AK Parti’nin belediye başkanı aday listeleri açıklandı. Yani o kadar araştırma, soruşturma, anket ve değerlendirmeden sonra bir sonuç çıktı ortaya. Ama bu sonuçlara baktığınızda çok fazla bir değişiklik yok. 4 belediye başkan adayı değişmedi, sadece bir tanesi değişti. Tabii şurada kim kazanır, burada kim kazanır demek için daha erken, ama öngörü olarak baktığınızda AK Parti’nin adaylarından bir Çilimli’de değişiklik oldu. Çilimli’de, Yılmaz Yıldız 2 sene önceden beri bu işi biliyordu ve ‘yazılan senaryodaki rolünü güzel oynadı’ diye söylentiler var.

Yılmaz Yıldız 15 yıldan beri Muhsin başkanla beraberdi. ‘İki tane yol arkadaşı, çocukluk arkadaşı ve 15 yıl beraber Çilimli’yi yöneten iki arkadaş, karşı karşıya geldi mi?’ diye bekleyenler oldu. Her ikisi de benim yakın dostumdur, tabii Muhsin daha yakın dostumdur.

Muhsin Yavuz, milli görüş çizgisinden geliyor, Erbakan hocanın, rahle-i tedrisinden geçmiş Cumhurbaşkanımızla yıllardan beri yol yürümüş ve bu memlekette siyasete ilk başladığı zamanlarda da, Sayın Faruk Özlü'nün yanında yol ve gönül arkadaşlığını yapmış ve ona müthiş destekler vermiş bir isim.

Muhsin Yavuz’un kendi beyanı değil ama ben öngörü olarak düşünüyorum ki; ‘Muhsin Yavuz, Milli Görüş’e, Çilimli'ye, Faruk Özlü ve 15 yıl mücadele verdiği, hizmet ettiği Çilimli’ye doğru olanı yapar.’

 Muhsin Yavuz, ‘bana entrika yapıldı, öyle yapıldı, böyle yapıldı’ demeyerek, bu durumu aşabilecek kadar nefsi ve hissi davranmayan, bu memlekette gönül insanlarından bir tanesidir. Ben en azından böyle düşünüyorum, kendisi ne karar verir bilmiyorum.

Yani Muhsin Yavuz'un üç tane dengesi var… Bir ‘Milli Görüş’ der, ‘bu dava Türkiye davası, büyük dava’ der. İkincisi, alacağı karar, Faruk Özlü'nün ilçesinden olduğu için, Faruk Özlü’yü de yıllardır savunduğu, milletvekili yapmak için uğraştığı, belediye başkanı adaylığında desteklediği Faruk Özlü’ye,  zarar verecek bir karar alacağını zannetmiyorum. Üçüncüsü ve hepsinden önemlisi, Çilimli’de kentsel dönüşüm başladı. Dönemin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, şimdilerde ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum Beyefendi, Çilimli’ye gelerek bunu o kadar güzel anlattı ki, Çilimli’de kentsel dönüşümü başlatacak adımı attı.

Benim bildiğim Muhsin Yavuz, ilçesinin kaderini 15 yıl uğraştıktan sonra; enaniyete, nefse, hırsa, kibre ve gurura, sen ben muhabbetine kurban etmez. Tabii insanlarda nefis vardır, hırs vardır, denge vardır, hakikat vardır, ahde vefa vardır veya yoktur. O dengelere göre hareket edilir.

İşin özünde Muhsin Yavuz, benim gördüğüm, tanıdığım ve bildiğim kadarıyla üç tane dengeyi koyar. Memleketi için kendisi bir bedel öder. Dün ak dediklerine, bugün kara demeyecek kadar samimidir.

 Şimdi, bu listeler nasıl oluştu dediğiniz zaman, listelerde bir ağırlık var, evet, çok ciddi bir ağırlık var. Ben AK Parti'nin aday tanıtım toplantısında bulundum, insanları biraz izledim.

 “Sayın İl Başkanı Hasan Bey ifade buyurdu, Ayşe vekil de irade buyurdu.” Yani böyle görünüyor ki listenin genelindeki tablo bu. Ne olur? Hayırlısı olsun. Hani şu olsun, bu olsun demeyelim de hayırlısı olsun. Benim en çok sürpriz olarak beklediğim bir isim yoktu. Bu arada, Yığılca'da Muzaffer Yiğit eski belediye başkanı, Yeniden Refah Partisi’ne aday adaylığı başvurusunda bulundu, herhalde aday tanıtım toplantısında da Yığılca başkan adayı olarak ismi çıkacak.

Erol Bayraktar Kaynaşlı’da ne yapar bilmiyoruz, ama pek de, yani olayı sindirecek gibi görünmüyor. Çünkü Kaynaşlı’da bir Eftal Altundal gerçeği var. Hakikaten Eftal abi, MHP'den aday, yani çok ciddi bir potansiyeli var orada. Onu karşısındaki dengeler nasıl olur, bilmeyiz, yani oradaki favori Eftal Altundal.

Gölyaka’da iş ortada, çünkü buyurduğunuz gibi, Muzaffer Coşkun var, eski belediye başkanı rahmetli Fehmi Coşkun’un oğlu, belediyecilik tecrübesi var. AK Parti’nin adayı Yakup Demircan var. İYİ Parti’nin adayı Bekir başkan var ki, o da hafife alınmayacak biri.

