Bugün çok konu var aslında önümüzde yorumlayacağımız, değerlendireceğimiz. Depremden başka konuştuğumuz bir şey yok, depremden başka bir şey düşünemiyoruz. Yetkililerden aldığımız bilgiye göre deprem bölgesine yapılan yardımlarda ciddi bir azalma varmış. Bıçak gibi kesildi diyebiliriz. Biz burada yakacak odun, soba lazım, insanlar ayrılmış, o kadar yardım yapılmasın derken biz şunu söyledik; herkes kafasına göre kendi inisiyatifimize göre değil. Devletin ilgili kurumları var, yardım kuruluşları var, birtakım dernekler var. Herkes istediği yere, dediğim gibi.

Ama Düzce’de de yapılan bir çalışma var ki spor salonlarında, merkezlerde yardımlar toplanıyor, ayrıştırılıyor ve bir sosyal market kurulmuş. 2500’e yakın Düzce’ye gelen depremzede var. Bunlara sosyal yardım marketi kurulmuş. Buradan insanlara ihtiyacı olan malzemeler veriliyor. Bunlara destek olunabilir. AFAD üzerinden, Aile Sosyal Yardımlaşma Bakanlığı üzerinden çünkü biz bunları yaşadık.

Şimdi ben bugün daha başka bir şey söylemek istiyorum. Allah herkese, her iş adamına, her bürokrata yani herkese hayırlı hizmetler yapmayı nasip etmez. Her anneye babaya da hayırlı bir nasip etmez. Düzce’nin hayırlı bir evladı var.; Burhan Özdemir. Akçakoca’da birçok hayırlı hizmetleri var, bağışları var. Aynı zamanda Düzce’nin Kadın Emeği Merkezi’ne de bir bağışı, bir hayrı var. Bunlar tabi çok detaylandırılmıyor ama geçtiğimiz günlerde Düzce Valisi Sayın Cevdet Atay ile bir istişare sonucunda Düzce’de muhteşem bir şey başladı.

 Muhteşemi anlatmadan evvel Düzce’mizin valisinden bahsedelim. Çok fakir, Anadolu’nun ailesinden yetişmiş, 8-10 kardeş bir arada büyümüş, okumuş tırnaklarıyla gelmiş, duygu ve hissiyat dolu bir valimiz var bizim. İnsani ve İslami yönünde ki hassasiyetleri oldukça fazla. Bu memleket yıkıldı ne yapılabilir noktasında Burhan Bey ile de yapılan istişare sonucu Düzce’nin hayırlı evladı Burhan Özdemir ile beraber bir adım atılıyor. Ne atılıyor? Deprem bölgesinde kullanılmak üzere, bu bölgelerde de kullanılmak üzere, Allah muhafaza eylesin tedbiren İçişleri Bakanlığı’ndan da alınan destekle beraber yaşam konteynerleri… Burada iki tane şey var. Bir; harekete geçiliyor, istişare yapılıyor.

Yine memleketin hayırlı bir evladından daha bahsedeceğim; Zeki Sevil. Akçakoca’da MMZ Boru, Sevil Boru diye geçiyor. Ailesi ve annesinin, babasının hayrına bir okul da yaptırmış kıymetli bir iş adamı. Biliyorsunuz, konteyner çelikten oluşuyor, profilden oluşuyor. Çok ciddi paralar bunlar.  Zeki Sevil ile özellikle Burhan Özdemir daha fazla katkı sağlayarak 500 tane konteyner yapılması için gerekli parayı ve imkanları alnının teriyle kazandığı parayla yani yörük malıyla kurban kesmek yok. Alnının teriyle kazandığı parayı ortaya koyup Ticaret ve Sanayi Odasın Başkanı Sayın Erdoğan Bıyık’ın dahil olduğu bir komisyon dahilinde bu çalışmalar yürütülmeye başlandı. 500 tane konteynerden bahsediyoruz.

