Seçimlere on gün kaldı. Allah memleketimize ve milletimize, kim hayırlı olacaksa onu nasip etsin. Düzce geçtiğimiz günlerde tarihi günlerinden birini yaşadı. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında; yerli ve milli olan,bu yerli ve milliliğe, Düzceli bir elin dokunduğu TOGG’la tanıştık. Dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Faruk Özlü direksiyona oturarak yanında Düzce Valisi’yle birlikte Millet Bahçesi’ne geldiler. Büyük bir kalabalık, heyecan ve tevvecüh ile karşılandılar. İnsanların gözlerindeki ışık, yüreklerindeki heyecan ve yüzlerindeki neşe TOGG’la beraber nirvanaya çıktı.

TOGG geldi, Düzce’de seçim bitti diyenleri duydum, TOGG’la beraber Düzce 3-0 çünkü Düzceli bir bakan bir hemşehrilerimizin katkısı olan milli bir araç. Cumhuriyet tarihimizin en önemli adımlarından bir tanesi. Filmlerde gördüğümüz uzay mekiğinin bir kokpitini andıran elektrikli aracımız TOGG, insanımıza muhteşem bir heyecan verdi. İnsanımızın “yerli ve milli” olursa nasıl kucakladığını gördük.

Yani TOGG Düzce’deki seçimin kaderini değiştirebilir. Çünkü TOGG birçok liderin ve siyasetçinin, toplayamadığı kalabalığı topladı. Millet Bahçesi’nde, bir düğün, bir şölen vardı. Bizim olanı insanlar yüreğine bastı. Ben TOGG’da emeği geçen,tüm mühendislik birimine, imalatından tasarımına kadar, hepsinden önemlisi TOGG’u ülkemize kazandıran ve emek veren herkese gönülden teşekkür ediyor, Allah ayağınıza taş değdirmesin diyorum. Tabi Sayın Faruk Özlü’nün bu işin yerli ve milli olmasında büyük emeği var.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bizlere bu çoşkuyu yaşattığı için Allah hayırlı uzun ömürler versin. Hakikaten bizim olan değerli, bizim olan kıymetliymiş.

Yerli ve milli olmak, bir TOGG'la anlatılabilecek bir durum değil. Niye deği? Şöyle değil; bakınız tarih tekkerürden ibarettir. Osmanlı ve Osmanlı coğrafyasının, parçalanmasının en büyük sebebi coğrafyanın içinde bulunan petrol varlığıdır. Dünyada ki haydut devletler yıllarca sistematik bir şekilde Osmanlı'yı yıkmak, petrol rezervlerine konmak. 20.Asrın en büyük gücüne sahip olmak için içimizdeki ve dışımızdaki her türlü emtiayı kullanarak, bu devleti yıktılar. Cennet mekan Abdulhamid Han'ın bir tespiti vardı; "Bir dünya savaşına girmeyelim, bunlar birbirlerini yesinler ve biz güçlü olalım, güçlü çıkalım. Ama maalesef o günkü ittihatçılar Sultan Abdulhamid Han'ın hal fetvasını bir tane zerdüşe yazdırıp, tahttan indirdiler. Tahttan indirdikten sonra 600 yıl devam eden imparatorluğu, parça pinçik ettiler. Bu sırada tüm petrol havzaları, Fransızların, İngilizlerin ve Yahudilerin eline geçerek bizim elimizden çıktı.

Peki Osmanlı'nın yerli ve milli savaş teknolojisi, kuvvetli bir ordusu olsaydı gelebilirler miydi? Gelemezlerdi. İşte bugün TOGG' la beraber, Türk savunma sanayisi yüzde 80 oranında yerli ve milliliğe ulaştı. Bu durum çok önemli. Neden önemli? 20 yıl işgal altında kalan Türk yurdu Karabağ'ı, bu güç ve teknolojiyle 20 günde yeniden Türk yurdu haline getirdik.