Genel anlamda bakıldığı zaman, AK Parti’nin hedefi, 10-0 gibi görünüyor. Ama bu hedefe ulaşma noktasında, yüzde olarak baktığımız zaman yüzde 50-50, yani 5 gibi görünüyor. Tabii bilemeyiz, millet ne irade buyurur, ama 10-0 olursa da her şeyi saygıyla karşılamak lazım. Önemli olan burada şu; kim kazanırsa kazansın, hangi parti kazanırsa kazansın, hangi kimlik kazanırsa kazansın, ama Düzce kazansın İnşallah, böyle olsun.

Düzce’ye yeni atanan, Rize’den sorunlu bir şekilde gelen ve benimde oradaki yerel basındaki arkadaşlarla görüştükten sonra, sorunlu bir müdür geliyor dediğim Kültür Turizm İl Müdürü var. Rize’deki yerel basındaki arkadaşlar, Bela geliyor, biz belayı savdık demişlerdi. Şimdi, siyaset bu memlekete atanan il müdürü veya buradaki yetkilileri gelirken de giderken de karar verecek. Siyaset mi karar verecek? Evet, siyaset karar verecek. Nasıl? Belediye başkanlarını belirlerken Hasan Şengüloğlu, coşkuyla heyecanla istediklerini ve istemediklerine karar verdiyse, Ayşe Hanım orada bir çizgi çizdiyse, Ercan Bey bir yerde durduysa, Sayın Özlü bir karar verdiyse, burada herkesin bir durduğu bir yer vardır. Her konuda anlaşılmayabilir ve anlaşılmadığını da biliyorum. Birçok konuda itilaf olduğunu da biliyorum, ama bürokrat çok önemli. Bürokrat geleni gideni burada siyasi mekanizma bilecek, neye göre bilecek? Bürokratın ürettiği fikir, yapmış olduğu uygulama, vatandaşa davranışı, ürettiği çözüm, algıladığı, yani hepsi üst üste koyduğunuz zaman, şuna benziyor, “davul siyasetçinin boynunda, tokmak bürokratın elinde.” Bürokrat çok önemli, davuldan nasıl ses çıkacak, o karar veriyor. Siyasetçi de o ritme göre ses çıkarıyor.

Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nün bütçesi yok, Ticaret ve Sanayi Odası’nın, Düzce Belediyesi’nin iştiraki ve maddi desteğiyle veya İl Özel İdaresi’nden, Emitt Fuarı’na veya diğer fuarlara katılmak için desteklenecek.

Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu Erdoğan Bıyık ve Tanju Bey yanındaki misafirlerle beraber Düzce standına geliyorlar.  Bu Hanımefendi de orada oturmuş, başkanları görüyor tam 20 dakika, oturduğu yerden kalkmıyor. Allah Allah, 20 dakika boyunca oturduğu yerden kalkmıyor . Buraya Düzce ticaretinin, ticaret erbabının, sanayi erbabının temsil eden bir makamın meclis başkanı ve yönetim kurulu başkanı gelmiş, sen kimsin bunlara saygıda kusur ediyorsun?

 Bu tartışma, tartışmaya bile ehemmiyet yok. Ticaret Sanayi Odası Başkanı ve Ticaret Odası meclis başkanı finanse ediyorlar, oradaki oluşumu hazırlıyorlar. Bu hanımefendi misafirleriyle Düzce standına geliyorlar. Bu hanımefendi Ticaret Sanayi Odası başkanını, meclis başkanını  ve yanındaki erkânı saymayarak, hiçe sayıyor. Sen kimsin? Seni buraya bizim başımıza bela mı gönderdiler? Rize'den seni buraya defi bela mı ettiler?  Bu olay, gazeteci büyüğümüz Mustafa Armutçu abinin yanında yaşanıyor, bunu haber yapmış kendisi.

Sayın Vali’de olaya dahil oluyor. Sayın Vali olayları devlet aklıyla yumuşatmaya çalışıyor ve oradan pılını pırtını toplayıp gidecek olan Erdoğan Bıyık’ı durduruyor. Bu hanımefendinin amacı ne? Aklı ne? Erdoğan Bıyık’ı, Tanju Acar’ı ve yanındakileri nereden tanır ve tavır koyar? Mantık şu: Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nde, Ticaret Odasının turizmle ne işi var? Düzce Belediyesinin Turizm fuarlarında ne işi var? Diyen bir yapı var. Tabii 5 yıldızlı otellere bunlar gidecekler, özel arabalarla Antalya’ya sağa sola gidilecek, makam şoförleri olacak, böyle bir havaları olacak. Parayı bunlar verecekler, düdüğü bunlar çalacak.

Yani Kültür İl Müdürlüğü’nde bir yağmur yağıyordu, önceki bir müdür vardı, yağmurdan kaçarken doluya tutulduk, hayırlı işler. Sayın Vali bunun gereğini yapar mı? Yapar vali olarak yapar.  Ben buradan, Düzce'nin büyüğü Sayın Faruk Özlü başta olmak üzere, Sayın Ayşe Keşir Hanımefendiyi, Sayın Ercan Öztürk’ü, İl Başkanı Sayın Hasan Şengüloğlu’nu uyarıyorum bu konuyu, Ticaret Sanayi Odası Başkanından ve Meclis Başkanından dinleyiniz.  Bu hanımefendi ile ilgili, daha çıban büyümeden, daha yaralar açıp vücuda sarmadan, daha Düzce'yi böyle karıştırmadan, Düzce turizmine bu baltayı ve darbeyi vurmadan, bununla ilgili gereğini yapın. Siz gereğini yapmazsanız, bu hanımefendi gereğini yapıyor zaten.