Bununla ilgili Düzce’de Aluform’da üretim yapan bir firmaya gidildi heyetle beraber. Böyle böyle bir çalışmamız var sizden de bu konuda yardım bekliyoruz. Ne yaptılar biliyor musunuz? Maaliyetine verelim. Diyelim ki bunlar dolar bazında yapılıyorsa diyelim ki 25-30 dolar metresi, bunun maaliyeti 20 dolardan verelim. Cebinizden de verin! Olmuyor mu?

Düzce’de ki iş adamları, fabrikalar, imkanlar dahilinde. Bunların da dahil olmasında Ticaret Odası, Organize Sanayi bölgesi bu yapı çalışıyor. Hatta burada bizim şirketlerin onursal başkanı Faruk Türkseven, YEKSAN firması vardı daha önceden biliyorsunuz. Türkiye’ye on binin üzerinde trailler üretmiş, traillerin dosyasını üretmiş bir fabrika. Şu anda da bir bölümü müsaitti. Buyurun devletin hizmetinde dediler. Orayı da incelediler, batılar, harekete geçtiler. Ancak birtakım masraflar yapılacağını düşünerek ancak şimdilik bunu Teknorot’un bir firmasının, fabrikasının bölümünde 6 bin metrekarelik bir alanında şu anda üretim başladı. Düzce’nin hayırlı evladı Burhan Özdemir, Düzce’nin dertli idarecisi Sayın Vali Cevdet Atay ve bu memlekette hayırlı bir iş adamı olan Sevil Boru sahibi olan Zeki Sevil’e buradan teşekkür ediyoruz. Bu devletin ekonomik imkanlar, bu devletin sağladığı imkanlarla elde edildi. Bu devlet bugün zor güne düştü, bu millet bugün zor güne düştü. Bu memleketin hayırlı süt emmiş evlatları harekete geçti. Ticaret Odası Başkanı Erdoğan Bıyık’a da, Sayın Düzce Valisi Cevdet Atay’a da, Sayın burhan Özdemir’e de, Sayın Zeki Sevil’e de teşekkür ediyoruz. Ey imkânı olanlar! Ey parası olanlar! Ey fırsatı olanlar! Mülkün sahibi değilsiniz mülk Allah’ın. Kulları mağdur biçimde. Hepimiz kiracıyız bu dünyada. Allah’ın kulları ve Allah’ın kullarının yaşadığı bu coğrafyada devlet bütün imkanları ile uğraşırken siz daha hala maliyetine mi olsun karına mı olsun, üç mü verelim beş mi verelim derken aradan bir isim sıyrılıyor. FETÖ konusunda çok gündeme alan bir tane ve içeride ceza yatan, son zamanlarda da sessiz sedasız kalan bir isim var ortada. Bu isim geçtiğimiz günlerde FETÖ’nün elebaşı. Burada şunu söyleyeyim, 2011 yılında “dinler arası diyalog” ihaneti başlığı adı altında bir yazı yazmıştım. O zaman ki Akçakoca Postasın da. Bunların ne menün ne hain bir şey olduklarını yazmıştım. Ben kanırılmadım, ben hiçbir zaman bunlara inanmamıştım. Dün de inanmamıştım, bugünde inanmadım, yarın da inanmayacağım. FETÖ’nün elebaşı Pensilvanya’dan dedi ki, bizim sempatizanlarımız dedi. Bizim destekçilerimiz, bizim sevenlerimiz, bizim desteklerimiz ve bizi destekleyenler sahada dedi. Bu kadar ulvi ve uhrevi çalışmanın içine bir takım FETÖ’den sabıkalı insanlarda yanaşmaya başlamış, girmeye başlamış bir taraflardan. Bu kadar güzel, bu kadar muhteşem, bu kadar ince düşünülmüş, gönüller derdiyle ortaya çıkılmış bu projede mayası bozukların işi yok. Onlar kendilerini biliyorlar. Toplantılara baba oğul katılmak gibi bir organizasyonların içine girmişler. Burada katkıdan ziyade bunu nasıl bertaraf ederiz, faydadan ziyade nasıl faydalanırız diye bakacak zihniyetler uzak durmalı.

