Dalga geçiyor! Küreselcilerle dalga geçiyor, dalga geçerken de küreselci dünyaya ve onun temsilcilerine ayar vermeye çalışıyor.

Bu düzeni yaşayan toplumları ve onların liderlerini hedef tahtasına oturtuyor, bir yandan da vicdanı ve yüreği arşa ulaşmış Filistinliler ile de dalga geçmeye çalışıyor.

Dalga geçtiğini zannediyor. Aslında sadece kendileri ile ve iblisin elit çocukları olan küreselciler ve onlara umut bağlayanlarla dalga geçiyor. Ama vicdan ve yürek sahibi insanlarla asla geçemiyor, ne şaklabanlık yaparsa yapsın geçemeyecek. Çünkü o yüzme bilmiyor.

Planını kurmuş, ona ulaşabilmek adına herkesin kucağına bombayı bırakıyor. Aklınca tuzak kuruyor.

Tıpkı Panama, Grönland ve Kanada da olduğu gibi. Toplumların oyalanmaları ve meşgul olmaları için ortaya atmış olduğu, ipe sapa gelmeyen düşünceleri ile sahneye çıkıyor. En son olarak da Gazze konusunda, hiç beklenmedik anda şovunu yaparak boy gösterdi. Gazze sahilinin, serin suların derinliğini ölçmek istiyor.

Kendisi de inanmıyor bu deli saçması fikre, aynı zamanda bu düşüncenin hayalini kuran küreselcilere ve onların zavallı toplumlarına. Neymiş, iki milyon insanı sürgüne gönderecekmiş.  Yerle bir ettikleri bu toprakları tekrar imar edecekmiş, bu topraklarda yeni bir dünya kuracakmış. Fuhşun ve kumarın bol olduğu dünyada ki örnekleri ile yarışacak, Gazze rivierasını kurarak.

Bu düşünce aslında kendisine ait değil, bizzat küreselcilerin aksa tufanı öncesi kurmuş oldukları hayalin ta kendisidir. Ansızın gelmiş olan tufan ile birlikte ertelenmişti bu düşünce, esir takası sonrası tekrar gündeme getireceklerdi.

Trump, ellerin de patlasın diye hiç ummadıkları anda getirip kucaklarına bıraktı. Ciddi ciddi bu ifadeleri ele alıp, günlerdir herkes yorum yapıyor, gülüp geçmeme rağmen bende.

Kimisi aptal, kimisi salak diyor. Kimisi şaklaban diyor iken, kimisi de vicdansızlık ile suçluyor.

Kimisi, çok biliyormuş edası ile zaten böyle olacağı başından beri belliydi diyerek, Trump’a  umut bağlayanlara saldırıyor. Ona umut bağlayanlar da sanki başka bir dünyada yaşıyormuşçasına hayal kırıklığı yaşıyorlar. Tüm bunlar yaşanırken gerçekleri göremiyoruz, görmek içinde çaba sarfetmiyoruz.

İblisin çocuğunun hedefi belli, onun bu söyledikleri ile hiç ama hiç bir şekil de ilgisi yok.

Böyle bir hedefi ve kaygısı da yok. Bu hedef ve kaygı aslın da küreselcilerin, o sadece onlara ait olanı ifşa etti, herkesin gözüne sokarak küreselcileri hedef tahtasına koydu. Kargaşa çıksın ve bu savaşın içersin de olanların hepsi telef olsunlar diye. Onun hedefi bambaşka, şu an hedef saptırarak esas hedefleri üzerinde kara bulutların dolaşmasını istemiyor.

Herkes bunlarla meşgul olurken iblis ve onun şu anki altın çocuğu kendi yollarında yürümek istiyor.

Geçen hafta ki yazımda da ifade ettiğim gibi, iblisin çocuğunun hedefi, Tanrısız yaşam biçimini yok ederek, Rabbimize ortak olmak istiyor.

Merdiveni diklemiş yukarı doğru tırmanıyor. Pagan-putperest kültürü ve yaşam biçimini tüm coğrafyalarda hayata hakim kılacak yapıları inşaa etmek istiyor.

Gerçek niyeti, bu yolda karşısına çıkacak çakıl taşlarını temizleye temizleye bu hedefe varmaktır.

Yoksa ne zulme uğrayan Filistinlilerin dertlerine çare olmak nede siyonizmin hedeflerine ulaşmasının önünü açacak adımlar atmak.

Samimi bir şekilde yeryüzüne bakın, özellikle de kadim ortadoğu coğrafyasına. Mutlaka göreceksiniz, bu coğrafyada ki pagan-putperest inancın hayallerini kuran, geçmiş tarihlerini özleyen devletleri, toplulukları ve bunların öncü temsilcilerini. Kimin kimlerle nasıl bir gelecek kurma hayali yaşadıklarını.

Bu inancın ve yaşam kültürünün izlerini gizleyerek yaşayan ama son dönem de bunu artık gizleme gereği duymadan hünerlerini sergileyenleri.

Piramitin tepesine çıkmış bakıyorlar aşağıda olup bitenlere.

Yeniden ve yeniden sahnelere geri döndüler dikleniyorlar Rabblerine.

Ortak olmak istiyorlar hayata, şekil vermek istiyorlar yaşamın tüm boyutlarına.

Israrcılar, bizler daha iyi yönetiriz diyorlar yaşamları, coğrafyaları ve geleceği.

Ama Filistinli çocuğun dediği gibi yüzme bilmiyorlar. Gazze sahilleri çok uzun ve derin sular.Bu sularda yüzmek çok tehlikeli.

Firavun da diklenmişti Rabbine, yapın bana bir kule merdiveni tırmanıp çıkıp bakayım Musa’nın Rabb’ine, o mu güçlü ben mi diye.

Ama yüzme dahi bilmiyormuş, sığ sularda dahi yüzemedi, nasıl Rabb ise.

Sizleri de bekliyoruz Gazze sahillerine, bakalım sizler yüzme biliyor musunuz diye sesleniyor vicdan ve yürek sahibi gençler, hadi gelin!

T.K.              @kul6303839