Bundan 20-30 sene önce, Almanya' nın verdiği Leopar Tankları veya Amerika'nın verdiği silahlarla, PKK'yla mücadele etmek ve sınır dışı harekat yapmak için izin vermiyorlardı. Bugün kendi uçağını, kendi tankını, kendi silahını ve kendi zırhlısını üreten bir Türkiye var. Bu silahlar bize güç veriyor. Savunma Sanayi yüzde 80 millileştikten sonra Gabar'daki petrolü çıkartabiliyorsun, Karadeniz'deki gazı çıkartabiliyorsun, Türkiye'den Libya'ya mavi hat çekebiliyorsun. Burası Mavi Vatan diyebiliyorsun. Ben demiyorum bunları gerçekler böyle.

Yunanistan'ın Sakız Adası Türkiye'ye tabiri caizse "tükürsen gidecek" mesafede, oraya bile gidemediğin, teslim ettiğin günlere bir bak. İşte teknoloji ve güç, bu teknolojiyi ve gücü bize kazandıran bir irade var. Bu iradeyi kabul etmeyenler ve eleştirenler var. Refah seviyemiz yükselmedi, ekonomi kötü diye gerekçe sunanlar var.Ekonominin  kötü olması ve  refah seviyesinin yükselmemesinin altında, Abdülhamid Han'ı tahttan indirip, Osmanlı'yı parçaldıkları hesaplar gibi bugünde aynı hesaplar devam ediyor.

Netice de şunu söyleyelim; Beka Vadisi' nde Abdullah Öcalan'ı it gibi salarken, bizim devletimiz 20 sene o itin salınmasını bekledi. Ne zaman ki FETÖ'yü aldılar, Apo' yu teslim ettiler orada da bir pazarlık yapıldı, tabi orası ayrı bir şey.

Bugün sen Suriye'nin göbeğine girebiliyorsun, girdiğinde de sana kimse bir şey diyemiyor. Niye? Çünkü artık güçlüsün, ordunun silah donanımları milli olduktan sonra gazlar da çıkar petroller de çıkar. Önemli olan bu kazanımları korumaktır. Bu kazanımlardan kim rahatsız? ABD başkanı Biden rahatsız. Biden, Recep Tayyip Erdoğan için; "Suriye'deki hesabımızı bozdu, gitmesi lazım diyor."

ABD'nin Suriye'deki menfaatlerini kim düzeltecek? Kim düzeltecekse, ona destek verecektir. Ekonomik uygulamalar başta olmak üzere her türlü entrikayı uygulayacaklardır.

Kandil'deki hainler ne diyor; "bunlar katil, bunlar bizi bitirdi." diyor. Kim için diyor bunları? Ak Parti ve MHP yani Cumhur İttifakı için diyor. Peki kim kazansın istiyorlar? Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu kazansın istiyorlar. Ağrı'daki ve Van' daki mitinglerde, Türk bayrağının ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin bayrağının yanında, HDP'nin bayrağı sallanıyor. Bu HDP'liler diyor ki: kapalı kapılar arkasında söylediklerinizi, açık bir şekilde söyleyin diyorlar. İşin en enteresan kısmı şu; Kandil, Abdullah Öcalan'ı ve Selahattin Demirtaş'ı cezaevinden çıkaracağız diyor. Kimle çıkaracaksın bunu? Hangi Cumhurbaşkanıyla çıkaracaksın 15 Mayıs'dan sonra? Adres kim? Adres; CHP' nin ve Türk bayrağının yanında HDP bayrağının sallanmasıdır.

Dedik ya, Düzceli TOGG'a itibar ediyor. Onun dışında kıl veya tüye itibar etmiyor, hayale itibar etmiyor. Gerçeği görüyor ve gerçeklerle hareket ediyor. İnşallah benim düşüncem böyle, farklı düşünenler olabilir. Saygı duyarım ama yerli olmanın, milli olmanın toplumda kazandırdığı, devletler arası hukukta kazandırdığı ve bizim yerli ve milli duygumuza, doğrumuza ve stratejimize dil uzantalara iyi bakın.

Abdulhamid Han dedik ya. Abdulhamid Han'ın bir örneği var, diyor ki; "düşmanın söylediğinin tam tersini yapın" 34 yıllık strateji olmuştur Abdulhamid Han için.

Biden'ın, NATO'nun veya İngiltere'nin dediğinin tam tersini yaparsam, onlar gibi düşünmezsem, milli olurum.