Gönlün var mı kardeşim? Bu devlete, bu millete, bu toprağa, bu coğrafyaya gönlü var mı? Var. Kazandın mı? Kazandın. Babanın malı evladın zor günü içindir. Senin imkânın bu milletin zor günü için olmalı. Kar, zarar, kıl, tüy gibi hesapları değil. Allah herkese vermeyi ve infak etmeyi nasip etmez. Bazılarına etmiyor işe görüyorsunuz. Bu memleketin güzel evlatları, hayırlı insanları olduğu sürece bu milletin önünde hiçbir güç, hiçbir musibet duramaz ve durmayacak. Biz buna inanıyoruz. Bu çalışmadan dolayı bir kez daha söylüyorum, Düzce’nin Organize Sanayi Bölgesinde ki, diğer taraflarında ki zenginler, imkânı olanlar, kiracısını evden çıkarıp da bin liralık kirayı 4 bin lira yapmak için evinden çıkardığı kiracısını, gecekonduya gönderdiği kiracısını, evi yıkıldıktan sonra yatacak yer kalmadığı zaman gecekonduda kiracısına sığınan ev sahiplerini gördük. İbretlik bir hal gördük. Toprağın içine siz girerken, zengin girerken, imkanlı girerken, fakir girerken, orada klimalı oda, yatak döşek, yastık, yorgan yok. Toprak var.

Eğer bugün başta Sayın Vali Cevdet Atay, Düzce’nin hayırlı evlatları, güzel evlatları Burhan Özdemir, Zeki Sevil, Erdoğan Bıyık ve bunun gibi organizasyonda kaç isim daha var onu bilmiyorum. Bu ulvi, bu uhrevi, bu asil, bu insani, bu İslami ve vicdani adıma lütfen destek olun. Gün bugün. Çoluğunuzun çocuğunuzun, gelmişinizin geçmişinizin ve geleceğinizin hayrı için. Belki 10 sene sonra, 3 sene, 5 sene sonra bu işler unutulur. En güzeli şudur 3 kişinin amel defteri peygamberimizin bir sözüdür, kıyamet kopuncaya kadar kapanmaz. 1 hayırlı evlat yetiştiren anne baba. 2 alim yetiştiren, ilim adamı yetiştiren alimin hocanın. 3 topluma hayır, hasenat hizmetlerinde bulunan idarecilerin ve bunlara sebep olanların. Kıyamete kadar amel defteri açık kalsın diyorsanız işte imkân. Benim kıyametle bir işim yok, dünya bana yeter, ben ahirete inanmıyorum, bu malın mülkün hesabı yok diyorsanız onu da siz bilirsiniz. Çok zengin bir adam varmış vakti zamanında büyükler anlatırlardı.  Bu vefat ettiği zaman çoluğu çocuğu kendine yedirememiş çok zengin ya. Yanına bir mezar daha yapılmış ve yanına bir adam koymuşlar. Demişler ki sen bu akşam babamızı bekle biz de neyse bedeli ödeyelim. Adam yatınca melekler gelmişler adamı sorgulamaya. Adam ben ölmedim falan derken sabah olunca yarışa yarışa gitmiş. Ben daha gitmem demiş. Ne oldu diye sorulunca da babanıza sorulacak hesap bana soruldu, bir yuların hesabını veremedim, babanızın hesabı zor ne yaparsanız yapın demiş. Bu imkanları kullanma günü gelmiştir ve kullanmakta fayda var. Kullananları valiliğimizin ve ticaret odamızın müsaade ettiği boyutta burada tek tek, bu ulvi yardımda, bu büyük yardımda bulunanları buradan tek tek izah edeceğiz. Her nimetin altında bir külfet, her külfetin altında bir nimet var. Büyükler öyle diyor, bizim inancımızda onu gerektiriyor. Büyük bir imtihana girdik bu imtihanda deprem ve zelzele imtihandaydı. Bu imtihanda biz kaderin sahibine, mülkün sahibine inanarak, tevekkül ederek çıkarsak önümüzde çok güzel, muhteşem günler var. İnşallah o günleri görmeye Allah hepimize nasip etsin.