıştı kaldı. Arada ne varsa siz bunu bir şekilde çözün. Çünkü milletin değerini siz biliyorsunuz, millet biliyor. Ama milletin derdini, millete değer vermeyip de değerliymiş gibi gözüken çakma düşünceler bu milletin derdini ağzına dolamasın, anlatmasın. Bunlara zemin, zaman ve pozisyon verilmesin.

28 günde, sadece Facebook’ta 2 milyon 300 bin etkileşim

‘Sen Düzce’den yerel bir Öncü Medya’sın. Seni kim duyar?’ diyorsunuz. Ben size bir rakam vereyim. Sadece Öncü’nün resmi Facebook hesabı üzerinden 28 günde 2 milyon 300 bin kişi tarafından etkileşim olmuş. Bunlardan bir kişi de Sayın Cumhurbaşkanına ‘Düzce’den böyle bir ses var.’ der ve ulaşacağına inanıyorum.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN